bugün

dönersen ekime dönmezsen ... .*
kalandır asıl terkeden
giden de bu yüzden gitmiştir zaten...
varsın eller gönül yarası kapanır sansın..
şimdi sen gidiyorsun ya cehennemin dibine git, ben bağrıma taş basarım denilebilir.

gidene kal, kalana git denmez.ayıptır.
ha geldin ha geleceksin derken bir baktım ki, geçtin gidiyorsun...

edit: sevgilinin şahsına değil, aşk denen duyguya ithaf edilmektedir...
ayrılığa alıştım ben
kapıyı kapatmadan git.
odamda mektupların var,
kanayan kalbime basda öyle git.

içimden seni,
içimden beni,
gözümden yüzünü alda öyle git.

çarp demir kapıyı sokağa çık.
köşeyi dönmeden ağlamadan git.
bak bizimle büyüyen akasyaya,
altından gölgeni alda öyle git.

beni bırak.
bana bir ölümü bırak.
kapının ardındaki sicimi,
boynuma takda öyle git.

şimdi git.
ama unutmaki,
sen beni unutamazsın.
başını yastığa göm,
kulaklarına pamuk tıka,
duyma adımı,
alma haberimi,
gözlerine mil çek görme beni.
kalbini çıkar at bir köşeye.
yinede sen beni unutamazsın.
unutamayacağın beni,
beni alda öyle git.

içimden seni
içimden beni
gözümden yüzünü alda öyle git.

yada beni bırak,
bana bir ölümü bırak.
kapının ardındaki sicimi,
boynuma takda öyle git.

(bkz: sözlükte şiir yazıp dert anlatmak)
(bkz: ok bye)
sen o kapıdan çıktığında
ben bu odada olmayacağım...
mevsimler değişecek güzelim
gökyüzü mora çalacak
susacak kemandan gayrısı
o da şafağa değin ağlayacak...

bir soğukluk dayanıp kapımıza
hesap soracak güneşli günlerimizden
yatağım sırılsıklam
kan, ter deryası
rüyalarım...
bilirim, sorma nereden biliyorsun diye
sen o kapıdan çıktığında
ben bu odada olmayacağım...

tekneler hurdaya dönecek
hani balık ekmek yediğimiz
yem verdiğimiz kuşlar ölecek
ürkecek çocuklar
oturduğumuz parklarda oynamaya...

evrenin dengesi bozulacak
anlayacağın
kırılacak insanların
adaletsiz kalburu*
çiğ değil
kan düşecek toprağa
sabah olanda...
sen o kapıdan çıktığında
ben burada olmayacağım...

neden diye sorma sevdiğim
yok edemez kimse anıları
tanrı bile süremez elini onlara
lakin çıkarsan bir kez hayatımdan
hayatım eskisi gibi olmaz
hiçbir zaman...

zamanında öldürdüğüm gibi
yalnızlığımı
bana düşer yine
yok etmek
güzel olan her şeyi...
şimdi sen de çıkarsan o kapıdan
sığınacak yalnızlığımda
kalmadıysa hayatımda
güzellikler de çıkar o zaman
biricik kapımdan...
ne çare,
açarım ben de penceremi
gecenin buğulu karanlığına...
(bkz: lavinia)
"bu aşk burada biter ve ben çekip giderim yüreğimde bir çocuk cebimde bir revolver."
haluk levent söylemiştir.
(bkz: giderken ardından gitme kal diyemedim)
onurum elimde , gururum cebimde , yokluğun çok da............
(bkz: uctu kusum)*
hayırlı yolculuk.
icimde sarkı bitti...

(bkz: kamyonlar kavun tasır)
(bkz: yasar kurt)
(bkz: itirazım var)
ben bir başka sen,
sen bir başka ben
yaratırken...
olduğumuz gibi sevemedik birbirimizi...
gurur elveriyorsa "git-me"
gitmeseydin keşke / dinleseydin keşke / sende benim kadar sevebilseydin keşke...
çok seviyordum seni / keşke biraz bana inansaydın / keşke az da olsa beni dinleseydin...

bol keşkeli, bol itiraflı cümleler kurulur ki, "o" bunu asla bilemez...
sıradaki?? denilebilir sanırım.
- ahhh ulannn ahhh eşşeeeem ben öküzüm öküz
+ caviiiit anladın di mi hatanı kabullendin
- yok yav arkandan giderken baktım sende ne g.t varmış böyle sinirli sinirli yürürken maşallaa ya lömbür lömbür
+ allaaah senin belanı versin öküz geldin öküz gideceksin
- bir daha öyle yürüyebilir misin aynı şekild... beheyyyy be hayvanım ben hayvan!!!
bir Türk filmi klasiği olarak cavap verildiğinde en uygun repliğin "boyun posun devrilsin inşallah" seçileceği cümledir.
(bkz: ışıkları söndür öyle git)
gitme diyemiyorsam bu sadece yorgun olduğum için...en az senin kadar.
(bkz: bsg)