bugün

kendine inanmaktan vazgecmektir.
yaz okuluna gitmek icin mecburen aldıgınız kararın yanındaki sizi derinden sarsan ikinci olay.
angelina jolie"nin, brad pitt denen o sahsiyetsiz adamla evlendigi gun basima gelen olay. allah dusmanimin basina vermesin dedigim, yikim.
hayatın acımasız yüzünü gördüğünüzde vazgeçersiniz hayallerinizden. çünki; kurduğunuz hayaller ve düşler yaşadığınız an'a çok yabancı kalmıştır. istesenizde istemesenizde vazgeçersiniz hayallerden ve düş kurmamayı öğrenirsiniz yaşamdan.
ne kadar uçtuğunuza bağlıdır.
elbeteki hayatın katı gerçeklerine sıkı sıkıya bağlı, hayale yer vermeyen bir hayat ne kadar sıkıcı ve gelişmeye kapalı ise, olur olmaz hayallerin peşinden koşmak da kişiye bişey kazandırmaz, kaybettirir.

aslında bu tarz "hayallerinin peşinden git, hayal et senin olsun, gerçekçi ol imkansızı iste gibi" mottolar son yıllarda amerikan kaynaklı kişisel gelişim kitapları ile pompolanan gaz verme yöntemleri haline geldiler. hiç bir becerisi olmayan, hayatında bırakın uzaya gitmek, 2 adım öteye gidecek cesareti olmayan insanlar başka biri olmanın hayaline kapıldılar.

bunlar bir yana, daha gerçekleşebilir, belki şansın belki çabanın yardımı ile ulaşılabilecek hayallerden vazgeçmek zannnedildiği gibi hayata, hayatın acımasızlığına yenilmek anlamına gelmez her zaman. olgunlaşmaktır bazan, tercihdir.
bazen insanın kafasını karıştıran bir seçimdir. hayaller mi ? yoksa sahip olunan bazı değerler mi ? insan hayalleri için sahip olduğu şeylerden geçebilir mi ? yada kendi değerleri için hayallerinden vazgeçer mi ?

karmaşık gibi görünse de sanırım doğru olan ya da çoğunlukla gördüğümüz, hayalleri için bazı değerlerden vazgeçmek, onları yitirmek. bu yitirilen kavramlar, namus, kişilik, arkadaşlık, ,dost, bazen de geride gözü yaşlı bırakılmış birileri olabilir.şan,şöhret,ün peşinde koşturmak, ve bunlarla uğraşırken kendinden ödün vermek, ne kadar doğrudur bilinmez. yitirilen şeylere bakıldığında bambaşka birisi ile karşılaşmak mümkündür. birde tam tersi düşünüldüğünde, kendi değerleri için hayallerinden vazgeçmek.misal olarak üniversite hazırlık öğrencisinin istemediği bir bölüme kayıt yaptırması, olabilir mi ? belki de oldu. futbolla ilgilenen, futbola aşık birisinin,ailesinin karşı çıkması,istememesi üzerine herşeyi olan futbol'dan vazgeçerek, öğretmenlik okuması olabilir.. 'peki madem bu kadar çok seviyordu futboldan niye vazgeçti ? ' sorusu çoğu kişinin kafasında dolaşır büyük ihtimalle. kendi için bir çok fedâkarlık yapan anne ve babanın, çocuklarını istemedikleri hatta nefret ettikleri bir yere yollamak istemeyişlerinin altında kötü bir şey yatmaz sanırım. hangi anne-baba çoçuğunun kötülüğünü isteyebilir ki ?. üstünde çok emekleri bulunan anne ve babanın çocuklarının geleceğini belirleme konusunda elbette hakları vardır. onlarında kendilerine göre 'Hayalleri' budur belkide. onların hayalleri için kendi hayallerinden vazgeçmektir bu. iyimidir kötü mü ? orası bilinmez. Zamanın göstereceği şeylerden sadece biridir bu.. neticede hayat asla dört dörtlük değildir..
insanı dumura uğratan bir kaç olayın üstüste gelmesinden sonra oluşan ve sonu depresyonla biten bir kaçış biçimidir.Bu genelde geçici bir durumdur,fakat en küçük bir ışık gördüğünde tekrar sarılırsın hayata ve hayallerine...
ben olmanın verdiği huzurdan kopup bir başkasının hayalini yaşamak ve yaşatmak üzere yapılandır.
hayatla bağlarını koparmaktır.
(bkz: önce hayaller ölür)
(bkz: yalan düşleri öldürmek)
hayallerinden vazgeçmek kendinden vazgeçmektir. hayaller yaşamanın ve yaşamdan tad almanın tek odak noktasıdır.
hayallerin suya düşmesidir.
hayaller vazgecilebilecek gibiyse , aslında sorun kişidedir.başlanılan işe devam ederek "vazgeçmeden" hayallere ulaşılabilir.burda müspet olan kişinin "hayallerin yıkılması" olayıyla karşı karşıya kalmamasıdır.aksi durumda olay "param ver ama araba ferrari almaktan vazgeçtim" dir.para yoksa hayallerden vazgeçilmez , hayaller suya düşer.düşmese siz onun hala peşindedirsiniz.bazı aşmış şahsiyetlerde sınırları zorlayıp hayallerini sudan çıkartırlar.tarih bu tip insanları bünyesinde fazlasıyla barındırmaktadır.
"ipini bırakmadığın sürece uçurtma hep senindir" sözünü bana hatırlatan başlık. ama ipini bırakırsan uçurtmanın, ozaman hayata ve kendine inanmayan bir yaşam biçiminden ötesi kalmaz geriye. yine de biliyorum ki kimse vazgeçmez hayallerinden. belki vazgeçtiğini sanır ama hep beyninin en saklı ucundadır. belki 1 yıl sonrasına belki 10 yıl sonrasına ertelenmiştir. belki de gerçekleşme ihtimali olmayandır artık. ama hep saklanır beynimizde, içimizde. gitmez o bir yere... adı üstünde hayal işte...
hayaller vageçilmez olduğunda hayal olur. çünkü hayaller insanın bütün acılarına rağmen yaşamasını sağlar. bir nevi umutların elbisesidir. hayallerden vazgeçmek yaşamdan vazgeçmektir, benliğin kayboluşudur, inanışın tükenişidir.
bi hayaldir...çünkü hayallerden vazgeçmekte bi hayal oldugu için insan hayallerinden vazgecmesi imkansızdır...hep bi hayal vardir
hayal gerçeklerden güç alarak doğar, fakat büyüdükçe varolandan bambaşka bir şey olup çıkar. hayallerden vazgeçmek 'yarın' dan vazgeçmektir zannımca.
bir daha hayal kurmamaya yemin etmektir. yaşarsınız gider bundan sonra.
mutsuzluğun doruğudur. ötesinde pek bir şey yoktur.
(bkz: hayallerinden vazgeçirilmek)

böylesi de vardır.
bazı bünyelerin "büyümek" olarak adlandırdığı sürecin giriş kapısı.
Büyümektir. Cok acidir. Insan yillarca hayal ettigi seylerin gerceklesmecegini anlayinca bosluga düsmüs gibi olur bosuna kurmussundur yillarca hayal bosaymis hersey. *
dümdüz yaşayan bir insan haline gelmek. içinde umut taşımamanın başlangıç noktasında olmak. iyi midir kötü müdür bilinmez. görecelidir. hayal kurup hayal kırıklığına da uğramak kötüdür çünkü.
sizden vazgeçen insan yüzünden genellikle vazgeçilmek zorunda bırakılır... içi acıya acı vazgeçer hayallerinden... hoş vazgeçilen sadece hayaller olsa belki yürek sabırla dayanabilir...