kağnı

KAĞNı: (Kağlı) iki tekerleri dingille sâbit öküz arabası.

Kısaca hayvan arabası çiflçilik, tarım, araba olarak kullanılmıştır.

yavaşlamış ,ağırlaşmış ,çok kasan bilgisayara ya da internete de verilebilen isim.

görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel

sesini duyduğum anda koşup annemin eteğine sarılırdım korkudan. köye gidileceğini anladığımda arıza çıkarmamın en büyük nedeniydi. hala daha rüyalarıma girer ara ara.*

görsel

ıki tekerlekli, tekerlekleri tek parça, dingili tekerlekle birlikte dönen öküz arabasıdır. güzel uşak' ımızın meydanında bir örneğini görmemiz münkündür. fazıl hüsnü dağlarca' nın şiiri vardır hani hatırlar mısınız?

yediyordu elif kağnısını,
kara geceden geceden.
sanki elif elif uzuyordu, inceliyordu.
uzak cephelerin acısıydı gıcırtılar.
inliyordu dağın ardı, yasla
her bir heceden heceden....

tekerleklerinin çıkardığı ses korku film efektinden farksız, günümüzde tarih olmuş öküz tahrikli araç.

öküz arabasıdır. iki öküz tarafından hareket ettirilirdi. öküzler boyunduruklara geçirilir, seslerle ve darbelerle hareket ettirilirdi.

sabahattin alinin bir öyküsü.

ağır ol!
bu çekil yoldan dediğin kağnı
20 senedir o yollarda gidip gelmekte
artık kazımış toprağı
temizlemiş çakılları.

tekerlekleri,
toprağın
yaptığı sert yatakta yatıp kıvrılırken
gıcırdıyorsa
bu
yaşlılıktan değil
rahatlıktandır.

ağır ol!
ezip geçmeye çalışma sakın.
altında parçalanan kağnı değil,
toprak olacaktır.

(bkz: Mustafa Kemal in Kağnısı)

ilkel bir yük taşıma aracı