bugün

hepsi yazılmış ama tek entry altında en sağlamlarını toplamak gerekirse;

(bkz: ps i love you)
(bkz: jeux d enfants)
(bkz: aşk tesadüfleri sever)
(bkz: incir reçeli)
(bkz: the notebook)
Gelmiş geçmiş en iyilerden birisi Titanic diyebiliriz. Ben şahsen filmi 10-11 kez izledim her izleyişimde tüylerim diken diken oldu gerçektende güzel bir film. Ama bir de incir Reçeli var bu filmde çok tutuldu senaryosuda çok iyi. Aytaç AĞIRLAR üstad gerçekten iyi bir iş çıkardı.
https://www.youtube.com/w...=LL0-GnEgI2PLApDuFYNuFjOA
filmin ismi aklıma gelmedi şuan ama hafızalarını sildiren bir çift in oynadığı efsane bir yapıt vardı.
cidden çok güzeldi.

Eternal sunshine of the spotless mind

ismi bu arkadaşlar.
Pm den hatırlatan yazara teşekkürler.
gönderilmemiş mektuplar.
The Lake House.
Tabi ki sevgili John dur. Ağlamıyorum gozume bir şey kaçtı...
'Notebook' ve biraz fantastik olsada 'melekler şehri'.
500 days of summer.
(bkz: Pride and prejudice)

Masumiyet, aşkın ruha, kalbe, karaktere duyulanı; kibarlık ve enfeslik.

Büyük bir durgunlukla (ingiliz filmleri klasigi) yağ gibi akıp giden bir film... Ve tabi (bkz: Jane Austen) in kaleminden uyarlanmıştır .

görsel
"mesajınız var"

meg ryan ve tom hanks. 500 kere izle her defasında aynı etki.
(bkz: senden önce ben)

romantik filmlerden hazetmeyen ben bile defalarca izledim. her izleyişimde ilk defa izliyor gibi hüngür hüngür ağladım.

hikayesi, duyguların yansıtılışı, çaresizlik, aşk, komik ancak çoğunlukla hüzünlü sahneleri her şey efsaneydi.

kitabını okumadım ancak iyi bir uyarlama olduğu kanaatindeyim. hikayede boşluklar bulunmuyor.

ayrıca Emilia Clarke ve Sam Claflin harika oynamışlar belirtmeden geçmeyelim.
the notebook

p.s. i love you
about time.

notting hill.
(bkz: more than blue)
Atla gel şaban. itiraz eden göttür.
Dünyanın en güzel kokusu.
ıssız adam.
mr. jones.

mike figgis'in yönetmenliğini yaptığı, başrollerinde richard gere ve lena olin'in oynadığı
1993 yılı yapımı muhteşem bir film.

edit: bir richard gere hayranı olarak aktörün 'kesişme' filmininde izlenmesi gerektiğini düşünüyorum.
(bkz: kırık bir aşk hikayesi)
(bkz: sweet november)
görsel

Jean seberg ve j.p. belmondo'nun başrollerini paylaştığı A bout de souffle(serseri aşıklar) üstüne aşk filmi tanımam.

Yönetmen-j.l. godard.
The notebook veya titanic.

Ikisini de 150 kere seyrettim.
Sil baştan (bkz: eternal sunshine of the spotless mind)
tabi ki de when your mind's made up'tır. izleyince tüm yazarların hak vereceği filmdir.

(bkz: when your mind s made up)
aşk filminin iyisi mi olur?
nefret ediyorum saçma sapan senaryolu, şu filmlerden.