bugün

en yakınım dediğin arkadaşından, dostundan, kardeşinden hiç ummadığın bir kazık yediğinde artık güvenecek hiçbir şeyinin kalmadığını görür, zaten bundan sonra da karşına çıkan hiçbir şeye güvenemeyeceğini bilir ve bu duyguyu içinin en derinliklerine yerleştirirsin. karşına çıkan herkese düşman gözle bakmazsın belki ama yeri geldiğinde içine yerleşmiş olan nefret karşındakinin en ufak bir açığını yakalayıp ona zarar vermene sebep olur.
sevgiliden ayrılınması sonucunda vuku bulan durumdur.
genellikle genç kızlarımızı regl dönemlerinde bulan ruh halidir. bu nefret etme durumu dayanılmaz sancılarla birlikte, erkeklerden nefret etmekle başlar *, her şeyden nefret etmeyle son bulur. ama geçicidir efendim, paniğe hacet yok.
satanist özentisi ergen hali.
muhakkak sevdiği bir şey vardır 'her şeyden nefret ediyorum.' diyen kişinin, dolayısıyla yalandır, dolandır, böyle bir şey mümkünat dahilinde değildir.
sevdiği şeyler olduğuna kanaat getirmek zordur. lâkin nefret etmediği şeyler vardır.*
(bkz: ergenlik)
özünde kendini sevmeyen insanlarin yaptığı eylemdir.
Kendinden nefret etmekle başlar...
ergenlerde sıkca görelebilen hissiyattır.
hezeyan fırtınasına tutulan kişidir...

sabah olur, güneş doğar, kuşlar öter ve akan trafiğe, denize, insanların telaşesine dalarak hezeyanı diner ve yaşamla yeniden barışır...

her gün yeni bir umuda doğar...
kendini çok sevmekle başlar.. insanları çok önemsemekler ilerler ..
imkansızdır. eğer her şeyden nefret ettiğinizi düşünüyorsanız sizi böyle düşünmeye iten değer verdiğiniz bir şeyler mutlaka vardır.
herkesden, her şeyden nefret ettiğini vurgulama cümlesidir.

hayatı sadece makara sananlardan, sürekli eğlence peşinde koşanlardan, karı kız için kendisine şerefsiz dedirte bilen erkeklerden, ortamlara girmek uğruna her gece başka bir erkekle beraber olan kızlara, hayatın gerçeği olan ölümü unutanlara, sürekli zengin olmak için çabalayan ve çalanlardan, elalemi kandırmak için sürekli yalan söyleyenlerden, bir hiç uğruna birbirinin canına kıyanlardan, sadece laf olsun diye konuşanlardan

nefret ediyorum.
kendisiyle alakalı sorunları olan ergen cümlesi.

zaten ben her zaman söylemişimdir; liseli olmak bir orta öğretim kurumunda öğrenci olmak gibi bir tanıma sığdırılamaz. daha farklı bir şeydir liselilik...
ve söz veriyorum

kırmızı rujlu sokakların
aşağılık pazarlıkların
adı anılmayacak benle
bir çiçeğim halk ormanında
fışkırdım başkaldırıyorum.
Bir ergenin haykırışı. Yavaşça uzaklaşın oradan.
zamanı durdurmayı istemek gelir arkasından..

aslında hissettiği insanın nefret değildir. ama çözemez tabi ilk bakışta. evet öyle.
gidin bir psikolağa görünün arkadaşım öyle şey mi olur ya?
kendini kandırmaktır. öyle paragraflar dolusu felsefe yapmanın alemi yok. insan doğası gereği her şeyden nefret edemez. (bkz: 404 not found)
doğan güneşten, aldığım nefesten, tutan elimden, yürüyen ayağımdan, gören gözümden, üzerine bastığım topraktan-asfalttan... allah belasını versin her şeyin allah kahretsin her şeyi demektir.
umutsuzlukla yoğrulmuş geçici bir bunalımdır, aşık olunca geçer.
Senin gibi kızın ta amk. Hayatımın içine ettin.
insanın ciğerlerine öfke çekmesi ile gerçekleşen dakikalık zaman dilimleri ile sınırlı kalmazsa sıkıntı uyandıracak pis, nalet bir durumdur.

kişi bu durumda kimseyi, hiçbir şeyi siklemez, sevmez, nefret eder.
(bkz: sinir)
Ölmek ile yaşamak arasında sürekli gidip gelmektir. Doğdun, daha dün çocuktun, salak salak davranıyordun ama mutluydun. Sonra okul başladı. Seni şekillendirdiler. Büyüdün. Bir baltaya sap olman gerekiyor. Sonra iş bulup, evlenmek, yaşlanıp gebermek. Hiç doğmamış olmak ne güzel olurdu. Bir yandan bakıyorsun ne acılar var. Seninkilerin yanında hiç kalır. Ama yine de kendini iyi biliyorsun, en iyi kendini tanıyorsun. Tutunacak bir dalın yoksa vicdan azabı birlikte geliyor. Ailene karşı borçlu hissediyorsun en çok. Her şeyden bıksan hiçbir yaşama amacın kalmasa yine de bu borç seni bekletiyor boş yere. Ama sonuç ne olacak ? Hiçbir şey. Zaten tüm her şey hiç. Bunu biliyorsun yine de şu vicdan azabı yok mu ? Gidip bir uçurumdan atlatmıyor insanı.