bugün
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek24
- insanlar melek mi şeytan mı9
- bir kadın nasıl tavlanır16
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz38
- kızların tipe bakmadığı gerçeği21
- sözlük kızlarının saç rengi9
- icardi190522
- düşün ki o bunu okuyor8
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi19
- çağ dışı teknolojilere özlem duymak8
- bir gavatın soyadını nick yapmak10
- mert hakan yandaş13
- nude istemeyen erkek9
- numan kurtuluş dem parti görüşmesi29
- dursun özbek gibi olsam utanırım8
- anın görüntüsü10
- iğrenç bir his tarif et33
- türkiye toplumunun ahlaksızlığa pratik zeka demesi8
- yakışıklı ama zengin erkek14
- çift maaş alan akpli bürokratların ücretlerine zam18
- en yaşlı özelliğiniz18
- hemşire kızlar nasıl oluyor24
- sözlük kızlarına yürüyen vizyonsuz9
- sözlük yazarlarının abileri11
- erkek çocuk için isim önerileri9
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks19
- aşkta yaş farkı önemli midir10
- az önce arabamdan inen tatlış kız12
- atatürk'ün hiç seçime girmeden ülkeyi yönetmesi22
- içip içip entry girmek8
- kediye kediş köpeğe köpüş diyen kız13
- arkadaşlar falıma bi bakar mısınız8
- bik bik bu sözlüğün divasıdır19
- emar15
- 170 boyunda 70 kilo erkek9
- suriyeliler suriye'ye dönsün11
- fake hesabım için nick önerileri9
- emmanuel emenike17
- vücutçu aptal erkek vs gösterişsiz felsefi erkek15
- yazarların ruh hali9
- düz dünyacıların güneş tutulmasına bakışı12
- köpekleri aklamak için sırtlana iftira atmak10
- bik bik'i ağdacıya götürmek11
- aykolik'in boyu yaşı kilosu mesleği8
- bik bik'in yaşı boyu kilosu8
- ahirette sorulacak ilk soru8
Dünyanın en güçlü bankeri.
John Pierpont Morgan kimdir? (1837 - 1913)
Babası Junius Spencer Morgan (1813-1890) gibi banker olan J.P.Morgan, 1871'de New York'ta Drexel, Morgan, Company'nin ortağı oldu ve kısa sürede ABD yönetiminin en önemli mali destekçisi haline geldi, 1895'te J.P.Morgan and Company adını aldı ve dünyanın en güçlü bankerlik kuruluşları arasına girdi.
ABD'deki para tröstü'nün başı olarak önde gelen şirketlerin ve mali kuruluşların iplerini kısa zamanda eline alan Morgan'ın yerine 1913'te şirketin başına oğlu John Pierpont Morgan Jr. (1867-1943) geçti
J.P.Morgan Jr. I. Dünya Savaşı sırasında Müttefiklerin ikmal ve kredi gereksinmesinin karşılanmasında önemli rol oynadı
Yani özetle bu Morgan ailesi tam bir Amerikan emperyalizmi mahsulü ve Amerikan çıkarları için her şeyi yapan özel görünümlü fakat devlete çalışan bir paravan şirket
J.P.Morgan(Şirketi) 2007 seçimlerinden sonra (neyin karşılığında ise artık onu da siz düşünün) 2010yılında %53 hisse ile bir Türk kuruluşu olan Netaş'ı satın aldı
NETAŞ hisseleri 6-18TL civarında seyrederken satılıyor, satım 83buçuk milyon dolara gerçekleşiyor, satış sayesinde üzerinde hak sahibi olduğu arsanın değeri 180milyon TL yani 22 Aralık 2010 kuru hesabıyla 120milyon dolar sadece arazi değeri, sonra bir anda ne hikmetse satıştan önce 6-18 lira arasında seyreden hisseleri 300liraya kadar fırlıyor ve J.P.Morgan muhteşem bir kar elde ediyor bu satın alımdan
NETAŞ'ı kimin sattığını, 2010yılında başta kim olduğunu söylememe gerek yok herhalde? Daha pek çok milli kuruluşu bedavaya satan Akp'nin NETAŞ'ı da çekirdek pahasına sattığını anlamış oldunuz böylece
Peki nedir bu NETAŞ? Ne işe yarar? Hemen onu da açıklayalım
NETAŞ
Bilişim teknolojileri alanında faaliyet gösteren Türkiye'nin şirketlerden birisi, 45 yıllık tecrübeye sahip MiLLi bir kuruluş olan NETAŞ, aynı zamanda Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla savunma iletişim ağının modernizasyonunda da çok önemli bir rol oynuyordu
ŞiMDi GELELiM iŞiN ÖZÜNE
Bilişim teknolojileri alanında faaliyet gösteren bir şirket olduğunu söylememle az çok bağlantıyı anlamışsınızdır, düşündüğünüz gibi evet, Türkiye'de seçimleri yapan ve pek çok anketi yapıp ''Akp'nin ekonomi karnesi güzel, Türkiye mükemmel gidiyor'' gibi sonuçlar yayınlayan o şirket J.P.Morgan'dan başkası değil
1- Bir Amerikan Bankası olan J.P.Morgan Türkiye'deki seçim sonuçlarının sanal ortamda aktarılması için Türkiye'ye kredi sağladı.
2- Sistemi Sun Microsystems adına yerel ortağı Koç kurdu.
3- Sun Microsystems'in benzer bir yazılım programı için Yunanistan'da da ihaleyi kazandı, ancak Yunan hükümeti "Bu şirketin Amerika'daki seçimlere hile karıştırdığı yolunda bilgiler var" gerekçesiyle ihaleyi iptal etti.
4- Amerika'da ki seçimlere hile karıştırdığı iddiası olan Sun Microsystems ve Koç ile Türkiye'de seçimlere girdi.
5- AKP % 46 oy oranına sahip oldu.
Seçimlerden sonra mail gruplarında dolaşan bir haber şöyle: ''Seçimlerde kullanılan bilgisayar yazılımı sertifikasız çıktı'' YSK, ''Bilgisayar Destekli Merkezi Seçmen Kütüğü Sistemi'' için, yetkili tek kurum olan istanbul Teknik Üniversitesi Ulusal Yazılım Sertifikasyon Merkezinden sertifika almamış.
UYSM, sertifikalı yazılım eserlerinin üst düzey güvenlik koşulları altında kaydının tutulmasını ve geriye dönük hukuki inceleme yapılabilmesini sağlıyor.
Yazılanın muhatabı elbette YSK, verecekleri cevabın önemi var
Seçim programı SEÇSiSin sertifikası olması gerekiyor mu? Sertifikası var da, birileri bulanık suda, balık mı avlamaya çalışıyor?
Şeffaf Türkiye denildiğine göre, böyle bir sorunun cevabı mutlaka vardır. Peki kim verecek bu soruların cevabını? Bu güne kadar kimse verdi mi?
Kesin nüfus ve seçmen sayısı bilinmeyen bir ülkede yaşıyoruz ve normal seçimlere bile hile karışırken, seçimler internet üzerinden yapılmaya başlanıyor, bunu da Batı destekliyor tabi ki, Batı'nın desteklemesindeki amaç açık değil mi? Kumanda J.P.Morgan veya diğer seçimlerde onun yerine geçecek herhangi bir şirket sayesinde Abd'nin elinde, istedikleri gibi tek tuşa basarak seçim sonuçlarını ayarlayabilirler, değiştirebilirler, üstelik kesin bir seçmen sayısı belli olmadığından bir sağlama bile yapılamaz, birileri de çıkıp ''Halkın iradesi bizden yana!'' der istediği gibi
Tayyip Erdoğan'ın nasıl başa geldiği, gelmeden önce ne vaatler ile o mevkiye getirildiğini bilmeyenler ise Erdoğan'ın 2002yılında seçimlerden hemen sonra dönemin Abd Dışişleri Bakanı Paul Wolfowitz'e yazdığı mektubu okuyarak bir şeyleri anlayabilirler
John Pierpont Morgan kimdir? (1837 - 1913)
Babası Junius Spencer Morgan (1813-1890) gibi banker olan J.P.Morgan, 1871'de New York'ta Drexel, Morgan, Company'nin ortağı oldu ve kısa sürede ABD yönetiminin en önemli mali destekçisi haline geldi, 1895'te J.P.Morgan and Company adını aldı ve dünyanın en güçlü bankerlik kuruluşları arasına girdi.
ABD'deki para tröstü'nün başı olarak önde gelen şirketlerin ve mali kuruluşların iplerini kısa zamanda eline alan Morgan'ın yerine 1913'te şirketin başına oğlu John Pierpont Morgan Jr. (1867-1943) geçti
J.P.Morgan Jr. I. Dünya Savaşı sırasında Müttefiklerin ikmal ve kredi gereksinmesinin karşılanmasında önemli rol oynadı
Yani özetle bu Morgan ailesi tam bir Amerikan emperyalizmi mahsulü ve Amerikan çıkarları için her şeyi yapan özel görünümlü fakat devlete çalışan bir paravan şirket
J.P.Morgan(Şirketi) 2007 seçimlerinden sonra (neyin karşılığında ise artık onu da siz düşünün) 2010yılında %53 hisse ile bir Türk kuruluşu olan Netaş'ı satın aldı
NETAŞ hisseleri 6-18TL civarında seyrederken satılıyor, satım 83buçuk milyon dolara gerçekleşiyor, satış sayesinde üzerinde hak sahibi olduğu arsanın değeri 180milyon TL yani 22 Aralık 2010 kuru hesabıyla 120milyon dolar sadece arazi değeri, sonra bir anda ne hikmetse satıştan önce 6-18 lira arasında seyreden hisseleri 300liraya kadar fırlıyor ve J.P.Morgan muhteşem bir kar elde ediyor bu satın alımdan
NETAŞ'ı kimin sattığını, 2010yılında başta kim olduğunu söylememe gerek yok herhalde? Daha pek çok milli kuruluşu bedavaya satan Akp'nin NETAŞ'ı da çekirdek pahasına sattığını anlamış oldunuz böylece
Peki nedir bu NETAŞ? Ne işe yarar? Hemen onu da açıklayalım
NETAŞ
Bilişim teknolojileri alanında faaliyet gösteren Türkiye'nin şirketlerden birisi, 45 yıllık tecrübeye sahip MiLLi bir kuruluş olan NETAŞ, aynı zamanda Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla savunma iletişim ağının modernizasyonunda da çok önemli bir rol oynuyordu
ŞiMDi GELELiM iŞiN ÖZÜNE
Bilişim teknolojileri alanında faaliyet gösteren bir şirket olduğunu söylememle az çok bağlantıyı anlamışsınızdır, düşündüğünüz gibi evet, Türkiye'de seçimleri yapan ve pek çok anketi yapıp ''Akp'nin ekonomi karnesi güzel, Türkiye mükemmel gidiyor'' gibi sonuçlar yayınlayan o şirket J.P.Morgan'dan başkası değil
1- Bir Amerikan Bankası olan J.P.Morgan Türkiye'deki seçim sonuçlarının sanal ortamda aktarılması için Türkiye'ye kredi sağladı.
2- Sistemi Sun Microsystems adına yerel ortağı Koç kurdu.
3- Sun Microsystems'in benzer bir yazılım programı için Yunanistan'da da ihaleyi kazandı, ancak Yunan hükümeti "Bu şirketin Amerika'daki seçimlere hile karıştırdığı yolunda bilgiler var" gerekçesiyle ihaleyi iptal etti.
4- Amerika'da ki seçimlere hile karıştırdığı iddiası olan Sun Microsystems ve Koç ile Türkiye'de seçimlere girdi.
5- AKP % 46 oy oranına sahip oldu.
Seçimlerden sonra mail gruplarında dolaşan bir haber şöyle: ''Seçimlerde kullanılan bilgisayar yazılımı sertifikasız çıktı'' YSK, ''Bilgisayar Destekli Merkezi Seçmen Kütüğü Sistemi'' için, yetkili tek kurum olan istanbul Teknik Üniversitesi Ulusal Yazılım Sertifikasyon Merkezinden sertifika almamış.
UYSM, sertifikalı yazılım eserlerinin üst düzey güvenlik koşulları altında kaydının tutulmasını ve geriye dönük hukuki inceleme yapılabilmesini sağlıyor.
Yazılanın muhatabı elbette YSK, verecekleri cevabın önemi var
Seçim programı SEÇSiSin sertifikası olması gerekiyor mu? Sertifikası var da, birileri bulanık suda, balık mı avlamaya çalışıyor?
Şeffaf Türkiye denildiğine göre, böyle bir sorunun cevabı mutlaka vardır. Peki kim verecek bu soruların cevabını? Bu güne kadar kimse verdi mi?
Kesin nüfus ve seçmen sayısı bilinmeyen bir ülkede yaşıyoruz ve normal seçimlere bile hile karışırken, seçimler internet üzerinden yapılmaya başlanıyor, bunu da Batı destekliyor tabi ki, Batı'nın desteklemesindeki amaç açık değil mi? Kumanda J.P.Morgan veya diğer seçimlerde onun yerine geçecek herhangi bir şirket sayesinde Abd'nin elinde, istedikleri gibi tek tuşa basarak seçim sonuçlarını ayarlayabilirler, değiştirebilirler, üstelik kesin bir seçmen sayısı belli olmadığından bir sağlama bile yapılamaz, birileri de çıkıp ''Halkın iradesi bizden yana!'' der istediği gibi
Tayyip Erdoğan'ın nasıl başa geldiği, gelmeden önce ne vaatler ile o mevkiye getirildiğini bilmeyenler ise Erdoğan'ın 2002yılında seçimlerden hemen sonra dönemin Abd Dışişleri Bakanı Paul Wolfowitz'e yazdığı mektubu okuyarak bir şeyleri anlayabilirler
(bkz: jp morgan)
güncel Önemli Başlıklar