bugün

'güneş peygamberlerden sonra hz ebu bekir'den hayırlı hiç kimsenin üzerine doğmamıştır.' methine mazhar olmuş peygamberlerden sonraki en hayırlı insan.
not: eksilere bakılırsa sözlükte hayli şia var.
Peygamber Efendimiz (sav) “Bütün insanların imanı bir kefeye, Ebu Bekir'in imanı bir kefeye konsa, onun imanı ağır basardı.” demiştir.
PEYGAMBERLERDEN SONRA ÜZERiNE GÜNEŞiN DOĞDUĞU EN HAYIRLI iNSAN.
Peygamberimizin ebedi dostu.Bugün ölüm yıl dönümüymüş.Örnek insan.

görsel
sünni islama göre hz muhammed'den daha ileri görüşlüdür. Çünkü ebu bekir kendinden sonra yerine ömer'i tayin etmiştir ama haşa hz peygamber kendinden sonra yerine birini tayin etmeyi akıl edememistir.
cevapsiz kalan soru

merhum allame eminî (el-gadir kitabının yazarı) gadir-i hum hadisesini ve hadisini islam kaynaklarından derlemek maksadıyla birçok islam ülkesine yolculuklar yapmış, çeşitli şehirlerde çok sayıda müslüman âlimlerle görüşmüş ve toplantılara katılmıştır. ehlisünnet'in yoğunlukta olduğu şehirlerden birine yaptığı bir yolculukta, sünnî âlimler allame'nin şehirlerine gelişinden haberdar olurlar. bunun üzerine bir araya toplanıp allame eminî'yi bir akşam yemeğine davet etme kararı alırlar. davetlerini ilettiklerinde allame ilk başta reddetse de aşırı ısrarları sonucu onları kırmaz ve sadece akşam yemeğini birlikte geçirmek şartıyla daveti kabul eder. yemekten sonra mecliste bulunan 70-80 sünnî hadis hafızlarından biri allame eminî'ye bazı sorular sormak ve bir nevi tartışma ortamı yaratmak ister. allame ise buraya sadece yemek için geldiğini vetartışmalı konulara girmeyeceğini söyler. fakat onlar, en azından meclis bereketlensin, kalpler nurlansın diye herkesin bir hadis okumasında ısrar ederler,
böylece herkes sırayla bir hadis okur...
sıra allame eminî'ye geldiğinde herkesten, hadisin senedinin sahih veya geçersiz oluşu
konusundaki görüşünü dile getirmesine dair söz alır. kabul ettiklerinde ise resulullah'ın (s.a.a) şu hadisini okur: "kim zamanının imamını tanımadan ölürse cahiliye ölümü üzere ölmüştür." (sahih-i müslim, c.6, s.22; müsned-i ahmed bin hanbel, c.4, s.96) mecliste bulunan âlimlerin hepsinden hadisin sahih olduğuna dair itiraf aldıktan sonra da, "şimdi size bir sorum var." der: "acaba peygamberimizin (s.a.a) kızı hz. fatıma (a.s) babası vefat ettikten sonra kendi zamanının imamını tanıyor muydu, tanımıyor muydu? eğer tanıyor ve kabul ediyordu ise, imamı kimdi?" yaklaşık 20 dakika kimseden ses çıkmaz. herkes sessizliğe bürünmüştü. başları aşağıda derin bir düşünceye dalmışlardı; verecek cevapları yoktu çünkü. ardından da bir bir meclisi terk etmeye başlarlar. galiba şunu düşünüyorlardı: eğer hz. peygamber'den (s.a.a) sonraki o üç aylık veya imamını tanımıyordu desek, fatıma'nın cahiliye ölümü üzere öldüğünü söylememiz gerekir. hâlbuki o, cennet kadınların efendisidir ve cahiliye ölümü üzere ölmesi imkânsızdır. yok, eğer kendi zamanının imamını tanıyordu desek, bu da doğru değil; çünkü sahih-i buharî'de aişe'den naklen fatıma'nın (s.a), ölene kadar ebu bekir'den uzaklaştığı, ondan razı olmadığı ve eşi tarafından geceleyin gizlice defnedildiği yazılır. (sahih-i buharî, c.5, s.82-83; c.8, s.3; c.4, s.42)
ayrıca resulullah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğunu da biliyorlardı: "fatıma benim bir parçamdır, kim onu öfkelendirirse beni öfkelendirmiştir." (sahih-i buharî, c.4, s.210)
peygamber'in kızı fatıma'ya babasından miras kalan fedek arazisini, üstelik fatıma'nın ısrarlarına rağmen vermeyen kişidir.

tabi bir de ömer'i yanında adamlarla fatıma'nın evine gönderip, olay çıkarttırması, evi yakmakla tehdit ettirmesi vardır ki çok kötü fena bir harekettir haliyle.

yakmak demişken, peygamber insanı veya herhangi bir canlıyı yakmayı yasaklamışken bunun ridde savaşları sırasında esir düşen bir kişiyi yakma olayı da vardır.

dediklerimin hepsi sünni kaynaklarda mevcuttur.
Peygamberimizin cenazesinden sonra alel acele 25 kişiyle kendini halife seçilmiş büyük insan. Öyle ki peygamberimizin cenazesini kaldırmak hz. Ali efendimize kalmıştır.

Hz. Fatıma annemiz Ebu Bekir'in halifeliği konusunda Ömer ile aralarında geçen tartışma sonucu ölmüştür.

inanmıyorsan git oku kardeşim. ..
ilk halife. Evet.
sünnilere göre hz muhammed'den daha ileri görüşlü bir şahsiyettir. Şöyle ki hz muhammed kendisinden sonra yerine bir halife bırakmayı akıl edemezken(!) ebubekir yerine ömer'i atayarak tartışmalara engel olmuştur.
bugün akşam ve yarın gündüz ölüm yıldönümüdür. Nar içinde uyusun.
Bir gün Ebu Bekir Sıddık (r.a) Resulüllah(S.A.V)'ın evine geldi. içeri gireceği sırada, Hz. Ali Bin Ebi Talib (r.a) da geldi.
Hz. Ebu Bekir (r.a.) (Geri çekilip) :
-Ya Ali sen buyur, gir dedi.

O da cevap verip, aralarında, aşağıdaki uzun konuşma oldu:

-Ya Ebu Bekir! Sen önce gir ki, her iyilikte önde olan, her hayırlı işte ileri olan, herkesi geçen sensin.

Hz. Ebu Bekir (r.a.) :
- Sen önce gir ki! Resulüllah'a (s.a.v) daha yakın sensin.

Hz. Ali (r.a) :
-Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah (s.a.v)'tan işittim.
"Ümmetimden, Ebu Bekir'den daha üstün bir kimsenin üzerine güneş doğmadı" buyurdu.

Hz. Ebu Bekir (r.a.) :
- Ben, senin önüne nasıl geçebilirim ki, Resulüllah (s.a.v) kızı Fatıma(r.a)'yı sana verdiği gün,
"Kadınların en iyisini, erkeklerin en iyisine verdim" buyurdu.

Hz. Ali (r.a) :
- Ben, senin önüne geçemem. Çünkü Resulüllah (s.a.v):
"ibrahim(a.s)'ı görmek isteyen Ebubekir'in yüzüne baksın" buyurdu.

Hz. Ebu Bekir (r.a.) :
- Ben, senin önüne geçemem. Çünkü Resulüllah(s.a.v):
'Adem (a.s)'ın hilm sıfatını ve Yusuf (a.s)'ın güzel ahlakını görmek isteyen Ali Mürteza'ya baksın' buyurdu.

Hz. Ali (r.a) :
- Senin önünde gidemem. Çünkü Resulüllah (s.a.v):
"Ya Rabbi! Beni en çok seven ve ashabımın en iyisi kimdir? dedi. Cenab-ı Hak:Ya Muhammed! Ebu Bekir Sıddıktır," buyurdu.

Hz. Ebu Bekir (r.a.) :
- Ben, senin önüne geçemem. Çünkü Resulüllah (s.a.v) Hayber'de:
"Yarın sancağı öyle bir kimseye veririm ki, Allahü Teala onu sever. Ben de, onu çok severim" buyurdu.

Hz. Ali (r.a) :
- Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah (s.a.v)
"Cennetin kapıları üzerinde 'Ebu Bekir Habibullah' yazılıdır" buyurdu.

Hz. Ebu Bekir (r.a.) :
- Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah(s.a.v) Hayber gazasında, bayrağı sana verip
'Bu bayrak Melik-i Galibin, Ali Bin Ebi Talib'e hediyesidir' buyurdu.

Hz. Ali (r.a) :
- Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah(s.a.v)buyurdu ki:
"Ya Eba Bekir, sen benim gören gözüm ve bilen gönlüm yerindesin".

Hz. Ebu Bekir (r.a.) :
- Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah(s.a.v)buyurdu ki:
"Kıyamet günü Ali cennet hayvanlarından birine binmiş olarak gelir. Cenab-ı Hak buyurur ki 'Ya Muhammed!(s.a.v) Senin baban ibrahim Halil, ne güzel babadır. Senin kardeşin Ali Bin Ebi Talib ne güzel kardeştir.'

Hz. Ali (r.a) :
Ben, senin geçemem. Çünkü Resulüllah(s.a.v)buyurdu ki:
"Kıyamet günü, Cennet meleklerinin reisi olan Rıdvan adındaki melek Cennete girer. Cennetin anahtarlarını getirir, Bana verir. Sonra Cebrail (a.s) gelip, Ya Muhammed (s.a.v)! Cennetin ve cehennemin anahtarlarını, Ebu Bekir Sıddık'a(r.a) ver, istediğini Cennete, dilediğini Cehenneme göndersin der."

Hz. Ebu Bekir (r.a.) :
Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah (s.a.v) buyurdu ki:
"Ali kıyamet günü benim yanımdadır.Havz ve Kevser yanında, benimledir. Sırat üzerinde benimledir. Cennette, benimledir. Allahü Teala'yı görürken, benimledir."

Hz. Ali (r.a) :
Ben, senden önce giremem. Çünkü Resulüllah(s.a.v)
"Ebu Bekir'in imanı, bütün mü'minlerin imanı ile tartılsa, Ebu Bekir'in imanı ağır gelir" buyurdu.

Hz. Ebu Bekir (r.a.) :
Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah(s.a.v)buyurdu ki:
"Ben ilmin şehriyim, Ali onun kapısıdır."

Hz. Ali (r.a) :
Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah(s.a.v)buyurdu ki:
"Ben sadıklığın şehriyim.Ebu Bekir onun kapısıdır."

Hz. Ebu Bekir (r.a.) :
Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah(s.a.v)buyurdu ki:
"Kıyamet günü Ali bir ata biner, görenler, acaba bu hangi peygamberdir? Derler.Allahü Teala, bu Ali Bin Ebi talib'dir, buyurur."

Hz. Ali (r.a) :
Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah(s.a.v)buyurdu ki:
"Ben ve Ebu Bekir, bir topraktanız. Tekrar bir olacağız."

Hz. Ebu Bekir (r.a.) :
Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah(s.a.v)buyurdu ki:
"Allahü Teala, ey Cennet! Senin dört köşeni, dört kimse ile bezerim.Birir Peygamberleri üstünü Muhammed'dir(s.a.v).Biri, Allah'dan korkanların üstünü Ali'dir.üçüncüsü kadınların üstünü Fatımat'üz Zehra'dır. Dördüncü köşesindeki de temizlerin üstünü Hasan ve Hüseyin'dir."

Hz. Ali (r.a) :
Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah(s.a.v)buyurdu ki:
"Sekiz Cennetten şöyle ses gelir'Ebu Bekir! Sevdiklerinle birlikte gel, hepiniz Cennete girin."

Hz. Ebu Bekir (r.a.) :
Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah(s.a.v)buyurdu ki:
"Ben bir ağaca benzerim,Fatıma bunun kökü,Ali gövdesi, Hasan ve Hüseyin meyvesidir."

Hz. Ali (r.a) :
Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah(s.a.v)buyurdu ki:
"Allahü Teala Ebu Bekirin bütün kusurlarını affetsin. Çünkü O kızı Aişe'yi bana verdi.Hicrette bana yardımcı oldu.bilal-i Habeşi'yi, benim için azad etti."

Resulüllah(s.a.v')in bu iki sevgilisi, kapıda böyle konuşurlarken, kendileri içeriden dinliyorlardı. Hz. Ali'nin sözünü kesip içeriden buyurdu ki:
-Ey kardeşlerim Ebu Bekir ve Ali! Artık içeri girin.Cebrail (a.s) gelip dedi ki, yerdeki ve yedi kat göklerdeki melekler sizi dinlemektedir.kıyamete kadar birbirinizi övseniz, Allahü Teala yanındaki kıymetinizi anlatamazsınız.

ikisi birbirine sarılıp, birlikte Resulullah'ın(s.a.v) huzuruna girdiler.

Resulullah'ın(s.a.v):
-Allahü Teala ikinize de yüzbinlerce rahmet etsin. ikinizi sevenlere de, yüzbinlerce rahmet etsin ve düşmanlarınıza da yüzbinlerce lanet olsun, buyurdu.

Hz. Ebu bekir Sıddık dedi ki:
-Ya Resulallah(s.a.v) Ben Ali kardeşimin düşmanlarına şefaat etmem.

Hz.Ali dedi ki:
-Ya Resulallah(s.a.v) Ben de Ebu Bekir kardeşimin düşmanlarına şefaat etmem ve başını kılıç ile bedeninden ayırırım.

Hz. Ebu bekir Sıddık(r.a):
-Ben, senin düşmanlarına Kevser havzından su vermem, buyurdu.

Hz. Ali de:
-Ben, senin düşmanlarını Sırat üzerinden geçirmem, buyurdu.
peygamberlere bahşedilen hz. sıfatını haketmeyenlerden biri daha.
Katakulli yapıp ömer i getirtmiştir .
Sevgili peygamberiniz "mezheplere bölünmeyin " demesine ragmen bunu sağlayan kişidir .
peygamber efendimiz ölümüne az bir zaman kala bir ordu kurdu ve bu ordunun başına daha 18 yaşında olan usame bin zeyd'i komutan olarak atadı. Aralarında ebubekir, ömer'in de bulunduğu sahabenin ileri gelenleri ise bu orduda "er" olarak görevlendirildi. Bu olay bile Bunların ne kadar liyakatsız olduklarının kanıtıdır. Peygamberimizin ısrarlarına rağmen ordunun hareketi geciktirildi ve nitekim peygamberimiz vefat etti ve orduda 18 yaşındaki komutanın emrindeki adamlar islam ümmetinin başına geçtiler. Işte gerçek islam bu yüzden yok oldu. Liyakatsız yöneticiler ıslamı bu hale getirdi.
Hz. Ebu Bekir’in pek çok lakabı bulunmaktadır. Bunların en meşhuru, hiç
şüphesiz “es-sıddîk” lakabıdır. “Çok samimi, çok sâdık, sözünü işiyle doğrulayan”
anlamlarına gelen bu lakap, ona Rasulullah tarafından verilmiş ve bununla şöhret
kazanmıştır. Hatta bu lakabı, onun künyesiyle birlikte özdeşleşmiş ve beraberce
“Ebu Bekir es-sıddîk” şeklinde söylenir ve yazılır hale gelmiştir. Ebu Bekir, Hz.
Peygamber’i ilk tasdik edenlerden biridir. Mi’râc olayını da müşriklerin inkarına
rağmen, hiç tereddüt etmeden tasdik ettiği için kendisine Hz. Peygamber tarafından
bu lakap verilmiştir. Onun bir başka lakabı da “atîk”tir.
“Cömert, güzel, azad edilmiş” gibi anlamlara gelen bu lakabın, ona annesi tarafından verildiği gibi,
çok hayır yaptığı, yüzü ve ahlakı güzel olduğu için verildiği de söylenmektedir46

Bunların yanında, Hz. Peygamber’in, onun Cehennemden âzâd olunduğunu
müjdelemesi dolayısıyla ve kelimenin “âzâd edilmiş” manasına da uygun olarak,
Cehennemden azad edildiği için bu lakapla anıldığı rivayet edilmektedir-
Ayrıca servetini Allah yolunda harcadığı ve eski elbiseler giydiği için “zü’l-hilâl”, çok
merhametli olduğu için “evvâh”ve ilk hac emirliğini gerçekleştirdiği için de “emîrü’l-hac” lakaplarıyla da anılmıştır.
Peygamberin cenazesine katılmak yerine halifelik kavgası vermek için sakife gölgeliğine kaçmıştır.
Bir oldu bittiyle Ömer bunu halife ilan etmiştir. Kimse de itiraz edememiştir. Oldu bittiyle nasıl halife olunur kısa bir süre önce şahit olduk.
Yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenler size de gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız?
ümmetin en üstünü dediğiniz adamlar 17 yaşındaki çocuğun komutası altına giriyor.
https://sorularlaislamiye...dusunun-hazirlanmasi-emri
Anlatılanlara göre peygamberimiz zamanında yaşamış peygamberimizden sonraki en iyi insan. Yardımsever, zeki, iyi kalpli ve hümanist.
Hz. Peygamberimizin cenazesini o'nun en yakını ve ailesi olan hz. Ali yıkarken, dalavereyle halife seçilmenin peşinde olan ve istediğini alandır. Hz. Muhammed'den sonra yeryüzündeki en hayırlı insan hz. Ebubekir değil, allah'ın aslanı hz. Ali'dir.
CENNETiN BÜTÜN KAPILARINDAN ÇAĞRILAN BAHTiYARdır.

Bir gun Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurdu:

"Allah yolunda çift sadaka veren kimse Cennetin muhtelif kapılarından 'Ey Allah'ın sevgili kulu! Buraya gel, burada hayır ve bereket vardır.' diye çağrılır. Sürekli namaz kılanlar namaz kapısından, mücahidler cihad kapısından, oruçlular Reyyan kapısından, sadaka vermeyi sevenler de sadaka kapısından Cennete davet edilirler."

Her zaman farklı olan Ebubekir (r.a), burada da farkını göstererek:

"Anam babam sana feda olsun ey Allah'ın Rasulü! Gerçi bu kapılardan birinden çağrılan kimsenin diğer kapılardan çağrılmaya ihtiyacı yoktur, lakin bu kapılardan hepsinden birden çağrılacak kimseler de var mıdır?"

diye sordu.

Rasulullah (s.a.v):

"Evet vardır. Senin de o bahtiyarlardan olacağını ümit ederim"

[Buhari, Müslim]
müslüman olmadan önce de merhametli ve şefkatli bir insan olan hazreti ebu bekir peygamberimizin en yakın dostlarından biridir. hazreti ebu bekir halifeliğe geldiği ilk yıllarında halkın rahatlaması, seferler yapması müslümanlığın yayılışında kolaylık sağlamış fakat sonradan atadığı valiler halka göre sadece kendi sülalesinden ve yakın dostlarını atadığı için kızmış ve müslüman alemi karışmıştır bu karışıklığın sonlarına doğru hazreti ebu bekir evinde kuran-ı kerim okurken hazreti ebu bekir karşıtı bir insan tarafından şehit edilmiştir.
peygamberimizin en yakın arkadaşı.
cennetin bütün kapılarından çağrılan bahtiyardır.
Şu adamlara hazreti demeyin artık onlar da insan ve hepsinin nefisleri var.
kendisi ile yaşıt olan peygamber efendimiz'le (s.a.v.) kızını evlendiren şahıs. kendinizi onun yerine koyun.