bugün

bazen odada kocaman bir fil durur ve siz o fili göremezsiniz. karşınızda kocaman bir sorun var ve siz canlarım,bunu görmezden geliyorsunuz. bunun bir gün size derin acılar vereceğini bildiğiniz halde görmezden geliyorsunuz gerçeği. sahip olduklarınızdan söz etmiyor, sadece sahip olamadıklarınız için kendinize acıyarak ve başkalarına lanet ederek kum saatini izliyorsunuz. kumlar döküldükçe umutlarınızın ayaklarınızın altından kayan bir toprak gibi yine geldiği yere gidişine şahit oluyorsunuz. bu sefer başkalarına hayat vermek için ayaklarınızın altından kayıp gidiyorlar ve siz hayal dünyanızın sonsuz boşluğunda süzülüyorsunuz.

fakirseniz bunun suçlusu diğer insanlar değil. aslında bunun bir suçlusu da yok. her şeyi başkalarının üzerine yıkarak o yükünüzü hafifleteceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. sadece sizin odanızdaki o koca kıçlı filin farkına varın. hayatınızı berbat edecek , her tarafı dağıtacak o fili siz yarattınız ve şimdi onu görmezden geliyorsunuz. nefretiniz, kıskançlığınız doğru yolu izlemenize mani oluyor. oysa doğru yolu bulsanız kendi yarattığınız file karşı üç maymunu oynamaz, gözünüzü kapatıp açtığınızda onun sonsuza dek o odayı terk ettiğini görürdünüz.
fil bağlamında fakirliğin çok yönlü incelenmesini konu alan yazının ana fikridir.
bukalemun bağlamında dönekliğin çok yönlü incelenmesini de istirham ediyoruz.
hiç kimse kendi hayatı için bir başkasını suçlayamaz ..herkes kendi kendinin kurdudur. bu dünyada yaptıkların ve yapamadıklarınla birliktesindir.. bu hayatı yaşayıp da bir gün arkamı dönüp baktığımda yapamadıklarım için vicdan azavı çekmek istemiyorum .. o yüzden kimseyi suçlamak değil yaşamak istiyorum..