bugün

(sabah sabah iç karartıcı bir konu olduğunu biliyorum ama yazmak istedim yine de)
kişinin birgün herhangi bir sağlık sorunundan dolayı,aklından "ya üşütmüşümdür sadece" düşünceleri geçerken,doktordan kanser olduğunu öğrenmesi ve bu durumda iç dünyasında yaşanan iç savaşları kapsar.
-kişinin ilk önce hayatı gözlerinin önünden bir film şeridi gibi akar.
-doktorun hastalığıyla ilgili bilgi vermesini dinler kulakları uğuldarken.
-kanser türüne ve tedavi şekline göre ilerideki hayatına bir yön vermeye çalışır.
-bunu ailesine ve yakınlarına nasıl anlatacağını düşünür.
-kendini eksik bir insan gibi hissetmeye başlar.
-kaderi ve yaratıcıyı sorgular.
*kanser olduğunu öğrendikten sonraki bazı tepkiler;
-kendini umutsuzluğa sürükleyebilir,
-kendi çapında ve ailesinin desteğiyle bu hastalığı yenmeye çalışır,
-hayattan iyice kopar,
-hayata daha sıkı bağlanır,
-tedavilerini aksatır,
-tedavilerine asla ihmal etmez,
-kendini işe yaramaz hisseder,
-hemen oturup diğer kanser hastalarına yardımcı olabilmek için,kendi hastalığını ve mücadele yöntemlerini anlatan bir kitap yazar,
-içine kapanır,asosyal olur,
-etkin olarak kanser hastaları derneklerinde görev alır.
kısacası kişinin kansere karşı aldığı tavır,ya onun yaşamdan daha çok koparır ya da kanseri yenmesini sağlar,yenemese bile mücadele ettiğini bilmenin huzurunu yaşar. **
(bkz: anlatılmaz yaşanır)
fakat ilaçlarla mücadele etmekteki psikoloji,öğrenildiğindeki psikoloji yanında hiçbir şeydir.insan öğrenince öleceği aklına gelir fakat kanser eskisi kadar korkutucu bir hastalık değildir.erken teşhis,iyi tedavi ve sıkı moralle atlatılacak bir hastalıktır.yeterki buna inanılsın ve yaşama isteği mevcut olsun.
---kanser ne dede?
??? hıımmm. şöyle diyelim. farzet ki çok paran var ne yapmak istersin?
---- bir koli patsito almak isterim . mısırlı.
???heh işte kanser olduğunda almak istemiyorsun? canın hiç bir şey çekmiyor. tatsız tutsuzbişey oluyorsun.
----başka bişey yokmu yani. olsun patsitosuz dururum ben.
??? sadece o kadar değil torun ! saçlarının olmadığını düşünsene?
---olsun dede. televizyonda gördüm ben. kadınlar hoşlanıyormuş kellerden.
???( tebessüm ile) ah torun ah. peki bakalım annen olmadan ne yaprsın. seni annenden ayırsam ? bir daha hiç göremeyeceksin ama ?
----hiç mi gömicem? bi kere bile mi
??? hiç.
---- dede bu çok kötü olurdu. (boynuna sarılır) ben ne seni ne de annemi kaybetmek istemiyorum.
??? yok toun yok kaybetmeyeceksin. ben hiç gitmeyecem.
---- ama doktor anneme senin kanser olduğunu söyledi. bende oradaydım. annem ağlamaya başlayınca ne olduğunu sordum, hiç bir şey olmadığını söyledi. bileklerimden sıkıca tutup sana hiç bir şey söylemem için beni tembihledi.
???......
----dede?
??? efendim torun?
---- sen kanser misin?
???.................. öğrendim çocuğum. şimdi öğrendim......
gel seninle luna parka gidelim.
----yuppiiiiiiiiiiiii .

.

herşeyin hiçbirşey olduğu an parçası...
(bkz: kanser oldum gidiyorum)
(bkz: ruh kanseri)
aids olduğunu öğrenmekten daha kötü olmayan durumdur fikrimce. kanserin tedavisi vardır en azından ve başarıyla sonuçlanma şansı yüksektir günümüzde. kişi bunun bilincinde olmalıdır.

ama yine de;
(bkz: konuşmak kolaydır)
(bkz: ateş düştüğü yeri yakar)
- şimdi ben ölecek miyim?
- ^^+%^^&

kelimelerin gırtlakta düğümlendiği andır.
hayatınızın tamamının da ki acılar ask uzerıne olan bır ınsansınızdır.huzunlerınızın hepsi ayrılıklardan ıbarettır daha uzulmemısınızdır ama kırgınsınızdır hayata sızın ıcın guzel bır sey yapmadıgını dusunmeye basladıgınızdan oturu.
ve bir gece sabaha karsı en yakın iki arkadasınız bir alkol sabahında sızı ararlar telefonda ki ses ''ali bea tugba nın beynın de tumor var'' der tıtreyerek ve aglamaya devam eder...zaman durdu,insanlar yok oldu cevremde;telefonda ki seste hayatın fonu oldu.dusunmeye baslarsınız 18 yasında bir insan hayatta kalmak ve olmek arasında bir yerde mucadele ediyor o insanın sevgilisi 3 yılda omzuna kadar uzattıgı saclarını sadece kız arkadası kendını yalnız hıssetmesın diye keserek kendınden vazgecıyor...
bense bunların ortasında hayata nefretımı kusarken guluyorum bır yandan da ben ne icin uzulmusum kı diyerek...
hiçbir şeyden korkmadan yaşamaya başlamının ilk günüdür...sonunda gideceksin ya,neden korkasın ki ha bugün ha yarın ya da 1 yıl sonra...acı çekmemekde cabası...
herşeyin durduğu kelimelerin ağızdan çıkmadığı andır.
allah kimseye vermesindir bir durumdur. ama;

dohtur: d kanserli insan: k

d: çok kötü fena kansersin. ayrıca ölüceksiiiiiin nıhahahahaaa.
k: hassstir. en iyisi ölmeden son güzel bir gün geçireyim. (keraneye gider)
hayata daha güçlü sarılmanın gerektiği andır..
o andan itibaren hayata daha sıkı tutunmalı ve moralimizi bozmamalıyız... bu şekilde küçük bir ihtimal de olsa kurtulma şansı vardır... umarım ileride tedavisi mümkün olur...
kaybedecek birşey olmadığından ertelenen istekler bir bir yapılmaya başlanır. erteleyecek istekleri bırak, tek isteği içinde bulunduğu günü atlatmak olanlar için ise müjdeli haber olsa gerektir.
kanser olduğunu öğrenmek, belki yakın bir zamanda veda edileceğini bilmektir.. ama kanser olduğu öğrenildiği anda yer yüzünde milyonlarca insan, öleceğini bilmeden, vedalaşamadan aniden gitmiştir...
(bkz: allahım neden ben)
eğer güçlü değil isen öleceğin günü beklemeye bile vaktinin olmadığını hissetiğin, eğer güçlü isen öleceğin değil tekrar doğacağın gün için savaşman gereken zorlu bir zaman kavramının seni beklediğini anladığın andır.

aldığım haberin yalan olduğuna kendimi inandırmak için çok uğraştığım, gerçek olduğunu hissettiğim anda ise ne yapacağımı bilemediğim bacaklarımın bağının sonuna kadar çözüldüğü andır o an.
gelen telefonda kısık bir ses kanser olduğunu söylediğinde, ona karşı duyduğum nefreti aldı götürdü bu sessiz çığlık. oysa ne tür bir kin beslemiştim sana. ne tür bi ihanetin bedelini ödemeni dilemiştim tanrıdan. yanlış giden birşeyler vardı ama. bu değildi benim dilediğim. evet! benim içimdeki yanan ateşin bin katı fazlası yansın istemiştim yüreğin. ama aynı sebeplerle, sağlığında değil. yaşattıklarının aynısıyla. bu bir rüya olmalı dedim. uyudum uyandım günlerce. bekledim kabus bitsin. acım tükensin. uykum bitsin, alıp götürsün bulutlar bir daha rüyamda bile geri getirmesin. her kendime gelişimde, her rüya olmadığını anladığımda içimdeki ateş dahada alev aldı. benliğim çöktü. isyan ettim önce. olamaz dedim. alıp götüremez kimse onu benden. aldım geri öfkemi. hiç kızmayacağım br daha sana, hiç üzmeyeceğim. canımı yaksan da lenet etmeyeceğim sana. olmadı! ağladım ağladım ağladım. btmedi, tükenmedi gözlerimin yaşları. hayat bitti dedim. bir daha gülmeyeceğim dedim. her gülüşümün sana ihanet olduğunu düşündüm. ne çalışmak istedim, ne uyumak, ne de sağlıklı olduğumu hissetmet! nefes almayı bile çok gördüm kendime. en çok saçlarını severdim. saatlerce oynarken uykuya dalmanı uyandığımda hala seni, saçlarını sevdiğimi görmeni isterdim.

şimdi bir yıl geçti üzerinden. artık bağlamıyor yüreğim karaları. görüyorum ki senin gücün benim gücüm oldu. ağlayarak ağkamak getirdim... hüznüm yerini hayatla savaşa bıraktı. gücünle, hayata tutunuşunla sayar oldum günden güne yok olan kitlelerini. onlarcadan sadece 2 tanesi kaldı şimdi bedeninde. haydi biraz daha güç. biraz daha gayret. yok edeceğiz içimizdeki yaraları. 1 yılda onlarcasına göğüs gerdik. şimdi 1 ayda yok edeceğiz iki tanesini. hadi güçlü ol, yürekli ol güzel çocuk. hayat bizim artık. brilikte yok edecek, birlikte yaşlanacağız hiç bir zaman bir araya gelemeyeceğimizi bilsekte.
seni seviyorum ... gücünü, sağlam yüreğini, savaşa hazır bedenini, yardıma muhtaç güzel gözlerini.
ardından verilecek tepkiler belli olmayan belki de tek durum. kendinin kanser olduğunu öğrenmek veya bir yakınının kanser olduğunu öğrenmek... birini uğrunda ölebilecek kadar seviyorsan,her ikisi de aynı acıtır içini...
bazı insanlar için aslında o kadar da kötü bir durum olmayan, çekilen ızdırabı ve sevenlere verilen acılar olmasa anında imzalanbilecek hadise..
daha beteri sevdiğiniz birinin kanser olduğunu öğrenmektir.
hayatın bütün güzellikleri icinizi yakmaya baslar, zaman size düsman olmaya baslar...
önemli olan insanın hayatta yapamadıklarını düsünerek üzülmesi degildir, neleri yasadıgını düsünüp sevinmesidir böylece her seyin üstesinden gelinir.
öğrenenlerin ne hissettiğini bir an düşünmek bile sağlıklı insanları mahvetmeye yeterken, bunu yaşayanların ruh halini kestirmek zordur. geçen yıl, böyle bir şüpheyle test istendiğinde hemen kabaca bir hesap yapıp, oğlumu yaklaşık kaç yıl görebileceğimi düşünmem, telefonda anneme "ama benim bir çocuğum var, o ne yapacak ?" diye hıçkırarak ağlamam bunu yaşamak sayılırsa eğer, bunu anlatmaya sayfalar yetmez. allah tüm hastalara çok acil şifa, metanet versin.
okunacak binlerce kitap, bir o kadar dinlenecek müzik ve izlenecek film... allah'ım! en olmadık şeylerin bile akla geleceği andır. allah korusun.

çevresinde bu hastalığın moral ile yenilebildiğinin canlı örneklerini görmüş biri için daha bir hafif moral çöküşü demektir belki.
ayıp olmayan bir eylem. sonuçta bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp. mesela kanser olduğunu öğrenmemişsin. birisi geliyor (genelde yaşlı bıdı bıdı bıdırdak bir teyze) aa sen kanser olduğunu yoksa öğrenmedin mi diyor sitem ederek, evet öğrenemedim dersen , bi de o moral bozukluğu ile o kişiden azar işitiyorsun, hoş şeyler değil tabi bunlar.