bugün

hz. peygamberimizin ''beni hud suresi ihtiyarlattı.'' dediği bilinmekte.

işte bu surede geçen ''emr olunduğun gibi dosdoğru ol'' ayeti. nedense bu ayet bana hep şu fotoğrafı anımsatır.

görsel

davranışlarımız, hayata bakışımız, verdiğimiz tepkiler kısacası tüm dünyayla olan etkileşimimiz tamamıyla bizimle alakalıdır başka hiçbir şey ve hiç kimse ile değil.her şeyden bağımsız. verilecek bi hesabımız varsa yalnızca allahadır ve kalpler yalnız allahı anmakla huzur bulur.
siz allah'ı bırakıp birtakım putlara tapıyor, asılsız sözler uyduruyorsunuz. bilmelisiniz ki, allah'ı bırakıp da taptıklarınız, size rızık veremezler. o halde rızkı allah katında arayın. o'na kulluk edin ve o'na şükredin. ancak o'na döndürüleceksiniz.
(ankebût, 17)
iyi bilin ki, halis din yalnız Allah’ındır. Onu bırakıp da başka dostlar edinenler, “Biz onlara sadece, bizi Allah’a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz” diyorlar. Şüphesiz Allah ayrılığa düştükleri şeyler konusunda aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah yalancı ve nankör olanları doğru yola iletmez.
(Zümer, 3)
ve sen yine denendiğinde, yine kalbin daraldığında, yine bütün kapılar yüzüne kapandığında ve yine ne yapman gerektiğini bilmediğinde uzun uzun düşün ve hatırla, yaradanına ve o'nun kelamına kulak ver. Allah kuluna kafi değil mi.
(zumer, 36)
görsel
Bu ayet beni ümitlendiriyor.
Sana, ne zaman kopacak diye kıyamet vaktini soruyorlar. De ki; onun bilgisi yalnızca Rabbimin katındadır. Onu tam vaktinde koparacak olan O'ndan başkası değildir. Onun ağırlığına göklerde ve yerde dayanacak bir kimse yoktur. O size ansızın gelecektir. Sanki sen onu çok iyi biliyormuşsun gibi sana soruyorlar. De ki, onun bilgisi Allah katındadır. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler.
(A'RAF, 187)
Ey ademoğulları! Her secde vaktinde (namaz kılacağınız veya tavaf yapacağınız zaman avret yerlerinizi örtecek) elbisenizi/ziynet(li ve süslü giyecekler)inizi alı(p giyini)n! (Helallerden hoşunuza giden tüm etli ve yağlı yiyecekleri) yiyin, için, ama (helali haram ederek yahut harama bulaşarak veya tokluk sınırını aşarak) israf etmeyin Şüphesiz ki O (Rabbiniz), israfçı kimseleri sevmez (ve onların bu yaptıklarına asla rıza göstermez).

Rivayete göre; amir oğullarının, hac günlerinde ölmeyecek kadar az yemek yediklerini, özellikle yağlı yiyeceklerden sakındıklarını ve böylece haclarına tazim ettiklerine inandıklarını işiten bazı Müslümanların da böyle yapmaya meyletmesi üzerine bu ayet-i celile nâzil olmuştur. Bu ayet-i celileden anlaşıldığı üzere; hakkında ayet ve hadis gibi yasaklayıcı bir nass bulunmadığı sürece, yiyecek ve içeceklerin tamamı helaldir. Zira eşyada aslolan ibahadır, ancak müstakil bir delille şeri’atın yasaklamış olduğu şeyler bu serbestliğin dışındadır. Bu konu da ibni Abbas (Radıyallâhu anhüma): “israf ve kibirden ibaret iki haslete sahip olmadığın sürece, istediğini ye, dilediğini iç ve istediğini giyin!” buyurmuştur.

Araf süresi 31'inci ayet.
O Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenler, görmüyorlar mı ki göklerin ve yerin başlangıçta bir bütün olduğunu, sonradan onları bizim ayırdığımızı; yaşayan herşeyi su sayesinde canlı kıldığımızı? Hâlâ inanmayacaklar mı?
(enbiya suresi, 30)
De ki: "Eğer ölümden veya öldürülmekten kaçıyorsanız, kaçmak size asla fayda vermez. Vereceğini var saydığınız takdirde de ancak pek az faydalandırılırsınız."
(ahzab, 16)
"Şeytan sizi fakirlikle korkutup çirkin çirkin şeylere teşvik eder. Allah da lütfundan ve bağışlamasından birtakım vaatlerde bulunuyor. Allah'ın lütfu geniştir. O herşeyi bilendir."

bakara-22/kuranı kerim.
inananlar arasında çirkin şeylerin yayılmasını arzulayan kimseler için dünyada da ahirette de çetin bir ceza vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz.”

(Nûr, 19)
De ki: “Sizi gökten ve yerden kim rızıklandırıyor? Ya da işitme ve görme yetisi üzerinde kim mutlak hakimdir? Ölüden diriyi, diriden ölüyü kim çıkarıyor? işleri kim yürütüyor?” “Allah”diyecekler. De ki: “O halde Allah’a karşı gelmekten sakınmayacak mısınız?”
(yunus suresi, 31)
Asr'a yemin ederim ki insan gerçekten ziyan içindedir.
ASR SURESi.
"Asra yemin olsun ki, hiç şüphesiz insan hüsrandadır. Ancak, iman edip., salih amel işleylenler, birbirine hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesna."
ve la tekulu li men yuktelu fi sebilillahi emvat, bel ehyaun ve lakin la teş'urun.

(allah yolunda öldürülenlere “ölüler” demeyin. hayır, onlar diridirler. ancak siz bunu bilemezsiniz.)

(bkz: bakara suresi 154 ayet)

o diriler ki, onlar mahzun da olmayacaklar, selam olsun.