bugün

kadehlerin birbiryle tokusturdugumuz da "cinnnn" sesi cikar.ayrica ukte verenin notunda sole bir hikayeye sahipmis: "duydugum bi hikayeye göre;zamanında 2 kişi şarap içiyolar ve şarap rengiyle göze, kokusuyla burna,tadıyla dile,kadehi elinize aldıgınızda da dokunma hissimize hitap ediyor sadece 4 duyu organına hitap ettiği içinde kadehi tokuşturdugunda cıkan seste duyma hissini tamamlamış oluyor.bi yerde duymuştum hem mantıklı hemde hoş bi hikaye... ",bundan baska hikayeler de mevcuttur.barisi saglamak,anlasmak icin de yapilirmis.serefe olarak ta bilinir.
(bkz: ukte dolduruyorum)
(bkz: şerefe) yemininin ağızdan dökülmesiyle eş-anlı olarak yapılan eylemdir.
bu anlamda bira bardagida tokusturulabilir bir nesnedir.
içki sofrasında insanların birşeylerin şerefine içerken yaptıkları hatta ilk yudumdan önce yapılmazsa kimilerince saygısızlık olarak nitelendirilen,bu hareketle kulaklaırınızda "çınn" sesi oluşturan eylemdir.Eğer bir kişi kadehinin alt tarafını diğer kişinin kadehinin ağız tarafına tokuşturursa; bu, kendisinin ondan üstün olduğunu kanıtlamak için yapılan eylemdir..
eski dönemlerde * içkiye zehir koymak geleneksel bir öldürme yöntemi haline geldiğinden, sertçe kadehlerini tokuştururlarmış ki içkiler birbirine karışsın. böylece birbirlerine duydukları güveni göstermiş oluyorlarmış...miş...muş..
(bkz: şerefe)

daha inandırıcı başka bir görüşe göre de ortaçağ avrupasında, evsahibi misafirine kendi kadehini uzatır, misafir de içkisinin bir kısmını evsahibinin bardağına boşaltırdı. ardından da kadehlerini hafif bir dokunuşla çınlatırlardı. kadeh tokuşturma o zamanlar güven ve onur göstergesiydi. * *

iş bu entry woolloomoo 'nun katkılarıyla hazırlanmıştır.
Bir başka Hikaye de :
Antik çağlarda bir insanın düşmanını yemeğe davet edip, ona zehirli içki sunması doğal sayılıyordu. Ev sahibi içkinin zehirsiz olduğunu kanıtlamak için kendi içkisini havaya kaldırır ve misafirin içkisinden bir yudumun kendi kadehine dökülmesini isterdi. Sonra aynı anda içkilerini içerlerdi. Misafir böyle durumda ev sahibine güvenini göstermek için kadehini ev sahibinin yukarı kaldırdığı kadehe hafifçe vurur, ''çın'' sesiyle içkiyi denemeye gerek olmadığını ima ederdi.
inceliği olan bir iştir aslında, o anda bulunulan ortamda nispeten yaşı küçük olan kadehini daha aşağıda tutarak tokuşturması gereklidir. çok az kişi bilir bunu, şayet yapılan harekete bir tebessüm ile karşılık alıyorsanız bu işi bilen işin piri biri ile içiyorsunuz demektir ki keyfinize keyif katsın işte o zaman.***
trakya da düğünlerde müziğim sesini bastıran eylemdir.
Bu konuda daha güncel ve romantik bir hikaye var. Biliyorsunuz insanda beş ana duyu var: Dokunma, görme, koklama, tat alma ve işitme. Yemeğe gidilen bir restoranda şarap ısmarlanırsa, garson şarabı getirdikten sonra bardağa bir parmak koyar ve kontrol etmesi için doğrudan erkeğe uzatır. Hiç bir kadının da itiraz etmediği bu durum gerçekten anlaşılmazdır. Çünkü dünyadaki aroma ve tat alma uzmanlarının çoğu kadındır.

Neyse biz gelelim restorana... Kadehin soğuk temasıyla dokunma duyusu tatmin edildikten sonra kadeh havalı bir şekilde göz hizasına kadar kaldırılıp şarabın rengine bakılır. Görme duyusu kontrolünden sonra kadeh burun hizasından bir sağa bir sola gezdirilerek koklanır.
Minik bir yudum alarak tadını da algıladınız. Zaten şaraptan pek anlamıyorsunuz. Garsonun da mantarını açtığı şarabı kendisi içmezse başka birine verecek hali yok. Mecburen 'mükemmel' diyorsunuz. Ama hala bir duyu kaldı, işitme duyusu. işte o duyuyu da kadehleri tokuşturup, 'çınnn' sesini duyduktan sonra tatmin ediyoruz.

Hikaye gerçekten romantik ama işin aslı biraz değişik. Antik çağlarda bir insanın düşmanını yemeğe davet edip, onu ortadan kaldırmak için zehirli bir içki sunması görülmemiş bir şey değildi. Ev sahibi içkisinin zehirsiz olduğunu ispat etmek için kendi içkisini havaya kaldırır ve misafirin içkisinden bir miktarını kendi bardağına dökmesine müsaade ederdi. Her iki kişi de içkilerini aynı anda içerek birbirlerine olan güvenlerini gösterirlerdi.

Misafir ev sahibine olan güveninin çok fazla olduğunu göstermek için bardaklar havada yan yana geldiğinde, kendi içkisinden onun bardağına bir şey dökmez, bardağını yavaşça onun bardağına vururdu. Duyulan 'çın' sesi gerçek bir güvenin ifadesi idi.
*
ilk keşfedildiğinde içkiler tek bir büyük kabın/fıçının içinde yapılırmış. konukseverliği, güvenilirliği kanıtlamak amacıyla içki ikram edilirken konuk içkiyi içmeden önce içkiyi sunan kişi, aynı kaptan genellikle kamışla içkiyi içermiş. böylece içkide zehir olmadığı kanıtlanırmış. daha sonraki dönemlerde, kadehlerin tokuşturulması içkileri birleştirme anlamı taşımış. bu da güvenilirliği ve dostluğu simgelemiş. günümüzde de nedeni bilinmese de kadeh tokuşturulmaya devam edilmekte.
kutlamak anlamına gelen, bir takım inançlarca hoş olarak karşılanmayan ama ne alaka olduğununda hiç düşünülmediği bir hareket.