bugün
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz33
- aykolik'in boyu yaşı kilosu mesleği9
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi18
- atatürk'ün hiç seçime girmeden ülkeyi yönetmesi12
- icardi190526
- insana kendini kötü hissettiren şeyler26
- bik bik bu sözlüğün divasıdır10
- vücutçu aptal erkek vs gösterişsiz felsefi erkek15
- anın görüntüsü14
- yazarların ruh hali10
- düz dünyacıların güneş tutulmasına bakışı12
- köpekler arasından seri katil çıkmaması9
- bik bik'i ağdacıya götürmek11
- iğrenç bir his tarif et29
- bik bik'in yaşı boyu kilosu8
- sel felaketinin nedeni cehapedir13
- karınıza kaşarlı poğaça yapar mısınız13
- fake hesabım için nick önerileri8
- türkiye de 120000 atatürk heykeli olması17
- mustafa sandal'ın 1 mayıs paylaşımı14
- ben bu davanın savcısıyım9
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- sözlüğün en götü güzel kızı21
- düşün ki o bunu okuyor13
- 1 mayıs8
- ahirette sorulacak ilk soru9
- en yaşlı özelliğiniz13
- memesi küçük olmak16
- köpekleri aklamak için sırtlana iftira atmak10
- oksijensizsu14
- güne bir şarkı bırak14
- emmanuel emenike15
- 1 mayıs 2024 borussia dortmund psg maçı9
- uludağ sözlüğün bitmiş olması23
- sözlük kızlarını kategorize eden utanmazlar18
- kocamsunun hazırladığı sürpriz15
- tilki ailesi9
- japonyada düşen insana yardım edenler12
- vahdettin'e hain diyenleri susturacak tarihi belge42
- club'a gidiyor musun diyen erkek9
- hamas bir terör örgütüdür9
- sözlük erkeğinden damat olmaz30
- temizlik hastası eşle sevişme öncesi diyaloglar12
- 30 nisan 2024 bayern münih real madrid maçı24
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız8
- fatih terim'in yuhalanması16
- sürekli milletin entrylerini eleştiren tip11
- crop giyen erkek11
- nazar değdi sözlük12
- bir sözlük yazarını kaşır mısınız8
aynanın karşısında köpek dişlerime bakarak vampir olabilme ihtimalimi düşündüğüm yaşlardaydım.
henüz çok küçüktüm...
mahalle maçlarında 'topu atan alır' kuralına sadık kalan , topu kendisi atınca da hemen kural değişikliğine gidebilen bir diktatör çocuktum. haliyle de pek sevilmezdim. kadir dedenin evinin camlarını kırdığımı söyleyebilecek bir sırdaşım yoktu mesela.
okul hayatım da pek parlak sayılmazdı. öğretmenimizin verdiği ödevleri hep yapmak istesem de üşeniyordum işte. her gün saat 16.00 civarlarında , karşı apartmanda üstünü değiştirirken perdeyi kapamayı unutan aylin ablayı izlemek daha cazip geliyordu belki de.
alt kattaki daireye yeni bir abla taşındığı güne kadar hayatım bu denli monotondu işte.
o abla diğer herkesten farklıydı. gecenin ortasında alt kattan gelen kahkalarla uyanmaya alışmıştım artık. tüm apartman o abladan nefret ediyordu. ebeveynlerime sürekli soruyordum ; '' kimdi o? ne iş yapıyordu? neden sevmiyordunuz? '' ve babam bir gün o'nun bir hayat kadını olduğunu söylemişti. annem 'ne diyorsun sen çocuğa!' diyerek babama tepki gösterse de , babam oralı olmamıştı. ve ben odama sevinçten depar atarak koşmuştum... daha fazlasını duymama gerek yoktu artık. çünkü artık ben bi hayat kadını bulmuştum! o'nun hayat üzerine çalışan bir profesor olduğunu düşünüyordum adeta.
artık bu hayat kadınını hayatımın merkezi haline getirmiştim. okuldan gelir gelmez içinde yarısını yediğim kekler bulunan beslenme çantamı odama atıp hemen cama çıkıyordum. o'nu izlemeliydim. bizler hayatta yaşıyorduk ve o da hayat kadınıydı.
işte o gün hayat bilgisi kitabının yazarı bile olabileceğini düşünmeye başlamıştım.
öğretmenimiz yine bir hayat bilgisi ödevi vermişti. artık karşı apartmandaki aylin abla perdesini kapatıyor , mahalle maçlarına alınmıyordum. yapacak hiçbir şeyim yoktu.. sanırım artık ödevi yapmanın zamanı gelmişti.
annem dışarı çıkmıştı , babam hala işteydi. o an hayat bilgisi kitabımla alt kattaki hayatcı ablaya gitmeye karar vermiştim. biraz cesaretimi topladıktan sonra kapısını çaldım. çok geçmeden kapıyı açtı ve bana sordu; '' ne var?''
çok utanmıştım.. o an odama gidip yastığımı ısırarak hıçkırmak istiyordum.
- babam dedi ki..
+ ne?
- siz hayat kadınıymışsınız da ..
(bu sırada da baş parmağımla hayat bilgisi kitabımı işaret ediyordum)
hiçbir tepki vermemişti. 5 saniye sinirlice yüzüme baktı. tam gözlerimi kaçırıyordum ki kitabı eline alıp, '' muhahahaha hahahayy '' diye kahkaha atmaya başladı. susmak bilmiyordu , apartmanın her köşesinde hayat ablanın sesleri yankılanıyordu. çok utanmıştım..
hemen ardından hayat bilgisi ödevini yapmak istediğimi söyledim ona. hala kahkahalarına devam ederken beni içeriye aldı.
evi sanki yahudi katliamı yapılmış gibi kokuyordu. olsun ! aldırış etmedim..
elimde hayat bilgisi kitabı vardı ve ben bir hayat kadının evindeydim. çok şanslıydım!
bana vaktinin çok az olduğunu ve dolapta kola olduğunu söyledi. çekinerekte olsa gidip dolaptan kola doldurdum. ''sen git arkadaşlarınla top oyna, annenler benim evimden çıktığını görmesin'' dedi. ''ama..'' dedim. ''dönüşte kapıyı çal, ödevini sen gelene kadar bitirmiş olurum'' dedi.
dediğini yaptım.
eve dönerken tam kapısını çalacaktım ki; kapısının önüne bırakılmış defterimi ve kitabımı gördüm. hemen defterimin sayfalarını çevirmeye başladım. ödevim tamamen bitirilmişti. kitabımdaki tüm testler yapılmıştı..
evet , hayat bilgisi ödevimi bir hayat kadınına yaptırmıştım.
henüz çok küçüktüm...
mahalle maçlarında 'topu atan alır' kuralına sadık kalan , topu kendisi atınca da hemen kural değişikliğine gidebilen bir diktatör çocuktum. haliyle de pek sevilmezdim. kadir dedenin evinin camlarını kırdığımı söyleyebilecek bir sırdaşım yoktu mesela.
okul hayatım da pek parlak sayılmazdı. öğretmenimizin verdiği ödevleri hep yapmak istesem de üşeniyordum işte. her gün saat 16.00 civarlarında , karşı apartmanda üstünü değiştirirken perdeyi kapamayı unutan aylin ablayı izlemek daha cazip geliyordu belki de.
alt kattaki daireye yeni bir abla taşındığı güne kadar hayatım bu denli monotondu işte.
o abla diğer herkesten farklıydı. gecenin ortasında alt kattan gelen kahkalarla uyanmaya alışmıştım artık. tüm apartman o abladan nefret ediyordu. ebeveynlerime sürekli soruyordum ; '' kimdi o? ne iş yapıyordu? neden sevmiyordunuz? '' ve babam bir gün o'nun bir hayat kadını olduğunu söylemişti. annem 'ne diyorsun sen çocuğa!' diyerek babama tepki gösterse de , babam oralı olmamıştı. ve ben odama sevinçten depar atarak koşmuştum... daha fazlasını duymama gerek yoktu artık. çünkü artık ben bi hayat kadını bulmuştum! o'nun hayat üzerine çalışan bir profesor olduğunu düşünüyordum adeta.
artık bu hayat kadınını hayatımın merkezi haline getirmiştim. okuldan gelir gelmez içinde yarısını yediğim kekler bulunan beslenme çantamı odama atıp hemen cama çıkıyordum. o'nu izlemeliydim. bizler hayatta yaşıyorduk ve o da hayat kadınıydı.
işte o gün hayat bilgisi kitabının yazarı bile olabileceğini düşünmeye başlamıştım.
öğretmenimiz yine bir hayat bilgisi ödevi vermişti. artık karşı apartmandaki aylin abla perdesini kapatıyor , mahalle maçlarına alınmıyordum. yapacak hiçbir şeyim yoktu.. sanırım artık ödevi yapmanın zamanı gelmişti.
annem dışarı çıkmıştı , babam hala işteydi. o an hayat bilgisi kitabımla alt kattaki hayatcı ablaya gitmeye karar vermiştim. biraz cesaretimi topladıktan sonra kapısını çaldım. çok geçmeden kapıyı açtı ve bana sordu; '' ne var?''
çok utanmıştım.. o an odama gidip yastığımı ısırarak hıçkırmak istiyordum.
- babam dedi ki..
+ ne?
- siz hayat kadınıymışsınız da ..
(bu sırada da baş parmağımla hayat bilgisi kitabımı işaret ediyordum)
hiçbir tepki vermemişti. 5 saniye sinirlice yüzüme baktı. tam gözlerimi kaçırıyordum ki kitabı eline alıp, '' muhahahaha hahahayy '' diye kahkaha atmaya başladı. susmak bilmiyordu , apartmanın her köşesinde hayat ablanın sesleri yankılanıyordu. çok utanmıştım..
hemen ardından hayat bilgisi ödevini yapmak istediğimi söyledim ona. hala kahkahalarına devam ederken beni içeriye aldı.
evi sanki yahudi katliamı yapılmış gibi kokuyordu. olsun ! aldırış etmedim..
elimde hayat bilgisi kitabı vardı ve ben bir hayat kadının evindeydim. çok şanslıydım!
bana vaktinin çok az olduğunu ve dolapta kola olduğunu söyledi. çekinerekte olsa gidip dolaptan kola doldurdum. ''sen git arkadaşlarınla top oyna, annenler benim evimden çıktığını görmesin'' dedi. ''ama..'' dedim. ''dönüşte kapıyı çal, ödevini sen gelene kadar bitirmiş olurum'' dedi.
dediğini yaptım.
eve dönerken tam kapısını çalacaktım ki; kapısının önüne bırakılmış defterimi ve kitabımı gördüm. hemen defterimin sayfalarını çevirmeye başladım. ödevim tamamen bitirilmişti. kitabımdaki tüm testler yapılmıştı..
evet , hayat bilgisi ödevimi bir hayat kadınına yaptırmıştım.
(bkz: vaka-ul hbbia)
orospuya sikiş öğretmek kadar saçmadır.o zaten hayat üniversitesini dereceyle bitirmiştir.
O ermiştir zaten.iki saniyelik iş onun icin.Verin yapsın.
logar*itma testini teknik servis elemanına çözdürmek kadar mantıklıdır.
ölmeden yapılacak yüz şey arasına girebilecek saçma bi eylem.
yalan dünya zerrin'in döşeyeceği ödev tipidir.
2.sınıftaki çocuğa oran-orantı anlatmak kadar zordur.
ironik bir durumdur.
okulda öğretmenin düzeltmeyi hayat silgisi ile yapmasını gerektirir.
hayat üniversitesi tez ödevidir.
Hayatımda duyduğum/gördüğüm en saçma şey. Bak şuradan bas git..
ilkokul ortamına iniyoruz yavaş yavaş.
mantıklı iş açık ve net.
güncel Önemli Başlıklar