bugün

zeki demirkubuz un kendi filmi için yaptığı şu yoruma sebebiyet veren öykü;

Kadın için aşk ucu açık bir yolculuktur. Başını dik tutar kadın aşkta ve ileriye bakar. Erkek içinse aşk, yolculuğun bittiği yerdir. Kaderdir aşk onun için! Başını eğip usul usul yerinde saymaya başlar. Gidilecek yer yoktur.. Kader filmi içimizi burkarak, acıtarak tam da bunu anlatıyor işte!
Sevmiyorum seni artık sevmeyeceğim diye birisi vardı bu isimle ne oldu şimdi kimse bilmiyor tabii. Ağır parçalar yani arabesk dediğimiz türde şarkılar söylerdi. En baba şarkısı sevmiyorum isimli şarkısıdır.
turk irki'ni yuzyillardan beri uyutmak icin kullanililan bir kavramdir. din tassubunun etkisiyle aclik, sefalet, yoksulluk hep kadere baglanmis, haksiz yonetimlerden hesap sormak kimsenin aklina gelmemistir. 14. yuzyilda yasamis olan turk sairi ibni yemin kader uzerine cok kafa yormus bilge bir insandir. o'na gore hayat amacsiz olaylarin arka arkasina gelmesinden ibarettir. ve insanlar tanri tarafindan daha onceden tesbit edilen sekildeki davranislari sebebiyle ahiret dunyasinda sorumlu tutulmamalidir.
geçen sezon star tvde yayınlanan dizi.
tutmadığı için kaldırılmmıştı, fena değildi aslında.
her yaptığıyla kendisine duyulan hayranlık katsayısını arttıran,olmuş bir yönetmenin,her şeyiyle olmuş filmi.anlamlı,derinlikli kadrajları,oyunculukları,diyalogları ve en çokta insana yaşadığını hissettiren,ne için yaşadığınıysa sorgulatan hikayesiyle çok iyi film.
hayatımın filmlerinden olan masumiyet'in o unutulmaz kır sahnesinde haluk bilginer'in devleşerek anlattığı,ağlattığı hikayeden senaryolaştırılmış olması da ayrı bir vazgeçilmezlik unsuru benim için.
(bkz: özgür iradeye inanan materyalist)
-kader, beyaz kâğıda sütle yazılmış yazı;
elindeyse beyazdan, gel de sıyır beyazı!.. *


-kimine göre allah'ın sırrı..
başımıza gelen bütün kötülüklerin sebebi.
istediklerin oldugunda ben yaptim olur, istemedigin oldugunda kaderdir.
(bkz: bu ne yaman celiski anne)
kıçını yırtsan da bazı şeyler değişmiyorsa işte o kaderdir.
" kaderimiz, dusmanimiz oldu.."

hamlet, bolum 3, perde 1
bittiğinde omuzların düşmesine sebebiyet veren oldukça ağır, vurucu bir zeki demirkubuz filmi. oyunculuklar, masumiyetteki mükkemellikle karşılaştırılamaz ancak yine de filme bağlayabilecek kadar kalitelidir. imkansız ve takıntılı bir aşk ancak bu kadar yalın ve bu kadar sert bir şekilde anlatılabilirdi, zeki demirkubuz bunu başarmış.
tam olarak kader: değiştiremeyeceğimiz bir kaç şeyin dışında* insanın hür iradesiyle hayatta seçimler yaparak yaşaması ve yüce allah'ın zamanla sınırlı olmamasından ötürü neyi seçeceğimizi önceden bilmesidir.
elimde kirmizi yazan bir tebesir, beyaz omur tahtamin ustune cizdigim seydir.
zeki demirkubuz'un en iyi filmlerinden biri. aşk bir saplantı mı? hastalık mı? bizim yaşadıklarımız mı doğru yoksa müebbete mahkum olmuş, içerden çıkması imkansız aşkının peşinden giden uğur'un ve uğur'un başkasını sevdiğini bilmesine rağmen onun peşinden ailesini, karısını, çocuklarını bırakarak giden, defalarca reddedilmesine rağmen vazgeçmeyen bekir'inki mi doğru? ha bi de uğur'un * ilk tanışmalarının birinde ''seni gören esnaf değil hakan taşıyan sanır'' dediği gayet efendi, mülayim, işinde gücünde bekir'in psikopatlaşıp diyar diyar aşkının, uğur'un peşinden gezmeye başlamasıyla saçları 3 numaraya kesilir ve beşiktaş beresi giydirilir. buna da algısa seçicilik denir.
Şahsi görüşüm odur ki; Masumiyet'i izleyip üstelik bir de aşırı beğenmiş biri olarak onun yanına dahi yaklaşamamış filmdir. Oyunculuklar bu film için değerlendirildiğinde belki yeterli sayılabilirdi ancak, özellikle masumiyet'teki meşhur tiradın bir benzerinin olduğu sahnede ya da uğur'un bekir'le olan konuşmalarında insan ister istemez masumiyet'le kıyaslamaya giriyor ve sürekli eksik bir tarafının olduğunu düşünüyor. Bununla birlikte bazı geçişler çok hızlı olmuş, sorun benden kaynaklı da olabilir ama kimi sahnelerde bekir'in istanbul'da mı izmir'de mi olduğunu anlamam bir kaç dakika sürdü. Bir de özellikle erkan can'ın çok az gözüktüğünü ve benim gibi zatın hayranı olan kişilere yetmediğini düşünmekteyim. Film yine kalbur üstü sayılabilecek kalitede ancak Filmi izleyeceklere tavsiyem eğer masumiyet'i izlememişlerse bu filmi izledikten sonra masumiyet'i izlesinler çünkü her sahnesinde ister istemez bir kıyaslamaya gidiliyor.
http://www.youtube.com/watch?v=3U6cy_E5ZdM
yazılandır. onu yaşayıp yaşamamak kişinin elindedir.
zeki demirkubuz'un hafızalarda iz bırakan filmi.
sevdiğiniz kadın için neleri göze alırdınız? minvalindeki soruya iyi bir cevap veren film.
gerçekleşebilecek milyonlarca seçenekten sadece birinin gerçekleşmesi. ya da zorunluluk. gerisi, boş düşünce.
canını sıkma, herşey öyle olmak zorundaydı. ve oldu. olmayan ise bizim değildir zaten. olan da bizimdir, sen kucaklamazsan olanı, kim kucaklayacak!

(bkz: spekülasyon)
(bkz: kelebek etkisi)
"kime şikayet edeyim seni" demiş sedat ergintuğ; avni anıl hicaz makamında düyek usülün de bestelemiş.
sözleri de şöyle;
kader kime şikayet edeyim seni bilemem
alnıma yazılmış yazısın derinsin silemem
doğarken yakışmış benimsin tenimsin silemem
alnıma yazılmış yazısın derinsin silemem
"Kader sırrını bilmek, onu bilen kimseye hem büyük bir rahatlık, hem de elemli bir azap verir." ibn arabi
(bkz: kaza/#3166751)
şımarık, insan denen oyuncaklarıyla yorulmadan oynamaktan mutlu, sürekli yeni oyunlar üreten kimi oyunlarında oyuncaklarının canını acıtan kimisinde ise mutlu eden küçük burjuva çocuğu...
(bkz: sevgiliye yazılan mektuptaki cümlelerden alıntılar)
beynin 7 saniye önceden hangi işlemi yapılacağının bilinmesiyle gerçekliği bir kez daha ortaya konan.hani nerde özgür irade.