bugün

insanlık için ortak tanım: beşikte başlayıp mezarda biten serüven. istisnasız.
çeşitli bilgisayar yazılımlarının kurulumundaki toolbar eklentisi gibidir. zararları ayrıntılarda gizlidir. ne yaptığını bilerek devam edersen bu yolda, karşına "lanet olsun adamım bunlar da nesi böyle?! nereden çıktı bu aşşağılık şeyler, dostum?!" diyebileceğin şeyler çıkmaz. bilinçli bir şekilde ilerlersen temiz bir hayatın olur. tam olarak ne dedim ben de bilmiyorum ama görün işte, ne hale geldi hayatımız. hep bu toolbarlar yüzünden.
don lastiği gibidir, ne gadan kastırırsan o gadan sıkar.
yaşamaya değer .
kimilerinin içine aldığı, kimilerinin içine girdiği bir şey.
hesapli kullanmak zorunda oldugumuz zaman ve nefestir.

bosa harcamamak lazimdir.
bulunulan yere göre algılamaktan ibaret olmayandır.
geçen laflıyoruz.
birisi çıktı dedi ki,
"hayat bir çikolata kutusuna benzer içinden ne çıkacağını asla bilemezsin".
ben de dedim ki,
"hayat bi boka benzemeyen şeydir".
sonunu bildiğin bir film gibidir.
güzel de olsa kötü de olsa sonunu bilmek hep bir burukluktur.
bir kumardır ve bu kumarı bir kişiye yatırmamak lazım...
her insanın içinde yer aldığı senaryo.
çok tehlikeli.
nötr bir kavram. ne iyi ne de kötü.
Müzik benim için yolculuk. Hayat bu yolda öğrendiklerim, karşıma çıkan insanlarla yolculuğuma devam ettiğim, seçimler yapmam gereken bir serüven.
saatlerce uğraştığın matematik sorusunun cevabının 1 çıkmasıdır. (tanımımla sikerim)
anlamı herkesçe ayrı olan bir yaşam kargaşası.
ölümün bahanesidir.
tercihlerden oluşur ve bu tercihler kaderi belirler.
"Hayat, bisiklet gibidir, dengeyi kaybetmemek için, ilerlemek lazım."
Albert Einstein
oyuncularının insanlar olduğu senaryo.
hayat; bir çeşit dizginleme sanatıdır. içinden geldiği gibi yaşamak mutlu etmez. her istediğini yapabilmek; uyuşturucu krizlerine, arzu yitimine ve nihayetinde mutsuzluğa dönüşür. ve hayat bir çeşit umma sanatıdır. her şeyin gerçekleşebileceğini ummak tasarımıdır. ve gerçekleşen her hayal ölür öte yandan. Bir istek duyup, gerçekleştiremeyerek bir huzur salabilirsin kendine. komünistler de bu yüzden romantiktir.
yaşama aparatıdır.
bir kabuk, bir sığınacak liman. peki hakikat nerede?
hayat, seni öyle bir noktaya getirir ki kendini sevdiklerinle savaşırken ve nefret ettiklerinle sevişirken bulursun.

hep oluyor, hep.
"hay at kafalı!" ünleminin kısaltılmış halidir. *
hepimizin üzerinde bir yorgandır. istemsizce örtündük altında. hayat, var olma savaşı gibi bir şey. tamamıyla savaş. hem kaosu hem de düzeni bir arada bulundurabilecek kadar da nizami ve acı.