bugün

alpayın eylülde gel şarkısı beni hep hüzünlendirmiştir. *
(bkz: alpay eylülde gel)
hüzün ayıdır.
ayrıca, ananı sikeyim senin eylül. her bok sende başlar sende biter. ne kadar orospu çocuğu bir aysın lan sen.
eylülde gel. eylül akşamı. eylül eylül eylül. ey beynini siktiğim ayı. siktir çık git lan takvimden.

tanım no 2: pirelli takviminde olması gereken aydır. gerisi hikaye.
Bir mehmet rauf romanı olup, Servet-i funun doneminde yazılan bir eserdir.
* Batılı anlamda ilk psikolojik romanımızdır.
süryanice'de aylül denir ve üzüm anlamına gelir. Ayrıca dünya üstündeki en güzel isimlerden biridir. Ha bi de -iskender pala'nın deyişiyle- sonbaharın giriş kapısıdır.
ilk psikolojik roman.
bir mehmet rauf eseri.
mehmet rauf'un romanıdır. ilk türk psikolojik romanı sayılır.
modern zamanların hatun ismi.
eskilerde çıktığım sonraları feci kaşar olduğunu farkettiğim hatunun adıdır ayrıca. amma velakin çok yakınım iki kişinin de adı. isimden nefret etmek istiyorum edemiyorum.
içinde bulunulan ortamdan alıp derinlere götüren, o derinlikte can acıtan incesaz'ın en içten ve eşsiz şarkısı.
Şuan Tvyi açaraçmaz ilk açılan kanalda çarkıfelek çıkması sonucu Süper Herom Ferhat Güzeli görmemle az bakınıp güleyim lan dedim ve onu gördüm. Eylül diye bi abiabla şarkıcı.

Pedek Dinçöz - Bi sessiz harf alalım.
Eylül - Kendimi ifade ederekteeaaan şekerin şşşş siiaa ayy ayy ne kadar megalomanııaam ( hemde en şımarık kızlarda bile olmayan bi yüz ifadesiyle)
Süper Hero Ferhat'ın abiablamıza bakışını görmeniz lazımdı.

Velhasıl 26 yıllık futbol sevdalısıyım böyle top görmedim arkadaş.
mehmet rauf un bir kitabıdır.
eski balığımın ismi. suyunu değiştirmeyi unutunca ölmüştü.
doğduğum ay.
mehmet rauf'un romanı. edebiyatımızda ilk psikolojik roman olarak geçer. inanılmaz sıkıcı bir kitaptır. kitabın ortasına kadar suat'tı süreyya'dı hangisi kadın hangisi erkek anlayamazsınız necip'i gay sanarsınız falan filan. sonra anlaşılıyor.
küçük bir çocuğun gözlerinin buğulandığı gri bir gökyüzü... toprağa düşen her yağmur damlasının, düşen yaprakların, tohumların ise yeniden doğmak için çabalaması gibi.

hangi yaşın mevsimindeyiz? bu sonbahar bizim de sonbaharımız mı acaba diye sorgulatan.
an itibariyle girdiğimiz aydır. *
sonbaharın ilk ayı.
hafif serinler şimdi ortalık, sarı yapraklar çarpmaya başlar göze, ayağa. inceden burkulur insan. hani birini beklediğinizden değilse de, gidenlere üzülürsünüz.
aslında yaz çok sıcak olduğundan pek seveni yok gibidir. ama insanlar yaz mevsimine ; alışkanlıkların üzerine kurulu, uzun soluklu zor bir ilişkiymişçesine sarılırlar. sonra eylül gelip de güneş elini ayağını çekmeye başlayınca yarımküreden bir hüzün kaplar içleri.
ama eylül güzeldir. çok güzeldir hem.
yaz mı? yaz da güzeldir elbet ; nihayetinde bir eylüle varır.
en sevilen ay.
hoşgeldin.
bugün muhabbeti oldu bir ortamda, Eylül geliyor ne hissediyorsunuz dendi.. bu kadar beklenilen bu kadar önemsenen bir ay. nedeni ne bilmiyorum fakat 'hazan ayı' derler. neden olmuş böyle. yapraklar sararıyor diye mi? mart'ı falan neden sevmiyoruz bu kadar? ilkbahar baslangıcı o da. hayatımızda ilkler degil sonlar önemli hep degil mi? şairler de bu yüzden mi önem vermiş hep eylül'e, kimse cıkıp neden mart'a şiir yazmamış? bu sene neden bunları düşünüyorum bilmiyorum. tek bir gercek var, eylül bende de bir başkadır.. bir şiirle kapatalım;

Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli, bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Akşam rüzgarları; tene dokunan bir kamçı kadar şehvetlidir.
Ben her yıl ölümü ve aşkı bu ayda beklerim...
Ve eylülün çıplak ayaklarına bir yazı bırakırım.
Eylül sabahları; kılıçlar kadar keskin ışıltılarıyla
tenimi kanatarak uyandırır beni.
Ben eylüle akarım.
Bir hüzün gibi akarım ben eylüle kanayan bir aşk gibi,
siyah şallara bürünmüş,genç bir ölüm gibi akarım.
Sevişerek,ağlayarak ve ölerek akarım ben eylüle.
Her yıl,hep aynı vakitte,geniş bir ırmak gibi
bütün hayatı berrak sularında yıkayarak gelir,
beni ve herşeyi koynuna alarak,
bir meçhule hüznüyle emzirerek götürür hep.
Kadınları ve hüznü eylülde severim...
Keman konçertolarını,
akşam saatlerinde bir bir ışık yangını ile kıpkızıl tüten
yalnız ağaçları,ürkek tebessümleri ve edepsiz kahkahakarı severim.
Lacivert bir deniz benim ellerimde oynaşır.
Sahiller,yaşlı bir kadın gibi kendine terkedilir
Şarkılar,incecik bürümcükten acılar vaad eder her dinleyene
Bitenin başlayana dokunduğu yerdir eylül...
Onun için yanık yanık tütsü kokar,
Onun için değdiği yeri kanatır.
Eylülde aşk,eylülde acı,eylülde yalnızlık zordur,
eylülde herşey zordur,ben eylülü onun için severim.
Eylül ışıklarında çırılçıplak ruhlar yıkanır
Herkes herşeye kapısını aralar 'bir aşk oluverir aşinalık'.
Ölüm kıvırcık saçlarını hayatın göğsüne dokundurur.
Aşkı ve ölümü ben hep bu ayda beklerim.
Nasıl da mahsun ve nasıl da tehditkardır.
Ben eylülde bütün aşklardan ve ve kadınlardan korkarım...
Ben her yıl eylülün çıplak ayaklarına bir yazı adarım.
Ve ben eylüle akarım
Bir hüzün gibi akarım ben eylüle,
kanayan bir aşk gibi akarım,
Siyah şallara bürünmüş bir genç ölüm gibi akarım...
kıpır kıpır, drama tanrıçalarına dünyada yer açan bambaşka zaman dilimi! ben her eylül doğurmak isterim.
akşamlarıyla ünlüdür.

http://www.youtube.com/watch?v=xDA8zCfPXNU

http://www.youtube.com/watch?v=9y6jH3H_TLg
zannediyorum; tivitırda eylül'le alakalı romantik tivit atmayanı ekime kadar sikiyolar.
kızım olursa koymayı düşündüğüm isimlerden biri.sonbaharın başlangıcı,sıcağın gitmeye başladığının habercisi,kasım kadar olmasa da sevdiğim bir ay.
yazın bitişi, sonbaharın gelişini simgeleyen ay olması sebebiyle gereksiz bir hüzün ve sevgiliyle ayrılık çanları çalmaya başlamışcasına saçma bir iç karmaşa yaratan aydır.

ek not: okul olmadığı için bundan ibaret. ama okul olsaydı eğer tüm bunların üzerine, tatilin bitişini simgeleyen ay olduğu için, "nefret edilesi ay" olacaktı.
tatil beldelerindeki kalabalıkları yavaş yavaş eritmesiyle, huzur ve sessizliği sevenleri sevindirmiş ay.