bugün

demir yolu olmayan kuzey atlantikte bir ada.
Balık Avcılığı, Volkanik Arazi ve Gayzerler (Ateş ve Buzlar Ülkesi), Geleneksel Koyun Yetiştiriciliği, Başkent Reyjkavik, Gullfoss Şelalesi, Edda Destanı, Sky tatlısı, Saga halk öyküleri, Reyjkavik turfandalıkları ile ünlü ülkedir.
hemen hemen bütün bankaları iflas etmiş ülkedir.
ab üyesi olmak için dönem başkanı isveç'e başvuran ülke.
90'lı yılların ortasına doğru bjk'nin sverisson isimli bir futbolcuyu transfer ettiği ülke.

(bkz: gece gece akla gelen saçmalıklar)
(bkz: mum)
ilk olarak norveçliler tarafından keşfedilmesine rağmen daha sonra danimarka egemenliği altına girmişlerdir.
dünyada en çok gazete satılan ülke, nüfusun 1000'de 821'i gazete okuyor.
Human Development Index'e göre izlanda, yaşam kalitesi en yüksek olan ülke.
orjinal adı iceland olan bu ülkeye biz niye izlanda deriz anlayamıyorum. resmen buzadası işte!
220.000 internet kullanıcısı vardır. her yıl ortalama 350.000 civarı turist tarafından ziyaret edilmektedir. turist sayısı, nüfusundan fazla olan ender ülkelerden biridir.
izlanda, Atlas Okyanusu'nun kuzeyinde Grönland'ın güneydoğusu ile Norveç ve Britanya Adaları'nın arasında yer alan bir ada ve Avrupa ülkesi.
uzak ülkem...bilmiyorum neden ama izlanda'nın benim için ifade ettiği anlam yalnızlık gibi gelsede, bu yalnızlığın yanında gelen bi mutluluk ve dinginlik var. öyle acınıcak bi yalnızlık değil. kendini bulma gibi bişey.
(bkz: izlanda edebiyatı)
eğer yine satışa çıkarılırsa cool adam'ın almasını ve tüm sözlük yazarlarını oraya taşımasını istediğim gayzerler ülkesi.
Başbakanı eşcinsel olan ülkelerden biri.
izlana için denirki, birgün herşeyden vazgeçecek olursan gidebileceğin tek yer burasıdır. melankolinin başkentidir , bu nedenle çok iyi müzisyenlerr ve gruplar çıkmıştır. evlenmek hoş kerşılanmıyor ve kadınlar evlendiği takdirde soy isimlerini koruyorlar.
bjork dışında bir bok çıkaramayan ülkecik.
(bkz: huzur izlanda)
sınırlarındaki bir yanardağ patlamasi sebebiyle, tum avrupa ucuslarinin iptal olmasina sebep olan ulke.
nedense pek ciddiye alinmayan lakin 1 günde 200 milyon dolarlik zarara sebep olan yanardag patlamasinin husüle geldigi ülke. avrupa'da an itibari ile havayolu trafigi %70 gibi ciddi bir rakamla yapilamamaktadir. bunun yanisira bazi bölgelerde maskesiz sokaga cikilamiyor.
izlanda'da öğrenciler sınıflara ayakkabılarını çıkartarak giriyorlar,sadece çoraplarla ders işliyorlar bunun sebebi ise kendilerini evlerinde gibi rahat hissetmeleriymiş.
gündeme gelmek için her yolu deneyen ülke.
ulan göt kadar bir yersin, her yanın buzul, ağaç bile yok. nüfusun desen üç beş kişiden ibaret otur işte kıçının üstüne...
yok ekonomik kriz, yok ülkeyi satılığa çıkarmalar...
şimdi de yanardağ patlattı adiler. sanki pavyonda şampanya patlatıyorlar.
bi rahat durun allahaşkına yahu...
komşu komşunun külüne muhtaç dediysek eyjafjallajokulluna demedik izlanda! mahfettin bizi...
elflere gerçekten inanan insanlara sahip olan ülke, hatta izlandalı dostlarımın söylediğine göre elfler rahatsız olduklarından yolları değiştiren bu nedenle yer yer garip yollara sahip bir ülke. bu arada aman dikkat! elflere olan inanışları ile sakın dalga geçmeyin bozuluyorlar.
grönland'ın güneydoğusunda yer alan 320 bin nüfuslu ülke. ateş ve buzun aynı anda bulunabildiği, kazara doğmuş çocuk hesabı, volkanik patlamalar sonucu çook eskiden oluşmuş diyar. yirim.

göt kadar olmasına rağmen 4 adet büyük buzul vardır bu ülkede. langjökull, vatnajökull, hofsjökull ve myrdalsjökull. eyjafjallajokull da myrdal'ın batısında kalıyor yanlış hatırlamıyorsam, oralarda bir yerlerde.

hayatın güneybatıda yaşandığı bir ülkedir.

ólafsvik, reykjavík, keflavík, grindavík, kopavogur, hafnarfjördur, selfoss, akranes... nüfusun yoğun olduğu yer güneybatıdadır, kuzeyin fotoğrafları dahi insanın psikolojisini bozmaya yetmekte. ama imkân olursa gidip görmek, kafa sıyrılmışsa yaşamak lazım. hayat güneybatıda yaşansa ne olur, bisikletle yarım saatte gezerim zaten bütün izlanda'yı hehe.

öğrencilerin okullara çorapla girmesi bize garip gelir fakat oralarda absürd karşılanmaz. iskandinavya'da bu uygulamanın şey edildiği bazı okullar var, birkaç tane gördüm. ama tüm izlanda'da ya da iskandinavya'da "çocuklar dersliklere ayakkabıyla girmezler, o ne lan öyle pis pis?" diye bir kanun var mıdır bilmiyorum.

okulları bizimkinden çok farklı olduğundan ve çorapları kokan, beyaz çorap giyen ya da yırtık çorapla gelen öğrenciler bulunmadığından ayakkabısız okula girme işi sorun olmuyor. camilerdeki gibi bir zımbırtı var, ayakkabıyı çıkarıp bırakıyor, eve benzer ortamda öyle dolaşıyorsunuz. şu ana kadar bir adet sınıf gördüm. u şeklinde bir masa, bir öğretmen, masanın çevresine konuşlanmış öğrenciler var idi onda da. halı falan var, bildiğin ev gibi.

nüfus az olduğundan, öğrenci sayısı da az oluyor tabi. bizimki gibi 3 katlı okullar, merdivenler, koridorlar falan yok. o yüzden rahat rahat gidip geliyorlar okula. serbestlik var fakat o da sınırlı, öyle donsuz falan gelinemiyor yine. izlandalılar kibar insanlar, narin insanlar. çizgili pijamanızla giderseniz "sktir lan ne işin var burada!" demezler ama "ay bu ne yha" tribine girerler.

ayak fetişistleri için uygun bir ülke değildir okul anlamında. hatta ayak fetişizminden uzaklaşmanıza sebep olabilir zira içinde bulunduğumuz 2010 yılında okul kızlarının çoğu sumo güreşçileriyle yarışacak kapasitedeler. güzel kızları da çok güzel oluyor o ayrı. imkan varsa derslere falan girilmeli. hehe. yani "oyhş derslere çıplak ayakla giriyolar olm" diye kudurmamak lazım, hiç gerek yok böyle şeylere.

insanların soyad konusunda kasmadıkları bir yerdir aynı zamanda. evlenen kadınların erkeklerin soyadlarını almadıkları söyleniyor ama öyle bir durum yok ortada, erkeklerin soyadı yok çünkü. atıyorum, sven amcanın oğlu oluyor. soyadı svensson oluyor. ismet amcanın kızı olunca da soyad ismetsdóttir oluyor. yani onun kızı, bunun oğlu diyorlar.

herkesin soyadında oğlu, kızı olunca da soyad değiştirmenin anlamı kalmıyor. babamın adı meister olabilir ama eşim niye "babamın oğlu" olarak nam salsın ki? ya, o yüzden herkes kendi ismini kullanıyor paşa paşa. yoksa erkekleri adam saymadıklarından, kendi soyadlarını çok sevdiklerinden falan değil.

ve dış görünüşe önem veren insanların ülkesidir izlanda. insanlar genelde evde misafir edilir, tokalaşmak gelenek gibi bir şeydir. birisiyle buluşacaksınız, mekana gittiniz mesela, elinizi uzatıp gülümseyerek halló diyeceksiniz ki adam yerine koysun. öyle takım elbiseymiş, artistikmiş falan pek ziklemiyorlar. eşofmanla gitsen de olur ama efendi gibi, temiz giyinmen lazım.

işte öyle. huzur izlanda.