bugün

şahsi görüşümdür. domuzluk olsun filan diye de yazmıyorum. ironi de aramayın yazdıklarımda. elbette dini açıdan hüccet veremem, düşündüğüm kesin doğrudur diyemem ama meseleye bir de benim baktığım açıdan bakmanın faydası olduğunu düşünüyorum.

evet, çağımızda türban takmak ihlasın önünde bir engeldir. zira küçük şirk olan "riya" günahına kapı açmaktadır ki söz konusu günah "karıncanın ayak seslerinden bile sessizdir"... bazı büyüklerin sırf kalplerinin riyaya meyil edeceğinden emin olmadıkları için "emr'il bi'l maruf, neyh-ül anıl münker" yapmaktan kaçındıkları bile rivayet edilir.

peki türbanın riya ile alakası nedir? türban takan bir kadın üzerinde "ben takva üzereyim" yazan ayaklı bir manifesto gibidir. dini açıdan sakıncalı bir şeyler yapsa, örneklerde de görüldüğü üzere, türbansız bir kadından daha fazla eleştirilir. durum böyleyken, sakınması gereken bir şeyden ihlasla sakındığının ne garantisi olabilir ki? belki de eleştirilmemek için sakınıyordur. belki de bu sebeple sakındığının kendisi bile farkında değildir. öyleyse sakınması allah rızası için değil, insanların zemmetmesinden çekindiği için olur ki ihlasa terstir, riya sayılabilir.

peygamber döneminde başörtüsü takmak, bir takva göstergesi değil, toplumun genelindeki bir alışkanlıktı. erkekler bile başı açık gezmez, kafalarına sarık veya kefiye takardı. zaten böyle olduğu içindir ki kuran'daki ilgili ayette başın örtülmesi doğrudan emredilmez, başörtünün yakalar üzerine salınması emredilir. yani göğüslerini kısmen açık bırakan kadınlar bile başörtüsü takıyordu o dönemlerde. fakat başörtüsü şimdi bir takva göstergesidir ve riyaya kapı açmaktadır.

eğer kadın başörtüsü takmazsa "bak ben dini konularda hassasım. pek takvalıyım" gibi bir mesaj vermemiş olur. bu durumda diğer dini kurallara uyduğunda ve ibadetini aksatmadığında yaptıklarını ihlasla yapmış olma ihtimali artar. zira diğer kurallara uyup uymadığı özellikle gözlenmeyecektir. uyarsa allah rızası için uyar...

tabi başörtüsü takmama önerisini, iyice açılıp saçılma diye algılamamak gerekir.

önerimin daha iyi anlaşılması için şu başlığa bakmakta da fayda vardır: (bkz: yobazların türban konusunda pek tutucu olmaları).
kadınların zaten kendi istekleriyle değil baskı ve çıkar sebebiyle türban denen paçavrayı taktıklarından doğru önermedir.

bu sebeple türban takan ama namaz kılmayan, yalan söyleyen, dolandırıcılık yapan, kul hakkı yiyen vs.. tonla karı vardır etrafta. erkekler de artık uyanıyor yavaş yavaş eskiden türban takan kadına ulvi gözle bakarlardı şimdi anladılar herşeyin düzmece olduğunu.
apaçık bir gerçektir. henüz tezimi yalanlayabilen bir alim çıkmadı şu sözlükte...

fakat "para karşılığı türban takanlar" abartılı bir ifadedir bana göre... kimseye sırf türban taktığı için açıktan ödeme yapıldığını duymadım bugüne kadar.. ifadeden maksat, türbansız barınılamayacak bazı iş yerlerindeki ve ortamlardaki bazı kadınları işaret etmekse, ifade yine de maksadı aşmasına rağmen, özde doğrudur. ancak benzer durumlar türbanlı barınılamayacak bazı iş yerleri ve ortamlar için de geçerlidir...
--spoiler--
peygamber döneminde başörtüsü takmak, bir takva göstergesi değil, toplumun genelindeki bir alışkanlıktı. erkekler bile başı açık gezmez, kafalarına sarık veya kefiye takardı.
--spoiler--

Muhtemelen alışkınlık değil zorunluluk. Arabistan'ın çöl sıcağı ve sabahın 7'sinden aksamın 7'sine kadar cayır cayır tepede dikilen güneş yüzünden. Coğrafi ve iklim kaynaklı bir olay olarak baktığınızda o coğrafya için çok mantıklı baş örtmek. Böylesine basit bir gereksinimden doğan bir tarzın dinsel boyut kazanması ilginç olmuş.

Bizim de Güneydoğu Anadolu bölgemizde, hatta Ege'nin kimi düz ova yerleşimlerinde çiftçiler sürekli başlarını örterler, yoksa 45 derecede başlarına güneş geçip beyinleri haşlanmış yumurtaya döner ve beyin kanamasından giderler.
Farzlarda riya olamayacağını bilmeyen yazar beyanı.
Nafile ile farzı ayıran en önemli unsur, Allah’ın emridir. Emirde zaruret ve zorunluluk hükmederken nafilede irade ve azim esastır. Bir insan herkesi önünde saatlerce nafile namaz kılsa evet ihlası kırılabilir, bu nedenle nafileyi gizli yapmak daha eftaldir. Aynen zekat farz olduğu için açık vermek gerekir, sadaka nafile olduğu için bir elin verdiğini diğerinin görmemesi sözü meşhur olmuştur. Tesettürde farzdır ve buna riya karışması mümkün değildir. Tam tersi müslümanım diyen bir kadının tesettürlü olmasından daha doğal ne olabilir ki? bunun aksi inandığın gibi yaşamamak kısmından bakınca riyaya girebilir.

Gerçi tesettürü O zaman ki arap halkının geleneklerine bağlaması yazarın çoğu anlayışının zaten sakat olduğunu göstermektedir.
türban takmayı farz sananların "farzlarda riya olmaz" diye inkar ettikleri gerçektir.

öncelikle, türban takmanın farz olduğu iddiası çok su götürür bir iddiadır. böyle bir iddiada bulunmak, allah'a "sen ne emredeceğini açıkça ifade etmekten acizsin, biz tamamlayıverdik" demektir... neden böyle olduğu şurada açıklanmıştır (bkz: yobazların türban konusunda pek tutucu olmaları).

diğer taraftan, saptırma yapmayalım, biz burada türbandan bahsediyoruz, sen tesettür diyorsun... olmuyor...

son olarak, farzlarda riya olmayacağı boş bir iddiadır. hiç bir dayanağı yoktur. ne yani? namaz kılmanın büyük puan kazandırdığı bir ortamda, bir kişi cemaatle namaza, kalbinde insanlardan puan toplamak arzusuyla devam etse mürai olmaz mı? mesela namazını aksattığı zaman, allah'tan çok, insanların tepkisinden çekinse? riya dinen bir "kalp hastalığı" olarak tanımlanır. kalbini yoklamaya hiç lüzum duymadan farzları yerine getirene mümin denemez... zira tüm ibadetlerin allah için yapılması, günahlardan allah için kaçınılması esastır. görünüşte allah için yapılıyorken, gerçekte etrafa şöyle veya böyle görünmek için yapılıyorsa, yapan yaptığının ecrini allah'tan değil, kim için yapıyorsa ondan ummalıdır. ha bu arada küçük şirke de girmiş olur ki cezası ağırdır...

imam-ı gazali'nin ihya-ul ulum'id din'ini öneririm ey cahil müminler... tüm bu meseleler etraflıca açıklanır o kitapta...

keza, kalbi muhkem tutmanın, her yaptığında ihlas ve gerçek takva üzere olmanın önemini gözardı edip, farzlara uyacağız diye hastalıklı tutumlara girenler hele bir araştırsınlar bakalım "ferisi" ne demekmiş?

şu hale bak!.. bunlara dinlerini öğretmek bana kaldı ya, ona üzülüyorum... cehalet had safhada vallahülazim...
ne günlere kaldık ey gazi hünkar
eşek vezir olmuş ,katır mühürdar .
"cevab" veremeyenlerin tam olarak kendi zihniyetlerini tarif eden şiirlerle sataşmalarına vesile olan gerçektir.
Kabul ettirilmek istenen düşüncedir ama saçma olduğu her halinden anlaşılmaktadır. Allah rızası için türban takmıyorum çünkü ihlasa daha uygun. Ne kadar saçma bi sey la bu.
kimi yobazın yazdıklarına bakarsan, sanırsın ki kendileri "allah'ın ayetlerini" çok bir ciddiye alıyorlar. ne kadar ciddiye aldıklarını görmek için şu başlıklara bakılabilir:

(bkz: yobazların türban konusunda pek tutucu olmaları)

(bkz: faiz helaldir)

hayır, sizler inandığınızı söylediğiniz ayetleri ciddiye alan kişiler değilsiniz. sizler ferisisiniz... bir araştırın bakalım kimlere ferisi denir...
kaynak olarak kuranı değil de dötünü baz alan kişi beyanıdır.
kaynak olarak kuran esas alındığı halde birilerinin "efendim kuran esas alınmamış" gibi saçmalamasına vesile olan tespittir.

işte hastalıklı yobaz zihniyeti böyledir... kanıtlarla sunulan görüşlere (bkz: yobazların türban konusunda pek tutucu olmaları) adam gibi "cevab" vermeye güçleri yetmeyince, anında karalama, kanıtsız boş ithamlarda bulunma yoluna başvururlar.
şahsiden sonrasını okumadım. ne ara fetvaya muktedir oldun zındık.
kuranın 750 tane tefsiri meali var.
sen tutup ayeti dötünden anlayan kişilerin yazdıklarını klavuz edinirsen karga, moku hesabı bir duruma düşersin dedigim hede.
ne de çok severmişiniz kendi fikirlerinizden olmayanı yobaz diyerek yaftalamayı.
putçu kemalist fetvası.

yersen.
"şahsi görüşümdür. domuzluk olsun filan diye de yazmıyorum. ironi de aramayın yazdıklarımda. elbette dini açıdan hüccet veremem, düşündüğüm kesin doğrudur diyemem ama meseleye bir de benim baktığım açıdan bakmanın faydası olduğunu düşünüyorum."

dediğim halde birilerinin hala "fetva" diyerek karşı çıktıkları görüştür.

yahu tamam, putçu olalım, zındık olalım... eyvallah... eyvallah olmaya eyvallah ama neden böyle boktan karalamalar yapmak yerine yazdıklarıma adam gibi "cevab" veremiyorsunuz? neden nerede yanlış düşündüğümü izah edemiyorsunuz? ilminiz bu kadar mı?

şu yobazların haline bakın! kendilerine doğru belletileni papağan gibi tekrarlamaktan, sağa sola salyalar saçarak saldırmaktan başka bir şey gelmiyor ellerinden!.. yahu sizin gibi müminlerin ilminin putçu zındıklardan yüksek olması icap etmez mi?

muhteşem yüzyılda da gösterilmişti... mollanın biri "isa peygamberimizden üstündür" diye ortaya çıkmıştı. kanuni mollayı direkt idam etmek yerine münazara düzenlemişti. münazara da molla üstün çıkınca, başka bir alim çağırmış, münazarayı yenilemiş ve ancak mollanın görüşü çürütüldükten sonra idam ettirmişti.

günümüz yobazlarının hiç öyle fikri üstünlük kurma gibi sıkıntıları yok. ışid'çi misal, kudurmuş köpek gibi saldırmayı yeterli buluyorlar..
ortaya konulan haklı gerekçeleri haksız çıkarmaya ilimleri yetmeyenlerin "kafir fetvası" diyerek karalamaya çalıştıkları fetvadır (ne yapayım? inatla "fetva" dediklerine göre onlara uyayım en iyisi!).
zamanında ergenekon, balyoz, casusluk yalanlarıyla olmadık zulümler yapılırken, inandıklarını iddia ettikleri allah'ın şu emrini

http://www.kuranmeali.org...urani_kerim_mealleri.aspx

görmezden gelenlerin, allah'ın emirlerini pek umursuyor ayaklarına yatarak muhalefet ettikleri görüştür.

kaldı ki türbanın islam'ın bir emri olduğu konusu, hiç de yukarıdaki ayet kadar açık değil, oldukça tartışmalı (bkz: yobazların türban konusunda pek tutucu olmaları) bir konudur.

bu arada tezimin gerekçelerini eleştirebilen ilim sahibi bir mümin hala çıkmadı şu sözlükte!... habire çamura yatarak karalama yapmaya çalışıyorlar!...
kimi eblehin "türbanlı kardeşlerini aşağılama" kapsamına girdiğini iddia ettiği tezdir!..

sebep? türbanlıları aşağılayacak ne demişim?
Ortada ayetler varken sana ne oluyor şampiyon dedirten başlıktır.

Zaten başlığı açan arkadaşı tanıyanlar bu meseleyi ciddiye almayacaktır.
ortada olduğu iddia edilen ayetlerin durumu şurada (bkz: yobazların türban konusunda pek tutucu olmaları) izah edildiği, anlatılanlara doğru düzgün muhalefet edebilen ilim sahibi müslüman çıkmadığı halde, kimisinin hala "ortada ayetler var" diyerek muhalefet ettiği görüştür.