bugün

parçayı boğan, bagetleriyle kıçına vurup cehennem uçurumlarından aşağıya atılası davulcudur. gereksiz tarama yapan çizer gibidir.

(bkz: lars ulrich)
klavyede gereksiz drum atak giren piyanist şantörün kuzenidir.*
(bkz: ramazan davulcusu)

ne gerek var uykumu bölmeye?
şarkıyı canlandıran davulcudur. Sevilesidir, ne o öyle ölü gibi dadanmış hi-hati'ye.
stüdyo kaydından farklı bir şeyler yapayım derken olayı doğaçlama jam'e dönüştüren tiptir. gitarist de buna eşlik ederse battığınızın resmidir. dönün gidin eve.
çıkın taksim'e, canlı müzik olan herhangi bir bara girin, izlediğiniz davulcuların hepsi bu kategoriye girecektir, ne yazık ki.
şimdi bana kızmayın, arkadaşı olan vardır, sevgilisi kardeşi olan vardır aralarında. amaan, kızarsanız da kızın ulan banane. haha.
kendini kanıtlamak isteyen, yeteneklerini herkesle paylaşmak isteyen davulcumuz bulduğu her boşluğa bir şeyler sığdırmak ister. halbuki müzikte şarkının bütünlüğünü bozmamak, ona göre hareket etmek, her hareketi düşünüp en uygun yerde uygulamak en önemli şeydir. zaten bu yüzdendir ki bara çıkıp placebo coverı çalmak ile bir şarkıya sıfırdan davul yazmak bambaşka şeylerdir. ha, sıfırdan yazıp kendini kaybedenler de mevcut ama, yine de daha bilinçli olduklarını görebiliriz.
bu olay içimizdeki hayvanla bağlantılıdır bana sorarsanız. sahne başlı başına bir ego, kendini gösterme alanı değil midir? içimizdeki hayvan da çoğu zaman buna dayanamıyor ve böyle şeyler yapıyor işte.

son olarak;
(bkz: genç kızlarımızı tavlama aracı olarak davul)
(bkz: joey jordison)