bugün

bora öztoprak ın en güzel parçalarından birisidir.
kişiye göre pozitif ya da negatif dµygµlarla söylenen bir eylem.

ve hâliyle sevilen bir yere giderken coşkµyla, sevilmeyen bir yere giderken de hüzünle karışık söylenir.
denedim çokça kez. o yönden içim rahat mesela. denedim hakikaten. bazı şeyleri olmayınca zorlamamalı. ben zorladım da. yine de olmadı. gidiyorum artık, hiç olmazsa içim rahat. yenemedim yine makus talihimi, ama bu sefer denedim. ben de varım diyebilmek bu kadar önemli miydi, bilmiyorum. ama ben dedim. burdayım dedim. artık yokum ama. çünkü olmadı. ama denedim. şimdi gidiyorum. vazgeçtim artık, ama vazgeçmek te kolay değil. bu vazgeçme sözünü bir süre sonra yutup yeniden mücadele edebilirim. ama şimdi gidiyorum, şimdilik vazgeçtim en azından. bavulum hazır, gidiyorum.

daha ne yapmalıydım, nerelerde eksiktim bilemiyorum. çabaladım ama. hiç denemediğim zamanlar da oldu. yenilgiyi baştan kabullenişlerimin sayısı hiç az değil. şimdi yenildim ama ezilmedim. en azından başım dik. gidiyorum ben. buraya kadar değildi aslında, çokça önce vazgeçmeliydi belki. son ana kadar zorladım ama. olmadı, olmaz bazen. söz konusu bensem, genellikle olmaz. ama içim rahat. gidiyorum, vazgeçtim. olmadı. ama denedim.

vazgeçtim bu akşam,her şeyden vazgeçtim ben.
bavulum hazır yarın giderim bu şehirden.
bazen bunu söyleyen kişi karşısındakinden "kal" demesini "gitme" demesini bekler. o yüzden kasmadan ne demek istiyorsak onu demekte fayda vardır. içinizden geçen siktir git demekse siktir git; kal demekse kal demekte fayda vardır. ama içimizden geçenle ağzımızdan çıkan aynı şey değilse acısına katlanmak da müstehaktır.
Ebru Gündeş'in kaçak isimli albümünde bulunan, sözü ve müziği metin arolat'a ait güzel parçadır, sözleri şöyledir;

ne çok üzülmüşüm sevinçlerimden çok
ne çok aglamışım gülmek yabancı
kaderin eline bırakıp kendimi
harcadım ömrümü
kader yalancı

belli ki sen de gideceksin
gözün yollarda
belli ki ben de solacağım
bu ilkbaharda

gidenlerden intikam
senden önce ben
gidiyorum

sözlerimde bir sen varsın
bir de umutlarım
gidiyorum, ellerimde
bir yalnızlıgım var
bir de gözyaşlarım

gitme desene
ne olur
gitme desene
muhteşem ötesi kazım koyuncu şarkısı.
kemal sahir gürel, kazım koyuncu ve netice de hoş bir dizi; (bkz: sultan makamı)
(bkz: yol ayrılmış görmeden gidiyorum)
(bkz: güle güle)
söylenen en acı sözlerden bir tanesidir.
eski ama güzel bir bora öztoprak şarkısı.
bir yaz akşamı açık havada bangır bangır dinlenmesi gereken sezen aksu şarkısı. ne güzel ağlatır adamı kafada güzelse ...
(bkz: gitme)
(bkz: yani git ama ışığı aç öyle git)
(bkz: kanser oldum gidiyorum)
cok can acıtan ama gitme demeninde cok buyuk cesaret istedigi soz.
Ben bu dünyadan
Dosttan, düşmandan
Aldım payımı gidiyorum
Günahlarımla, sevaplarımla
Aldım başımı gidiyorum
"hayaldin sen, gidiyorum..."
(bkz: bora öztoprak)
ardından "nereye?" denilen kelime grubudur.
ama şaka bir yana hüzünlü bir cümledir "gidiyorum...", (cümle çünkü eylemi ve gizli öznesi var)
gidiyorum.
"yalnız, kimsesiz gidiyorum" derken bırakmak geride birini yalnız ve kimsesiz belki de.
onno tunç için yazılmış bir sezen aksu şarkısı.
içini acıtan bir kazım koyuncu şarkısı...
bir hafta sonra bu şarkı dudaklarımdan dökülecek istanbula ve gidiyorum diycem hiçbir şey almadan birşey vermeden yol ayrılmış görmeden gidiyorum...
vakti geldiyse gidebilmeli insan..gülerek ya da üzülerek!!!
gizemli, istek uyandıran, özgürlük hissi veren bir kelime. insan bazen gerçekten çekip gitmek ister, uzaklaşmak herşeyden, aslında kendinden. kimseye söylemediği, söyleyemediği şeyleri arkasında bırakarak.
kaçmaktır. edebiyatta ve şarklarda bir karizma yüklenir çekip gidene... gidiyorum demek kolaydır. oysa herşeye rağmen kalmaktır zor olan
söylemesi de yapması da kolay olmayan cümledir efendim. karizmayı hak eder. benim kast ettiğim yeni nesil asklarindaki "gidiyoreaam" vb. laflar değildi.
gidiyorum.
ne acılar çektik seninle.
herkes huzur içindeyken, biz öldüresiye incittik birbirimizi.
herkes sevdiğine sarılıp uyurken, biz aynı yorganın altındaki iki düşmandan ibarettik sadece.
hayır, hayır sana kızgın değilim.
ama kalbime çok derin kesikler attın.
artık, şu an dünyanın bir yerinde ağlayan birinin var olduğunu düşününce bile ağlıyorum.
beni avutacak bir kucaktan mahrum, ağladım gecelerce sen uyurken.
nasıl birbirimizin ellerinden kayıp gitmekte olduğumuzu düşündüm.
seni sevdiğimi kendime defalarca söyledim.
bunu yaptığım için defalarca pişman oldum.
gitmek istedim birçok kez.
biraz daha zaman versek birbirimize.
artık nefeslerimiz birbirine karışsa uyurken.
gözbebeklerin bana gülercesine baksa, nefret ederek değil.
mutluluk izleri bıraksak evimizin her köşesinde.
umutların yalanlarına inanmış, mutlulukla hüzün arasında hüngür hüngür ağladım kaç gece.
saçlarını okşamak istedim defalarca.
uyanıp, benden daha da nefret edersin diye vazgeçtim.
günün birinde sen mutlu bir kızdın: bense karanlık bir adam.
o gün sen mutluluk hayalleri kuruyordun; bense bugünde kaybolmuştum.
kalktım seni uyandırmadan.
yüzümü yıkadım.
aynada kendime baktım; çökmüşüm.
ağlamış olduğumu bir de aynadan görmek üzdü beni.
yapmamam gereken şeyler yapacağımı hissettim.
küçük bir çantanın içine birkaç parça giysi koydum.
alnına tüyden daha hafif bir öpücük kondurdum.
uyanmadın.
uyanma istedim.
gidiyorum.
seni üzdüğüm için çok üzgünüm inan.
gidiyorum.
bir gün birbirimizin cenazesinde görüşmek üzere.
iyi uykular.
tatlı rüyalar.