bugün
- 13 mart 2025 glasgow rangers fenerbahçe maçı14
- sözlük at hırsızlarının fotoğrafları13
- chatgpt11
- ekrem imamoğlunun ingilizce mezunu olması11
- akp döneminin çuvallamasının asıl nedeni12
- yüksek enflasyon9
- en sevdiğiniz aktörler17
- klarnet calan sarapci koala 626
- galatasaray19
- nervio ile sabahlamak9
- küresel ıkınma27
- sözlük tipsizlerinin fotoğrafları14
- v a m p i r o v13
- 1 85 boyunda zeki esprili yakışıklı kültürlü erkek24
- fotokopiçi20
- zehra güneş'e rağmen allah'a inanmayan ateist8
- psikolojisi bozuk yazarlar39
- akp döneminde gelir düzeyi yükseldi mi10
- uludağ sözlük günlük rutini9
- bir kadına ütü yapmayı öğretmek8
- sözlükteki düzgün yazarlar13
- ilk buluşmada sanayi tostu yemeye gitmek13
- chatgbt9
- çam ağacı ile ilişkiye girmek11
- alparslan kuytul12
- mhp liler artık ahmet kaya'yı da sevecek mi18
- günlerden 13 mart 2025 rangers'ı patates edeceğiz8
- mhp'nin başına apo geçse olası mhp'li yorumları20
- araba alamıyorsanız sebebi akp dir12
- müzisyen biriyle sevgili olur musunuz19
- başka bir evde uyumak16
- ramazan günü sokakta sigara içen insan20
- kimseden nefret edemeyen insan15
- yeni evli arkadaşlara alınabilecek ev hediyesi23
- sevgiliniz şişmanlasa ayrılır mısınız23
- en sevdiğiniz tatlı nedir27
- çam kokusunun insanı azdırması13
- evli kadınla ilişki yaşar mısınız11
- akp gidince irtica bitecek mi16
- derdini kimseyle paylaşmayan insan9
- anın görüntüsü14
- muz çilek ve kivi tabağı yapan erkek13
- sahurdayız uludağ sözlük23
- pantolonunun son düğmesini açık bırakan kız14
- gecenin şarkısı8
- ateistlere sorulacak sorular8
- instagramı facebooku twitteri olmayan erkek11
- canlı balıkları kızgın yağa atan vietnamlı8
- başkanlık sistemi gelince uçacaz9
- 2013 yılında 33 bin tl'ye sıfır araba varmış14
Fragmanı izlerken ayzek'in dolabının üzerindeki yazı dikkatimi çekti. Hepsi okunmuyordu. Sadece sonu okunuyordu :
"...öbür tarafa ayının yeğeni olarak gidersin."
internette arattım. Necip Fazıl'a atfedilen (ona ait olmayabilir) şu söz ortaya çıktı:
"Sakın ola köprüyü geçene kadar dahi olsa ayıya dayı deme. Olur ya köprünün ortasında köprü yıkılırsa, öbür tarafa ayının yeğeni olarak gidersin."
görsel
-- "muhtemel" spoiler--
Bu söz film ile ilgili çok şeyi anlatıyor Sanırım. Ayzek benimsediği bu söz gibi doğru ve dobra bir kişi. Fakat her filmde karakter değişime uğrayacağına göre bu dobralık ve doğruluk film esnasında kaybedilecek. Ve bunun sonunda çok kötü bir şekilde bitecek. öbür tarafa "ayının yeğeni" olarak gidecek. yanılıyor da olabilirim. Filmi izleyince daha iyi anlayacağız.
-- "muhtemel" spoiler--
"...öbür tarafa ayının yeğeni olarak gidersin."
internette arattım. Necip Fazıl'a atfedilen (ona ait olmayabilir) şu söz ortaya çıktı:
"Sakın ola köprüyü geçene kadar dahi olsa ayıya dayı deme. Olur ya köprünün ortasında köprü yıkılırsa, öbür tarafa ayının yeğeni olarak gidersin."
görsel
-- "muhtemel" spoiler--
Bu söz film ile ilgili çok şeyi anlatıyor Sanırım. Ayzek benimsediği bu söz gibi doğru ve dobra bir kişi. Fakat her filmde karakter değişime uğrayacağına göre bu dobralık ve doğruluk film esnasında kaybedilecek. Ve bunun sonunda çok kötü bir şekilde bitecek. öbür tarafa "ayının yeğeni" olarak gidecek. yanılıyor da olabilirim. Filmi izleyince daha iyi anlayacağız.
-- "muhtemel" spoiler--
Cem yılmaz ın ne kadar iyi bir karakter oyuncusu olduğunu göstermiş filmdir.
10/7.5
10/7.5
görsel
üstedit: şunu belirterek başlamak isterim ki, karakomik filmler başlığı yanlış. filmin tam adı, karakomik filmler 2 arada.
klasik açılışı yapalım; bir cem yılmaz filmi.
Her yönüyle bir cem yılmaz filmi. Gerek mizah, gerek türkiye için bu denli deneysel olması, gerek kadro.. bu liste uzar gider. Ben cem yılmaz'ı ve yapmaya gayret ettiği şeyi seviyorum, kim ne derse desin. ahmet uluçay'ın sevdiğim bir lafı var; 'bir derdin olacak, bir karın ağrın olacak' der. cem yılmaz'ın da derdi bu; sinema yapmak. Herifin bir karın ağrısı var. Bu yüzdendir bir filme bu denli çaba göstermesi, para harcaması. Ee şimdi doluşur 'para için yapıyor yaw?' Diyecekler, onlara ve akit, sabah gibi yandaş gazetelere şimdiden cevabı vereyim: sinema, maddi kaygı güdülen bir sektör. elbette cem'de para kazanmaya bakacak. Para için bile sinema yapıyorsa, bu işi iyi yapıyor. bir değil, on bilet feda olsun böyle filme. güzel bir iş yapmaya çalışmışlar ve yapmışlar. takdir edin ve susun. siyasi meseleleri bunlara alet edip; 'film gişede çakıldı yawww' demeyin, çünkü yanılırsınız. cem ara sıra bunları deniyor. Misal; ali baba ve yedi cüceler.
neyse, zır cahillere laf anlatmaya devam edersem, filmlere geçemeyeceğiz. en iyisi şimdilik tüm bunları bir kenara bırakalım ve filmlere geçelim. bildiğiniz gibi, hemen hemen birer saat olmak üzere 2 film izliyoruz. bu yüzden de filmin adı 'karakomik filmler iki arada'.
ilk izlediğimiz hikaye ayzek adlı karakterin etrafında şekilleniyor. ayzek, gemide çalışan, kendi halinde, günlük dertler arasında kaybolmuş bir mürettebat. bir kıza aşık ve sorunlu dönemler geçiriyor. kısaca bahsetmek gerekirse konu bu, lâkin filmin en sorunlu kısımları da, ayzek'in hikayesinin anlatıldığı kısım. ayzek'in hikayesi gerçeklikten koptuktan sonra ister istemez tempo ve ritim değişikliğini kaldıramadim, film birden bambaşka bir noktaya döndü. Heyecan verici bir hal aldı mı? Belki. Ama bu rahatsız edici bir gerçek. bu konuda, anlatılan ilk hikayenin ciddi sıkıntıları var. bunun dışında, karakterler ve konu öylesine ilginç geldi ki bana, içine çekti götürdü. sanki bir kaç dakika geçmiş gibi güldüm, eğlendim ve ayzek'in hikayesi bitti. e, işin içine bu girince, diğer sorunlar pek de önemli gelmiyor
gelelim diğer hikayeye: 4 arkadaşın kısa bir kaçamağı anlatılıyor. adını da bundan alan hikayenin, ayzek'in hikayesinden daha sürükleyici olduğunu söyleyebilirim. görsel efektler yerinde ve güzel kullanılmış, ki bayıldım. özellikle arif ve 216 filminin son kısmıyla kıyaslayacak olursak, şahane olmuş. 'Geliş' adlı filme epeyce gönderme var. bu da yüzümde kocaman bir gülümseme bıraktı.
bunların dışında, sinematografi ve sanat yönetimi bence başarılı. gözüme çarpan herhangibir ciddi sorun yok. nur topu gibi iki film. şimdi sıra diğer ikisini beklemekte.
üstedit: şunu belirterek başlamak isterim ki, karakomik filmler başlığı yanlış. filmin tam adı, karakomik filmler 2 arada.
klasik açılışı yapalım; bir cem yılmaz filmi.
Her yönüyle bir cem yılmaz filmi. Gerek mizah, gerek türkiye için bu denli deneysel olması, gerek kadro.. bu liste uzar gider. Ben cem yılmaz'ı ve yapmaya gayret ettiği şeyi seviyorum, kim ne derse desin. ahmet uluçay'ın sevdiğim bir lafı var; 'bir derdin olacak, bir karın ağrın olacak' der. cem yılmaz'ın da derdi bu; sinema yapmak. Herifin bir karın ağrısı var. Bu yüzdendir bir filme bu denli çaba göstermesi, para harcaması. Ee şimdi doluşur 'para için yapıyor yaw?' Diyecekler, onlara ve akit, sabah gibi yandaş gazetelere şimdiden cevabı vereyim: sinema, maddi kaygı güdülen bir sektör. elbette cem'de para kazanmaya bakacak. Para için bile sinema yapıyorsa, bu işi iyi yapıyor. bir değil, on bilet feda olsun böyle filme. güzel bir iş yapmaya çalışmışlar ve yapmışlar. takdir edin ve susun. siyasi meseleleri bunlara alet edip; 'film gişede çakıldı yawww' demeyin, çünkü yanılırsınız. cem ara sıra bunları deniyor. Misal; ali baba ve yedi cüceler.
neyse, zır cahillere laf anlatmaya devam edersem, filmlere geçemeyeceğiz. en iyisi şimdilik tüm bunları bir kenara bırakalım ve filmlere geçelim. bildiğiniz gibi, hemen hemen birer saat olmak üzere 2 film izliyoruz. bu yüzden de filmin adı 'karakomik filmler iki arada'.
ilk izlediğimiz hikaye ayzek adlı karakterin etrafında şekilleniyor. ayzek, gemide çalışan, kendi halinde, günlük dertler arasında kaybolmuş bir mürettebat. bir kıza aşık ve sorunlu dönemler geçiriyor. kısaca bahsetmek gerekirse konu bu, lâkin filmin en sorunlu kısımları da, ayzek'in hikayesinin anlatıldığı kısım. ayzek'in hikayesi gerçeklikten koptuktan sonra ister istemez tempo ve ritim değişikliğini kaldıramadim, film birden bambaşka bir noktaya döndü. Heyecan verici bir hal aldı mı? Belki. Ama bu rahatsız edici bir gerçek. bu konuda, anlatılan ilk hikayenin ciddi sıkıntıları var. bunun dışında, karakterler ve konu öylesine ilginç geldi ki bana, içine çekti götürdü. sanki bir kaç dakika geçmiş gibi güldüm, eğlendim ve ayzek'in hikayesi bitti. e, işin içine bu girince, diğer sorunlar pek de önemli gelmiyor
gelelim diğer hikayeye: 4 arkadaşın kısa bir kaçamağı anlatılıyor. adını da bundan alan hikayenin, ayzek'in hikayesinden daha sürükleyici olduğunu söyleyebilirim. görsel efektler yerinde ve güzel kullanılmış, ki bayıldım. özellikle arif ve 216 filminin son kısmıyla kıyaslayacak olursak, şahane olmuş. 'Geliş' adlı filme epeyce gönderme var. bu da yüzümde kocaman bir gülümseme bıraktı.
bunların dışında, sinematografi ve sanat yönetimi bence başarılı. gözüme çarpan herhangibir ciddi sorun yok. nur topu gibi iki film. şimdi sıra diğer ikisini beklemekte.
ilk filmi insan kaynakları alanında çalışan herkes izlemeli.
cem yılmaz'ın çok çok başarılı bulduğum filmi. hiç beklemiyordum açıkçası böyle bir şeyi.
bu kara komikler saçmalığını bırakıp sadece bu hikaye üzerinden daha uzun ve güzel bir film yapabilirmiş bence. yine az izlenirdi belki ama çok daha efsane olurdu.
tıpkı yahşi batıda olduğu gibi bu film de açıktan değil belki evet ama anlayana keskin siyasi göndermeler barındırıyor. ayzek'in, gemi çalışanlarının, kaptan'ın, ozan güven'in oynadığı karakterin hatta songül'ün bile neyi temsil ettiğini anlayabiliyoruz. bu kurguyu kasıtlı yapmadığını düşünsek bile başarılı kesinlikle.
bu kara komikler saçmalığını bırakıp sadece bu hikaye üzerinden daha uzun ve güzel bir film yapabilirmiş bence. yine az izlenirdi belki ama çok daha efsane olurdu.
tıpkı yahşi batıda olduğu gibi bu film de açıktan değil belki evet ama anlayana keskin siyasi göndermeler barındırıyor. ayzek'in, gemi çalışanlarının, kaptan'ın, ozan güven'in oynadığı karakterin hatta songül'ün bile neyi temsil ettiğini anlayabiliyoruz. bu kurguyu kasıtlı yapmadığını düşünsek bile başarılı kesinlikle.
uzaylı konulu ilki çok tırttı ancak bu ayzek var ya bu, on numara olmuş.
not: film boyunca hiç gülmüyorsunuz.
not: film boyunca hiç gülmüyorsunuz.
Karakomik filmler Kaçamak'a göre daha iyi fakat bir süre sonra bu da sapıtıyor. Hikaye olarak güzel, özellikle kendisine yetki verilen kimsenin bunu kendi emelleri için kullanması iyi işlenmiş. Sonu ise tüm büyüsünü bozuyor.
Bir saatlik film, çerez niyetine izledim ve beğendiğim iki kısım var.
Birincisi Karakterler. günlük hayattan birebir alınmışlar, özellikle bu kafe veya herhangi bir yeme-içme işlerinde çalışmış olan insanlar daha iyi farkedecektir bunu. Arkaplanda çalışan (Makine dairesi) salih'in sürekli kafa ayık gezmesi, büfedeki önder'in sürekli karşı tarafı kızdıracak şakalar yapması ve yaşlı çalışanın hiç kimseye eyvallahı ve daima sinirli gezmesi gibi detaylar eskiden çalıştığım yerlerde sanki böyle birilerini görmüşüm hissi yarattı. Bilmiyorum belki sadece bende bu hissiyatı yarattı ama oldu yaniii.
ikincisi ise final sahnesi. Spoilerlı olacak aman dikkat.
-----spoiler-----
Ağlatmadı elbette ama bolca tebessüm ettirdi. Gemide yaşanan absürd olayların (özellikle geminin kaptanı olması) hayal olduğu çok belli olmasına rağmen Bu son sahneye kadar açgözlülüğün kör ettiği ve gemide yapayalnız kalan ayzek'ten gitgide nefret etmeye başlamıştım ki mülakattaki o sevecenliği ve utangaçlığıyla tekrar kazandı beni. Ulan adam iki ağladı hemen sevdin sende diyeceksiniz ama yapacak bir şey yok, yufka yürekli basit bir insanım.
-----spoiler-----
Nedense gişelerde de sürekli çakıldığı haberleri çıkıyor bu filmi araştırdığımda. Boykot falan yapılmış. Bir insan cem yılmaz'a niye boykot yapar onu da anlamadım gerçi ne mal insanlar var aq gerçekten.
izleyin izlettirin, ama büyük beklentisiz.
Birincisi Karakterler. günlük hayattan birebir alınmışlar, özellikle bu kafe veya herhangi bir yeme-içme işlerinde çalışmış olan insanlar daha iyi farkedecektir bunu. Arkaplanda çalışan (Makine dairesi) salih'in sürekli kafa ayık gezmesi, büfedeki önder'in sürekli karşı tarafı kızdıracak şakalar yapması ve yaşlı çalışanın hiç kimseye eyvallahı ve daima sinirli gezmesi gibi detaylar eskiden çalıştığım yerlerde sanki böyle birilerini görmüşüm hissi yarattı. Bilmiyorum belki sadece bende bu hissiyatı yarattı ama oldu yaniii.
ikincisi ise final sahnesi. Spoilerlı olacak aman dikkat.
-----spoiler-----
Ağlatmadı elbette ama bolca tebessüm ettirdi. Gemide yaşanan absürd olayların (özellikle geminin kaptanı olması) hayal olduğu çok belli olmasına rağmen Bu son sahneye kadar açgözlülüğün kör ettiği ve gemide yapayalnız kalan ayzek'ten gitgide nefret etmeye başlamıştım ki mülakattaki o sevecenliği ve utangaçlığıyla tekrar kazandı beni. Ulan adam iki ağladı hemen sevdin sende diyeceksiniz ama yapacak bir şey yok, yufka yürekli basit bir insanım.
-----spoiler-----
Nedense gişelerde de sürekli çakıldığı haberleri çıkıyor bu filmi araştırdığımda. Boykot falan yapılmış. Bir insan cem yılmaz'a niye boykot yapar onu da anlamadım gerçi ne mal insanlar var aq gerçekten.
izleyin izlettirin, ama büyük beklentisiz.
beğenmeyen ekşici ipnedir.
film gayet güzel.
gişede çakılmasının nedeni millet artık sinemaya gitmiyor.
film gayet güzel.
gişede çakılmasının nedeni millet artık sinemaya gitmiyor.
karakomik filmler serisinin en güzeli.
arabalı vapur, beyaz önlüklü garsonlar vs vs.
izlenesidir.
arabalı vapur, beyaz önlüklü garsonlar vs vs.
izlenesidir.
güncel Önemli Başlıklar