bugün

kv pusuda yakında duyabileceğimiz söz öbeği.. çok yaşa paşam..
albay talat aydemir'in başarısız darbe girişimleri üzerine söylenen bir ismet inönü sözü.

albaylar cuntası tarafından hiyerarşik olmayan bir darbe sonucu bertaraf edilen demokrat parti'li liderler tutuklanmış, demokrat parti kapatılmış , ama ordu içindeki çekişmeler son bulmamıştır. bir grup subay hemen seçimlere gidilip demokratik ortamı yeniden kurmayı savunurken bir kısım subay ise darbenin amacına ulaşması için beklemeyi savunmuştur. ordu içinde oluşan bu hizipleşme alt ve üst kademelerinde içten içe kaynama yaratmış ve 27 mayıs darbesi'nin bir son değil başlangıç olduğu yorumları giderek artmıştır.

bu sırada özellikle kara harb okulu komutanı talat aydemir gerek harb okulu öğrencileri gerekse ordu alt kademelerindeki subaylardan "27 mayıs'ın amacına ulaşmadığını savunan lider olarak" büyük destek görmeye başlamıştır. bu sıralarda bir de demokrat parti'nin temsilcisi adalet partisi'nin gördüğü destek hepten "darbenin başarısız olduğunu savunanların" haklılığını gözler önüne koymaya başlamıştır. artık "statükocu albaylar" ve "devrimci albaylar" arasındaki rekabet gid gide artmakta ve "devrimci subaylar" ya da başka adıyla "kurtarıcı subaylar" kapalı kapılar ardında darbe planları yapmaktadır.ordu içindeki dengeleri korumayı amaçlayan ismet inönü ordu içindeki hizipleşmenin ve darbe planlarının farkındadır. ismet inönü bir gün kara harb okulunu teftişe gitmiş ve orada bizzat talat aydemir'in öğrenciler arasındaki saygınlığını gözlemlemiştir.

talat aydemir ordu alt ve üst kademelerinden gördüğü destekle harekete geçmemek için artık bir nedenin kalmadığını başta fethi gürcan olmak üzere kendisini destekleyen subaylara söyleyecek ve darbe tarihi olarak 22 şubat 1962 belirlenecektir.22 şubat sabahı harekete geçen devrimci subaylar çok az bir direnişle karşılaşmış tek bir kurşun sıkmadan meclis'in etrafını sarmış ve çankaya köşkünü kontrol altına almıştır.o sırada çankaya köşkü'nde bulunan cumhurbaşkanı cemal gürsel şaşkın başbakan inönü ise vakurdur.tam bu sırada darbenin tüm işeyişini değiştirecek bir olay olur ve fethi gürcan komutanı talat aydemir'e telsizle ulaşarak "inönü ve gürsel paşa'yı almak için emirlerinizi bekliyoruz" demiştir. ancak gelen cevap olumsuzdur;"bırakın gitsinler". böylece sağ salim evine giden inönü damadı metin toker'e o meşhur sözü söyleyecektir;"eğer darbe yapıyosan kelleni ortaya koyuyorsun demektir ve kelleni ortaya koyuyorsan kelle almayı da bileceksin.artık kesinlikle biz kazandık".ismet inönü böylece aydemir'in neleri göze alıp neleri göze alamayacağını öğrenmiş ve olaya ağırlığını koyarak divan-ı harbe vermiyeceğine söz vererek aydemir'in teslim olmasını ve emekliye eyrılmasını sağlamıştır.

böylece bu tehlikeli olayı atlatan inönü bir gün meclisteki konuşmasında "harbiyelilerin aldatıldığını" söyleyecek bu söz hazırda bekleyen ve büyük bir kin besleyen harb okulu öğrencileri ve kimi subayları yine talat aydemir liderliğinde ihtilal girişimine sevkedecektir.21 mayıs 1963 de başlayan ihtilal girişimi yine ilk ihtlalde olduğu gibi "kardeş kanı akıtmayı göze alamayan" talat aydemir'in(talat aydemir istememsine rağmen hükümet yanlısı askerlerin ateşine karşılık verilmiş ve maalesef kardeş kanı akıtılmış ama bu pek uzun sürmemiştir) yenilgisiyle sonuçlanacak tutuklanarak idam edilecektir.zira harbiyeli bir kez daha aldanmış ve ismet inönü'nün dediği gibi "kellesini ortaya koyup kelle alamayan" yenilmiştir.*