bugün

bir zamanlar belediyelerce insanların uygulanması sağlanan, "herkes kendi kapısının önünü süpürürse dünya tertemiz olur" kampanyası.
her zengin bir fakire yardım etse fakirlik mi kalır ayol bu memlekette mantığının titiz versiyonu
cok sacma bir olay. önemli olan kapinin önünü süpürmek degil, genel olarak cevreyi kirletmemek, cöpleri cöp kutularina atmak ve yerleri, cevremizi bastan temiz tutmak.

süpürme isine gelince, sanirim babam ceza olarak beni zorlamisti, ya da karsiliginda arabayi mi verecekti hatirlamiyorum ama bu olayi bir kere yaptim. yan komsudan sapli bir süpürge ve faras aldim, sokak kapisinin önünü süpürdüm, pislikleri topladim. yoldan gelip gecenlerin hepsi tip tip bakiyorlardi, bazilar laf attilar hatta. ben de onlara laf attim, icimden de baska laflar attim birilerine.
(bkz: bu da böyle bir animdir)
askerde dış kapının önündeki mıntıkayı süpürürken her gün düşünülebilen durum.düşündükçe anlaşıldığı kadarıyla da gerçekleşmesi için her eve bir asker tahsis edilmesi gereken de durum.
bayramlarda gerçekleşen hadisedir. bayanların inanılmaz geometri kabiliyetlerinin olduğuna inanılmasına neden olan durumdur. oyle titizlikle kapı süpürülür ki evin kenarlarından bir ışın gecirildiğinde tam temizlik hattının üzerinden gecer...
-kardesim herkes kendi kapısının önünü süpürse bütün şehir tertemiz olur.
--doğrusun haluk abi. hazır elin değmişken bizim kapıyı da süpürüver be abicim...
-^^!!^^
--maksat şehir temiz olsun, dimi ama ?
sürekli eleştiren ancak kendisine yöneltilen eleştiriyi asla kabul etmeyen aşırı egoistin hak ettiği sözdür.
herkesin kendi üstüne düşeni tam olarak yerine getirmesi sonucu oraya çıkması beklenen düzen.