bugün

"hayatın acımasız olduğunun anlaşıldığı anlar" gözlerinizin açıldığı an. o rengarek çocukluk dönemizden sonra hayatın tek renkten ibaret olduğunu anladığınız an.
ingilizce öğretmenliği sertifikası'nı almak için 1 sene çift ders çalışır, okulunu uzatırsın. çünkü mühendislik sana göre değildir. sertifikanı alıp bir heves kpss çalışmaya başlarsın. bir haber gelir: alan dışı atamalar durduruldu diye. emek verdiğin o bir seneye mi yanarsın, okulunu uzattığına mı, birçok alan mezunundan çok daha iyi öğretmen olduğuna mı... oysa mühendisliğe giden yolunu da başkaları çizmişti senin adına.

alan mezunlarına göre oh olsun sana ama senin hayallerine de oh oldu sonunda...
özellikle ankara garnizonunda herhangi bir yerinde yapılan askerlikte görülen gerçeklerdir. * Soğuğun iliklere kadar işlediği bu memlekette komutanların üzerinize tünemesiyle adeta 'neden? neden ben?' sorularını sorarsınız kendinize. tamam burda terör yok, bunda hem fikiriz. ama neden bir asker son damlasına kadar kullanılır? neden etinden ve sütünden yararlanılır? Hiç mi boş bırakılmaz asker. diyorum ya uzun ve kısa dönem farketmeksizin diye. okumuş adamın gelmemesi gereken bir yer ankara. Ben cumhurbaşkanlığı muhafız alayı tören taburundan bahsediyorum. emin olun diğer yerlerde böyle. *

Hayatın ne kadar acımasız olduğunu* burada iyi anlıyorsunuz. Geceleri çokça sorguluyorsunuz.
Hiç şüphesizdir ki,bakkal amcanın size sakızla para üstü ödemesidir.
masumiyetinin en zirvesindeki sana şeytanlığının en zirvesindeki canlı tarafından söylenen yalanlardır, pardon senaryolar.
ayak serçe parmağını sehpaya vurduğunuz andır.
Son zamanlarda neredeyse nefes aldığım her an bile özümsediğim histir.
Çeşitli yollarla bireyde nüksetmesi muhtemeldir. Daha güçlü olması sebebiyle bir örnek vermek lazım gelir bunu yaşayıp da hayattan soğumamış olan bir kardeşimiz varsa gidip moda sitelerinde yazar olsun:
O gün çok eğlencelisin. Kankalarla buluştun. Bira içmeye, fıstık yemeye, yanında maç izlemeye yahut keyifli koyu sohbetler etmeye, karı kız muhabbetinden girip siyasetten ekonomiden çıkan muhabbetlerin olduğu bir gece. Hatta muhabbete o kadar tutulacaksınız ki belki de mekanda sizi kesen kızlar olacak fark etmeyeceksiniz o derece. Mekanın önüne bir porsche cayman s -ya da benzeri bi şeyler- yanaşıyor sürücü tarafı size bakan. bakıyorsunuz oo efsane araba yalnız geyiği oluyor ve sürücünün yanındaki yolcu tarafının kapısı açılıyor. Önce incecik topuğa basan incecik bir bilek görüyorsunuz kapının altından ardından altın sarısı saçları mavi gözleri aşırı çekici yüz yapısına sahip bir hatunun kafası da kapının üstünden gözüküyor ve sonra tüm vücudu. Çıkıyor çantasını almak için tekrar eğiliyor sonra kapıyı kapatıyor.
Ardından o an.
Sürücü koltuğundan. 1.90 boylarında, zebellahtan beş dakika önce doğmuş, spor kesim kumaş pantolonun altına yumurta topuk ayakkabısını üzerine de beyaz gömleğini giymiş. gömleğin kolları kıvrık. yaka kısmından 3 düğmesi açık. evet evet, bir de içinde kolye var amk. Ama kolye belli olmuyor. zira elinin üzerinden ve ayak parmaklarından başlayan kıllar boyunda sakallarla birleşerek gözlerin 3 cm altında son bulmakta. - Allah Triko da denmektedir. Doğuştan yün içlikle doğmuşsun gibi bir şey işte.- Üstüne herifin iki tane büyük camlı çirkin bir apaçi gözlüğü var ve burnu da yamuk. Zaten ten koyu esmer o sakallar kıllar falan da koyu siyah.
Saçlar daha az önce bizim önünden geçerken kafamızı çevirmeye çekindiğimiz kuaförlerde 100 liraya vaxlanmış on dakika önce.
Bu amına koyduğumun barzosu, bu amk gavatı, bu piç kurusu, bu yavşak gelip o kızın beline elini dolayıp bir kez öpüyor ve "aşkım" diyor.
Burada size düşen rol ise :
"senin aşkım diyen ağzını sikeyim. Adaletini sikeyim dünya. Bu hayat çok acımasız kardeşim ya." diyerek bir muhabbet açmak.
bir gün bi mekanda oturuyoruz arkadaşlarla yanımıza bir çocuk geldi gül satıyor. yok almıyoruz falan dedik gitmiyor ama baya da ısrarcı. sonra baktık gitmeyecek gel dedim otur yanımıza. oturdu yanımıza işte ne yemek içmek istiyorsa söyledik sonra o anlattı biz dinledik dinledikçe utandık.

adı ismail. ismail 9 yaşında ve hiç okula gitmemiş sınıf nasıl bi yer okul nedir hiç bilmiyor. o minicik elleri kalem tutmamış hiç. ben okuma yazma bilmeyen bi insan düşünemezken hele ki 2015 yılında yanımda oturan çocuk alfabeden bihaber. ismail in dokuz tane kardeşi varmış ve hepsi böyle mendil gül vs. satıyor ve muhtemelen hiçbiri okula gitmiyor. böyle oturdu anlattı ismail biz dinledik anlatırken ki o umursamaz hali olaylardan etkilenmemesinden mi yoksa tam tersi çok etkilenmiş fakat unutmak istediğinden mi bilmiyorum. hepimize hayatı sorgulattıktan sonra kalktı gitti ismail. o günden beri aklımdan da çıkmadı napıyor nerde uyuyor bir gün olsn biri başını okşuyor mu...

o küçük çocuğun o halleri içimi o kadar acıttı ki. belki okuma yazma bilmiyor ama hayatı birçoğumuzdan çok daha iyi biliyor.
aile içi sorunların aslında bir çözüme ulaşmaması.
(bkz: sabah uyanıldığında ilk görmek istenilen şey)
http://galeri.uludagsozlu...C4%9F%C4%B1-anlar-784228/
felaketim oldu yalnızlığım.
annenin öldüğü andır. o an senden asla geri gelmeyecek bir parça koptuğunu bilirsin.
(#28087786) istinaden (#22385410)
son geçen 3 aydır.
Yüksek lisans için 15 bin sterlin isteyen okul. Ya 15 bin sterlin ne olm 15 bin sterlinim olsa gelir senin boklu okulunda mi okurum?
Çabaların sonuç vermemesi..
bu dünya sensiz yaşanmıyor çaresiz. *
bazı gerizekalıların hiç çaba sarf etmeden senden mutlu olduğunun görüldüğü andır.
Yetersiz bakiye. Akbiller.
2 gün sonra kira ödemem var nasıl yapacağım acaba derken ışıklarda porsche ile göz göze gelmek.
Güzel bir kızı maymun gibi bir erkeğin kapmış olduğunu gördüğünüz andır. Karşı binadaki kızdan biliyorum.
taksitlerle aldigin‘ ne emeklerle ödediğin güzel bir eşyanin çalinmasidir.
hani taksit ödeyeceksin ama ortada mal yok. havaya para saç ayni şey.

adalet mi lan?
soru kıtapcıgıyla basbasa kalındıgı andır.
Say say bitmez o anlar sen ne diyorsun.
Dün ve bugün.