bugün

Buda mı kader?

Vuruldum diyorsun, nerede yaran?
Nerede bu yaranı şefkatle saran?
Hiç belli olmuyor akınla karan,
divane olduysan buda mı kader?

Candan sevdiğin atıp gitmişse,
Verdiği her sözden cayıp dönmüşse,
o Namert, gözünde çok büyümüşse,
Benzeri yok diyorsan buda mı kader?

inkarın faydasız gerçek ortada,
Kabul et de bitsin bu oyun burda,
Sen kaderin değilde duygularının da,
Esiri olmuşsan buda mı kader?
uyuyamayacaksın!
memleketin hali
seni seslerle uyandıracak.
oturup yazacaksın.
çünkü sen artık o eski sen değilsin.
sen şimdi ıssız bir telgrafhane gibisin.
durmadan sesler alacak,
sesler vereceksin.
uyuyamayacaksın!
düzelmeden memleketin hali,
düzelmeden dünyanın hali,
gözüne uyku girmez ki.
uyuyamayacaksın!
bir sis çanı gibi gecenin içinde,
ta gün ışıyıncaya kadar
vakur, metin, sade
çalacaksın.

melih cevdet anday
güzeldim de galiba bunu nasıl söylesem:
eline sağlık tanrım leyla çok güzel olmuş
tanrım eline sağlık dünya da güzel olmuş
keşke biraz ölmesem.
Kedim

Ne güzel bir kedisin,
Mırıl mırıl edersin.
Gözlerin ateş saçar,
Seni gören fareler kaçar.

Kuyruğunu sallarsın,
Delikleri koklarsın.
Sen de olmazsan eğer,
Evlerde hep fare gezer.
Senden ve aşktan
Yani kuşlardan
Yani süzülerek kalbe
Sabahlar getiren o ışıktan
Tan yerinden kızılından
Konuşalım bu gece.
soğuk geçiyor bu kış
ellerim üşüyor
eldivenlerde ısıtmıyor artık
oysaki bir nefesinle iliklerime kadar ısınırım biliyorum.
aydınca düşünmeyi iyi biliyorsun, eksik olma
yatakta yatmayı bildiğin kadar
sayın tanrıya kalırsa seninle yatmak günah, daha neler
boşunaymış gibi bunca uzaması saçlarının
ben böyle canlı saç görmedim ömrümde
her telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyor
bütün kara parçaları için
afrika dahil.
cemal süreya uvercinka.
Sevdiğim ikinci kadınsın sen.
ilkini sevmeye mecburdum.
Çok iyiliği oldu bana.
hayatımda hiçbir mecburiyeti onun kadar sevmedim. Sevdiğim ikinci kadınsın sen.
ilkinin yerini alman mümkün değil.
O öğretti bana sevmeyi.
O öğretmese sevemezdim seni bile.
inan o tuttuğu için ellerimden.
Yürümeyi öğrendim, koşabildim sana.
Onun gözlerine benzediği için gözlerin.
Alamadım gözlerimi senden.
Sana aşığım, seni seviyorum.
Sevdiğim ikinci kadınsın sen.
Hayatım boyunca omuzumda taşıyorum onu
Ve sen her sabahımdasın.
Kıskanma
alfabede bile senin adının baş harfi ondan sonra gelir.
Kalbim şimdi senin.
Onun kadar sev beni kafi.
O doğurdu, sen öldürme..!
Vakarı çoktan unuttun,hayayı kaldırdın.
mukaddesatı ısırdın,allaha saldırdın.
ne hatıratına hürmet, ne geleneğini yad,
deden de böyle mi yapmıştı ey sefil evlat.
ben sana mecburum...
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
'Gömelim gel seni tarihe' desem, sığmazsın.
Hadi sevgili bana sevdiğini söyle.
Ama hiç "seni seviyorum" cümlesi olmasın içinde.
Hadi sevgili seviyorsan yüreğin gelsin dile.
Ben dille söylediğinin dilde kalacağını biliyorum nihayetinde. Verebiliyorsan yüreğini ver
elime. Yüreğini ver ki inanayım sevdiğine. Herkeslere söylediklerini ise bana
sakın söyleme.

Hadi sevgili bana sevdiğini söyle. "Ama, keşke, maalesef" li cümleler
olmasın içinde. Çünkü ben bitmemiş cümleler istemiyorum aşk defterimde.
Başla ve bitir gerekiyorsa bütün cümlelerini ama dediğim gibi tek mazeret
olmasın içinde.

Hadi sevgili bana sevdiğini söyle. "Senin için ölüme gözü kara giderim falan
da" deme. Sunabileceksen gözü kara yaşamını sun bana. Adayabilirsen ada
kalan ömrünü ömrüme. Öyle inandır kendini beni sevdiğine ve öyle inandır
beni, beni sevdiğine.

Hadi sevgili bana sevdiğini söyle. içinde "dün ve yarın olmasın." Sadece
"bugün" olsun. Bütün cümlelerin şimdiki zamanda dile gelsin. Haydi sevgili
gün bugündür bana ithaf ederek kurtar sevgi cümlelerini. Bakalım kaç sevgi
cümlesi kurabileceksin bir günde? Söylesene kuracağın bütün cümlelerin
yetecek mi bugüne?

Hadi sevgili bana sevdiğini söyle. içinde "sen ve ben" de olmasın. "Biz"
olsun sadece. "Biz" diye başladığın cümleyi yine "biz" diye bitirebilecek
misin? Hadi göster bana marifetini? Göster ki inanayım beni sevdiğine.
inandır beni sevdiğine.

"Seni seviyorum, ama…." diyorsan, yok yok "seni ölümüne sevdiğimi sen zaten
biliyorsun keşke ….. olmasın" diye devam ediyorsan, "biz seninle çok güzel
şeyler yaşayacağız ama bu bugün mümkün değil" diyorsan ve "ben … vazgeçemem"
diye devam ediyorsan/edeceksen bana sevdiğini sakın söyleme sevgili.

En iyisi sus sevgili hiçbir şey söyleme.
Üç nokta koy yeter…
Bilmezler yalniz yaşamayanlar,
Nasil korku verir sessizlik insana;
Insan nasil konuşur kendisiyle;
Nasil koşar aynalara,
Bir cana hasret,
Bilmezler.
http://www.youtube.com/watch?v=mChXnNq2-wc
baksa da beni görmüyor sanki yokum
duymadığı açık anlattıklarımı
sessizliği kalabalık giremiyorum
ölüler kuşatılmış sağımı solumu
geçmişte yaşıyor biliyorum
bir anlatabilsem onsuz olamadığımı
o zaman sevmek değil ölmek zamanı.
Uzansam kara toprağın bağrına,
Ne yağmur ıslatsa ne kar üşütse,
Ne rüzgar esse, ne güneş yaksa,
Uyusam sonsuza dek huzur içinde.

Mustafa Elibol
ilk çocukluğumu aldılar anne
Baldırı çıplak koşarken köy sokaklarında
Oğlaklar melerdi uzaklarda
Bir yırtık top peşinde koşardık hurra
Sen bile bağırmaz oldun anne
Duymaz oldum yanık mazot kokusunu
Pek okuyacak adam olacaktık ya
Çok şeyler istediler benden anne
Ama ilk çocukluğumu aldılar.
*
yo, hakikaten
bak ben böyle çok güzelim.
kafam rahat,
sıkıntı yok.
artık doğum gününü unutabilirim.
ot çekebilirim.
günaydın mesajı da yok sabahları.
on numara.
kafam güzel diye değil cidden bak!
hatta dün gece
bir
şarkıda
uyuttum seni..
geberdim özlemekten avuç içlerini.

süleyman güler
bir soğan soyulur da yaşarır gözler,
bir memleket soyuluyor aldırmıyor öküzler.

şair eşref. evet
hiç kimse yok kimsesiz
herkesin var bir kimsesi
ben bugün kimsesiz kaldım
ey kimsesizler kimsesi.
"sanırım hiçbir şeyin öyle pek tamamlanmadığı
bir çağda yaşıyordum. ve bütün eksik kalmaların
sessiz ve ünü olmayan bir tanığıydım ben
ben, diyorum, demek oluyor ki bir anlamım vardı benim de
düşünen bir şey olarak ve düşündüren
ama korkarak söylüyorum, çok ağır bir yük gibi taşıyordum bunu da
ve biraz da pek kullanılmayan
ya da hiç bırakmadıkları kullanılmaya
çok ağır bir yük gibi
onu ben taşıyordum, düşündüklerimi
ve bu durumda ne beni etkileyen
ne de ben etkilendikçe bir başkasını
etkileyen ve bizi geçen
bir ben kurmuş oluyorduk ki, o zamanda diyordum
yani hiçbir şey değilim de ben, sadece bir konuyum
öyle mi?

yeniden, yeniden, yeniden doğruluyordum
bir insan tadında olan ve
bunu geçen ben
bir dram gibi sonsuz
kumları üzerinde sonsuzluğun. " * * *
Sen adlı şiirimdir. isteyen arkadaslar yazar profilimden baka bilir.
Ay cok mu gecikti nerdeyse çıkar
Sen yalnızlığıma varır varmaz
Az sonra yağmuru durduracaklar
Rüzgarı değiştirdim
Ustura ağzı poyraz
Yok canım yıldızları unutmadık
Mutlaka yerlerinde bulunacaklar
Kenarı yaldızlı mavi bir karanlık
Sütlü çıplaklığını örtecek kadar
Senin için olduğu asla bilinmeyecek
Yapraklarını birden dökecek dutlar
Şafak sökerken sekiz on kadar şimşek
Balkonda işlemeli müstesna bulutlar
Ayak bastığın an şehir de değişebilir
Yoksa Moskova mı
Belki Berlinbelki Dakar
Belki 30`lardan mehtap yorgunluğu izmir
Körfez`de şerefine donatılmış vapurlar
Nerede ne zaman kaç kere yaşadık
Nasıl bir sevdaysa eskitememiş yıllar
Bitirdiğimiz herşeye yeniden başladık
Dudaklarımızda birbirimizden mısralar

ve tabiki attila ilhan
Çek fırtınanı üstümden bırak kendi yağmurum da ıslanayım ben.