bugün

danimarka - isveç ortak yapımı film. 68 inci altın küre ödülleri'nde en iyi yabancı film dalında ödül almıştı. 83 üncü oscar ödül töreni'nde de yine aynı kategoride aday gösteriliyor.

http://www.imdb.com/title/tt1340107/
büyük ölçüde adalet kavramı ile ilgili bir film. afrika çöllerinden danimarka köylerine uzanan öyküsü sayesinde "kişisel adalet" kavramını bol bol sorgular. iki tarafın argümanlarına da yer verir, kendi adaletini kendi sağlamanın bazı şartlar altında o kadar da kötü bir şey olmayabileceğini gösterir yer yer, ancak herkesin bunu yapmaya kalkıştığında işlerin nasıl çığrından çıkabileceğinin de altını çizer.
iyi film. klişe ama film gibi film.
christian rolündeki çocuk oyuncunun performansı müthişti bi kere. o ne muhteşem donukluktur, bayıldım.
aklıma sürekli mevlana geldi: "köpek seni ısırıyor diye, sen gidip köpeği ısırır mısın"
bu filmi neden biz yapmadık-yapmıyoruz diye hayıflandım.
gözlerim doldu.
evet ben bu filmi çok sevdim.
harika ötesi bi film susanne bierin oscarı sonuna kadar hakettiğini izleyince anladım biutiful niye almadı diyodum alejandro var sonuçta ama bu film ayrıymış tüm insanlığa izletilmesi lazım christianın hayata bakışı hepimizde var eziliyoruz hakkımız yeniyor dışlanıyoruz küçümseniyoruz ve intikam almak istiyoruz ilk fırsatta, böyle büyüyoruz nefretle beslenen insanlara dönüşüyoruz, tecavüz, taciz, cinayet, haksızlık, işkence, aşağılanma normalleşiyo ki mikael persbrandt bunlara karşı çıkan anton rolünde iyi insanı o kadar güzel oynuyor ki temiz bi dünyanın imkansızlığına selam çakıyo sanki...
insan hakları film günlerinde izlediğim, görüntü kalitesi ve oyuncularıyla güzel film. özellikle afrikadaki kamp sahneleri ve koca kafanın linç edilmesinden önceki, ölen küçük kızla alakalı konuşması kahretti beni. insandan tiksindim, gerçeklere güzel ayna tutulmuş. çivisi çıkmış dünyanın düzelmesi hayalimiz bakidir, umudumuz her geçen gün zayıflasa da!
emperyalist ülkeler tarafından sömürülen afrika'nın kendisine tecavüz eden batı ülkelerine ne kadar muhtaç olduğunu gösteren bir film.
Tecavüz edenler, tecavüz de olduğu kadar, insani! yardım konusunda da pek mahirler ve göz yaşartacak derecede fedakarlar.
Adalette bir süre sonra adaletsizlik doğurur.her tokat atana tokat atmayacaksın ama bazen de tokat atana tekme tokat girişeceksin.işte film bence bunu güzel anlatmış.ben bu filmi çok beğendim. Yönetmenin diğer filmi after wedding de çok dokunaklı bir film.
şiddet, barış ve adalet kavramları üzerine kafa yorduran bir film. anlatımının merkezine ergenlik çağının eşiğindeki çocukları da taşıması şiddet paradigmasının öğrenilerek çoğaldığı ve barışçıllığın da öğrenilebileceğine vurgu sayılabilir. yer yer klişelere girse de genel anlamda izlenilesi ve kafa yorulası türden bir film. oscar'ı boşuna almamış denebilir.