bugün

Diş değil tırnak değil bir mendil niye kanar Ahmet abi, mendilimde kan sesleri.
(bkz: attila ilhan)
Her bu şiiri okuduğumda olduğu gibi bu sefer de gözlerim dolarak;

gözlerin gözlerime değince
felâketim olurdu ağlardım
beni sevmiyordun bilirdim
bir sevdiğin vardı duyardım
çöp gibi bir oğlan ipince
hayırsızın biriydi fikrimce
ne vakit karşımda görsem
öldüreceğimden korkardım
felâketim olurdu ağlardım

ne vakit maçka'dan geçsem
limanda hep gemiler olurdu
ağaçlar kuş gibi gülerdi
bir rüzgâr aklımı alırdı
sessizce bir cıgara yakardın
parmaklarımın ucunu yakardın
kirpiklerini eğerdin bakardın
üşürdüm içim ürperirdi
felâketim olurdu ağlardım

akşamlar bir roman gibi biterdi
jezabel kan içinde yatardı
limandan bir gemi giderdi
sen kalkıp ona giderdin
benzin mum gibi giderdin
sabaha kadar kalırdın
hayırsızın biriydi fikrimce
güldü mü cenazeye benzerdi
hele seni kollarına aldı mı
felâketim olurdu ağlardım
Otuz Beş Yaş.
Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.
Kaç sabahtır geceye uyanıyorum
Ne oldu güneşe aynalarda yokum
Dumanı tüten çay bardaklarına dokunuyorum
Elimi ısıtmıyor
Ağlayınca fark ettim
Gözyaşlarım yanaklarımı ıslatmıyor
Yüreğimde bir ağrı
Bir tek onu hissediyorum
Hissedince anlıyorum
Keşke veda edebilseydim sana
Sımsıkı sarılıp güzel saçlarını koklayıp gitseydim
Ölmüşüm ben bebeğim ölmüş
Herkesin korktuğu gün bana bugünmüş....
ceyhun yılmaz......
Biliyorum, kolay değil yaşamak;
Ama işte
Bir ölünün hala yatağı sıcak,
Birinin saati işliyor kolunda.
Yaşamak kolay değil ya kardeşler,
Ölmek de değil;

Kolay değil bu dünyadan ayrılmak.
şehir
düştü
martılar
bırakmış denizi
alıcı kuşlar dönmekte
gökdelenlerin çevresinde
buna ışığın hükmü diyorlar
yalnızlık diyorum ben..

şehir düştü
söylendi binlerce kez
başka yer
başka insan
belki zaman sadece
buna delilik diyorlar
“açıl susam açıl” diyorum ben.

(bkz: mehtap meral)
"Ama gitmedi sesin, daha varmadan
Hep Üftadelerin baktığı bir yerinde denizin
Bir dalga oldu hep yaklaşarak kalan
Bir mevsim bir çiçekte ne kadar
ne kadarsa bir ağır toprakta ten
Solmaların çağları geçti içimde
Sesinin yankısı henüz bitmemişken"
I got an M1 in my hand,
feelin da start killin shit
I'm not the nation's new Malcom X
but I'm militant

But I'm suppose to be scared,
cause you got a big chest
My four-fifth'll lift you
and your motherfuckin bench press

While you screamin' war sceneless
I'm tryin ta splash
Swing my knife too
I'll break off in yo' ass

Niggas get hugged up in a huddle,
I know how to clear em out
Four-fifth four shots,
that'll fuckin air em out

In the hood niggas love me
cause I keep it real
G-Unit niggas
they gon' always make bail

Whether it's two G's or twenty G's
Whether they knocked
with two pieces and two ki's

Bitch please get on your knees
you can lick this, balls,
I'm not the nigga
that you striptease, for,
You got a problem
I'm not the nigga, to call,
Cause I' m more,
Like a pimp,
You not trick
Bitchhh!

You want beef with me?
Take a number and get in line
You want pairs with me?
I pop ya top off with the nine
You made at me?
Shit! Cuz you can't shine
You ain't gettin yours?
That's fucked up cuz i'm gettin mine

------50Cent-Beef with me-----
Kanatlarım olsaydı keşke benim.
Özgürce yelken açabilseydim.
çok yükseklere, derinde ki mavilere.
örtebilseydim pamuk yığını bulutları,
battaniye diye üzerime.
Sıkılınca burada ki oyun bahçemden,
Tutunsaydım bir su damlasına,
Yağmur olup damlasaydım yanağına.
Süzülerek Sokulsaydım usulca koynuna.
Bazen de çıkartıyorum şimşekten oklarımı.
Avaz avaz çıkıyor ağzımdan,
Gümbür gümbür iniyor yere,
Korkunç bir gök gürültüsüyle,
öfke dolu intikam çığlıklarım.
Fırtınalar koparıyor, sana olan öfkemin,
Sebeb olduğu üfürüklerim.
Sonra barışıyorum yeniden seninle.
Çekiyorum bulutları önünden,
Gönderiyorum Kalbimin sıcaklığını,
Güneş şeklinde yer yüzüne,
Yemyeşil otların içinde açmış,
Kıpkırmızı bir çiçek.
Benim dünyamda yağan yağmurun,
Kopan fırtınanın, çakan şimşeğin,
Sebebi kırmızı bir çiçek.
Ben boyadım onu kırmızıya.
Sensin işte o kırmızı çiçek.

. . ismail oral . . .
Açıkçası merak ediyorum
Uykunda beni duyuyor musun?
Boğuk ağlayışlarımı

Açıkçası merak ediyorum
Yanından geçerken beni görüyor musun?
Yarı yarıya ölüşümü

Lütfen beni aklında tut
Lütfen beni aklında tut

Nefesim kesiliyor, yine de bir şekilde hayattayım
Bu benim düşebileceğim en rezil durum

Nefesim kesiliyor, ölüyorum ama bir şekilde hayattayım
Bu benim dik durabildiğim son an

Lütfen beni aklında tut
•sen beni öpersen belki de aşkımız pratik karşılık bulur
ne ikna edici bir intihar girişimidir şimdi göz göze gelmek
elbette ata binmek gibidir seni sevmek sevgilim
elbette gayet rasyoneldir attan atlamak

••freud diye bir şey yoktur.

sen beni öpersen belki de ben gangsterleşirim.
belki de şair olurum seni de aldırırım yanıma.
bilesin; göğsümde hangi yöne açmış tek gülsün.
yani ya bu eller öpülür, ya sen öldürülürsün.

•••haydi iç de çay koyayım...
Yıldızlarda seni aradım.
Senden parlak bulamadım.
gecelerim de ay aradım.
Sen yoktun ki bulamadım.

Yağan kara sordum seni.
Ben beyazım bilmem dedi.
Parlayan aya sordum seni.
Benim gözüm görmez dedi.

Diyar diyar geziyorum.
Dünya bana dar mı geldi.
Ne kafam sığdı, ne de kolum.
Acep yerim dar mı geldi.

Dört yanımı batak Sardı.
ölüyorum sel mi geldi.
Sardım seni öpüyorum.
Hayal bana var mı geldi.

Beyaz bir perde indi.
Donuyorum kış mı geldi.
Her yerime ateş değdi.
Yanıyorum yaz mı geldi.

Neşe ile cıvıl cıvıl ötse bülbül.
Muhabbetin ömrü bir gündür.
Yaranamaz kıpkırmızı açsa da gül.
Her daim gene gonca makbuldür.

ismail'dir özge namım.
Dümdüz idi benim alnım.
Kırış kırış şimdi halim.
Tutmuyor ayağım elim.
Ölüm bana geç mi kaldı.

. . ismail oral . . .
"Biliyorum sana giden yollar kapalı,
Üstelik sen de hiçbir zaman sevmedin beni.
"
görsel
-di.
Mavi kuş
mavi kuşbir mavi kuş var yüreğimde
çıkmaya can atan
ama ben ondan güçlüyüm,
kal,
diyorum ona, kimsenin seni görmesine izin veremem.
Bir mavi kuş var yüreğimde
çıkmaya can atan
ama viski döküyorum üstüne
sigara dumanına boğuyorum,
fahişeler, barmenler ve
bakkal çırakları hiçbir zaman
bilmiyorlar onun orada
olduğunu.
Bir mavi kuş var yüreğimde
çıkmaya can atan
ama ben ondan güçlüyüm,
yat lan aşağı, diyorum ona,
ocağıma incir dikmek mi
niyetin?
Avrupa'daki kitap
satışlarımı sabote etmek mi?
bir mavi kuş var yüreğimde
çıkmaya can atan
ama zekiyim,
Sadece geceleri izin veriyorum çıkmasına,
herkes yattıktan sonra.
orada olduğunu biliyorum, derim ona,
kederlenme artık.
Sonra yerine koyarım yine
ama hafifçe öter
tamamen ölmesine de izin
vermiyorum
ve birlikte uyuyoruz
gizli antlaşmamızla
ve insanı ağlatacak kadar
güzel, ama ben
ağlamam, ya
siz?
charles bukowski
Yüzleri solgun, bezginler, ruhları yara.
Umutsuzlar kervanında bahtları kara.
El çekmiş dünyadan umutsuz bir yolcu.
Ne başı var bu yolculuğun ne de ucu.
Denkleştirip yükleri dizilmişiz sıra sıra.
Kiminin yükü altın, kiminin ki etmez para.
Kiminin vur sırtına al ağzından lokma.
Kimiyse püsküllü bela, gelmez hiç dara.
Yürüyor kervan ağır ağır umut yolunda.
Umutsuzlar kervanında yürüyoruz umuda.
Tükendi artık takatlar, hava sıcak mı sıcak.
Umudum kalmadı dostlar, yolumuz çok uzak.
Kaf dağının ardındaymış bizim ilk konak.
çıkmaz bir yolda bilinmeze yürüyüşüm.
biraz daha dayan dostum,
elbet bitecek bu zulüm.
inan artık dayanmaya kalmadı gücüm.
Açamıyorum gözlerimi ben artık öldüm.
Ölmek o kadar kolay mı be gülüm.
ne demek ölmek, nasıl ölüyorsun,
Ne haldeyiz, gözünle görüyorsun.
Görecek hesaplarımız var daha.
Günahların kadar yandın ha yandın,
Sen ölmeyi uyumak mı sandın.
. . ismail oral . . .
en güzel günlerimin
üç mel'un adamı var:
ben sokakta rastlasam bile tanımayım diye
en güzel günlerimin bu üç mel'un adamını
yer yer tırnaklarımla kazıdım
hatıralarımın camını..
en güzel günlerimin üç mel'un adamı var:
biri sensin,
biri o,
biri ötekisi..
düşmanımdır ikisi..
sana gelince...
yazıyorsun..
okuyorum..
kanlı bıçaklı düşmanım bile olsa,
insanın
bu rütbe alçalabileceğinden korkuyorum
ne yazık!..
ne kadar beraber geçmiş günlerimiz var;
senin ve benim en güzel günlerimiz..
kalbimin kanıyla götüreceğim ebediyete ben o günleri..
sana gelince, sen o günleri
kendi oğluyla yatan,
kızlarının körpe etini satan
bir ana gibi satıyorsun!..
satıyorsun günde on kağıt,
bir çift rugan pabuç, sıcak bir döşek
ve üç yüz papellik rahat için...
en güzel günlerimin üç mel'un adamı var:
biri sensin,
biri o,
biri ötekisi...
kanlı bıçaklı düşmanımdır ikisi..
sana gelince...
ne ben sezarım,
ne sen brütüssün...
ne ben sana kızarım
ne de zatın zahmet edip bana küssün..
artık seninle biz, düşman bile değiliz..
-nazım hikmet
"benim söylemek için çırpındığım gecelerde, siz yoktunuz."
Özdemir Asaf.
Kısa, naif bir serzeniş ancak bu kadar uzun anlamlar barındırabilirdi...
"Biliyorum Sana Giden Yollar Kapalı" Cemal Süreyya.
Gözlerimi kaparım ve tüm dünya ruhunu teslim eder.
Gözlerimi açarım ve her şey yeniden doğar.
( Bana kalırsa, ben seni zihnimde yarattım. )

Yıldızlar gökyüzüne karışır,vals yaparlar
Ve gaddar bir karanlık ele geçirir:
Gözlerimi kaparım ve tüm dünya ruhunu teslim eder.

Senin hayal ettim, yatağımın ucundasın,büyülenmiş gibi bakıyoruz birbirimize
Bana aşk çemberinde şarkılar söyledin, beni delicesine öptün.
( Bana kalırsa, seni zihnimde yarattım. )
Tanrı gökyüzünden düşüyor, cehennemin ateşleri sönüyor.
En yüce meleğin ölümü ve şeytanın adamları
Gözlerimi kaparım ve tüm dünya ruhunu teslim eder.
Yolundan döneceğini hayal ettim hep
Ama ben yaşlandım ve ismini unuttum.
( Bana kalırsa, ben seni zihnimde yarattım. )

Senin yerine keşke gök bir gürültüsü kuşunu sevseydim;
En azından bahar geldiğinde onlar ses verirlerdi.
Gözlerimi kaparım ve tüm dünya ruhunu teslim eder.
( Bana kalırsa, ben seni zihnimde yarattım. )
Sylvia plath - mad girl's love song.
sanma ki sefâdan semah-ı râh ederim.
döner döner bakar kuy-ı yâre ah ederim.
görsel

Şeytan diyor ki ...

git ve elinden tut,

(bütün gün el ele tutuşup hiç konuşmadan yürü)

kulağına şiir üfle,

ürperdigi saç dibinin ziline bas,

Ve öp tutkuyla,

dudağının üçüncü çizgisinden,

evet..

tam da buradan,

ama sessizce..

"Şiiren"
BEKLENEN

Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.

Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni,
Gelme, artık neye yarar?

Necip Fazıl Kısakürek
"Süleyman öldü, yaşasın şakir!

şimdi şiir dediniz biri sıkılıp gitti

bendim o sefil üşümüş elinizde
belki çok şey değildir aşkın ölümü
gerekirse aranır öpülmüş resimlerde
Japon bir sevgilim var -demek sizin de
makyajlı bir Meryem gibi yitirmiş masumiyetini
kiss diyor sex anlıyorum niyeyse
merdivenim belki de onca bol ihanetten
garsonu vurun lütfen çok tıkırtı yapıyor
doğru ya saat şu kaşar resmiyeti
dilimledi durdu en nazik günlerimi
bazen de kıştı sakın bir dakka
Gilda posterimi öpmeyin çok kıskancımdır
ben sevdim mi çamına korum yorgun akşamlarda
ekşın aktörleri gibi abazan kalırım
hadi lale ezelim biri paydos mu dedi
neden sakinsin kahrolası duygusal cin
ezan okuyor varoşlar faşist içinde
ve seçkinler cümle piçleri orta sınıfın
devlete koşuyorlar uygun adımla bir kii
sıfır hasarla marjinal cahil tenyalar
oysa müezzin gibi bekledim sendeleyerek
ağzımda tuz sustum kaç ışık yılı
sakalımda sevimli beyazlar erittim suya
kudurdu yaramdaki kurt o kiralık keder
bennn bakımsız Şakir çarmıhına gönüllü
baba sirklerinde çocuk ol hikayat-ı semender
ağladı dizlerim yassı bir cüret halinde
balkonda mıyız neyiz üç bira bir yahudi"
Bitmekte olan günü uğurlayan karanlık.
Sararıp düşmekte olan yaprağım artık.
Denizin karaya attığı bir enkaz parçası.
Bir zamanların kralının son çırpınışları.
Yaşadığım her gün, aldığım her nefes,
Dayanılmaz bir acı artık bedenimde.
ızdırabla dolu, çekilmez bir kahır.
Bu öylesine bir yük ki omuzlarımda,
Taşıması zor, ağır, çok ağır.
Çökmüş her yere sis, her yer bulanık.
Zihnim alt üst olmuş, anılar karışık.
durmuş benim için bütün saatler artık.
Dönmüyor eskisi gibi zamanın çarkları,
Acıtıyor ruhumu geçmişin yaraları.
. . ismail oral . . .