bugün

Uzun gelen ama bazen de gözünü kapayıp acinca gecen bir kavramdır.
fahişe ve pezevenklerin yönettiği kerhane.
olumsuzluklara ve başarısızlara adapte olup mutlu olmak için sebep yaratabilme sanatıdır.
türlü olumsuzluk ve kötülüklere rağmen içinde bulunduğumuz yer. allahın bizi gönderdiği yer, bazen şahane bazen kötü olan bir yer.
boştur. en azından benim için.

bahsedeyim biraz: aylardır hiçbir şeye ilgi duymuyorum. hiçbir şey heyecanlandırmıyor beni.
mutlu olmaya çalışmıyorum.
aşık oluyorum bazen, ama kız salak çıkacak ve onu eskisi gibi sevemeyeceğimi düşünerek yanına yaklaşmıyorum.
küçük heyecanlar olsa da 2 güne geçiyor. yazın avrupa'ya gideceğim belki kafam dağılır diye. yaza çok var.
yaşamak için bir amacım yok. ne çalışmak, ne para kazanmak istiyorum. sadece yaşamak ve ölmek istiyorum.
düzgün bir iş, bir diploma ve harika not ortalaması istemiyorum. üniversiteye gelmemin tek sebebi ailem. tercihlerimi de onlara yaptırdım zaten.
bu dünyaya katabileceğim pek bir şey yok ve bu acı veriyor.
bir gün öleceğim ve kimsenin beni hatırlamayacak olması daha da acı veriyor.
eskiden (ve bazılarını halen) deliler gibi sevdiğim kadınların başka erkeklerle olmaları, onları öpmeleri, okşamaları, onlarla sikişmeleri midemi bulandırıyor.
eğer ölmek için bir tuş olsa ve acısız-hızlı öleceğimi bilsem kesinlikle o tuşa basarım. ancak en acısız ölüm en uğraştıranı ve onun için bile uğraşmak istemiyorum.
bazı insanlardan nefret ediyorum ve bunu yüzlerine söyleyemiyorum. hatta kimseye söyleyemiyorum. sadece hissediyorlar ve "bizim hakkımızda böyle mi düşünüyorsun" diyorlar. o zaman bile doğruyu söyleyemiyorum.
korkağın tekiyim.
sırf muhabbeti hoşuma gittiği için karı-kız konuşunca abaza yaftası yiyorum. halbuki aşık olmadığım kıza sikimi sürmem. bunu söylediğimde insanlar hadi ordan der gibi bakıyor fakat ortalamanın üstünde kazancı olan bir ailede yaşıyorum ve her hafta parayla kadın alabilecek düzeydeyim.
bol bol kitap okuyorum. kitaptaki insanların sevdiği-sevmediği her şeyi en ufak ayrıntısına kadar bilmek hoşuma gidiyor.
arkadaşlarımın gereksiz tavırlarından nefret ediyorum.
insanların salak duygularından nefret ediyorum.
üniversiteye "kız kaldırmaya" gelmiş embesillerden nefret ediyorum.
ağlayan kadınlardan nefret ediyorum.
hayatımdan nefret ediyorum. çocukken bunu hayal etmemiştim ben.
ve tüm bunları değiştirmek için elimden bir şey gelmeyeceği için kendimden nefret ediyorum.

umarım en kısa zamanda ölürüm.

edit: bu yazıyı sadece yazarı ilgilendirecek derecede subjektif entry olduğu için silecek orospu çocuğu moderatörden nefret ediyorum.
Hayat inişli çıkışlı bir yol gibidir
Bazen iner, bazende çıkarsın
Ama en önemlisi bu zorlukların üstesinden gelmektir
Bunu çok iyi bilirsin

Bu yüzden olanlara sürekli sabredersin
Her çektiğin acıya, her yaşadığın olaya biraz daha direnirsin
Bitecek bir gün elbet bitecek dersin

Ama bitmez, artık yorulursun
Mücadeleyi bırakırsın
Çünkü artık içinde zerre kadar inanç, mücadele gücü kalmamıştır.

YILMAZ TOKATLI
hayatın içini anlamlı kılan "o an'ların" hiçbir zaman tekrarı olmayacaktır.
hayat, şehirler arası otobüs yolculuğunda kafanı yasladığın pencereden dışarı bakıp da görebildiklerindir, göremediklerin ise hayaldedir, düştedir.
fakir biri için genelde acı kederle dolu ama zenginsen kral sensin istediğini yaparsın.
dert dert dert
sıkıntı sıkıntı sıkıntı
kurtuldum dersiniz
en yakın arkadaşınız gelir
derdim var der.
derdi derdiniz olur
olması da lazımdır
ve hayat yeniden başlar
dert dert dert
sıkıntı sıkıntı sıkıntı
aralara küçük küçük heyecanlar serpiştirilmiş dertler bütünü.
sevenler beraber olduklarında yaşamak ne güzel,
keşke zaman beraber olmadıklarında dursa.

bunu istemek çok şey istemektir. hayat yaşadığımız kadarın faturasını değil durmasını istediğimiz zamanın bile bedelini bize ödettiriken ancak işini acımasızca yapan bir banker olabilir.
Hayat Çok Çükübiks.
benimki bok gibi.
ölsem de kurtulsam şundan.
ata küfreden insanın boşluklu cümlesidir.

-niiniiuahahjashş
-hay... at
akıp giden zaman içindeki anlarımız, anılarımız, hatıralarımız, yaşadıklarımız.
Hayat adaletsiz, ayrımcı , pislik dünyanın içinde birileri için varolmaktır.
gariptir. gaiptir. bir kizi sev, vefat etsin. bir zaman sonra bir kiza asik ol. bu sefer o seni oldursun. mevzu sadece kiz mevsuzu degil. zira hayat bundan ibaret de degil. ve ben bunun farkindayim da.

muhim olan ve cok korktugum konu su(sizin de bu olmali): dunyevi hayatta cektigimiz onca cile ya gunahlarimiza kefaret olmuyorsa? ya isledigimiz gunahlarin cezasini ayri ayri tek tek ahirette de cekeceksek? insallah burda yasadigimiz vahim olaylar gunahlarimiza kefaret olur.
zaman kaybı.
zaman kaybı.
zaman kaybı sadece bir zaman kaybından ibarettir hayat.
hayat garip,ve çokça acımasız bizlere karşı.onca yılın ardından ilk kez birini seversin.diğer yarın olduğunu,ömrün olduğunu hissedersin.o'nun da seni sevdiğine inanırsın.derken zaman geçer sevdiğin kişi senden uzaklaşmaya başlar,adeta kaçar,yalanlar söyler.saklanan bir şeyler vardır,hissedersin.başka birinin varlığından şüphelenirsin,varlığına ait delilinde vardır üstelik.kızarsın,bağırırsın,kovarsın ama için yanar.durmaksızın kanar kalbin.yine de vazgeçemezsin,vazgeçmek istemezsin.hep bir açıklama beklersin ama o açıklama asla gelmez.seni sevdiğini söyler,hep var ol der,kaderim der,bir tanem der ama kaçar.bin tane soruyla başbaşa bırakır.sonra her şeyin koptuğu bir anda o meşhum itirafı yapar.sevdiğiniz,gözünüzden sakındığınız kişi ciddi anlamda hastadır.bir anda anlarsınız tüm yalanların,kaçışların nedenini.bir yanınız inanmak istemez,öyle ya sadece türk filmlerinde olur böyle şeyler.inatla direnirsiniz ama bir yanınınız bilir böyle bir konuda yalan olamayacağını.keşke dersiniz,keşke beni hiç sevmediği doğru olsa da bu yalan olsa.yanına koşmak istersiniz,destek olmak,ellerini tutmak.hayatı paylaşmak istediğiniz kişidir o,böyle pıtı pıtı koşan çocuklarınız olmasını istediğiniz tek insan odur.siz böyle dersiniz de o istemez sizi.yanında olmanızı istemez.yerini bile söylemez size.bağlar elinizi kolunuzu.haklıdır kendince,kimseyi arkasında bırakmak istemez ve düşünmek istemez kimseyi.sizi taşıyamayacağınız kadar ağır bir yükle baş başa bırakır.bilmez yanında olsanız her şeyin daha kolay olacağını,bilmez sevginin gücünü.bilmez böyle yaparak kimsenin hayatından çıkılamayacağını,aksine daha çok içine saplanılacağını.yalvarırsınız yanında olmak için,işe yaramaz.hayır demiştir bir kere ve hayır diyorsa bu hayır demektir.elinizden gelen tek şey kalbinin bir an önce yumuşaması için dua etmektir.hayat ise tüm bunların arasında ellerinizden kayıp giden şeydir.artık bir hayatınız yoktur.o'nun yanında olana kadar da bir hayatınız olmayacaktır.
zor olandır.

hayat zordur: kararlar alıyorsun, kitaplar okuyorsun, şarkılara eşlik ediyorsun. birine aşık oluyorsun, biriyle sevişiyorsun, bakkala gidiyorsun, babanla tartışıyorsun, arkadaşlarından uzaklaşıyorsun, kimse neler hissettiğini, neler yaşadığını bilmiyor, otobüse biniyorsun, işe gidiyorsun, para harcıyorsun, okuyorsun, seçimde oy kullanıyorsun, tuttuğun takım kazanıyor-kaybediyor,o olmayınca her şey eksik....

hayat zor. üzdüğün kadın tam karşında oturuyor sen görmemek için yere bakıyorsun.
sırlar bütünü.. önce aşk acısı çekerek aşk sırrını öğrenirsin sonra sıra varlık sırrına gelir..

rüyaların yol gösterdiği, aklın çalıştırıldığı, bilmediğini dostlarına sorduğun, geçim sıkıntısı olduğu bazen, sonu olan bir döngü ve cennet, cehennemle son bulacak döngü..

çok acı çekildiği ama elden bir şey gelinemdiği ve alalh a sığınıldığı v-cenent, cehennem sonu olan bir döngü..
böbreğine zar atma sanatına iştirak edip, ilk zardan sonra körüklediğin o derin nefeste anasına avradına sövdüğün istanbul'un yatağına bin kez düşüp de hala bakirim demenin yüzünde bıraktığı utançtan da öte söndürülmüş bir izmaritin son kıvılcımlarına yetişen küçük bir tinercinin yapıştırıcı kokan nefesinde "saol abim" payitahtından yaşanası uçsuz başsız dinamit tadında bir melodrama..