bugün

''hiç ilginç insanlar geliyor mu???'' diye sordum bir kaç aydır ankarada doktorluk yapan kıvırcık saçlı akrabamıza ''olmaz mı'' dedi. ''düşün sıradan bir yerde çalışan kasiyer bile türlü türlü insanlarla karşılaşıyor, gariplikler yaşıyorken biz hastalıklı insanlarla uğraşıyoruz'' deyip ''bak anlatayım bir tane...'' diye ekledi, dinlemeye koyuldum;

yaşlı teyze ve yaşlı bir amca var buraya geldim geleli her gün geliyorlar hastaneye. malum otobüsler de bedava...kah ilaç yazdırıyor kah tahlil yaptırıyor, kah muayene oluyorlar ama hergün kesin geliyorlar, onlar için doktora gelmek sosyal aktivite, boş zamanlarını dolduran hobi olmuş....

neyse geçenlerde teyze yine geldi ama yanında amca yok, tabi merak ettik biz. teyze muayene için odama gelince ''teyze amca nerede, o neden gelmedi'' diye sordum ''o bugün gelmedi'' dedi teyze ''hasta evde yatıyor...''

(bkz: ironinin kralını yapmak)
minübüse verdiğin 1 ytl ile geldiğin gecekondu mahallesinde yükselen çok katlı alüminyum doğrama kaplı lüks işyerinde philips marka lcd ekran monitöre bakarak sözlüğe entry girmektir...
ironi; daha uzun bir ya$am icin spor yapılmasını tavsiye eden doktorun spor yaparken ölmesi.
günümüzde cok kulanılan ama iqsu düşük ya da yasları küçük insanların anlamayıp hemen atladıkları durum.
"senin kollarını kırar eline veririm", gibidir.
ironi, bazen acı bazen de komiktir. bazen de ikisini aynı anda hissettirir. hani acı acı gülmek gibi. mesela bir şeyin olacağını tahmin edersiniz, ama beklersiniz. engel olunacak bir durum yoktur zira. sadece beklersiniz. ve hakikaten de olur. işte bu bir ironidir. hayatın size karşı bir ironisidir. çünkü o olacağını tahmin ettiğiniz şey iyi bir şey değildir. ve gerçekleşir. sonra acı acı 'haklı çıktım' gülümsemesi atarsınız. iyi bir şey beklediğinizde gerçekleşmez de, beklenen şey olumsuz bir şeyse hemen gerçekleşir. murphy yasaları gibidir ama daha ironik olanıdır. sizinle olması, yapılması beklenen bir şeyin bir başkasıyla gerçekleşmesi de ironidir mesela. ne olursa olsun kendinizi hep aynı yerde bulmanız, hep aynı şeylere şahit olmanız da ironidir. her şeyin güzel giderken boka batması da ironidir. mutlu zannederken kendinizi, mutsuzluğu iliklerinize kadar hissetmeniz de ironidir. kalkarken düşmeniz, tırmanırken yuvarlanmanız, gülerken susmanız, içerken kusmanız, yaşatırken öldürmeniz, yaşarken ölmeniz.. hepsi.. hepsi kocaman, sikik birer ironiden ibarettir. zaten hayatın kendisi başlı başına bir ironidir. o zaman hep söylediğim gibi; hayatı da sikeyim, ironiyi de.
ironinin anlamını bilmeyen birinin, habire "ironi" kelimesini kullandıktan sonra, birinin çıkıpta "yahu ne alakası var" diyememesi.
çok kısa boylu bir adamı, sırık osman lakabı takılması gayet ironiktir.
Gülmece. Söylenen sözün tersini kastederek kişiyle veya olayla alay etme*.
(bkz: ramazanda yayinlanan coca cola reklamlari)
evinize sevmediğiniz kişilerin misafirliğe geleceğini öğrendiğinizde, her şeyin dört dörtlük olması için canla başla hazırlanmanız.
görsel
uludag sozluk te oturmayan sanat.
98 yaşında piyangoyu bilen adamın ertesi gün ölümü
şarabınızın içine düşmüş bir karasinek
düğün gününüzde yağan yağmur
parasını ödedikten sonra ata bedava binildiğini öğrenmeniz
güzel bir öğüt, hiç öğrenemediğiniz
ne zaman karşımıza çıkacağını hangimiz biliriz ki?

hayat, siz herşey yolunda gidiyor diye düşünürken kurar komik tuzaklarını
ve hayat, herşey berbat giderken sihirli bir dokunuşla değiştirir dünyanızı

geç kaldığınız halde sıkışan trafiktir ironi
sigara paketinin üzerindeki " no smoking" işaretidir
tek ihtiyacınız olan bir bıçak iken on bin tane kaşık bulmanızdır
rüyalarınızın erkeğiyle tanışmak ve sonra güzel eşiyle tanışmaktır

bunlar ironik değildir de nedir? sizce de öyle değil mi?
hatta biraz fazla ironik değil mi? evet öyle kesinlikle.

(bkz: ironic)* *
ahmet türk'ün soyadının türk olması.
(bkz: roj tv nin mhp kongresini naklen yayınlaması)