bugün

Otobüs paranızın olmadığını farkedip 3 km uzaklıktaki okula yürüyerek gitmek, hesapta para olduğunda gelen bankamatikle sevişme isteği vb. Evet.
Çok büyük paran varmışçasına hayal kurduğun anlarda bile büyük düşünememek. Hayalinde bile zengin olmayı kabullenemediğinin farkına vardığın anlardır. Evet.
Evet oyu vermek, beyin fakirliği.
Severek giydiğiniz tshirt ün rodi mood olduğunu fark ettiğiniz andır. Şimdi baktım 4 sene önce iflas etmişler lan.
paranız olduğunda alabileceğiniz herhangi bişeyi istediğiniz sırada alamamak.hevesinizin kursağınız da kalması.
(bkz: pringles)
magnum almak için açılan dolaptan max almak gibi bir an.
yırtık çorabı halının altına saklamak. başıma çok geldi. vardır allahın bir bildiği nasip etmiyor bana parayı.
Müzmin bir fakirseniz eğer her an.

Kronik fakirlik adamın iliğine kemiğine işliyor. Hatta sonradan zengin olunsa bile insan fakir hissetmeye devam edebiliyor.
Online bankacılık hesabına giriş yaptığında hesapta kalan 0,12 kuruşu gördüğünde ooo süper 0 olmasından iyidir dediği an.
Hayati yaşarken surekli fiyatlari sorguladigimiz her an.
la kimse yırtık çorap yazmamış.
devlet yurdunda ekmeğin arasına dondurma koyanı gördü bu gözler.
en yakın arkadaşınızla güzel güzel sıkılırken onun" haftaya yazlığa gideceğiz" demesi yada yatılı okuldayken ev iznine çıkılacağı gün arkadaşınıza hangi otobüse bilet aldın diyince " babam arabayla gelecek " demesi.
Evi her gırgırladığımda iliklerime kadar fakirliği hissediyorum.
Alkollü içecek alıcağım zaman zevkime, tadına göre değil, hangisinin içinde daha çok alkol var onu hesaplayarak alıyorum lan ben.
Kardeşim evlenmek istiyordu. Benden küçüktü, ben de okulu bitiremediğim için bana vakit vardı. Hiç ses bile etmedim.

Durumumuz şükür.. dayılarım olmasa okuyamazdım. Hatta annemle başımızı bir eve bile sokamazdık.

Gelin tarafı bizden pek farkları yoktu ama çok yüksekten uçuyorlardı. ilk başta yeterki isteyin 1 yüzük yeter derlerken, sonrasında evin olmayan sermayesini boşalttılar. Borç - zekat diye diye 3 yıl içinde nişan, kına ve düğün arefesi...

Evi kardeşim döşedi. Elde ne varsa işte. Kız ne model istemişse, oğlan farklı markadan aynı modeli arayıp bulmuş döşemiş... Elde bu var ne yaparsın. Kızı seviyor diye onu kırmadı bizi üzdü hep. Alttan aldık, ilk düğünümüz diye.

Düğün evvelki gecesi bizim evde kalacaklar. Evleri başka şehirde. Evde cümbür cemaat.. Uzaklardan gelen amcalar, dayılar, yengeler, kuzenler...

Oğlana da dayım üst katı vermiş. Eşyalar dayanmış doşenmiş. Hani memleket şartlarına göre gayet iyi bir yuva kurulmuş, kendim şahidim.

Gelin tarafı gelir gelmez bi soluklanıp çıkıp baktılar. Sonra çığlıklar, ağlamalar, ben bunlara mı layığım demeler...

Rezil olduk, yerin dibine battık. Diğer 2 kardeşim, annem ve ben ne yapalım işte. Haketmiyorduk, iyi insanlardık belki, hiç olmazsa yufka yürekliydik.

Dayanamıyoruz artık. Kardeşim dediğimiz herife küfürler ediyoruz içimizden. 8 yıldır çıkıp 3 yıldır nişanlı olduğu kızdı. Bilmiyor muydu? Biliyordu belki.

Nitekim 1 gecede sağlam bi aile travması yaşadık. Sonra türlü türlü tartışmalar oldu. Dayım ve amcamlarım bizim kadar üzüldüler ama elden ne gelir. içimizden bu düğün olmasın diye çok istedik. Belki yarın tüm ilçeye rezil olacağız, dillere düşeceğiz ama olsun...

Fakirlik bi imtihandır, ne kadar katlanabilirsen... Allah tüm yüreği güzel insanlara en güzel şeyleri nasip etsin...
9 gun sonra acemi birligine teslim oluyorum ama yapmam gereken alisverisi yapamiyorum. Oyle bir seyler iste.
ekonomik krizin ezip geçmesi.
tatlı krizi tutunca peripella yenilmesi.
Bayılırım simite sözüyle devam eden enstantaneler bütünü.
parasızlıktan 1 hafta evden çıkamamak.
on kuruş yüzünden minibüse binememek.
helikopterim olsa çabucak gidiverirdim anlarıdır.
içecek sigaranın Olmadığının farkına varılan ve tütüne başlanılan o an.