bugün

Evrim teorisi diye bir şey yoktur. Çünkü evrim ispatlanmış bilimsel bir gerçektir. Olsa olsa evrimin teorisi olur o. Evrimin nasıl oluştuğuna, nasıl ilerlediğine dair teoriler bütünüdür.
darwinizm diye bir şey yoktur. nasıl newtonizm, einsteinizm, borizm, pisagorizm, arşimetizm gibi şeyler yoksa darwinizm diye bir şey de yoktur.

darwin bir bilim insanıdır ve alanı biyolojidir. dolayısıyla canlıları izlemiş belli bir fikir ortaya atmıştır. bunun vahşilikle, ırkçılıkla, terörle alakası yoktur.

einsteinin enerjinin dönüşüm formülü nasıl atom bombası yapmaya fırsat tanıdı ve bunun için onu suçlayamazsak, darwinin fikirlerini alıp bir takım kişilerin bunu kötüye kullanmasını da darwine bağlayamayız.

ayrıca bir bilimsel gerçeğe, sen teröristsin, yok sen ırkçısın gibi yaklaşılmaz.

insan tecavüzcü bile olsa bilimsel olarak bir iddiası varsa, iddia ondan bağımsızdır. isterse katil olsun doğru ise bu doğrudur. onun katil veya yardımsever olması fikrinin ne olduğunu etkilemez ve onun üzerinden fikir okunmaz.

ancak bizim belden aşağıya vurmaya meraklı yobazlar, hiçbir sik bilmeden her daim böyle salakça şeylerle karşı taraf linç etmeye kalkarlar.

onlar sürüngendir, seviyelerine inip bir tarafınız soyulmasın.
görüldüğü üzere bu gün yine pek çok müslü yazar tarafından çürütülmüş. tamam çürütmenize bir şey demiyoruz da biraz iradeli çürütün yarın öbür gün neyi çürüteceksiniz.
200.000 makalede irdelenmiş delil gösterilmiş, 80.000 söyleşide panelde tartışılmış bir teoriyi, kanunu halen buraya gelip çürütmeye çalışan insanları gördükçe ilginç bir gülme hissi geliyor insana.

teori ve kanunun ne demek olduğunu bilmeyen adamlar hala gelip burda " evrim kanıtlanmış bişey değil yea teori" diyip bayin masturbasyonu yaptığı bu aziz başlığın huzurlarınızda a.q istiyorum efenim saygılar.

orta öğretim 2 sınıf öğrencileri için biyoloji dersi 1:

teori : üzerinde yapılan araştırmaların devam ettiği, 100 lerce kez kanıtlanmış olsa dahi geriye kalan 100 lerce durumun da araştırılmasını gerektiren kavram. "evrim teorisi" 100 lerce hayvan üzerinde incelenip kanıtlanmıştır ancak daha incelenmesi gereken binlerce hayvan türü vardır ve zaman alır, diğer bir olay ise evrim değiştirilemez değildir, yapılan araştırmalardan bazı kısımlar eksikse yada hatalıysa tekrar düzenlenebilir eklenip çıkartılabilir.

yasa: kesindir bütün olaylar üzerinde geçerlidir, hiçbir zaman hiçbir şekilde karşı çıkılamaz, araştırma yapılmaz çünkü kesindir.

e:mc^2 bütün evrende geçerili bir yasadır elinizde tek bir formül vardır ve bu formülü bütün evrende uygulamanız gerekmez çünki fiziksel yasalar bunu destekler.
evrim = kanun
evrim teorisi = teori
kanun = doğada gerçekleşen olayların neden oılduklarını ve yapılanların sonucunda ne olacağını gösterir. kesindir değiştirilemez.
teori= kanunların -nasıl- olduklarını, yani kesin olan kavramların neden böyle davrandıklarını açıklayan, kanunlar, hipotezler, gözlemler ve deneylerle açıklamaya çalışılan açıklamalardır. eksik ve yanlış kısımları olması muhtemel olsa da bütünüyle çürütülmesi neredeyse imkansızdır.

yani everim hayatın bir gerçeğidir. evrim teorisi bu değişimlerin nasıl oldugunu açıklar.

peşinen notlar:

-insanlar maymundan gelmemiştir. maymunlar ile insanlar bir zamanlar ortak ata/atalardan türemişlerdir. şimdi ki maymunların insan olması da söz konusu değildir çünkü insan yokken maymun da yoktu. ortak atanın( genel olarak primat denebilir) türleşmesiyle bir kısmı insan bir kısmı da maymun ve türlerini oluşturmuştur. bu olulşum oldukça uzun bir zaman almıştır. milyonlarca yıl.

-ara forum diye birşey yoktur. çünkü gelmiş geçmiş bütün ırklar nihai sonuç değildir ya da hepsi zaten bir ara formdur. durmaksızın değişmektedir. insanoğlu değişmeye devam etmekte ve milyonlarca yıl sonra bugünkü görünümüne sahip olmayacaklardır. illaki ara form gösterin diye ahmakça bir ısrar var ise de dinozorlar gösterilebilinir. çünkü ne sürüngen ne de kuş değillerdir. ikisinin de özelliklerini barındırırlar.

-evrim durmamıştır ve gözlemlenebilir. senin günlük yaşamında fark etmemen dünyanın dönüşünü hissetmemen kadar normaldir. bu değişimler çok uzun sürer. yani görebilmen için yüz binlerce yıl geçmesi gerekir ki arada ki değişimi gözünle fark edesin. geleceğe gitme olanağımız olmadıgı için geçmişteki kalıntılarda incelenir. ayrıca daha basit yapıllı canlılarda evrim çok daha hızlı işler. birkaç günde bir çoğalan canlılarda bu olay gözle bile fark edilir.(örneğin virüs ve mikroplar gibi) yeni yeni grip türlerinin çıkması(kuşgribi vs) ya da antibiotiklerin bazı mikroplara işlememesinin nedeni bu canlıların evrim sonucu değişik özellikler kazanmasıdır.

-son olarak evrim ateistleri uydurması ve dinleri ortadan kaldırmak için çıkarılan bir komplo,yalanlar yada uydurma teori değidlir. bilim insanlarının bilimsel çalışmaları sonucu fark ettikleri olaydır. tamamen gerçektir. inanmamak sadece inançlara özgüdür. inansanız da inanmasanız da hayatımızın bir parçasıdır. bunun gibi çalışmaların dinleri çürütmek için kullanılması evrimin suçu değil, onu kullanan kişiler problemidir. tıpkı bir uçak, silah yada ilacın çıkartılıp bunları kötü emeller için kullanılması gibi.
Yaşam denen büyük gizemin perdesini aralamış büyük teoridir.
Büyüklüğü, her daim saldırı altında olmasından anlaşılabilmektedir.
teoriden ibaret olan saçmaliklar bütünü.
hala kanıtlanamadı.
insanın maymundan geldiğini iddia eden teori. Maymunlardaki o kadar kıl nereye gitti?
Bazı arkadaşların kısıtlı bilgileriyle oradan buradan duyduklarıyla hala çürütmeye çalıştıkları teori. Sizin bu çürütme eylemlerini adamlar süpersonik laboratuvarlar da süpersonik imkanlarla süpersonik bilgisayarlarla çürütmeye çalışıyorlar niye nobel için ödül için şan için evrim teorisi var diyen bilim adamlarına hahhaha siz yanlış biliyordunuz demek için ama yok şuana kadar çürütülmedi aksine güçlendi. Adnan Oktar gibi Hz musa'nın asası aniden ejdarha olmuştur buda aniden yaratılışa örnektir dolayısıyla evrim yoktur diye sözleri okuyup burada çürütmeye çalışıyorlar. Geçen arkadaşla tartışıyorum ne yani şimdi biz maymundan mı geldik dedi. Şimdi bakın insan ile şempaze dna benzerliği % 95 diyelim bildiğiniz sokak kedisi ile kaplanın dna sı da aynı oranda benziyor şimdi hayır kaplan ile kedi aynı soydan gelmiyor mu diyorsun hayır kaplan çamurdan çat diye yaratıldı mı diyorsun aynı familya dan lan işte göz var nizam var yani bizde maymunlar ile aynı atadan geliyoruz aynı işte bu kadar kör müsünüz anlamıyorum ki. Evrim teorisi yok demek bütün çağları sıfırlar taş devri cilalı taş devri gibi. Evrim teorisi yok demek bütün ilaç bilimini sıfırlar kullandığın çoğu ilaç evrim teorisi sayesinde bulundu. Hiç bir zaman çürümeyecek teoridir.
Teori kavramının ne olduğunu bilmeyenLeR bı okuyun.
(bkz: sudan karaya geçiş)
Evrim teorisi diye bir şey olmadığındandır o. Amk kim soktu lan dilimize evrim teorisi diye bunu çok merak ediyorum.

(bkz: Theory Of Evolution)
(bkz: Evrimin teorisi)
yaradılış konusunda bilim tarafından tek kabul görmüş darwin teorisi işin kötü yanı bilim buna inanıyor ama yarın birgün bu teoriyi ayaklar altına alan yada bilimin sorularına daha iyi cevap veren bir tık üstte dahi olsa kabul görecek bir teori çıkarsa o zaman ne yapacağız onada mı inanmamız beklenecek oysa yaradılış denen kavram tek bir olaydan ibaret olmalı tek doğrusu olmalı yoksa her çağda yaradılış öykümüz değişecek mi düşünsenize bunun böyle devam ettiğini öyleyse bu konuda kafalarda hep şüpheler olacak bu yüzdendirki bir yaratıcı tarafından yaratılmış olmaya inanmak isterim en azından tüm insanlık tek ve değişmeyen bir paydada hem fikir olur şimdi bu mu daha akılcıdır yoksa maymunlardan geldiğimizi söyleyen darwin teorisine inanmak mı yada diyelimki öyle maymunlar o zaman dünyasında bir evrilme yaşadı ve biz insan türü ortaya çıktı peki günümüzde yaşayan maymunlar neden bu evrimden etkilenmedi öyle ya birde hala onlardan ayrı bir türüz hiçbir görüş yada fikir benimsetmek istemiyorum bunuda belirtmeliyim sadece gerçekleride biraz ölçüp tartmalı ve herkesin inandığı kendine ama yinede bir maymundan gelmektense yaratıldığı ilk andan itibaren iinsan olarak varolmuş olmayı tekrar tercih ederim.
lamarck'ın çöken teorisini burada Evrimi karalamak için kullananları gösteren başlık.

Efendim, kullanılan Organlar gelişmez. sadece bir yaşam döngüsü için kabul edilebilir ki buna mutasyon değil, modifikasyon denir. Modifikasyonlar da genetiği değiştirmediğinden, evrimsel açıdan pek de mühim değildir.
Sadece Ortama adaptasyonu arttıran özellikler birikim halinde baskın olarak görünmeye başlar. Evrimin esas dayanak noktası da budur.

Ayrıca, her canlı pençelere yahut güçlü bir bedene sahip olacak diye bir kaide yoktur.
Hominoidea Familyası ile birlikte bu familyanın içinde yer alan türlerin beyinsel kapasiteleri de gelişmeye başlamıştır. Özellikle günümüz modern insanı, h. Sapiens sapiens için bu doruk noktadadır. Beynin gelişimi ve bu gelişkin beynim getirdiği çılgın enerji tüketimi diğer organların üzerinde baskı oluşturmuştur. Çünkü bu türler, başka hayvanların salt güç ile yapamadıklarını bu yüksek beyin ile kolayca yapabilmişlerdir. Bu da yırtıcı organların yerine, daha işlevsel beynin gelişimini arttırmıştır.

Leopar gece görüşü ve pençeleri ile hayatını devam ettirir. insan ise farklı bir daldan ilerleyen Evrimi sonucu gelişkin kapasiteli beyni ile yaşamını düzenler.

Beyin mi isterdiniz? Yoksa pençe mi?
Evrimin sizlere hediyesi. Onu iyi kullanın. Araştırın.

azıcık araştırma yaparsanız, kendi yazınızı kendiniz çürüteceksiniz.
Hadi kolay gelsin.

Edit: ekleme.
Hah, gözden kaçmış. E zaten ağaçlar üzerinde yaşayan kuzenlerin kolları ve bacakları bizim Organlarımızdan daha güçlü?
Sadece insan türünün el koordinasyonu daha gelişkin. Bu da baş parmak ekleminin Evrimi sonucu gerçekleşmiş bir durum.
evrim boyunca o canlıların gelişmesi milyonlarca yıl almıştır. Dünya kaotik bir haldeyken canlılar Nasıl gelişmelerini sürdürebildiyse, ortama bir şekilde ayak uydurabildiyse beynin gelişimi de kademeler halinde aynı yollardan geçmiştir.

organlar sırf kullanılmıyor veya kullanılıyor diye bir anda körelmez. Evrimsel olarak canlıya fazladan yük getiren Organlar bir süre sonra küçülür ve kaybolur.
Sebebi de iddia edildiği gibi kullanılıp, kullanılmaması değil, bu yükü daha az taşıyan canlıların seleksiyon ile daha fazla üremesi ve eş bulmasıdır. Aynı şekilde çitalar çok hızlı koşarlar, E kullana kullana gelişmiştir mi diyeceğiz? Tabii ki hayır. Esas olarak daha hızlı olan ve daha kolay avlanan çitalar yine seleksiyon ile daha fazla üremişlerdir ve tür içinde baskın hale gelerek şimdiki çitaları oluşturmuşlardır.

zürafa boynunu uzattı Ee? Boynu uzadı. Garip.
Asıl olarak boyu uzunlar zürafa olarak kaldı.

Kafaya bak.
evrim yok, bilim yalan. Kapat, Çek fişi.
öncelikle evrim hakkında konuşmak için bile bilgi gereklidir. ayrıca evrim hakkında yazılan bir çok şey zamanla kendini yalanlayabiliyor.
şimdi evrimde şöyle bir şey yoktur: bazı hayvanlar efendime söyleyeyim önünü göremediği için ayağa kalktı sonra vay efendim o ayağa kalkanlar artık baktı bu işe yarıyor hoop ayakta durduk. evrimde hiçbir şey "kalıtım" olmadan aktarılmaz ve kalıtsal değişim bireyde olmaz. o yüzden bu örnek palavradır ve bilimsel çevrede dikkate alan da ben görmedim. evrim bir mantık gütmez, evrimde her şey kör tesadüflerin üründür.

mesela buna çok küçük örnek vereyim.( bu örneği anlarsanız büyük konuşmayayım ama evrimin mantığını anlarsınız) mesela a bakterisi var diyelim, bu a bakterisi çoğaldığı zaman kendini hep aynı çoğaltmaz. ( işte bu farklılıklar zaten değişimin temel nedeni oluyor) mesela a bakterisi farklılaştı b bakterisi oldu ve siz bir antibiyotik alıp a bakterisini yok ettiniz, ortam b bakterisine kaldı. bunlar ortamı boş bulunca üredi ve artık oraya hakim oldu. ancak burada çok önemli bir nokta var: a bakterisi yaa ben yok olacağım değip mutasyon geçirmedi ve b bakterisi bu şimdi yok olur değip farklılaşmaya gitmedi. işte evrimsel süreçte bir mantık bu yüzden yoktur ve a nın ölmesi kadar kadar b nin hayatta kalması da rastlantısaldır. bakterinin bir beyni yoktur yani ve önceden bunu sezip haa mutasyon geçireyim demez.

şimdi soruya gelelim, bir bireyde asla evrim olmaz. insanlar ayağa kalktı ayakta durdu diye bir mantık evrimde yoktur. ayakta durmak o anın şartlarında hayatta kalmak için gerekliyse ayakta kalan yaşayıp genini aktarır ve diğerleri ölüp elenir. ( işte mantık buradan gelir ve ayağa kalkmak da yerde durmak da tamamen rastlantısaldır)

yani bu mantığı bildikten sonra evrimde anlaşılmayacak hiçbir şey yoktur.

mesela bir örnek daha vereyim, zürafa boynu meselesi çok çıkar. zürafa yaprağa uzanmış da yok boynu uzamış efendim diye. işte bu bakış da budur. böyle bir mantık olmaz. boynu uzun olanlar yaprağa uzanır doyar ve hayatta kalır, uzanamayanlar ise elenir. daha sonra onlar genini aktarır ve böylece uzun boyunlu olanlar ortama hakim olur.

mantık budur.
Bir insan ömrü ile bütün Evrimi çökertebilen vatandaşları gösteren başlık.

Haha, yahu milyonlarca yıldan bahsedersin, cık der. Evrim birikimdir dersin, cık der. Senin dedigin modifikasyon, aç oku dersin, yine cık der.

Arkadaşın Kullanılmayan organdan kastı bodybuilding. Her doğan erkek cocugu bu memlekette sunnet ediyorlar. Madem kullanmıyoruz, neden her doğumdan sonra tekrar bu sunnet işine gerek duyuyoruz? Körelsin gitsin?
Körelmiyor, çünkü sunnet denilen işlem de bir modifikasyon. Tür içinde pek de Artısı olmayan bir durum.

modifikasyon nedir? Mutasyon nedir? Adaptasyon ve seleksiyon nedir?
Öncelikle bunların araştırılması gerekiyor. Sonra bu yapı taşları öğrenildikten sonra bir insan ömrü ile evrimin gerçekleşmeyeceğini anlayacaksınız. Kendi yanlışınızı da göreceksiniz.

"Bilim adamı inkar etmez."
Hmm. Öncelikle evrim karşıtı bir bilim insanı bile bir canlı ömrü ile Evrimi çürüttüğünü sanan kimseyi ciddiye almaz. Neyse. Burayı geçelim.

doğal seleksiyon yanlışlanmış.
Zürafaların boyu neden uzundur? Tür içinde digerlerine göre daha uzun olanlar yemeğe kolay ulaşmış, digerlerine nazaran daha kolay yaşamışlardır. Bu da digerlerine göre daha fazla üreme kabiliyeti demektir. Sırf tek bir zürafa boynunu kullanıyor diye zürafa türünün boynu uzamamıştır. Uzun seneler içinde binlerce nesil sürecek bir şekilde, bu boynu uzun olanlar digerlerine baskın gelmiştir. Sonuç olarak zürafalar boynu uzun bir canlı olarak günümüze ulaşmıştır.

kullanılmayan organa gelelim. Hmm ornegimiz ne olsun? Nasılsa kabul etmeyip, yine cık cık diyeceksiniz. Lakin olsun. Biz Yine de Can'ım Bilal'e anlatalım.

Hah kuşlar. Kemiklerinin içi boştur bilir misiniz? Bilmeyebilirsiniz, dert değil. neden boştur? Bu kuşlar kemiklerini kullanmamaktadırlar mı? Hayır, gayet de omurgalı bir canlı olarak kullanmaktadırlar. Fakat yine bir önceki ornekte de olduğu gibi, kuşlar evrimleşirken kemikleri pürüzlü olanlar uçuş konusunda avantajlı konuma geçtiler. Bizimki gibi içi dolu kemiğe sahip olanlar da daha kısa mesafeler uçarak digerlerinin gerisinde kaldılar. Böylece uzun uçabilen kemikli kuşlar gitgide çoğaldı. Daha fazla yem buldular. Daha fazla ürediler. Bu da gitgide içi boş kemiklere sahip kuşları ortaya çıkarttı.

Hah, dikkat ediniz. Bir kuş çıkıp da benim kemiklerimin içi boş oluversin demedi. Bu çok uzun zaman dilimleri içerisinde rastlantısal olarak gerçekleşti.

fizik tedavi ornegi de pek güzeldi. Güldüm.

Evet, Evrimi yalanlayınca bilimi de yalanlamış oluyorsunuz sayın yazar.
dünya düzdür derseniz de aynı cevabı alacaksınız.
Bilimsel bir temele karşıt görüş bildiriyorsunuz. Garip.

edit: şahsim adına bu kadar kafi diye düşünmekteyim. Sizlere iyi eğlenceler.
Evrimi bol bol yanlışlamalar.
Bunları birer makale olarak da okumak isteriz.

Edit2: yazmazsam içimde kalırdı.
"x canlısı tehlikelerden dolayı daha çok koşuyordu bu yüzden bacak kasları gelişti, y canlısı tehlikelerden ötürü etrafı çok daha fazla gözetliyordu bu yüzden gözleri gelişti, z canlısının habitatında dikenli otlar fazlaydı bu yüzden derisi kalınlaştı" gibi ifadeler geçiyor.
Nerede geciyor? Adnan Oktar'ın kitaplarında mı? Belki evrim aldatmacası kitabı?

Bir canlı tehlikeden kaçabiliyorsa bacakları güçlüdür ve kaçamayan ölür. Ölen canlı da üreyemeyeceğine göre kasları daha güçlü olan canlı daha kolay üreyecektir. Bir sonraki avda bu sefer güçlü olan yem olurken, iki kat kuvvetli olan hayatta kalacaktır. Bir birikim halinde, seçilim dolayısı ile evrim gerçekleşir.
Pff, neyse yahu. Keyfine bak.
küçükken sinek arabası kovalayan çocukların şimdi tank kovalamasına evrim denir.
temelinde doğal seçilim yoluyla çok uzun süren bir süreç ile canlının hayatta kalması için duruma göre organlarının gelişim değişim göstermesi sonucunda oluşan evrilme vardır. ancak şimdiye kadar yapılan arkeolojik çalışmalar ışığında bilinen canlıların evrim teorisine göre ilk halleri ve gelişmiş halleri bulunmuştur. evrilme sürecine giren organ yapılarının gelişimden önce ve sonrası olarak kabul edilen halleri bulunmuş ama ara form diyebileceğimiz yani evrilmenin tam ortasını oluşturacak bulgular bulunamamıştır. daha açık olması için mesela kollarında ya da ayaklarında perde olan canlı kalıntıları bulunamamıştır. bu nedenle halen bana inandırıcı gelmeyen ve halen yaratılış inancıma ters düşen teoridir.
Bilimsel yöntemin islamiyet , Hıristiyanlığa ya da genel anlamda bir dine hizmet edemeyeceği gibi ateizme de hizmet edemeyeceği açıktır . Bilim , özellikle Tanrı'nın varlığı konusunda bir kanıt ya da karşı kanıt sunmak gayesi ile çalışmaz . Dolayısıyla bir yandan (bkz: Richard Dawkins) gibi ateizmi Darwinizm ile bağdaştıranlar , diğer yandan da (bkz: Michael Behe) ve (bkz: William A Dembski) doğadaki çeşitliliği ve karmaşıklığı bir tasarıma bağlayanlar arasında bilimi sıkıştırmak bilime yapılan bir haksızlık ve zorlamadır .
Güzel yazmış üst komşu, eferim otur 10.
canlılar arasında hayat mücadelesini anlatan, daha sonra boku çıkarılan teori.
Biyoloji hocama sorduğum zaman "buna cevap veremem." demişti.
Bundan 8 ay önce " iklim değişikliği" toplantılarında " okyanuslar da yaşayan canlıların üçte birinin yok olacağı" görüşündeki canlıları bir milyon yıl sonra bize ara geçiş formu diye itelemeye çalışacak teori.
--spoiler--

ateyiz zırvası.

temeli tesadüfilik unsuruna dayanan bir bilim olabilir mi?

kommik. çok yönden çökertildi zaten

--spoiler--

insanların bir kısmı okuma ve muhakeme yetisinde aciz olduğunu tekrar tekrar görüyoruz .
(bkz: evrim teorisi/#33760063) ilk şuradan başlamak gerek .

Sonra da şuradan :

Bir yaklaşım olarak doğal seçilimin ne kadar stratejik ve ekonomik sonuçlar üretebildiğini özellikle vurgulamanın gereğini kalmamaktadır . Belirtmeden geçilmeyecek husus şudur : içinde Anadolu'nun da yer aldığı bölge , insanoğlunun tarıma lk olarak geçtiği yerdir . Bu bölge günümüzde tarımı yapılan birçok hayvan ve bitkinin de anavatanıdır ve bu türler buradan dünyaya dağılmıştır . Ancak bugün çiftçilerimiz Hollanda ve Montofon sığır ırklarının yetiştiriciliğini yapmaktadır . Her yıl milyarlarca lira harcayarak tohum alınmaktadır . Daha kötüsü bilgi birikimi açısından ara açılmıştır ve açılan arayı kapatmak da kolay değildir. Bu nedenle artık bir bağımlılık söz konusudur . Evrim ve seçilimin detay ve araçlarını bilmeyen beyinlerin , bırakın açılan araya kapatmalarını , bir başlangıç bile yapma şanslarının olup olmadığı meçhuldur .

(bkz: evrim ağacı/#32854209) Burada bitirebiliriz .