bugün

görsel
Mevzuyu ilk çakanlardan.
peygamberimizin en yakın arkadaşı. hz. muhammed'den sonraki ilk halife.
Dünya üzerinde güneş peygamberlerden sonra ebu bekir'den daha hayırlı birinin üzerine doğmamıştır.
Hadis i şetif.
Döneminde yalancı peygamberler çıkmış. Tamamını barışçıl yollar ile yok etmiştir.

O kadar barışçıl ki kütüklerden düşen kafalardan kuleler yapmışlar.
Rivayet'e göre, Hz. Bilâl, Ümeyye Bin Halef'in kölesiydi. Ama Hz. Bilâl müslümandı. işte bu sebepten Ümeyye ona eziyet ederdi. Güneş iyice kızardığı zaman onu çıkarır ve Mekke şehrinin taşlı geçidinde onu sırt üstü yere atardı. Sonra da büyük bir kaya getirilmesini emreder ve kaya getirilerek, Hz. Bilâl'in göğsü üzerine konurdu. Sonra da ona:

"Ya ölünceye kadar böyle kalırsın, ya da Muhammed'i inkâr edersin." derdi.

Hz. Bilâl, bu durumdayken yine: "Birdir, birdir" derdi. Hz. Bilâl'e bu işkenceler çektirilirken, Hz. Ebu Bekir ona uğradı ve Ümeyye'ye, "Bu zavallıya böyle yaparken, Allah'tan korkmuyor musun?" dedi.

Ümmeyye de ona: "Onu bana kışkırtan ve isyan ettiren sensin. Şimdi onu, gördüğün bu durumdan kurtar." dedi. Bunun üzerine, Hz. Ebu Bekir, Hz. Bilâl'i ondan satın alıp, serbest bıraktı.

Bunun üzerine müşrikler şöyle dediler: "Ebu Bekir'in Bilâl'e minnet borcu olduğu için onu serbest bıraktı."

Bunun üzerine de şu ayetler indi: "Onda, hiç kimseye karşı bir minnet borcu yoktur. O, yüce Rabbinin rızasını istediği için verir. Böylesi hoşnut olacaktır." (Leyl Suresi/19-20-21)
kendisi ile yaşıt olan peygamber efendimiz'le (s.a.v.) kızını evlendiren şahıs. kendinizi onun yerine koyun.
Şu adamlara hazreti demeyin artık onlar da insan ve hepsinin nefisleri var.
peygamberimizin en yakın arkadaşı.
cennetin bütün kapılarından çağrılan bahtiyardır.
müslüman olmadan önce de merhametli ve şefkatli bir insan olan hazreti ebu bekir peygamberimizin en yakın dostlarından biridir. hazreti ebu bekir halifeliğe geldiği ilk yıllarında halkın rahatlaması, seferler yapması müslümanlığın yayılışında kolaylık sağlamış fakat sonradan atadığı valiler halka göre sadece kendi sülalesinden ve yakın dostlarını atadığı için kızmış ve müslüman alemi karışmıştır bu karışıklığın sonlarına doğru hazreti ebu bekir evinde kuran-ı kerim okurken hazreti ebu bekir karşıtı bir insan tarafından şehit edilmiştir.
CENNETiN BÜTÜN KAPILARINDAN ÇAĞRILAN BAHTiYARdır.

Bir gun Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurdu:

"Allah yolunda çift sadaka veren kimse Cennetin muhtelif kapılarından 'Ey Allah'ın sevgili kulu! Buraya gel, burada hayır ve bereket vardır.' diye çağrılır. Sürekli namaz kılanlar namaz kapısından, mücahidler cihad kapısından, oruçlular Reyyan kapısından, sadaka vermeyi sevenler de sadaka kapısından Cennete davet edilirler."

Her zaman farklı olan Ebubekir (r.a), burada da farkını göstererek:

"Anam babam sana feda olsun ey Allah'ın Rasulü! Gerçi bu kapılardan birinden çağrılan kimsenin diğer kapılardan çağrılmaya ihtiyacı yoktur, lakin bu kapılardan hepsinden birden çağrılacak kimseler de var mıdır?"

diye sordu.

Rasulullah (s.a.v):

"Evet vardır. Senin de o bahtiyarlardan olacağını ümit ederim"

[Buhari, Müslim]
Hz. Peygamberimizin cenazesini o'nun en yakını ve ailesi olan hz. Ali yıkarken, dalavereyle halife seçilmenin peşinde olan ve istediğini alandır. Hz. Muhammed'den sonra yeryüzündeki en hayırlı insan hz. Ebubekir değil, allah'ın aslanı hz. Ali'dir.
Anlatılanlara göre peygamberimiz zamanında yaşamış peygamberimizden sonraki en iyi insan. Yardımsever, zeki, iyi kalpli ve hümanist.
ümmetin en üstünü dediğiniz adamlar 17 yaşındaki çocuğun komutası altına giriyor.
https://sorularlaislamiye...dusunun-hazirlanmasi-emri
Peygamberin cenazesine katılmak yerine halifelik kavgası vermek için sakife gölgeliğine kaçmıştır.
Bir oldu bittiyle Ömer bunu halife ilan etmiştir. Kimse de itiraz edememiştir. Oldu bittiyle nasıl halife olunur kısa bir süre önce şahit olduk.
Yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenler size de gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız?
Hz. Ebu Bekir’in pek çok lakabı bulunmaktadır. Bunların en meşhuru, hiç
şüphesiz “es-sıddîk” lakabıdır. “Çok samimi, çok sâdık, sözünü işiyle doğrulayan”
anlamlarına gelen bu lakap, ona Rasulullah tarafından verilmiş ve bununla şöhret
kazanmıştır. Hatta bu lakabı, onun künyesiyle birlikte özdeşleşmiş ve beraberce
“Ebu Bekir es-sıddîk” şeklinde söylenir ve yazılır hale gelmiştir. Ebu Bekir, Hz.
Peygamber’i ilk tasdik edenlerden biridir. Mi’râc olayını da müşriklerin inkarına
rağmen, hiç tereddüt etmeden tasdik ettiği için kendisine Hz. Peygamber tarafından
bu lakap verilmiştir. Onun bir başka lakabı da “atîk”tir.
“Cömert, güzel, azad edilmiş” gibi anlamlara gelen bu lakabın, ona annesi tarafından verildiği gibi,
çok hayır yaptığı, yüzü ve ahlakı güzel olduğu için verildiği de söylenmektedir46

Bunların yanında, Hz. Peygamber’in, onun Cehennemden âzâd olunduğunu
müjdelemesi dolayısıyla ve kelimenin “âzâd edilmiş” manasına da uygun olarak,
Cehennemden azad edildiği için bu lakapla anıldığı rivayet edilmektedir-
Ayrıca servetini Allah yolunda harcadığı ve eski elbiseler giydiği için “zü’l-hilâl”, çok
merhametli olduğu için “evvâh”ve ilk hac emirliğini gerçekleştirdiği için de “emîrü’l-hac” lakaplarıyla da anılmıştır.
peygamber efendimiz ölümüne az bir zaman kala bir ordu kurdu ve bu ordunun başına daha 18 yaşında olan usame bin zeyd'i komutan olarak atadı. Aralarında ebubekir, ömer'in de bulunduğu sahabenin ileri gelenleri ise bu orduda "er" olarak görevlendirildi. Bu olay bile Bunların ne kadar liyakatsız olduklarının kanıtıdır. Peygamberimizin ısrarlarına rağmen ordunun hareketi geciktirildi ve nitekim peygamberimiz vefat etti ve orduda 18 yaşındaki komutanın emrindeki adamlar islam ümmetinin başına geçtiler. Işte gerçek islam bu yüzden yok oldu. Liyakatsız yöneticiler ıslamı bu hale getirdi.
Katakulli yapıp ömer i getirtmiştir .
Sevgili peygamberiniz "mezheplere bölünmeyin " demesine ragmen bunu sağlayan kişidir .
peygamberlere bahşedilen hz. sıfatını haketmeyenlerden biri daha.
Bir gün Ebu Bekir Sıddık (r.a) Resulüllah(S.A.V)'ın evine geldi. içeri gireceği sırada, Hz. Ali Bin Ebi Talib (r.a) da geldi.
Hz. Ebu Bekir (r.a.) (Geri çekilip) :
-Ya Ali sen buyur, gir dedi.

O da cevap verip, aralarında, aşağıdaki uzun konuşma oldu:

-Ya Ebu Bekir! Sen önce gir ki, her iyilikte önde olan, her hayırlı işte ileri olan, herkesi geçen sensin.

Hz. Ebu Bekir (r.a.) :
- Sen önce gir ki! Resulüllah'a (s.a.v) daha yakın sensin.

Hz. Ali (r.a) :
-Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah (s.a.v)'tan işittim.
"Ümmetimden, Ebu Bekir'den daha üstün bir kimsenin üzerine güneş doğmadı" buyurdu.

Hz. Ebu Bekir (r.a.) :
- Ben, senin önüne nasıl geçebilirim ki, Resulüllah (s.a.v) kızı Fatıma(r.a)'yı sana verdiği gün,
"Kadınların en iyisini, erkeklerin en iyisine verdim" buyurdu.

Hz. Ali (r.a) :
- Ben, senin önüne geçemem. Çünkü Resulüllah (s.a.v):
"ibrahim(a.s)'ı görmek isteyen Ebubekir'in yüzüne baksın" buyurdu.

Hz. Ebu Bekir (r.a.) :
- Ben, senin önüne geçemem. Çünkü Resulüllah(s.a.v):
'Adem (a.s)'ın hilm sıfatını ve Yusuf (a.s)'ın güzel ahlakını görmek isteyen Ali Mürteza'ya baksın' buyurdu.

Hz. Ali (r.a) :
- Senin önünde gidemem. Çünkü Resulüllah (s.a.v):
"Ya Rabbi! Beni en çok seven ve ashabımın en iyisi kimdir? dedi. Cenab-ı Hak:Ya Muhammed! Ebu Bekir Sıddıktır," buyurdu.

Hz. Ebu Bekir (r.a.) :
- Ben, senin önüne geçemem. Çünkü Resulüllah (s.a.v) Hayber'de:
"Yarın sancağı öyle bir kimseye veririm ki, Allahü Teala onu sever. Ben de, onu çok severim" buyurdu.

Hz. Ali (r.a) :
- Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah (s.a.v)
"Cennetin kapıları üzerinde 'Ebu Bekir Habibullah' yazılıdır" buyurdu.

Hz. Ebu Bekir (r.a.) :
- Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah(s.a.v) Hayber gazasında, bayrağı sana verip
'Bu bayrak Melik-i Galibin, Ali Bin Ebi Talib'e hediyesidir' buyurdu.

Hz. Ali (r.a) :
- Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah(s.a.v)buyurdu ki:
"Ya Eba Bekir, sen benim gören gözüm ve bilen gönlüm yerindesin".

Hz. Ebu Bekir (r.a.) :
- Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah(s.a.v)buyurdu ki:
"Kıyamet günü Ali cennet hayvanlarından birine binmiş olarak gelir. Cenab-ı Hak buyurur ki 'Ya Muhammed!(s.a.v) Senin baban ibrahim Halil, ne güzel babadır. Senin kardeşin Ali Bin Ebi Talib ne güzel kardeştir.'

Hz. Ali (r.a) :
Ben, senin geçemem. Çünkü Resulüllah(s.a.v)buyurdu ki:
"Kıyamet günü, Cennet meleklerinin reisi olan Rıdvan adındaki melek Cennete girer. Cennetin anahtarlarını getirir, Bana verir. Sonra Cebrail (a.s) gelip, Ya Muhammed (s.a.v)! Cennetin ve cehennemin anahtarlarını, Ebu Bekir Sıddık'a(r.a) ver, istediğini Cennete, dilediğini Cehenneme göndersin der."

Hz. Ebu Bekir (r.a.) :
Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah (s.a.v) buyurdu ki:
"Ali kıyamet günü benim yanımdadır.Havz ve Kevser yanında, benimledir. Sırat üzerinde benimledir. Cennette, benimledir. Allahü Teala'yı görürken, benimledir."

Hz. Ali (r.a) :
Ben, senden önce giremem. Çünkü Resulüllah(s.a.v)
"Ebu Bekir'in imanı, bütün mü'minlerin imanı ile tartılsa, Ebu Bekir'in imanı ağır gelir" buyurdu.

Hz. Ebu Bekir (r.a.) :
Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah(s.a.v)buyurdu ki:
"Ben ilmin şehriyim, Ali onun kapısıdır."

Hz. Ali (r.a) :
Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah(s.a.v)buyurdu ki:
"Ben sadıklığın şehriyim.Ebu Bekir onun kapısıdır."

Hz. Ebu Bekir (r.a.) :
Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah(s.a.v)buyurdu ki:
"Kıyamet günü Ali bir ata biner, görenler, acaba bu hangi peygamberdir? Derler.Allahü Teala, bu Ali Bin Ebi talib'dir, buyurur."

Hz. Ali (r.a) :
Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah(s.a.v)buyurdu ki:
"Ben ve Ebu Bekir, bir topraktanız. Tekrar bir olacağız."

Hz. Ebu Bekir (r.a.) :
Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah(s.a.v)buyurdu ki:
"Allahü Teala, ey Cennet! Senin dört köşeni, dört kimse ile bezerim.Birir Peygamberleri üstünü Muhammed'dir(s.a.v).Biri, Allah'dan korkanların üstünü Ali'dir.üçüncüsü kadınların üstünü Fatımat'üz Zehra'dır. Dördüncü köşesindeki de temizlerin üstünü Hasan ve Hüseyin'dir."

Hz. Ali (r.a) :
Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah(s.a.v)buyurdu ki:
"Sekiz Cennetten şöyle ses gelir'Ebu Bekir! Sevdiklerinle birlikte gel, hepiniz Cennete girin."

Hz. Ebu Bekir (r.a.) :
Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah(s.a.v)buyurdu ki:
"Ben bir ağaca benzerim,Fatıma bunun kökü,Ali gövdesi, Hasan ve Hüseyin meyvesidir."

Hz. Ali (r.a) :
Ben, senin önüne nasıl geçerim. Çünkü Resulüllah(s.a.v)buyurdu ki:
"Allahü Teala Ebu Bekirin bütün kusurlarını affetsin. Çünkü O kızı Aişe'yi bana verdi.Hicrette bana yardımcı oldu.bilal-i Habeşi'yi, benim için azad etti."

Resulüllah(s.a.v')in bu iki sevgilisi, kapıda böyle konuşurlarken, kendileri içeriden dinliyorlardı. Hz. Ali'nin sözünü kesip içeriden buyurdu ki:
-Ey kardeşlerim Ebu Bekir ve Ali! Artık içeri girin.Cebrail (a.s) gelip dedi ki, yerdeki ve yedi kat göklerdeki melekler sizi dinlemektedir.kıyamete kadar birbirinizi övseniz, Allahü Teala yanındaki kıymetinizi anlatamazsınız.

ikisi birbirine sarılıp, birlikte Resulullah'ın(s.a.v) huzuruna girdiler.

Resulullah'ın(s.a.v):
-Allahü Teala ikinize de yüzbinlerce rahmet etsin. ikinizi sevenlere de, yüzbinlerce rahmet etsin ve düşmanlarınıza da yüzbinlerce lanet olsun, buyurdu.

Hz. Ebu bekir Sıddık dedi ki:
-Ya Resulallah(s.a.v) Ben Ali kardeşimin düşmanlarına şefaat etmem.

Hz.Ali dedi ki:
-Ya Resulallah(s.a.v) Ben de Ebu Bekir kardeşimin düşmanlarına şefaat etmem ve başını kılıç ile bedeninden ayırırım.

Hz. Ebu bekir Sıddık(r.a):
-Ben, senin düşmanlarına Kevser havzından su vermem, buyurdu.

Hz. Ali de:
-Ben, senin düşmanlarını Sırat üzerinden geçirmem, buyurdu.
bugün akşam ve yarın gündüz ölüm yıldönümüdür. Nar içinde uyusun.
sünnilere göre hz muhammed'den daha ileri görüşlü bir şahsiyettir. Şöyle ki hz muhammed kendisinden sonra yerine bir halife bırakmayı akıl edemezken(!) ebubekir yerine ömer'i atayarak tartışmalara engel olmuştur.
ilk halife. Evet.
Peygamberimizin cenazesinden sonra alel acele 25 kişiyle kendini halife seçilmiş büyük insan. Öyle ki peygamberimizin cenazesini kaldırmak hz. Ali efendimize kalmıştır.

Hz. Fatıma annemiz Ebu Bekir'in halifeliği konusunda Ömer ile aralarında geçen tartışma sonucu ölmüştür.

inanmıyorsan git oku kardeşim. ..
peygamber'in kızı fatıma'ya babasından miras kalan fedek arazisini, üstelik fatıma'nın ısrarlarına rağmen vermeyen kişidir.

tabi bir de ömer'i yanında adamlarla fatıma'nın evine gönderip, olay çıkarttırması, evi yakmakla tehdit ettirmesi vardır ki çok kötü fena bir harekettir haliyle.

yakmak demişken, peygamber insanı veya herhangi bir canlıyı yakmayı yasaklamışken bunun ridde savaşları sırasında esir düşen bir kişiyi yakma olayı da vardır.

dediklerimin hepsi sünni kaynaklarda mevcuttur.