bugün
- hangi sözlükçüyü dövmek istersiniz16
- meral akşener14
- elini cebine atınca en az 5000 lira olmalı13
- kadir mısıroğlu mezarı13
- albay kemal21
- karıncaları öldürmeden evden uzaklaştırma yöntemi15
- zalbert ramstein14
- sokak ortasında ilişkiye giren muhafazakar çift22
- kablosuz sütyen20
- bugün yaşadığınız en üzücü olay11
- yazarların cinsel tercihi9
- icardi190537
- arkadaşlar sizce yakışıklı mıyım31
- müge anlı ile anadolu irfanı8
- seni allaha şikayet ediyorum erdoğan8
- meral akşener'in sarı saçları10
- peygamberlerin yahudi olması8
- gizli samyel24
- 6 haziran 2024 meb ile ilgili skandal iddia25
- kuresel ikinma'nın sözlüğe dönüşü10
- aşkım ben hiç osurmuyorum bizde genetik diyen kız11
- estetikle 30 yaşına dönen teyze8
- belediye otobüsüne kaçak binme yöntemleri10
- türklere peygamber gönderilmemiş olması19
- türk tarihinin en büyük komutanı rte dir18
- kadınlar konusunda bilmek istediğiniz ne var12
- okula gidiyorum sözlük9
- ronaldo'nun fenerbahçe'ye gelme ihtimali12
- kadir mısıroğlu üstadın hoplattığı oğlanlar18
- zalbert ramstein'in kürt olması15
- jose mourinho29
- sarılma ihtiyacı9
- havalar ısınınca orospu gibi giyinen kadınlar19
- kaç tane gerçek istanbullu tanıdınız17
- biz bu hayata çalışmaya mı geldik8
- sözlüğün bağımlılık yapması11
- 48 cm penisi olan adam12
- anın görüntüsü8
- türk kadınlarındaki en büyük sorun19
- türk polisinin güzel kızlara karşı olan nezaketi21
- merve boluğur11
- nude isteyen kız12
- güçlü kadınların ortak özellikleri17
- şanlıurfa da damattan istenilenler listesi13
- kocasına kahvaltı hazırlamayan kadın kusurludur10
- sözlüğün en iyi iki erkek yazarı12
- kemalistlerin insanları atatürk ten soğutması20
- magicovento13
- sözlüğün en iyi iki kadın yazarı34
- içinde hiç'a harfi geçmeyen bir cümle yazınü12
Demirören atatürkçü değil mi? Demir ağlarla o örmemiş miydi anayurdu dört baştan?
Kendisinin “rizeliliğini” övüyorum genelde. Malum kitle de korkudan sövemiyor bu övgüye çok eğlenceli oluyor.
zekeriya say 02. 09. 2021. yeni akit
kimin “ ahlaksız” olduğuna halk karar versin mi ismail?
baba ocağında iken ülkü ocakları’na takılıp nihal atsız okurken.
üniversite döneminde, sırf kız arkadaş edinebilmek için marjinal sol örgüt arayışına giren
kadıköy caddebostan plajı’http://ndahttps://www.ulu...n-insan-olmuyor/&w=bg denize donla giren vatandaşların paça boyunu ölçerek, “ boksır bana yakışıyor. istersem bunu da çıkarırım” şeklindeki bel altı seviyesinde haberlerle muhabirliğe adım atan
avrupa birliği’nin desteğiyle tekstil atölyelerinde çalışan gençlere yönelik cinsel eğitimleri, “ bir yıllık eğitim cinsel cehaleti azalttı” başlığıyla köpürten
1 mayıs eylemlerinde işçilerin sorunlarına yönelik gözlemler yapmak yerine, “ eşcinsel sapkınların açtığı” gökkuşağı renkli paçavraları ve “çürük değil, eşcinseliz, askere gitmeyeceğiz” sloganlarını haberleştiren
“nü”, yani anadan üryan resim çizen üniversite öğrencilerine yönelik tepkileri “ terör” diye nitelendiren
bir gün islamcı olup, canlı yayında tartıştığı insanların tümüne namaz kıldırırım iddiasında bulunan
ertesi gün, bırakın namaz kıldırmayı, evine misafir gelip, kıbleyi soran “annesi ile anneannesi” ne ancak komşusunun yardımıyla kıbleyi tarif edebilen…
din kültürü dersinden de namaz dualarını bilmediği gerekçesiyle çaktığını itiraf eden
sonra da kalkıp, “ fatih çarşamba’da kıyafet devrimi” başlıklı haberlerle çarşamba’nın gençlerinim artık altı pileli şalvar yerine, dört pileli yarı şalvar giydiğini yazan
tanıdığı kadınlardan erkek arkadaşları olduğu halde öpücük koparmaya çalışan
basit bir soru soran bir kadın yerel tv muhabirini öpücüklere boğan
bayan meslektaşlarına yönelik bel altı mesajlarının medyaya yansıması üzerine sansür talebinde bulunan
kendisi yürüyen bir “ testosteron hormonu” gibi davrandığı halde
“ şehvet” kelimesini başlığa taşıyarak, kurguladığı bel altı hikâyeleri kitaplaştıran
lenin, stalin posterleri ile oraklı- çekiçli bayraklarla süslenmiş duvarların önünde gururla komünist pozu veren
“benim ‘büyük atam yok’ filan yok, hiç olmadı, kendime de hiçbir zaman atatürkçü demedim” dediği halde, kemalistlerin kanallarından muhafazakârlara sallayan
ergenekon davasıyla ilgili “ panayır yeri gibi” başlıkları atarak ulusalcıları fetö’ cü savcıların kucağına atan
fetö’nün yayın organlarının kapatılmasını “ utanç verici bir ortaçağ zorbalığı” olarak nitelendiren
fetö’nün haberleşme programı bylock’u aklamak için amerika’ya giderek röportaj yapan
bir dediği bir dediğini tutmayan, hiçbir fikri alt yapısı olmamasına rağmen televizyon televizyon dolaşarak her konuda yorum yaparak “ herb.kolog” payesinin hakkını veren
kıvraklığından dolayı ibb başkanı ekrem imamoğlu’nun bile düğün hediyesi olarak, ortalama 30 bin tl’den satılan mustafa ayaz’a ait “dansöz” tablosunu armağan etmeyi uygun gördüğü
sırf sözcü’de çalışabilmek için “ asparagas” haberiyle ünlü ve “ külliye’deki chp’li” haberiyle yalancılığı bir kez daha tescillenen rahmi turan’ın, “benden özür dilesin” şartını yerine getirerek bir yalancıdan özür dileyen
buna rağmen, ato’nun toplantılarında “ basında ahlak” konusunu anlatma ahlaksızlığına imza atan
tanıyanların, “ ağzından küfrü eksik etmiyor” dediği ismail saymaz;
hdp ile ittifak kurduğu ve selahattin demirtaş’ın tahliyesini istediği için kemal kılıçdaroğlu’na demokratik tepki koyarak, selamını almayan ve torununa dokunmasına izin vermeyen münevver arıcı adlı kadına, hem de chp’nin kanalı halk tv’de, “rezil kadın, utanmaz kadın” şeklinde defalarca küfredince…
ben de ismail saymaz’ın kim olduğunu detaylı bir şekilde anlatayım da
çorumlu münevver teyze’nin mi yoksa ismail saymaz’ın mı “ rezil” ve “ahlaksız” olduğuna türk halkı karar versin istedim.
bu arada
chp’nin “ ebedi şef”i ismet inönü’nün oğlu erdal inönü “babam beni kucağına alıp bir kerecik okşayıp sevmemiştir” diyerek babasından hiç şefkat görmediğini itiraf etmişti.
inönü’nün itirafı aslında türk lider profilinin özetiydi.
zira türkiye’de çocukları kucaklama, sevme alışkanlığı, maalesef 17 ağustos depreminde ‘erkan bebek’ i kucağına alarak burnunu sıktıran abd başkanı bill clinton ile başladı.
clinton’ı kıskanan dönemin cumhurbaşkanı süleyman demirel de depremzede bir çocuğa burnunu sıktırmak için bin bir takla atmıştı.
türk siyasetçilerinin çocuk sevmesi, başkan erdoğan ile olağan hale geldi.
chp’nin başına siyasi dehasıyla değil de kaset kumpasıyla gelen kılıçdaroğlu da siyaset anlayışını erdoğan’ı taklit etmek üzere dizayn ettiği için stüdyoya girip şiir okumaktan tutun da birçok taklide imza attı.
hiç unutmam.
bir keresinde; kılıçdaroğlu, ertuğrul gazi türbesi’ni ziyaret etmiş, kucağına alarak sevgi gösterisinde bulunmaya çalıştığı 2 çocuğa az daha bıyıklarını yoldurmuştu.
10 yıl kadar önce de erdoğan’ın somali ziyaretini taklit etmek isteyen kılıçdaroğlu, ‘ somali’ye gidiyorum” diyerek kenya’daki dadaab mülteci kampı’nda bir gününü geçirdikten sonra gerisin geriye türkiye’ye dönmüştü. kemal bey’in bu sahteliğini kamptaki somalili çocuk da fark etmiş olmalı ki, kılıçdaroğlu kucağına alır almaz hançeresini yırtarcasına ağlamış
kemal bey de çaresiz çocuğu annesine geri vermek zorunda kalmıştı.
hasılı
sırf halktan biri gibi görünmek için kemal bey tarafından sergilenen bu “çocuk sevme” oyununun bitme zamanı artık gelmişti.
kimin “ ahlaksız” olduğuna halk karar versin mi ismail?
baba ocağında iken ülkü ocakları’na takılıp nihal atsız okurken.
üniversite döneminde, sırf kız arkadaş edinebilmek için marjinal sol örgüt arayışına giren
kadıköy caddebostan plajı’http://ndahttps://www.ulu...n-insan-olmuyor/&w=bg denize donla giren vatandaşların paça boyunu ölçerek, “ boksır bana yakışıyor. istersem bunu da çıkarırım” şeklindeki bel altı seviyesinde haberlerle muhabirliğe adım atan
avrupa birliği’nin desteğiyle tekstil atölyelerinde çalışan gençlere yönelik cinsel eğitimleri, “ bir yıllık eğitim cinsel cehaleti azalttı” başlığıyla köpürten
1 mayıs eylemlerinde işçilerin sorunlarına yönelik gözlemler yapmak yerine, “ eşcinsel sapkınların açtığı” gökkuşağı renkli paçavraları ve “çürük değil, eşcinseliz, askere gitmeyeceğiz” sloganlarını haberleştiren
“nü”, yani anadan üryan resim çizen üniversite öğrencilerine yönelik tepkileri “ terör” diye nitelendiren
bir gün islamcı olup, canlı yayında tartıştığı insanların tümüne namaz kıldırırım iddiasında bulunan
ertesi gün, bırakın namaz kıldırmayı, evine misafir gelip, kıbleyi soran “annesi ile anneannesi” ne ancak komşusunun yardımıyla kıbleyi tarif edebilen…
din kültürü dersinden de namaz dualarını bilmediği gerekçesiyle çaktığını itiraf eden
sonra da kalkıp, “ fatih çarşamba’da kıyafet devrimi” başlıklı haberlerle çarşamba’nın gençlerinim artık altı pileli şalvar yerine, dört pileli yarı şalvar giydiğini yazan
tanıdığı kadınlardan erkek arkadaşları olduğu halde öpücük koparmaya çalışan
basit bir soru soran bir kadın yerel tv muhabirini öpücüklere boğan
bayan meslektaşlarına yönelik bel altı mesajlarının medyaya yansıması üzerine sansür talebinde bulunan
kendisi yürüyen bir “ testosteron hormonu” gibi davrandığı halde
“ şehvet” kelimesini başlığa taşıyarak, kurguladığı bel altı hikâyeleri kitaplaştıran
lenin, stalin posterleri ile oraklı- çekiçli bayraklarla süslenmiş duvarların önünde gururla komünist pozu veren
“benim ‘büyük atam yok’ filan yok, hiç olmadı, kendime de hiçbir zaman atatürkçü demedim” dediği halde, kemalistlerin kanallarından muhafazakârlara sallayan
ergenekon davasıyla ilgili “ panayır yeri gibi” başlıkları atarak ulusalcıları fetö’ cü savcıların kucağına atan
fetö’nün yayın organlarının kapatılmasını “ utanç verici bir ortaçağ zorbalığı” olarak nitelendiren
fetö’nün haberleşme programı bylock’u aklamak için amerika’ya giderek röportaj yapan
bir dediği bir dediğini tutmayan, hiçbir fikri alt yapısı olmamasına rağmen televizyon televizyon dolaşarak her konuda yorum yaparak “ herb.kolog” payesinin hakkını veren
kıvraklığından dolayı ibb başkanı ekrem imamoğlu’nun bile düğün hediyesi olarak, ortalama 30 bin tl’den satılan mustafa ayaz’a ait “dansöz” tablosunu armağan etmeyi uygun gördüğü
sırf sözcü’de çalışabilmek için “ asparagas” haberiyle ünlü ve “ külliye’deki chp’li” haberiyle yalancılığı bir kez daha tescillenen rahmi turan’ın, “benden özür dilesin” şartını yerine getirerek bir yalancıdan özür dileyen
buna rağmen, ato’nun toplantılarında “ basında ahlak” konusunu anlatma ahlaksızlığına imza atan
tanıyanların, “ ağzından küfrü eksik etmiyor” dediği ismail saymaz;
hdp ile ittifak kurduğu ve selahattin demirtaş’ın tahliyesini istediği için kemal kılıçdaroğlu’na demokratik tepki koyarak, selamını almayan ve torununa dokunmasına izin vermeyen münevver arıcı adlı kadına, hem de chp’nin kanalı halk tv’de, “rezil kadın, utanmaz kadın” şeklinde defalarca küfredince…
ben de ismail saymaz’ın kim olduğunu detaylı bir şekilde anlatayım da
çorumlu münevver teyze’nin mi yoksa ismail saymaz’ın mı “ rezil” ve “ahlaksız” olduğuna türk halkı karar versin istedim.
bu arada
chp’nin “ ebedi şef”i ismet inönü’nün oğlu erdal inönü “babam beni kucağına alıp bir kerecik okşayıp sevmemiştir” diyerek babasından hiç şefkat görmediğini itiraf etmişti.
inönü’nün itirafı aslında türk lider profilinin özetiydi.
zira türkiye’de çocukları kucaklama, sevme alışkanlığı, maalesef 17 ağustos depreminde ‘erkan bebek’ i kucağına alarak burnunu sıktıran abd başkanı bill clinton ile başladı.
clinton’ı kıskanan dönemin cumhurbaşkanı süleyman demirel de depremzede bir çocuğa burnunu sıktırmak için bin bir takla atmıştı.
türk siyasetçilerinin çocuk sevmesi, başkan erdoğan ile olağan hale geldi.
chp’nin başına siyasi dehasıyla değil de kaset kumpasıyla gelen kılıçdaroğlu da siyaset anlayışını erdoğan’ı taklit etmek üzere dizayn ettiği için stüdyoya girip şiir okumaktan tutun da birçok taklide imza attı.
hiç unutmam.
bir keresinde; kılıçdaroğlu, ertuğrul gazi türbesi’ni ziyaret etmiş, kucağına alarak sevgi gösterisinde bulunmaya çalıştığı 2 çocuğa az daha bıyıklarını yoldurmuştu.
10 yıl kadar önce de erdoğan’ın somali ziyaretini taklit etmek isteyen kılıçdaroğlu, ‘ somali’ye gidiyorum” diyerek kenya’daki dadaab mülteci kampı’nda bir gününü geçirdikten sonra gerisin geriye türkiye’ye dönmüştü. kemal bey’in bu sahteliğini kamptaki somalili çocuk da fark etmiş olmalı ki, kılıçdaroğlu kucağına alır almaz hançeresini yırtarcasına ağlamış
kemal bey de çaresiz çocuğu annesine geri vermek zorunda kalmıştı.
hasılı
sırf halktan biri gibi görünmek için kemal bey tarafından sergilenen bu “çocuk sevme” oyununun bitme zamanı artık gelmişti.
zekeriya say 02. 09. 2021. yeni akit
kimin “ ahlaksız” olduğuna halk karar versin mi ismail?
baba ocağında iken ülkü ocakları’na takılıp nihal atsız okurken.
üniversite döneminde, sırf kız arkadaş edinebilmek için marjinal sol örgüt arayışına giren
kadıköy caddebostan plajı’http://ndahttps://www.ulu...n-insan-olmuyor/&w=bg denize donla giren vatandaşların paça boyunu ölçerek, “ boksır bana yakışıyor. istersem bunu da çıkarırım” şeklindeki bel altı seviyesinde haberlerle muhabirliğe adım atan
avrupa birliği’nin desteğiyle tekstil atölyelerinde çalışan gençlere yönelik cinsel eğitimleri, “ bir yıllık eğitim cinsel cehaleti azalttı” başlığıyla köpürten
1 mayıs eylemlerinde işçilerin sorunlarına yönelik gözlemler yapmak yerine, “ eşcinsel sapkınların açtığı” gökkuşağı renkli paçavraları ve “çürük değil, eşcinseliz, askere gitmeyeceğiz” sloganlarını haberleştiren
“nü”, yani anadan üryan resim çizen üniversite öğrencilerine yönelik tepkileri “ terör” diye nitelendiren
bir gün islamcı olup, canlı yayında tartıştığı insanların tümüne namaz kıldırırım iddiasında bulunan
ertesi gün, bırakın namaz kıldırmayı, evine misafir gelip, kıbleyi soran “annesi ile anneannesi” ne ancak komşusunun yardımıyla kıbleyi tarif edebilen…
din kültürü dersinden de namaz dualarını bilmediği gerekçesiyle çaktığını itiraf eden
sonra da kalkıp, “ fatih çarşamba’da kıyafet devrimi” başlıklı haberlerle çarşamba’nın gençlerinim artık altı pileli şalvar yerine, dört pileli yarı şalvar giydiğini yazan
tanıdığı kadınlardan erkek arkadaşları olduğu halde öpücük koparmaya çalışan
basit bir soru soran bir kadın yerel tv muhabirini öpücüklere boğan
bayan meslektaşlarına yönelik bel altı mesajlarının medyaya yansıması üzerine sansür talebinde bulunan
kendisi yürüyen bir “ testosteron hormonu” gibi davrandığı halde
“ şehvet” kelimesini başlığa taşıyarak, kurguladığı bel altı hikâyeleri kitaplaştıran
lenin, stalin posterleri ile oraklı- çekiçli bayraklarla süslenmiş duvarların önünde gururla komünist pozu veren
“benim ‘büyük atam yok’ filan yok, hiç olmadı, kendime de hiçbir zaman atatürkçü demedim” dediği halde, kemalistlerin kanallarından muhafazakârlara sallayan
ergenekon davasıyla ilgili “ panayır yeri gibi” başlıkları atarak ulusalcıları fetö’ cü savcıların kucağına atan
fetö’nün yayın organlarının kapatılmasını “ utanç verici bir ortaçağ zorbalığı” olarak nitelendiren
fetö’nün haberleşme programı bylock’u aklamak için amerika’ya giderek röportaj yapan
bir dediği bir dediğini tutmayan, hiçbir fikri alt yapısı olmamasına rağmen televizyon televizyon dolaşarak her konuda yorum yaparak “ herb.kolog” payesinin hakkını veren
kıvraklığından dolayı ibb başkanı ekrem imamoğlu’nun bile düğün hediyesi olarak, ortalama 30 bin tl’den satılan mustafa ayaz’a ait “dansöz” tablosunu armağan etmeyi uygun gördüğü
sırf sözcü’de çalışabilmek için “ asparagas” haberiyle ünlü ve “ külliye’deki chp’li” haberiyle yalancılığı bir kez daha tescillenen rahmi turan’ın, “benden özür dilesin” şartını yerine getirerek bir yalancıdan özür dileyen
buna rağmen, ato’nun toplantılarında “ basında ahlak” konusunu anlatma ahlaksızlığına imza atan
tanıyanların, “ ağzından küfrü eksik etmiyor” dediği ismail saymaz;
hdp ile ittifak kurduğu ve selahattin demirtaş’ın tahliyesini istediği için kemal kılıçdaroğlu’na demokratik tepki koyarak, selamını almayan ve torununa dokunmasına izin vermeyen münevver arıcı adlı kadına, hem de chp’nin kanalı halk tv’de, “rezil kadın, utanmaz kadın” şeklinde defalarca küfredince…
ben de ismail saymaz’ın kim olduğunu detaylı bir şekilde anlatayım da
çorumlu münevver teyze’nin mi yoksa ismail saymaz’ın mı “ rezil” ve “ahlaksız” olduğuna türk halkı karar versin istedim.
bu arada
chp’nin “ ebedi şef”i ismet inönü’nün oğlu erdal inönü “babam beni kucağına alıp bir kerecik okşayıp sevmemiştir” diyerek babasından hiç şefkat görmediğini itiraf etmişti.
inönü’nün itirafı aslında türk lider profilinin özetiydi.
zira türkiye’de çocukları kucaklama, sevme alışkanlığı, maalesef 17 ağustos depreminde ‘erkan bebek’ i kucağına alarak burnunu sıktıran abd başkanı bill clinton ile başladı.
clinton’ı kıskanan dönemin cumhurbaşkanı süleyman demirel de depremzede bir çocuğa burnunu sıktırmak için bin bir takla atmıştı.
türk siyasetçilerinin çocuk sevmesi, başkan erdoğan ile olağan hale geldi.
chp’nin başına siyasi dehasıyla değil de kaset kumpasıyla gelen kılıçdaroğlu da siyaset anlayışını erdoğan’ı taklit etmek üzere dizayn ettiği için stüdyoya girip şiir okumaktan tutun da birçok taklide imza attı.
hiç unutmam.
bir keresinde; kılıçdaroğlu, ertuğrul gazi türbesi’ni ziyaret etmiş, kucağına alarak sevgi gösterisinde bulunmaya çalıştığı 2 çocuğa az daha bıyıklarını yoldurmuştu.
10 yıl kadar önce de erdoğan’ın somali ziyaretini taklit etmek isteyen kılıçdaroğlu, ‘ somali’ye gidiyorum” diyerek kenya’daki dadaab mülteci kampı’nda bir gününü geçirdikten sonra gerisin geriye türkiye’ye dönmüştü. kemal bey’in bu sahteliğini kamptaki somalili çocuk da fark etmiş olmalı ki, kılıçdaroğlu kucağına alır almaz hançeresini yırtarcasına ağlamış
kemal bey de çaresiz çocuğu annesine geri vermek zorunda kalmıştı.
hasılı
sırf halktan biri gibi görünmek için kemal bey tarafından sergilenen bu “çocuk sevme” oyununun bitme zamanı artık gelmişti.
kimin “ ahlaksız” olduğuna halk karar versin mi ismail?
baba ocağında iken ülkü ocakları’na takılıp nihal atsız okurken.
üniversite döneminde, sırf kız arkadaş edinebilmek için marjinal sol örgüt arayışına giren
kadıköy caddebostan plajı’http://ndahttps://www.ulu...n-insan-olmuyor/&w=bg denize donla giren vatandaşların paça boyunu ölçerek, “ boksır bana yakışıyor. istersem bunu da çıkarırım” şeklindeki bel altı seviyesinde haberlerle muhabirliğe adım atan
avrupa birliği’nin desteğiyle tekstil atölyelerinde çalışan gençlere yönelik cinsel eğitimleri, “ bir yıllık eğitim cinsel cehaleti azalttı” başlığıyla köpürten
1 mayıs eylemlerinde işçilerin sorunlarına yönelik gözlemler yapmak yerine, “ eşcinsel sapkınların açtığı” gökkuşağı renkli paçavraları ve “çürük değil, eşcinseliz, askere gitmeyeceğiz” sloganlarını haberleştiren
“nü”, yani anadan üryan resim çizen üniversite öğrencilerine yönelik tepkileri “ terör” diye nitelendiren
bir gün islamcı olup, canlı yayında tartıştığı insanların tümüne namaz kıldırırım iddiasında bulunan
ertesi gün, bırakın namaz kıldırmayı, evine misafir gelip, kıbleyi soran “annesi ile anneannesi” ne ancak komşusunun yardımıyla kıbleyi tarif edebilen…
din kültürü dersinden de namaz dualarını bilmediği gerekçesiyle çaktığını itiraf eden
sonra da kalkıp, “ fatih çarşamba’da kıyafet devrimi” başlıklı haberlerle çarşamba’nın gençlerinim artık altı pileli şalvar yerine, dört pileli yarı şalvar giydiğini yazan
tanıdığı kadınlardan erkek arkadaşları olduğu halde öpücük koparmaya çalışan
basit bir soru soran bir kadın yerel tv muhabirini öpücüklere boğan
bayan meslektaşlarına yönelik bel altı mesajlarının medyaya yansıması üzerine sansür talebinde bulunan
kendisi yürüyen bir “ testosteron hormonu” gibi davrandığı halde
“ şehvet” kelimesini başlığa taşıyarak, kurguladığı bel altı hikâyeleri kitaplaştıran
lenin, stalin posterleri ile oraklı- çekiçli bayraklarla süslenmiş duvarların önünde gururla komünist pozu veren
“benim ‘büyük atam yok’ filan yok, hiç olmadı, kendime de hiçbir zaman atatürkçü demedim” dediği halde, kemalistlerin kanallarından muhafazakârlara sallayan
ergenekon davasıyla ilgili “ panayır yeri gibi” başlıkları atarak ulusalcıları fetö’ cü savcıların kucağına atan
fetö’nün yayın organlarının kapatılmasını “ utanç verici bir ortaçağ zorbalığı” olarak nitelendiren
fetö’nün haberleşme programı bylock’u aklamak için amerika’ya giderek röportaj yapan
bir dediği bir dediğini tutmayan, hiçbir fikri alt yapısı olmamasına rağmen televizyon televizyon dolaşarak her konuda yorum yaparak “ herb.kolog” payesinin hakkını veren
kıvraklığından dolayı ibb başkanı ekrem imamoğlu’nun bile düğün hediyesi olarak, ortalama 30 bin tl’den satılan mustafa ayaz’a ait “dansöz” tablosunu armağan etmeyi uygun gördüğü
sırf sözcü’de çalışabilmek için “ asparagas” haberiyle ünlü ve “ külliye’deki chp’li” haberiyle yalancılığı bir kez daha tescillenen rahmi turan’ın, “benden özür dilesin” şartını yerine getirerek bir yalancıdan özür dileyen
buna rağmen, ato’nun toplantılarında “ basında ahlak” konusunu anlatma ahlaksızlığına imza atan
tanıyanların, “ ağzından küfrü eksik etmiyor” dediği ismail saymaz;
hdp ile ittifak kurduğu ve selahattin demirtaş’ın tahliyesini istediği için kemal kılıçdaroğlu’na demokratik tepki koyarak, selamını almayan ve torununa dokunmasına izin vermeyen münevver arıcı adlı kadına, hem de chp’nin kanalı halk tv’de, “rezil kadın, utanmaz kadın” şeklinde defalarca küfredince…
ben de ismail saymaz’ın kim olduğunu detaylı bir şekilde anlatayım da
çorumlu münevver teyze’nin mi yoksa ismail saymaz’ın mı “ rezil” ve “ahlaksız” olduğuna türk halkı karar versin istedim.
bu arada
chp’nin “ ebedi şef”i ismet inönü’nün oğlu erdal inönü “babam beni kucağına alıp bir kerecik okşayıp sevmemiştir” diyerek babasından hiç şefkat görmediğini itiraf etmişti.
inönü’nün itirafı aslında türk lider profilinin özetiydi.
zira türkiye’de çocukları kucaklama, sevme alışkanlığı, maalesef 17 ağustos depreminde ‘erkan bebek’ i kucağına alarak burnunu sıktıran abd başkanı bill clinton ile başladı.
clinton’ı kıskanan dönemin cumhurbaşkanı süleyman demirel de depremzede bir çocuğa burnunu sıktırmak için bin bir takla atmıştı.
türk siyasetçilerinin çocuk sevmesi, başkan erdoğan ile olağan hale geldi.
chp’nin başına siyasi dehasıyla değil de kaset kumpasıyla gelen kılıçdaroğlu da siyaset anlayışını erdoğan’ı taklit etmek üzere dizayn ettiği için stüdyoya girip şiir okumaktan tutun da birçok taklide imza attı.
hiç unutmam.
bir keresinde; kılıçdaroğlu, ertuğrul gazi türbesi’ni ziyaret etmiş, kucağına alarak sevgi gösterisinde bulunmaya çalıştığı 2 çocuğa az daha bıyıklarını yoldurmuştu.
10 yıl kadar önce de erdoğan’ın somali ziyaretini taklit etmek isteyen kılıçdaroğlu, ‘ somali’ye gidiyorum” diyerek kenya’daki dadaab mülteci kampı’nda bir gününü geçirdikten sonra gerisin geriye türkiye’ye dönmüştü. kemal bey’in bu sahteliğini kamptaki somalili çocuk da fark etmiş olmalı ki, kılıçdaroğlu kucağına alır almaz hançeresini yırtarcasına ağlamış
kemal bey de çaresiz çocuğu annesine geri vermek zorunda kalmıştı.
hasılı
sırf halktan biri gibi görünmek için kemal bey tarafından sergilenen bu “çocuk sevme” oyununun bitme zamanı artık gelmişti.
güncel Önemli Başlıklar