bugün

Son derece mutlu olan bi insanın bile içini karalar bağlatmaya sahip mekanlardır.

Mezarlık

Devlet dairesi bunlardan birkacıdır.
ortamı paylaştığınız insana göre değişen yerlerdir. hastaneler ise yalnızsanız koşulsuz mutsuzluk vericidir.
insanların düşmek istemediği iki yer vardır. biri hastane diğeri hapishane.
sevilmeyen insanlarla zorunlu olarak aynı ortamda bulunduğun mekanlardır.
üniversite.
ayrılırken ve her gittiğimde.
-sevdiğinizi bile defnettiğiniz mezarlıklar.
dün beraber gülüp beraber ağladığınız, beraber yediğiniz içtiğiniz birini koyuyorsunuz toprağa. bu nokta bile mutsuz ederken, insanın aklına "yarın ben de gideceğim." diye düşünmeye başlıyorsunuz.

-zamanın en ağır geçtiği mekan olan hastane köşeleri.
o kokukuyu duymak bile yetiyor. bir tanıdığınızı ziyarete giderken bile o hastanede geçirdiğiniz zamanlarınız aklınıza geliyor.

-sevdiklerinizle beraber vakit geçirdiğiniz yıkılan mekanlar veya "sizsiz" kalan yerler (ev, yurt, park vs.).
morglardır, tek başınaysa karanlık bir orman da olabilir.
geçmişte yıllarını geçirdiğin, mutlu olduğun mekanlar. üniversite yıllarımı geçirdiğim yer. belli bir süre sonra oraya gittiğimde, o mutluluğu yaşadığım insanların hiçbiri tıpkı ben gibi orada yaşamıyordu artık. kendimi çok kötü hissetmiştim. yabancı gibi. orayı çok seviyorum ama tekrar gitmeye cesaret edemiyorum. belki, birkaç arkadaş toplanıp gideriz bir ara.
eminönü alt geçit. yirmi yıl önce gittiğimde nasıl karamsarlık varsa, bugün yine gitsem aynı karamsarlık.
Preklinik.
bir adım bile ilerlemeyen kuyruk.