bugün

su götürmez bir geççek. islamdan temizlenmeli bunlar.
hadislerin neredeyse hepsi yalandır. -neredeyse- dedim. bir açık kapı bıraktım. aslında hadislerin yalan olduğunu söylemek ve bunu insanlara mantıklı bir şekilde anlatmak islamın lehine olan bir harekettir. çünkü hadisleri okursanız, çok saçma, mantıksız, bir peygamberin bunu nasıl yaptığını ve allah ın nasıl izin verdiğini düşünürsünüz. rezalet ötesi hadisler vardır. eğer bunlar gerçekse zaten o zaman muhammed denen insan peygamber değildir. bir tarikat önderidir anlamını çıkartabiliriz.

çünkü bir peygamber insanların kafasını kestirmez.
Bir adam, Rasülüllah’ın ümmü veledine temas etmekle itham edilmişti. Rasülüllah, Hz. Ali’ye “Git boynunu vur” diye emretti. Hz. Ali, adama geldiği vakit, onu bir kuyunun içinde yıkanıp serinliyor buldu.
“Çık dışarı” diyerek elinden tutup kuyunun dışına çıkardı. Hz. Ali adamın “burulmuş” hadım edilmiş ve erkeklik organından mahrum olduğunu gördü. artık ona dokunmayıp, durumu Hz. Peygamber’e haber verdi. Rasülüllah, onu, davranışı sebebiyle takdir etti.”

oh ne kolay. git boynunu vur. eğer bir peygamberse böyle der mi? eğer peygamber böyle demez diyorsanız o zaman muhammedin sahte peygamber olduğu anlamına gelir. bu hadisler nasıl islamın kaynaklarında yer alıyor. bu ve bunun gibi pek çok boyun vurma kafa kesme hadisi var. ben sadece birini verdim.

Erkeğe karısını niçin dövdüğü sorulmaz.- ebu davud
Kadında, atta ve evde uğursuzluk vardır. - tirmizi, buhari, müslim
Kur’an okudukları halde traş olanları öldürün, buhari, ibn mace
içki içmede beşinci kez ısrar edenleri öldürün.- ebu davud, tirmizi
Toplum içinde casusvari gizli bir şey söyleyeni öldürün., ibn mace, buhari, muslim
10 yaşında namazı terkeden çocuklarınızı dövün. buhari
deve sidiği için. onda şifa vardır. buhari
dünya balığın sırtındadır. buhari

alın size bir kaç hadis. ışid lideri mi bu adam? sürekli öldürün boynunu kesin bilmem ne yapın. bilmem dünya balığın sırtındadır falan. atesitler veya hristiyan olanlar bu hadisleri görse islam ne saçma din yahu der. bu hadisleri inkar etmek aslında islamın lehinedir. onun için hadisleri inkar edenleri suçlamayın. yazımın başında belirttiğim gibi. neredeyse hepsi yalandır. yalan olmayanlar kurana, akla, mantığa uygun zararsız hadisler doğru kabul edilebilir.
Kur an der ki bir kez bile yalan söyleyenin şahitliği kabul olmaz.

Buna göre..

Hadislerinde teki yalan olan ravinin tüm hadisleri yok hükmündedir..
Kuran'a uyanlar alınır geri kalanlar bizi ilgilendirmez.

Ayetlerin önüne hadisleri geçirenlere inanmayın hatta onlarla savaşın.
Fazla konuşacak bir durum yok, Allah hidayet nasip etsin..
Hadislee doğru ya da yalan.ne olurlarsa olsunlar, ayetler kadar gerçek olamazlar.
hepsi demek ağır olsa da ikiyuz bin ile 1 milyon arasinda yalan hadisin oldugu söylenmektedir. Ki bu da dinimizin kimlerin dilinde ve elinde oldugunun göstergesi.
örnek

görsel
https://sorularlaislamiye...ri-yalamak-sunnet-midir-0
(#32043357)
Hangisi dogru bilemedigimiz icin tum hadislere supheyle bakarim. Bu yuzden tek kaynagim kurandir. Hadislerden ornek veren din adamlarini dinlemem bile.
aslında hepsi yalan diyemeyiz ama araya yalan karıştığı için doğru yalan ayırt edilemez hale gelir. bir tane bile yanlış olsa bu hepsini süpheye sokar. yoksa o kadar yazılan şeylerin hiçbir gerçekliği yok demek için inançsız değil bildiğin kör olmak lazım. hadisler tarihsel belgedir aslında, dini yanı palavra olsa bile çok bilgi verir. kuran da tarihsel belgedir mesela. dini yanına inanmayabilir bir insan ama kuranın o dönem hakkında hiçbir şey anlatmadığını söyleyemez.
Hadis sözleri ve kuran arasında dünyalar kadar fark var kim ne derse desin.
Çok güvendikleri Meshepler Bu hadis kitaplarını kaynak alıyor.
Bir bakıyorsun töbe haşa peygamberin 16 yaşından once bir kızla cima eylediği görünüyor.ben ihtimal bile vermiyorum.çünki hadislerin çoğunu okudum bir müddet sonra beyin yanıyor.kafamızda betimlediğimiz tablo resmen pasif işid ordusu.
pek çok uydurma hadis olduğu neredeyse bütün din adamları kabul ediyor.
o yüzden "bu hadistir" denen sözleri akıl süzgeçinden geçirmek lazım.
peygamberimizin gerçek sözlerine ise elbet dikkatle uyulmalı ve saygı göstermelidir.
fakat bunu nasıl anlayacağız.
şöyle bir yaklaşım var ama herkes bunu yapabilir mi bilemem, bilgi ve zaman açısından.
"belirtilen sözler kuran a aykırı değilse doğruluk payı yüksektir" der çoğu din adamı. kuran a aykırı değilse zaten akla da aykırı değildir.

kendi çapında araştıran biri olarak gördüğüm şudur, kuran da, genel akla aykırılık asla yoktur.
yani siz bir kuran cümlesini ya da kuran da anlatılan bir konuyu, hıristiyana da museviye de ya da doktora, mühendise gösterip görüşünü sorsanız akla uygun bulur.

şimdi bu söylediğim akla uygunluk meselesine karşı çeşitli karşı savlar ve ayet örnekleri sunacak olanlar var tabi ama bi bakiyorsunki insanlar o ayetleri eleşitirse de onların sadece birer ehliyet verdiğini, kesin böyle yapın demediğini göremiyor ya da görmek istemiyorlar.
mesela 4 evlilik sadece bir ehiliyettir. 4 kadınla evlenmelisiniz dememektedir. mesela bir dağ köyünde yaşayan adamın bi hanimi yatalak hasta oldu. adam ne yapmalı. haınımını hangi bakım kurumuna yerleştirecek, bunun için maddi gücü yeterli mi. o durumda işte bu ehliyeti kullanıp evleniyor, ikinci hanımla, hem adama hem yatalak kadıncağıza bakıyor. basit bi örnek bu. eksikleri olabilir.
ama sen keyfin için gidp dört hanımla evleniyorsan o ehliyeti kötüye kullanmış oluyorsun.
allah herkesin niyetini zaten bildiğini söylüyor. inancımız varsa tabi.
tabi bundan 4 evliliği desteklediğimiz anlamı çıkmasın. esas ve iyi olan kanunlar çerçevesiinde yapılmış evliliktir. örnekti sadece.
Kuran bir anayasadır çerçeve çizer hadisler de kanunlardır. Kurana aykırı olmayan hadislere yalan demek peygamberi inkar etmektir.

(bkz: normlar hiyerarşisi)
Hepsi yalan değildir fakat sosyal medyada ünlü sözleri paylaşıp altına daha inandırıcı olsun diye hadis damlası vurulduğundan, hadislerin inandırıcılığı azalmıştır.
Dikkatimi çeken olay bazen güncel, ilk kez ortaya çıkan ve gündemdeki olaya lafı dibine kadar sokan hadisler çıkıyor. Acaba nasıl oluyor bu diye düşünmeden edemiyor insan. Hepsi diyemem ama çoğunlukla fikirlerini, benim düşünceleri geç bak hadistir diye yayılıyor gibi.
(Bir zaman gelir, beni yalanlayanlar çıkar. Bir hadis söylenince, “Resulullah böyle şey söylemez. Bunu bırak, Kur’andan söyle” derler.) [Ebu Ya’la]

(Bazı kibirli kişiler çıkacak, “Allah Kur’anda bildirilenden başka bir şeyi haram kılmadı” diyecek. Yemin ederim ki, benim de emrettiğim, yasakladığım, koyduğum hükümler vardır. Bunların sayısı Kur’andaki hükümlerden daha çoktur.) [Ebu Davud]

(Kur’andan başka delil kabul etmem diyenler çıkacak.) [Ebu Davud]
içinde yalan ve kurana uymayanların olduğu doğrudur ama pek çoğu güzel sözlerdir. on maddeden iki tanesi yanlış diye sekizini göz ardı edemezsin. kötü kitaplar yazarlar var diye okumayı yasaklayamazsın.
kimisinin akıllara seza sinek hadisinden hareketle, suudi arabistan'ın qassim üniversitesi'nde yapıldığını iddia ettiği deneylerle karşılık vermeye çalıştığı tezdir.

klasik yobaz taktiklerinin bir çoğu bir arada kullanılmış. misal doğrularla, yalanları karıştırmak...

önce bazı bilim insanlarının sineklerdeki antibakteriyel savunma sistemleri konusundaki çalışmalarından dem vurulmuş ki böyle çalışmaların olduğunu zaten biliyoruz. insan da dahil her hayvanın antibakteriyel savunma sistemleri vardır ve bunlar üzerinde araştırma yapmak normaldir.

fakat suya veya yemeğe düşen sineği iyice bastırarak suyu veya yemeği mikroplardan temizlemek? hayır, dikkatle okumayanlar sanır ki sözünü ettiğimiz araştırmacılar böyle saçmalıklarla meşgul!... dikkat edilirse, söz konusu saçmalığın sadece suudi arabistan'ın qassim üniversitesi'nde yapıldığı iddia edilen bir çalışmada ele alındığı görülüyor.

verdikleri link çalışmıyor. dolayısıyla çalışmanın ne idüğü konusunda fikir edinmek zor. kaldı ki ortada böyle bir araştırma olsa bile bir değer taşıması için saygın tıp veya mikrobiyoloji dergilerinde yayınlatmayı başarmak gerekir. zira söz konusu dergilere sunulan makaleler hakem heyetinin kontrolünden geçer. deneyin uygun tasarlanmış ve icra edilmiş bir deney olup olmadığı kontrol edilir. sonuçların bulgulara uygunluğu incelenir. yayın yapıldıktan sonra deney bir çok merkezde daha tekrarlanır.

bilimde işler böyle yürür. mucize yalancısı yobazların bilimsel çalışmaların hangi ciddiyette yapılması gerektiğini anlamaları mümkün değildir.
kütübi sittedeki bütün hadisler alimlerce doğru kabul edilmiştir.
hadisleri külliyen yalanlayan dinden çıkar.
bu düşüncenin ilk sahibi ikinci halife ömer dir. Hz Muhammed'in bir vasiyet yazmasına bile tahammül edememiştir. elimizde allahın kitabı var o bize yeter diyerek vasiyet yazmasını engellemiştir. eğer bu düşünce insanı kafir yapıyorsa ömer kafir olmuştur.
Sinek hadisi yukarda geçtiği için bir açıklama gerektiğini hissettim.

Alıntıdır;

"dolu bir yemek kabının içine bir sinek düşerse, o sineği tamamen kabın içine batırıp çıkardıktan sonra kullanabilirsiniz."

bu tavsiye, tehlikeli olmasa da garip görünebilir.

halbuki hz. peygamber'in (s.a.v.) bütün söz ve davranışlarının ilâhî bir temele dayandığını, bu yüzden onlarda hata ve yanlışlık olmayacağını bilen bir mü'min için bu hadîsin de muhakkak mantıkî açıklaması vardır. ancak anlaşılması için belki asırlar geçmesi gerekir. şöyleki:

tıbbî olarak sineğin vücudunun bazı bölümlerinde patojenleri (hastalık sebebi olan mikropları) taşıdığı bilinmektedir. bu, xv. asır önce tecrübî tıbbî bilginin olmadığı bir dönemde efendimiz (asv) tarafından bildirilmiştir. yine peygamberimiz (sav): "ölüm ve ihtiyarlık dışında çaresinin yaratılmadığı hastalık olmadığını."da bildirmektedir.

bu yüzden modern zamanlarda bakteriler gibi zararlı organizmalara karşı penisilin başta olmak üzere antibiyotikler keşfedilmiş ve kullanılmaktadır. öyleyse bu esrarlı tavsiyenin tıbbî mantığı nasıldır?

sinek bedenlerinde antibiyotik olduğu, bilimsel denylerle anlaşılmıştır. bir grup avustralyalı araştırmacı tüm çabalarını bunun üzerine harcıyor. macquarie üniversitesi, biyoloji bilimleri bölümünde bir grup araştırmacı, sineklerin çürük et, meyve ve gübre dahil olmak üzere her türlü pisliğe karşı dayanıklı olduğu teorisinden yola çıkarak sineklerin sahip oldukları bu antibakteriyal özellikleri farklı gelişim evrelerinde ortaya çıkarmak üzere çalışmalar yaptılar.

grubunun yeni keşfini melbourne mikrobiyoloji konferansında tanıtan ms jonanne clarke, "çalışmalarının, yeni antibiyotiklerin bulunması için yapılan küresel araştırmaların ufak bir parçası olduğunu fakat kimsenin daha önce bakmayı akıllarına getirmedikleri bir yere odaklandıklarını" söylüyor. bahsettiği bu proje aynı zamanda onun doktora tezinin bir parçası...

ms clarke, mide içersinde de meydana gelen antibakteriyal özelliklerin sinek bedeni üzerinde mevcut olduğunu söylüyor ve her iki yerde de bu aktiviteleri görebileceğimizi belirtiyor ve "sinek bedeni üstüne yoğunlaşmamızın sebebi daha kolay ayrışılabilir yapıda olmasıdır." diye ekliyor. (http://www.abc.net.au/sci...les/2002/10/01/689400.htm )

ayrıca suudi arabistan qassim üniversitesi, medikal mikrobiyoloji bölümünde yapılan bir deneyin sonuçları, bunun bilimsel mantığını göstermiştir. yapılan deney ve sonuçları şöyledir:

deney a

kültürlü su örneği steril su içeren kaptan alınmıştır ve kaba sinek düşmüştür (sinek batırılmamıştır). kültür deneyi için kaptan alınan suda e coli tipi patojenik (mikrop üreten) bakteriyel çoğalma görülmüştür.

kap 1- kültürlü su örneği aynı kaynak kabından alınmıştır. bu sefer sinek suya tamamen batırılmıştır. kap 2'de görülen bakteriyel çoğalmanın tamamen kaybolduğu açıkça görülüyor. kap 1'de çoğalan yeni bakteri actinomyces (aktinomiçes) olarak bilinir ve faydalı antibiyotikler bundan elde edilebilir. bunun kap 2'de bulunan bakteriyel çoğalmayı nasıl engellediği açıkça görülüyor.

deney b

deney "a'nın aynısıdır fakat bu sefer başka bir sinek ile yapılmıştır.

kap 2- kültürlü su örneği steril su içeren kaptan alınmıştır ve kaba sinek düşmüştür (sinek batırılmamıştır). kültür deneyi için kaptan alınan suda coynebacterium (dephtheroid (difteri basili) tipi patojenik (mikrop üreten) bakteriyel çoğalma görülmüştür.

kap 1- kültürlü su örneği aynı kaynak kabından alınmıştır. bu sefer sinek suya tamamen batırılmıştır. kap 2'de görülen bakteriyel çoğalmanın tamamen kaybolduğu açıkça görülüyor. kap 1'de çoğalan yeni bakteri actinomyces (aktinomiçes) olarak bilinir ve faydalı antibiyotikler (%70'den fazla) bundan elde edilebilir. bunun kap 2'de bulunan bakteriyel çoğalmayı nasıl engellediği açıkça görülüyor.

deney c

daha önceki deneylerin aynısıdır fakat farklı bir sinek ile yapılmıştır.

kap 2- kültürlü su örneği steril su içeren kaptan alınmıştır ve kaba sinek düşmüştür (sinek batırılmamıştır). kültür deneyi için kaptan alınan suda staphylococcus sp. (stafilolok tipi) patojenik (mikrop üreten) bakteriyel çoğalma görülmüştür.

kap 1- kültürlü su örneği aynı kaynak kabından alınmıştır. bu sefer sinek suya tamamen batırılmıştır. kap 2'de görülen bakteriyel çoğalmanın tamamen kaybolduğu açıkça görülüyor. kap 1'de çoğalan yeni bakteri actinomyces (aktinomiçes) olarak bilinir ve faydalı antibiyotikler bundan elde edilebilir. bunun kap 2'de bulunan bakteriyel çoğalmayı nasıl engellediği açıkça görülüyor.

salmonellas (salmonella) + proteus sp tipi hastalık yapan başka bakteri çeşitlerinde de aynı sonuçlar alınmıştır. (http://www.islamdunktv.co...y-refuting-those-who-laug ...)

mikrobiyolojideki en son araştırmalar hz peygamberin (asm) xv. asır önce bildirdiği tavsiyenin tıbbî izahını yapmakla, âdeta onu tasdik etmektedir.
allah kelamı kitaba beşer sözü eklemeyi uygun gören mallar da buna yorum yapıyor ya. mallıkta sınır tanımamak bu olsa gerek. he canım kitaba bir de ekleme yapılacaktı bu da peygamberin sözleri diye.

islamı sulandırmak isteyen angut düşüncesidir. islam 1500 yıldır aynı dindir. isteyen uyar isteyen inkar eder. münafıklık cehennem rütbenizi arttırır. ki arttırsın da.
Hepsi yalan değildir diye düşünüyorum ama %60'i yalan olduğu gerçek.
ilk yazarın söylediği ornek verdiği hadis sahihtir. Dini nikahın bos ol, boş ol, boş ol demekle bitmediği aslında resmi nikâhtan daha agir olduğunu da gösterir. Bundan sonra ki diğer adım kurani yalanlamak için mi hadisten basladin diye sordugum sorudur?