bugün
- erkekler ne işe yarar19
- askerliğe veda gecesi8
- ümmetçilerin azerbaycan düşmanlığı9
- seçme şansınız olsa hangi ülkede yaşardınız9
- fethullah gülen öldü mü sorunsalı18
- icardi190521
- içine şeytan girse ne yaparsın10
- türkiye cidden almanyadan daha iyi8
- 2 haziran 2024 küçükçekmece de çöken bina10
- iremga10
- anın görüntüsü11
- insanı zengin hissettiren şeyler11
- jose mourinho nun fenerbahçe ye transferi21
- magicovento17
- carlo ancelotti8
- albay kemal13
- artık yazmayacağım8
- kılıçdaroğlu'nun kuracağı partiye isim önerileri16
- albay kemal'in yazdıklarıni okumamak9
- jose mourinho62
- iq seviyesi yükseldikçe tanrı inancının azalması9
- siyasal islamcıların aslında kötü olmaması18
- ateistlerin zeka seviyesi düşüktür18
- en çok sevişmek istediğin kimse11
- 1 haziran 2024 borussia dortmund real madrid maçı25
- arda güler10
- nihavend longa20
- true nickli yazar8
- bir erkeğe nasıl aşık oldunuz10
- en objektif siyasi parti9
- sokak kedilerine örgütlü saldırı başlayacağı gün9
- türkiye akp lidir akp'li kalacaktır13
- kadir mısıroğlu'na bir söz bırak14
- kizil kara14
- kadir mısırlıoğlu seven mhp'li sorunsalı15
- 1 metre 55 santim balonu ağzına alan kız12
- eskorta 220 bin lira gönderen adam9
- barbara palvin'in aldatılması15
- tecavüz ettiği kızlarını müge anlı da arayan baba18
- magicovento cesurluğu17
- erdoğan'ın mülteci sevdası19
- enes kanter'in cemaate 110 milyon dolar vermesi27
- beli açıp kot şort giymek10
- ahmet uğurlu8
- sözlüğün en güzel kızından aldığım iltifat11
- ağızdan çiş kokusu gelmesi15
- sağlık bakanının suriyeli rakamları12
- fenerbahçe seneye sistemi yenebilecek mi13
- galatasaray'ın en son kırmızı kart gördüğü derbi10
- dinci zekası8
aynanın karşısında köpek dişlerime bakarak vampir olabilme ihtimalimi düşündüğüm yaşlardaydım.
henüz çok küçüktüm...
mahalle maçlarında 'topu atan alır' kuralına sadık kalan , topu kendisi atınca da hemen kural değişikliğine gidebilen bir diktatör çocuktum. haliyle de pek sevilmezdim. kadir dedenin evinin camlarını kırdığımı söyleyebilecek bir sırdaşım yoktu mesela.
okul hayatım da pek parlak sayılmazdı. öğretmenimizin verdiği ödevleri hep yapmak istesem de üşeniyordum işte. her gün saat 16.00 civarlarında , karşı apartmanda üstünü değiştirirken perdeyi kapamayı unutan aylin ablayı izlemek daha cazip geliyordu belki de.
alt kattaki daireye yeni bir abla taşındığı güne kadar hayatım bu denli monotondu işte.
o abla diğer herkesten farklıydı. gecenin ortasında alt kattan gelen kahkalarla uyanmaya alışmıştım artık. tüm apartman o abladan nefret ediyordu. ebeveynlerime sürekli soruyordum ; '' kimdi o? ne iş yapıyordu? neden sevmiyordunuz? '' ve babam bir gün o'nun bir hayat kadını olduğunu söylemişti. annem 'ne diyorsun sen çocuğa!' diyerek babama tepki gösterse de , babam oralı olmamıştı. ve ben odama sevinçten depar atarak koşmuştum... daha fazlasını duymama gerek yoktu artık. çünkü artık ben bi hayat kadını bulmuştum! o'nun hayat üzerine çalışan bir profesor olduğunu düşünüyordum adeta.
artık bu hayat kadınını hayatımın merkezi haline getirmiştim. okuldan gelir gelmez içinde yarısını yediğim kekler bulunan beslenme çantamı odama atıp hemen cama çıkıyordum. o'nu izlemeliydim. bizler hayatta yaşıyorduk ve o da hayat kadınıydı.
işte o gün hayat bilgisi kitabının yazarı bile olabileceğini düşünmeye başlamıştım.
öğretmenimiz yine bir hayat bilgisi ödevi vermişti. artık karşı apartmandaki aylin abla perdesini kapatıyor , mahalle maçlarına alınmıyordum. yapacak hiçbir şeyim yoktu.. sanırım artık ödevi yapmanın zamanı gelmişti.
annem dışarı çıkmıştı , babam hala işteydi. o an hayat bilgisi kitabımla alt kattaki hayatcı ablaya gitmeye karar vermiştim. biraz cesaretimi topladıktan sonra kapısını çaldım. çok geçmeden kapıyı açtı ve bana sordu; '' ne var?''
çok utanmıştım.. o an odama gidip yastığımı ısırarak hıçkırmak istiyordum.
- babam dedi ki..
+ ne?
- siz hayat kadınıymışsınız da ..
(bu sırada da baş parmağımla hayat bilgisi kitabımı işaret ediyordum)
hiçbir tepki vermemişti. 5 saniye sinirlice yüzüme baktı. tam gözlerimi kaçırıyordum ki kitabı eline alıp, '' muhahahaha hahahayy '' diye kahkaha atmaya başladı. susmak bilmiyordu , apartmanın her köşesinde hayat ablanın sesleri yankılanıyordu. çok utanmıştım..
hemen ardından hayat bilgisi ödevini yapmak istediğimi söyledim ona. hala kahkahalarına devam ederken beni içeriye aldı.
evi sanki yahudi katliamı yapılmış gibi kokuyordu. olsun ! aldırış etmedim..
elimde hayat bilgisi kitabı vardı ve ben bir hayat kadının evindeydim. çok şanslıydım!
bana vaktinin çok az olduğunu ve dolapta kola olduğunu söyledi. çekinerekte olsa gidip dolaptan kola doldurdum. ''sen git arkadaşlarınla top oyna, annenler benim evimden çıktığını görmesin'' dedi. ''ama..'' dedim. ''dönüşte kapıyı çal, ödevini sen gelene kadar bitirmiş olurum'' dedi.
dediğini yaptım.
eve dönerken tam kapısını çalacaktım ki; kapısının önüne bırakılmış defterimi ve kitabımı gördüm. hemen defterimin sayfalarını çevirmeye başladım. ödevim tamamen bitirilmişti. kitabımdaki tüm testler yapılmıştı..
evet , hayat bilgisi ödevimi bir hayat kadınına yaptırmıştım.
henüz çok küçüktüm...
mahalle maçlarında 'topu atan alır' kuralına sadık kalan , topu kendisi atınca da hemen kural değişikliğine gidebilen bir diktatör çocuktum. haliyle de pek sevilmezdim. kadir dedenin evinin camlarını kırdığımı söyleyebilecek bir sırdaşım yoktu mesela.
okul hayatım da pek parlak sayılmazdı. öğretmenimizin verdiği ödevleri hep yapmak istesem de üşeniyordum işte. her gün saat 16.00 civarlarında , karşı apartmanda üstünü değiştirirken perdeyi kapamayı unutan aylin ablayı izlemek daha cazip geliyordu belki de.
alt kattaki daireye yeni bir abla taşındığı güne kadar hayatım bu denli monotondu işte.
o abla diğer herkesten farklıydı. gecenin ortasında alt kattan gelen kahkalarla uyanmaya alışmıştım artık. tüm apartman o abladan nefret ediyordu. ebeveynlerime sürekli soruyordum ; '' kimdi o? ne iş yapıyordu? neden sevmiyordunuz? '' ve babam bir gün o'nun bir hayat kadını olduğunu söylemişti. annem 'ne diyorsun sen çocuğa!' diyerek babama tepki gösterse de , babam oralı olmamıştı. ve ben odama sevinçten depar atarak koşmuştum... daha fazlasını duymama gerek yoktu artık. çünkü artık ben bi hayat kadını bulmuştum! o'nun hayat üzerine çalışan bir profesor olduğunu düşünüyordum adeta.
artık bu hayat kadınını hayatımın merkezi haline getirmiştim. okuldan gelir gelmez içinde yarısını yediğim kekler bulunan beslenme çantamı odama atıp hemen cama çıkıyordum. o'nu izlemeliydim. bizler hayatta yaşıyorduk ve o da hayat kadınıydı.
işte o gün hayat bilgisi kitabının yazarı bile olabileceğini düşünmeye başlamıştım.
öğretmenimiz yine bir hayat bilgisi ödevi vermişti. artık karşı apartmandaki aylin abla perdesini kapatıyor , mahalle maçlarına alınmıyordum. yapacak hiçbir şeyim yoktu.. sanırım artık ödevi yapmanın zamanı gelmişti.
annem dışarı çıkmıştı , babam hala işteydi. o an hayat bilgisi kitabımla alt kattaki hayatcı ablaya gitmeye karar vermiştim. biraz cesaretimi topladıktan sonra kapısını çaldım. çok geçmeden kapıyı açtı ve bana sordu; '' ne var?''
çok utanmıştım.. o an odama gidip yastığımı ısırarak hıçkırmak istiyordum.
- babam dedi ki..
+ ne?
- siz hayat kadınıymışsınız da ..
(bu sırada da baş parmağımla hayat bilgisi kitabımı işaret ediyordum)
hiçbir tepki vermemişti. 5 saniye sinirlice yüzüme baktı. tam gözlerimi kaçırıyordum ki kitabı eline alıp, '' muhahahaha hahahayy '' diye kahkaha atmaya başladı. susmak bilmiyordu , apartmanın her köşesinde hayat ablanın sesleri yankılanıyordu. çok utanmıştım..
hemen ardından hayat bilgisi ödevini yapmak istediğimi söyledim ona. hala kahkahalarına devam ederken beni içeriye aldı.
evi sanki yahudi katliamı yapılmış gibi kokuyordu. olsun ! aldırış etmedim..
elimde hayat bilgisi kitabı vardı ve ben bir hayat kadının evindeydim. çok şanslıydım!
bana vaktinin çok az olduğunu ve dolapta kola olduğunu söyledi. çekinerekte olsa gidip dolaptan kola doldurdum. ''sen git arkadaşlarınla top oyna, annenler benim evimden çıktığını görmesin'' dedi. ''ama..'' dedim. ''dönüşte kapıyı çal, ödevini sen gelene kadar bitirmiş olurum'' dedi.
dediğini yaptım.
eve dönerken tam kapısını çalacaktım ki; kapısının önüne bırakılmış defterimi ve kitabımı gördüm. hemen defterimin sayfalarını çevirmeye başladım. ödevim tamamen bitirilmişti. kitabımdaki tüm testler yapılmıştı..
evet , hayat bilgisi ödevimi bir hayat kadınına yaptırmıştım.
(bkz: vaka-ul hbbia)
orospuya sikiş öğretmek kadar saçmadır.o zaten hayat üniversitesini dereceyle bitirmiştir.
O ermiştir zaten.iki saniyelik iş onun icin.Verin yapsın.
logar*itma testini teknik servis elemanına çözdürmek kadar mantıklıdır.
ölmeden yapılacak yüz şey arasına girebilecek saçma bi eylem.
yalan dünya zerrin'in döşeyeceği ödev tipidir.
2.sınıftaki çocuğa oran-orantı anlatmak kadar zordur.
ironik bir durumdur.
okulda öğretmenin düzeltmeyi hayat silgisi ile yapmasını gerektirir.
hayat üniversitesi tez ödevidir.
Hayatımda duyduğum/gördüğüm en saçma şey. Bak şuradan bas git..
ilkokul ortamına iniyoruz yavaş yavaş.
mantıklı iş açık ve net.
güncel Önemli Başlıklar