bugün

Şüphesiz ki her skimsonik diyetisyen ve doktordan feyz almayan müthiş yazarların üzerinde birleşebileceği konu.

evet arkadaşlar, kahvaltı dediğimiz zırıltı öyle ahım şahım bir feeding olayı değil. yani bir takım doktorların " vay efem kahvaltı yapmadan evden çıkmayın, oy efem en önemli öğün bu" demelerine bakmayın. bunlar hep zeytin, peynir, salam, poğaça, börek lobisinin bilinç altımıza oyunları.

yıllardır içiyorum kahvemi, çıkıyorum. bi bok da olmuyor.
ne diyon la aç mı gezelim dediğim başlıktır.
Bi tik otesi, sofranin resmini cekip sosyal medyaya atmaktir. Tavsiyem, ne zaman acikirsaniz o zaman yiyin. Vucudunuz belli bir kiloda kaliyor, bana guvenin.
bir bok olamayan insan beyanı. itiraf etmiş.
aşırı balon bir aktivitedir.
görüldüğü üzere kahvaltı yapanlar ne gaddar sinirli oluyor. ben ise pamık gibiyim.
görsel
buraya yazıyorum, kahvaltı 5-10 yıla kadar çok zararlı sakın yapmayın diyerek litaratürden kaldırılacak. zaten bu sağlıkçılara hiç güven olmaz. 2 sene ölümüne savundukları şeyi 3 sene yerden yere vururlar. kahvaltı yapmayın. yapıyorsanız da öğle yemeği yemeğin bari.
Haklı yere abartılan tek şey o zaman.
Kahvaltı sen bu dünyanın benden sonra en güzel şeyisin.
görsel

Gerçeklik payı olan iddiadır. Kahvaltı yapmazsa kimse ölmez sonuçta. Ayrıca yapan var yapamayan var.
Kahvaltı yapmakta sorun yok. Sorun gözü doymamakta. El kadar ekmek yiyen de doyar, bal baklava yiyen de... Çoğunluk başkasına hava atmak için yapıyor. Dizilerde bile hizmetçilerin hazırladığı kahvaltıya burun kıvıranları gösteriyor. Onun o salak başını tutup masaya eğecek, zorla yedireceksin. Görgülü olmak demek kendini başkalarından soyutlayıp üstün görmek, Allah'ın nimetini beğenmemek değil, insan gibi şükredip güler yüzle yaşamak demek. Ne o havalar, bir milyon?
Bir kaç saat sonra acıkacağım için yemeğe aşırı anlam yükleyen tiplere her daim gıcık olurum.
Bunun kendine değer vermekle alakası yok. Kendine değer veriyor olsan sağlığına değer verir sağlıklı şeyler yersin.
bugünkü kahvaltı alışkanlığı bize amerikan dizilerinden bulaştı.

hafta içinde vasat bir amerikalı güne saat 630 da kalkarak başlar çünkü en az bir saati yolda geçecektir. öğle yemeği molası 1 saat olduğundan standart olarak çorba/ salata/ ı kap yemek yenir. akşam da genellikle 7 da evde olur. Akşam yemeği yenir ve genelde 10 da yatağa girilir çünkü ertesi gün yine erken kalkılacaktır. Bu rutin her amerikalının kemiklerine kadar işlemiştir.

amerikalı için eğlenmeye ayırabileceği etek uzun zaman cumartesi akşamıdır. ve genellikle cumartesi akşamları çok geç yatılır. bu nedenle pazar sabahı da geç kalkılır. bu drumda öğle yemeği yerine büyük kahvaltı yapılır vu buna da "brunch" denir ingilizcede kahvaltı olan "breakfast" ile öğle yemeği olan "lunch" kelimelerinin birleşiminden türetilmiştir.

pazar günü akşam yemeği erken yenir-5-6 arası ve bu yemekte ailenin bütün fertlerinin bir arada sofraya oturmasına önem verilir, çünkü hafta içinde kimsenin sofraya aynı zamanda oturacak esnek zamanı yoktur.

bizde de eğlence cumartesi akşamına kaydığı ve pazar sabahları geç kalkıldığı için "büyük kahvaltı" alışkanlığı giderek yayılmakta ve işyerleri de menülerinde mutlaka buna yer vermek zorunda kalmaktdır.

bunu para harcama gösterisine dönüştüren aileler maalasef mevcuttur.
Kahvaltı avcı ve toplayıcılıktan yerleşik tarım düzenine geçmenin ürünüdür.

Tüm toprağın kabile şeflerine ve krala ait olduğu düzende, toprağa bağlı olarak sabahtan akşama kadar çalışmak zorunda kalan kölelerin ihtiyacıdır kahvaltı. Aç bir insanı sabahın köründe çalıştıramazsınız.

Aynı şey endüstri devrimiyle devam etmiştir.

Ayrıca Türk milletinin bugün vazgeçilmez hale gelmiş çay,peynir zeytin salam sucuklu kahvaltı sofrası yüz yıl önce yoktu. Hatta 50-60 sene önce bile yokmuş.

Anadolu halkı sabahları çorba veya akşamdan ne kaldıysa onu yermiş.

Zaten çay Filan hak getire yüz sene önce. Çay bile yoktu bu topraklarda.çayı Rusların Gürcistan'da yetiştirmesi sonucu öğrendik. Bizde Karadeniz'de kopyaladık.