bugün

gece inmiş şehre
sadece şiir merhem olur gönlümün karasına şimdi
birbirine kırgın duvarlar ve insanlar
şimdi ne yazsam da geçse kalbimin küsü?
trrum
trak, tiki tak
makinalaşmak
istiyorum.
açardın,
yalnızlığımda.
mavi ve yeşil,
açardın.
tavşan kanı, kınalı-berrak.
yenerdim acıları, kahpelikleri...

gitmek,
gözlerinde gitmek sürgüne.
yatmak,
gözlerinde yatmak zindanı.
gözlerin hani?

"to be or not to be" değil.
"cogito ergo sum" hiç değil...
asıl iş, anlamak kaçınılmaz'ı
durdurulmaz çığı
sonsuz akımı.
içmek,
gözlerinde içmek ayışığını
varmak,
gözlerinde varmak can tılsımına.
gözlerin hani?

cânımın gizlisinde bir cân idin ki
kan değil, sevdamız akardı geceye,
sıktıkça cellad,
kemendi...
duymak,
gözlerinde duymak üç-ağaçları
susmak,
gözlerinde susmak,
ustura gibi...
gözlerin hani?

ahmed arif
azığımız, hicrandır
Mirasımız mahkûmdur, mahzundur, perişandır
Gene de ye’se düşme yiğidim; imtihandır
Filizlenen her ölüm, mazlumlara nişandır

Ne gönüllerde sevinç, ruhlarda beyaz kaldı
Ufka bir bak, ilerle; inkılâba az kaldı.

Ülkemden hatırıma hep sefiller geliyor
Bin yüzlü Ebrehe’ler, kara filler geliyor
Şimdi devran değişti; ebâbiller geliyor
ibrahim bahçesinden taze güller geliyor

Âlemde, duyulacak kutlu bir âvaz kaldı
Ufka bir bak yiğidim; inkılâba az kaldı.

Çöküyor sırtımızda yükselen vahşi duvar
Heykeller kırılıyor; dökülüyor mumyalar
Toprağın sinesinde umut var, heyecan var
Okşadığın her kökten fışkırıyor bir bahar.

Buzlar çözüldü; kıştan kuru bir ayaz kaldı
Ufka bir bak yiğidim; inkılâba az kaldı.

Gözlerin âyet âyet büyüyen bir bebektir
Ellerin sokaklarda uçuşan kelebektir
Sana rehberlik eden ne cindir, ne melektir
O bir insan-ı Kâmil, mücella bir dilektir

O’ndan bize ebedi sürecek bir haz kaldı
Ufka bir bak yiğidim; inkılaba az kaldı.

Bulanık akan sular durulacak yeniden
Gökyüzüne direkler vurulacak yeniden
Saâdet menziline varılacak yeniden
Çağlar üstü bir nizam kurulacak yeniden

Cehaletin elinde lanetli bir saz kaldı
Ufka bir bak yiğidim; inkılâba az kaldı.

Bu kan kokan coğrafya, bu çığlıklar senindir
Bu gözü yaşlı târih, hıçkırıklar senindir
Yeryüzünde çiğnenen bütün haklar senindir
Prangalı hükümler, aydınlıklar senindir.

Yıllardır, uygarlıktan sana hep enkaz kaldı
Ufka bir bak yiğidim, inkılâba az kaldı.

Tasalanma yiğidim; zaman bizden yanadır
Külümüzden yükselen duman bizden yanadır
Son durak, son ilahi ferman bizden yanadır
Dünya düşman olsa da, iman bizden yanadır

Kapıları açacak çoşkun bin niyaz kaldı
Ufka bir bak yiğidim, inkılâba az kaldı

Mahzenlerde beklemek ziyan artık, yiğidim
Fecr-i sâdık vaktidir; uyan artık yiğidim
Ateşlere girsen de, dayan artık yiğidim
Hakikate dönüyor rüyan artık, yiğidim

Zalimler için karar verildi; infaz kaldı
Ufka bir bak yiğidim, inkılâba az kaldı.

Nurullah genç - uyan artık yiğidim
Ağlamak için Gözden Yaş mı Akmalı?

Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?

Victor Hugo.
Iyi Geceler.
görsel

(bkz: Turgut uyar)
(bkz: büyük saat)
dönsek mi bu aşkın şafağından
gitsek mi ekaalîm-i leyâle?
bizden daha evvel erişenler
ağlar bugün evvelki hayâle.

dönmek mi? ne mümkün geri dönmek
düştüyse gönüller bu melâle?
bir eldir ufuklardan uzanmış
zulmet bizi çekmekte visale

ahmet oktay-şafakta
Cahit sitki-desem ki.
görsel
Eve saygı,
Eve sevgi,
Eve tüp lazım.
Şiirin devamı.
görsel
hayat ve yaşam varmış,
ne tarafta onlar ablacığım?
insan doğar, büyür ve ölürmüş,
bi anlatır mısın teyzeciğim?

insanın kendisi diye bir durum varmış,
o nasıl oluyor abiciğim?
insan köprüymüş bilinen ile bilinmeyene,
bu ne demek sayın hocam?

sevgili abim, sayın bayan,muhterem büyüklerim,
kendimi, sizleri ve eşyaları anlarsam,
sizede anlatırsam,sizinde anlamanızı sağlarsam,
dünya da savaş ve açlığı yok mu ediyor muşuz?

murat dal
Dün bir hayale daldık.
Geceydi...
Heceler aradım yağmurun dindiği
Bir ormanın kokusunda.
Unut
Saçtığın heceleri
Başını kaldır
Sesime bak
Korkma
"Hecesiz ufuklara uğurla beni"
Usulca...
Bilmiyorum,yaşamakta mısın,öldün mü?
Dünyada bir yerlerde bulabilir miyim seni
Yoksa,akşamın yaslı karanlığında
Bir ölüyü mü düşünmeli…

Her şey senin için: Gün boyunca dualarım.
Uyuşturan ateşi uykusuz gecelerin;
Şiirlerimin beyaz sürüsü,
Ve mavi yangını gözlerimin…

Hiç kimse daha yakın olmadı bana,
Hiç kimse böylesine üzmedi beni,
Acıya salıp gidenler bile,
Okşayıp bırakanlar hatta.
--spoiler--
Ortalama insanda
Herhangi bir günde herhangi bir orduya
yetecek kadar ihanet,
nefret, şiddet
ve saçmalık vardır.
VE Cinayet konusunda En Becerikliler
Cinayet Karşıtı vaaz verenlerdir
VE Nefreti En iyi Becerenler
Sevmeyi Vaaz Edenlerdir
VE -SON OLARAK-
SAVAŞı EN iyi BECERENLER
BARıŞ VAAZı
VERENLERDiR

Tanrıyı Vaaz Edenlerin
Tanrıya ihtiyacı Var
Barış Vaaz Edenlerin
Huzuru Yok
SEVGiyi VAAZ EDENLER
SEVGisizdir
VAAZ VERENLERDEN SAKının
Bilmişlerden Sakının.

DURMADAN
KiTAP
OKUYANLARDAN
Sakının
Yoksulluktan Nefret Edenlerden
Ya da Gurur Duyanlardan Sakının
övgü Göstermekte Hızlı Davrananlardan SAKının
Karşılığında öVGÜ Beklerler

Sansürlemekte Hızlı Davrananlardan SAKının
Bilmedikleri Şeylerden
Korkarlar

Sürekli Kalabalıkları Arayanlardan Sakının;
Tek Başlarına
Bir Hiçtirler

Ortalama Erkekten
Ortalama Kadından
Sakının
Sevgilerinden SAKının

Sevgileri Vasattır, Vasatı
Aranır Dururlar
Ama Nefretleri Dahiyanedir
Nefretleri Seni Beni
Herkesi Öldürebilecek Kadar
Dahiyanedir.

Yalnızlığı istemezler
Yalnızlığı Anlamazlar
Kendilerinden Farklı
Her şeyi
Yok etmeye
Çalışırlar

Sanat
Yaratamadıklarından
Sanatı
Anlayamazlar
Yaratma Başarısızlıklarını
Dünyanın Beceriksizliğine
Yorarlar

Kendileri Tam Sevemedikleri için
Senin Sevginin
Eksik Olduğuna iNANıR
VE SENDEN
NEFRET EDERLER

Ve Nefretleri
Parlak Bir Elmas
Bir Bıçak
Bir Dağ
Bir KAPLAN
Bir Baldıranotu Gibi
Mükemmeldir

En Usta Oldukları
SANATTıR
NEFRET!
--spoiler--

Charles Bukowski
o ateşli bakışına bu can nasıl dayandı?
buharlaştı derya, inci mercan da yandı.
ateşin sırlı avuçlarına yapıştı dudağım.
adını heceleyen gamlı avazım da yandı.
ben yüzünün baharında nice ovalar dolaştım..
alev aldı bülbül gamları, Gülistan da yandı...
Yanlışlık
Bir yanlışlık var
Sen bu denli güzel
Ben bu denli sevdalı
Olmayacaktık..
ismet özel. Amentü.
En büyük yalnızlığım
Kalabalıktır
Orda kendimi bulamam
Kaybolurum
Kacarım kaçarım
kimsenin beni gorumeyecegi bir yere
Bendide kendileri gibi yapmalarından
Korkarım

oburixiz.
Önce rast gele, hayvan veya bitki gibi,
sonra büyüyecek, değer ve güç katacak,
önce insan, sonra kişi olacak
bir gün inancına kavuşacak ve bu, doğum olacak.

Önce inanç olarak doğacak,
sonra arzu olarak görünecek
sonra irade ve çaba isteyecek,
emekle beslenecek ve adı, başarı olacak.

Önceleri kimse görmeyecek, duymayacak.
deli, sıyırdı deyip, sövecekler.
bir gün gerçekliğiyle yüzleşecekler,
ve sonra, "kendi hakikatini bulan." diyecekler.

murat dal
görsel

(bkz: turgut uyar)
(bkz: büyük saat)
üçüncü şahsın şiiri-attila ilhan.
"içinde sakladıkların seninle gider, söylediklerin karşılık bulur sana döner."
Kahraman TAZEOĞLU
saklarım gözümde güzelliğini
her neye bakarsam sen varsın orda
kalbimde gizlerim muhabbetini
koymam yabancıyı sen varsın orda.
edip cansever- sevişen

Seni seviyorsam bununla her yerin
Öyle iç çekişlerin gibi bir değil iki
Nasıl yaşamaya başlar daha çok
Buluşan iki mısra gibi. Bir şiirin
Kokusuz, tatsız çocuk adları gibi.

Bir kuş da gözlerine uygulanmış sesiyle
Öter durur kıyısız boş saatleri
Ben niye titriyorum’la birlikte
Sonsuzluk alanıdır yüreğin.

Bir anlık gecesinde bir günlük mevsimlerin
Bildik mi yaşamayı ikimizce
Biz getirdik demektir anlamayı evrene
Sevişmek alanıdır yüreğin.