bugün

kendi çapında akademisyenlik taslayan ancak öğrencilere birşey veremediğini ve sadece kendi dersinden değil komple fakulteden soguttugunu farkedemeyen türkçe özürlü soguk hoca olarak antalatırlar.belki farkediyordur da umurunda değildir?
anayasa hukuku dersini marmara üniversitesinin demir leblebisi yapan prof. anayasadan kalanların adını günde beş kez zikrettikleri hoca.
hem tembel hem inek olan hukukçuların alttan kalan butun derslerine buldukları bahane.
bir ayağı çukurda bir ayağı fransada dediğim anayasa hukuku profesörü
dersinden geçmek için kendi kitaplarını okumak şarttır
an itibariyle hulki cevizoğlu isimli ilkokul öğrencisi formatlı bir mantık örgüsüne sahip fanatik kişiye çok sağlam örtülü ayarlar veren kişi...
sık sık eeelerek, oolayarak konuşur. seyrek kır saçlarıyla sevimli bir görüntü çizer. yaş ortalaması 18 olan birinci sınıf güruhu için fazla ağır bir hocadır. öğrencinin seviyesine inip anlaşılır bir şekilde anlatamadığı için sevilmeyebilir ancak bilgisi, kültürü, nazik konuşması müthiş saygı uyandırır.
cümlelerindeki uzunluk ve devriklik kitabına da yansımıştır. sayfanın başında cümle başlar, cümlenin sonu sayfanın sonuna tekabül eder.
derste sorduğu her sorunun yanıtı olarak ' erkler ayrılığı'' verilebilir. sorunun en doğru yanıtı bu olmasa da ''yani evet o da var'' diyerek tamamiyle yanlış bir cevap olmadığını söyler.
ve bir de bir keresinde bir konferansa fransız bir hoca arkadaşını getirmişti. ikisi yanyana durduğunda kaboğlu, tarzıyla duruşuyla ötekinden daha fransız görünmüştü.
sahip olduğu kapasite nedeniyle bu ülkenin önemli değerlerinden biridir-sevilse de sevilmese de-
10 aralik platformunda da etkin olarak yer aliyordu kendileri bir zamanlar.o zaman ertugrul günay da takilirdi oralara.
20.03.2008 günü yayınlanan 32. gün programında parti kapatma ile ilgili muhteşem bir açıklama getirmiş anayasa hukukçusu profesör.

--spoiler--
bakınız türkiye nin en çok parti kapatan ülkelerden biri haline gelmiştir ve hatta parti çöplüğü kıvamına gelmiş bir ülkedir. türkiye de parti kapatmanın üç temel unsuru üç sac ayağı vardır.

1. hukukçuların kendi daralttıkları alanlardan ötürü siyasilerin siyaset yapamaması siyaset yapacak alan bulamaması.

2. bu davayı açmaya yetkili kurumların yetkilerini görevi suistimal etmeden siyasi bir kaygı taşımadan uygulaması.

3. siyasi partilerin laiklik demokrasi ve bölünmez bütünlüğe zeval getirecek harekette bulunması.
--spoiler--
çağdaş yaşamı destekleme derneği genel başkan yardımcısı. müthiş bilgili bir anayasa hukuku profesörü. dersinden pek bir şey anlamasam da o konuşsun, ben dinleyeyim, öyle birikimli bir kişilik.
marmara hukukun son derece medyatik anayasa hukuku profesörüdür.günlerden yaz güneşli sokaklar işçi bayramını kutlayabilmek için taksime akma mücadelesindeyken kaboğlu hoca final arifesinde son derslerinden birini yapacaktır.anfideki mahşeri kalabalığı gören ibrahim hocanın canı sıkılır ve sorar 'bugün 1 Mayıs neden hepiniz buradasınız' anfiyse anlayışsız ve çıkışsız bir sukunetle cevap verir..
birgün gazetesi yazarı, marmara üniversitesi anayasa kürsüsü başkanı, azınlık raporu yazarı, sol görüşlü prof. daha bir sürü sıfatı vardır da şimdi aklıma gelmedi. kendi çapında rekorları mevcuttur 58 yaşında baba olmak, 1400 kişilik sınav yapmak, 500 kişilik kucak kucağa oturduğumuz (bana birisi go dancer yollamış o ara farketmedi kimse o derece kucak kucağa) bir anfiye ders anlatmak gibi.
her şeye rağmen anayasa dalında türkiye'deki en iyi isim belkide. iktidarla bu kadar arası bozuk olmasa (-ki sürülmüştür doğuya zamanında)gelen anayasa mahkemesi üyeliğini elinin tersiyle itmese falan çok daha ünlü olurdu eminim. erdoğan teziç gibi 5 tane, bülent tanör gibi 3 tane, ergün özbudun gibi 2 tane yer.
(bkz: pek datlı)
burdan kendisine bir çemkirişte bulunmak istiyorum. " hocam bittik yemin ediyorum, yine kaldık yine kaldık. bak bu 4 oldu, yarın benim bırakacağın bir sınava gelicem, depresyondayım, çok üzerime geliyosun".
rahatladım gibi. yine de seviyorum ben bu adamı.
marmara üniversitesi hukuk fakültesi'nde anayasa kürsüsü başkanıdır. dersine giren öğrenciler için bir işkencedir. o bir şeyler mırıldanır ve siz koskoca iki dersin sonunda ''ne işledik lan bugün biz?'' diyebilirsiniz. ama bu engin bir anayasa bilgisine sahip olduğunu değiştirmez.

ayrıca birgün gazetesi'nde yazmaktadır.

http://www.birgun.net/wri...3&year=2010&month *
tam donanımlı bir kişilik, ses tonundan dahi kalitesi bellidir.
seveni çok sever, sevmeyeni hiç sevmez. henüz bir sınavına girmedim ama zor olduğunu tahmin edebiliyorum. yine de şimdiden ihtisas alanımı anayasa hukuku olarak belirlememe yardımcı olan insandır. sayılı anayasa profesörlerindendir.
''hoşgörü hoşgörülemezi hoşgörmek değildir'' sözünün sahibi anayasa profesörüdür.
Öğrencilik yıllarımda, boşalırken bile "normlar hiyerarşisi" diye bağırdığından şüphe ettiğim; okuldan sonra "yasamayı tek ayakla yürütüp koluna yargıyı soktunuz, nerede ulan normlar hiyerarşisi" diye böğürdüğüm eli öpülesi Hocam..
hocamızın dersinde gerçekten bir şey anlamadığımız ve sıkıldığımız doğrudur. Ancak bu onun değil bizim yetersizliğimizden kaynaklanmaktadır. Kaliteli ve donanımlı bir kişiliktir. Ders sonunda hukuk fakültesine yeni girmiş bir öğrencinin saçma sapan sorularını dahi dinleyecek kadar da naiftir.
elimdeki 'özgürlükler hukuku' adlı kitabından kamu hukuku dersini aldığımız akademisyendir. gerçekten kitabının tam bir felaket olduğunu düşünüyorum. aradığım hiç birşey açıkça cevaplandırılmamış. sanıyorum soru cümleleri kurmayı çok seviyor çünkü soruyu sorup cevabını vermeden geçiştirmiş gibi sanki bütün kitap.
ya da benim hukuk bilgim çok zayıf. ama gerçekten bütün fakültenin şikayetçi olduğu bir kitap yazmıştır.
Şuanda dersinde olduğum prof. ilginç düşünceleri var sanırsam düşünce özgürlüğüne önem veriyor kendisi. Bakalım ilk defa girdiğim dersinden bir şey anlamasam da bunu ilk olmasına bağlıyorum.
bilgi görgü ve potansiyeliyle hukuk fakültesi 1.sınıf öğrencilerine cok ağır geldiğine inandığım hoca. haliyle seviyeye inemeyerek ben dahil bir cok arkadasımın sudan Çıkmış balığa dönmesine sebep olmuştur. bu nedenle marmara hukukta anayasa hukuku derslerinin 1 değil 2. sınıfta verilmesini hep savunmuşumdur. * ayrıca diğer profesörlerden en büyük farkı öğrencilerine olan saygısıdır. diğer hocalar önümüzden geÇerken bizi görmezlikten gelirken ibrahim kaboğlu tanısın tanımasın bütün samimiyetiyle selam verir ya da verilen selama aynı iÇtenlikle ve sempatisiyle karşılık verir.
ilerde anayasa dersini ibrahim kaboglundan almistim diyerek gururlanacagim.ancak dersine pek gitmedim ancak gidipde uyumadigim zamanlarda o bitmeyen cumlerinin arasinda surekli denge fren mekanizmasini duydugum marmara universitesi hukuk fakultesi anayasa hukuku profesoru.

hocanin kitabini okuyamadan dersten gecemeyecegimi cok duyup ilk vize icin okumaya calisip anlamayip "anayasayi kolaylastiran" kemal gozler okuyup gecmistim.

ayrica hocanin derste selfi cekmeye calisan bir arkadasi gorup ogrenci ile aralarinda yasanan diyalogda kabogluna dair aklimda kalacak komik bir anidir.

ogrenciyi kursuye cagirip burdan cek banada atarsin demisti sonra kiz tum amfiyi alabilsim diye baya ugrasmisti evey guzel bir aniydi.

eklemeden gecemem kaboglu hocanin gulusude arkadas ortaminda konusup hosumuza gittigini beyan ettigimiz bir baska durundur.

Denge fren mekanizması onemlidir, kaboglu hoca cumleleri bitmesede yada bazen uykumuz gelsede cok iyi bir profesordur.
"Devletin başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına karşı gerçekleştirdiği katliam ve uyguladığı bilinçli sürgün politikasından derhal vazgeçmesi gerekiyor"

O bildirgeye imza atarak , gözümde biten bir daha asla derslerine girmeyecegim hocadir.
Son yayımlanan KHK ile görevden ihraç edimiştir.

https://tr.sputniknews.co...brahim-kaboglu-khk-ihrac/
ihraç edilen isimler içerisinde en tuhaf olandır. Değişik. Evet.