bugün

Kafa üstü düştüm. Arka üstü gerçek.
Feride üç yaşındayken annesine şunları sordu.
Annesi cevap verdi.
Feride amma çok soru soruyordu.
Feride savaş meydanında karga dövüştüren kız
Bu ne?
Bomba
Bu ne ?
Toprak
Bu ne?
Yaş kurutma makinesi.
Bu ne ?
Kanda kaymaz paten.
Bu ne?
Paslanmaz komik Stalin.
Bu ne?
Aslanın ağzındaki şöhretli ekmek.
Bu ne?
Yağmurlu gazoz.
Bu ne?
Çığlık musluğu.
Bu ne?
Kedi derisinden yapılmış fare beşiği.
Bu ne?
Dişleri dökülmüş insan sandviçi.
Bu ne?
Sökük tırnak kampı.
Bu ne?
Çocuk kandıran düşman dandinisi.
Bu ne?
Kuru sıkı sıkacağı.
Bu ne?
Tek sıkımlık silah.
Bu ne?
Köpekli saçlar için kanpuan.
Köpekli saçlar için kanpuan..
Feride elinde limonatayla savaşa giren kız.
Kanpuan acı köpüklü..

gibi etkileyici bir savaş çocuğu şiirine sahip, dergibi'de açık söz ameliyatı köşesinin yazarı, bunun yanında izdiham dergisinde de yazmakta olan eski milli gazete yazarı.
marmara fmde arada dönen "bizi soracak olursanız biz çok iyiyiz" şiirinin yazarı.

alıntı
bizi soracak olursanız biz çok iyiyiz!

bir çınarın gölgesini içerken sıcaklığımız
baktığımız yerleri körleştirme çabasına girerken düşmanlığımız
bizim niyazımız Allah'a dır..
biz bükülmüş boyunlardan akan Ebuzer'in yalnızlığını kutsarız..
biz ukaz panayırında satılığa çıkarılmış yemenli Zeyd bin Harise'nin saçlarından
kölelik taçlarını söküp atmış,
taifte onunla taşlanmış Peygamber'in şefaatini dileriz..
vaktin kuşluğunda...

bizi soracak olursanız biz çok iyiyiz..
gökyüzü cebinden güneşi çıkardığında,
açarız pencerelerimizi..
Ağaçlar elleriyle verir bize sabahın besmele meyvesini...

kızdığımızda öfekimizi kızıl denize atarız
atarız ki
Musa'nın asası bizi ayırsın kavgalardan, yalandan, plastik dünyadan...
kinini toprağa gömmüş dervişlerin arkasından cenaze marşı çalmayız...
şölenimize davetlidir
nefsini ateşe vermiş her insan...
alçak gönüllü olduğumuzda yükselir toprağın uçurtmaları...
sustuğumuzda devrilir kocaman lafların yapaylığı.
fenerlerini yakmış adamların yakalarına ilişir konuştuklarımız...
biz unutulmayız...
çünkü korkusuzluğu hatırlatır
laf ebesi olmayan kervanlarımız.
bizi soracak olursanız biz çok iyiyiz...

Siz halimizi sordukça biz hatrımızı şaha kaldırırız.
bizi soracak olursanız biz çok iyiyiz!

Büyüklerin ellerinden,küçüklerin gözlerinden,Beyrut'un toprağından,Bosna'nın bayrağından,Ebu Zer'in yalnızlığından ,Bilal-i Habeşi'nin ilk ezanından,Tarık bin Ziyad'ın kılıcından,Filistin'li Cafer'in haykırışından,Gazze'nin gözyaşından öpüyorum.

Bizi soracak olursanız biz çok iyiyiz!
haber7.com da yazmaya başlamış yazar. her yazısı onlarca kez ne diyor bu diyr yorumlanıyor. haber7 Esra Elönüye dar geliyor.
(bkz: esra eron)
(bkz: esra erol) *
kimseyi umursamazmış gibi görünüp; herkesin kendisinden bahsetmesini isteyen gaip bir insandır.
marmara fm yayın yönetmenidir. muhtemelen kendisi, başka bir gezegenden dünyaya düşmüş ve yabancılık çekmektedir. haber 7'de ironiye boğulmuş yazılar kaleme alıp ahaliyi çileden çıkartmaktadır.
(bkz: ismet özel in kadın versiyonu)
ukalanın önde gidenidir.
yazar falan değildir, olamayacaktır.
aslen arap olduğundan mıdır bilinmez, türk e ve türklüğe dair her şeyi eleştirmektedir.
tırt yazardır, yazar filan da değildir. bir yerlerden bulduğunu zannettiği formül ile yazarlık taslamaktadır.
(bkz: on derste anadolu rock)
yazardır, güzel yazandır.*
Kadınların başına kimi zaman zorla geçirilen ya da kimi zaman beyinleri yıkanarak bir şekilde takmaları sağlanan, kadın beyninin özgür ve özgünlüğünü kısıtlamak yanında kadının hayata katılımında da engelleyici bir araca dönüştürülen türbanın farklı bir işlevine dikkat çeken, erkek egemen toplumlardan kurulu ve genellikle islam coğrafyasında sıralı olan ülkelerde yaygın olarak kadının görülmemesi ya da yok sayılması için onun bir bez parçası altına hapis edilmesi yollu uygulama olanağı bulan; kadına karşı cinsiyet ayrımcılığı ve kadının diğer cins ile eşit tutulmaması yönlü uygulama ve inanışların sürdürülmesinde ve sürdürülürken de, bu uygulamalara kılıf olarak başa örtülenin tanrısal bir emir ve ahlaksal bir gereklilik olduğu şeklinde sözde bir savunmanın yapıldığı gerçeğine işaret eden, geri kalmış toplumlar ile Türkiye gibi ortada kalmış bir ülkede kadının özgürlüğü için, düşüne bilmesi için, bağımsız hareket edebilmesi için, kendi ayakları üzerinde durabilmesi için, ekonomik bağımsızlığını kazana bilemesi için, fikirlerini başına geçirilen nedeni ile söylemekten imtina etmemesi için türban, kadından uzak tutulmalı ve kadına karşı bilinçli güdülen ikinci sınıf insan yapma amacında takılması dinsel gerekçeler ile ilişkilendirilen türbanın, bu amacın olur kılınmasında ve kadını hayattan, sosyal dokudan ve eşitlikten uzaklaştırmak için bir tecrit aracı olarak kullanıldığını lakin, inançsal bir kılıf geçirilerek bu gerçeğin gölgelendiğine işaret eden önermedir.

bluevelvenin bu tezini curuten saygideger insan.
(bkz: başörtüsünü paravan olarak kullanmak)

(bkz: paravan)
hülya avşar'ın ve esra elönü'nün aptalı oynamayı tercih ettiği program, tek hakikatinse her şeye rağmen nurseli idiz'in tuhaf soruları, tuhaf açıklamalarından müteşekkil bir program:
http://video.haberturk.com/video/index/40220/1

esra'ya kısaca şu denildi:

avşar: esra senin çok değişik bir giyim tarzın var. bir ayağa kalkar mısın?
esra bir anlık tereddüt yaşasa da ayağa kalktı. konu mankenliğini yeterince iyi ifa edemedi hafiften salınması lazımdı.
(bkz: göster bakalım kendini)

arada idiz'in çirkin sesi duyulur. idiz, program boyunca da esraya tuhaf tuhaf sorular sorar.

bakar mısınız aaaa, ayakkabıları da çok güzelmiş.
sonra esra'nın yüzünde bir hüzün aralandı. acaba kalkmasa mıydım diye. (canım göster bakalım kameraya karşı ayağının tabanını da ayakkabının markasını görelim.)

sonra avşar esrayla aptallık oyunu oynamaya devam eder: esracığım kıyafetin çok hoş. idiz araya girer. şimdi evet esra'nın kıyafeti çok hoş ama ben kamu dairelerinde ve hastanelerde türbana karşıyım. biz herkese saygılıyız ama bunlar var ya bunlar hülya sen salaksındır böyle şeyleri bilmezsin bahriye üçok'u kur'an'da örtü yoktur diye bombalı kitapla öbür tarafa hücceten uçurdular. bu ülkede oruç tutmayanı döverler bilyorsun.
öteki mi? kimmiş o öteki.
(bkz: öteki benim hayır benim)
-karamurat hesabı-

esra ama, ama, ama, bir şey diyecektim. bunlar münferit olaylardır. konuyu saptırma idiz, daha kızın kafasının altındaki şapkadan ve sürmelerinden bahsedeceğiz. gözlerin de maşallah çok güzel. sürme de daha güzelleştirmiş. sıkı durun avşar'ın sorusuna bakın. şimdi güzel kapatmışsın da makyaj yapmak günah değil mi? yani bir yandan örtüp bir yandan cazipleştirmek?

esra tereddüt içinde konuşmaya devam eder: şey, yani, ya alakalı değil onunla, ben makyajı seviyorum işte o kadar.
aşırı derecede itici.
mış gibi yapan genç kızlardan biri. alternatif gençmiş gibi yapıyor, islami bir yaşam tarzı varmış gibi yapıyor, ama ikisi de olmuyor. biri olsa zaten diğeri olmaz. ikisi birarada olmaz. bu şampuan değil, biri stotükocu biri statükoya meydan okuyan iki yaşam tarzının simgelerini birarada toparlamaya çalışıyor. ne yardan ne serden geçiyor ya da dikkat çekmeye, mevcut yükselen değerlerden nemalanmaya çalışıyor. lamı cimi yok kardeşim. ha bir alternatif daha var o da bu kızın aptal olma ihtimali ki sanmıyorum. medya denen kurtlar sofrasında onun gibi onlarca mış gibi yapanı bütün büyükşehirlerde fink atıyorken yer bulmuş. ha bu arada hülya avşar gibi soru sorma yetkinligine sahip olmayan birinin karşında bile, makyajın günah olup olmadığı sorusu üzerine yeterince 'iyi kıvıramadı'. 'evet günah ama hep biz kadınların sakıınmasından yana değilim'... oldu mu şimdi esra ettin bi çuval incirin içine. biz de 'günaha davet eden yaratıklar olarak görülmek yerine, her boka niyeti bozan erkeklerden şikayetçiyiz, işlenebir günahlar senin işlediklerin mi yani. neymiş o makyaj yapmayı istiyorsa her zaman da kadınlar sakınmamalıymış. oldu canım.
kızım,kimseye hoş görünmek zorunda değilsin yav! bunu bilsin insanlar, bunu anlat insanlara bir kere...
nurseli idiz'in yaptığı saçma salak roma hukuku-şeriat hukuku ve imam hatip lisesi mezunu olma yorumlarına cevap veremeyen biri olarak anlat.

--spoiler--

-kıyafetlerinizle, makyajınızla güzelliğinizi ön plana çıkarıyorsunuz. bence şahane de... örtünmenin esasına aykırı değil mi?

-değil

--spoiler--

cohen dinlediğini zırt pırt gözümüze sokan yazar, kendinden gayrısı kara kara çarşaflar ilahisini dinliyor sanıyor olmalı. olmalı olmalı...
anladık cohen dinliyorsun. mahsun kırmızıgül de kebap yemez rizotto yer. herkes defterine yüz defa yazsın. hadi hep beraber yazalım, herkes şenlensin iyimi,
elönü cohen dinler...
elönü cohen dinler...
elönü cohen dinler...
.

(bkz: turbanli emo sirin)

azalarak bitsin.
kendini kabul ettirme, ben burdayım beni farkedin ve benim de hayranlarım olsun lütfen tarzında.. yazılarından ve kıyafetinden çıkarttığım sonuç..
yazılarını okudum bazılarına yok elininönü dedim.. yazardır yazsın bakalımm...
"damarcı mücahitler dönemi bitti" adlı yazısındandır :

--spoiler--
Feride, başında Allahuekber bandıyla slogan atan ideolojik yazmalı kızların evlerine dönüşünü izliyordu gülerek. Erkeklerin "Mücahit Erbakan" diye meydanlarda yumruk paketlediği hormonlu dava çığlıkları kesildi. Seçim balonu şişiren nefesi kuvvetli müteahhit adamların boynu da modernizm karşısında kıldan ince.

Bir güneş doğuyor ile başlayan bütün ezgiler de pilavlı sünnet şölenlerinde polifonik adamların ceplerinden püskürtülen davasız melodiler cenazesi olarak can çekişiyor.

Afgan dağlarındaki kar kalınlığıyla acıklı bebe resimlerine ağlayan baloncu mücahitler artık Zemzem Towerlerde sevabına sakal kesiyor ve kravat takanları gavur peçetesi olarak görüp yaylım ateşine tutanlar oyulmuş cafelerde medeniyet pozları vererek bağırlarında mickey mause logolu kravatlarıyla eski liderlerine selam çakarak "vayy be hacım neydi o günler" martavalıyla aleme akıyorlar.

Sizler duvara püskürtme tekbirler yazarak bir adil düzen bir de kahve istiyorum koçum diyerek zamanın en hacı kokulu figürleri olarak siyasetin rantını gıcır gıcır yiyen adamlar sınıfsızlığıyla aklımda kalmışsınız diyordu feride. Şimdi zafer işareti yaparak minareden okey taşı uçuran adamlar güruhunu görünce, milli gençlik vakıflarında kıble eskitmiş gençlerin daha tutkulu heyecanlı akrobatik hallerle ortalıkta aşk ciritleri atmaları beni hiç şaşırtmıyor diyordu Feride.

Güç varsa dava var, yoksa hava parasına şenlenen adamların gölgesiyle eski dava aşklarını yad edip Minyeli Abdullah filmlerinden yaka silkip konser salonlarında poster mıncıklayan mücahit tikiler var. Güç varsa palazlanacak pankartlar var yoksa adam sendecilik trendi kuyruğundan davalarını terk eylemiş omurgasız hava sahalarında uçuşa geçen kompleksli adamlar topluluğu var. Bu yüzden metropolde mücahit olunmaz, metropolde günahsızım diyen her efendi adamın alnını şeytan karışlamamışsa biz de melek olup adam toplayalım bayrak açıp tekbir çekelim sonra bu kız Müslümanlara niye çatıyor şaşkınlığıyla en gocunmuşundan nick sahibi olalım. Siyaseti hiç sevmedim Henry!

Allah'tan başka yaranacağım hiçbir güç yok, taş atıp gürültüsüyle geçinen islami mafyanın diline bu saatten sonra düşsem ne düşmesem ne? Cemaatlerin yağız muhafızlarından tehdit alsam ne almasam ne? Allı güllü gaf mıhçılarının sözlüğünde övülsem ne yerilsem ne? islami medya beni dinimden aforoz etmiş aman tanrım diyerek cami eskitsem ne? Bana ne bunlardan Henry!
--spoiler--


http://www.birikimhaber.c...cahitler-donemi-bitti.php
10 0cak 2010 tarihli yazısı, 12 eylül üzerine çokça yazılan ve tartışılan gençlik nereye gidiyor kaygılarının 28 şubata uyarlanmış hali, tamamen uyarlama, özgünlük sıfır, giymeye çalıştığın gömlek sana çok büyük sayın yazar.
dün saat 12:00 da şair adem turan, ahmet müsaade etmez ile birlikte programına konuk olduğumuz marmara fm genel yayın yönetmeni olan hatun kişi.

haber7 ve star gazetesinde yazılar yazmakta.
"islami camianın çocukları ikiye bölündü: esra elönü okuyanlar, okumayanlar" gibi başlıklı bi yazıda duydum ve tanıdım kendilerini. bi kaç yazısını okudum, tat aldım diyebilirim fakat keşke direkt tanısaydım da demiyor değilim..
haftaya carsamba aksami nurseli idiz'i gozalti'na alacak olan kisi...
bu kadın biraz gothik, biraz senfonik, biraz fantastik. orta çağ'dan çıkmış gibi...

gözaltı denilen program yapmaya başladı yakın bir zamanda. farklı bir kalemi var tabii. naz ferniba, şiraze, sait ercan, selahattin yusuf gibi isimlerden çok çok farklı. post-modernist ruhuyla postkolonyalist yazarlar gibi durmaya çalışıyor. yazarken kasıyor. kaygı var. dadaizm'den oldukça uzak. feride mevzusuna hiç girmiyorum...

konuşurken çok eee, üüü, ööö sesleri çıkarıyor. bir de kalem sallıyor ki sorma gitsin. protest fikirler beyan ediyorum, mutluyum gibilerinden havalar. ayrıca konuk aldıklarını yönlendirme konusunda yetersiz. konuya hakimliğini bir anda bırakabiliyor. zenginleştirme açısından vasat. kilit sorular yöneltemiyor karşı tarafa. o dekorlarla ne tarz bir mesaj vermeye çalışıyor anlamış değilim. imaj farkı diyorlar buna galiba...

kelimelerle dalga geçmesini kendisine erk edinmiş. bazıları çıkıp kendisi hakkında iki-üç konudan bahsettiği için bununla ilgili defansif bir cevap vermeye kalkışması da gözlerden kaçmıyor. yazar olamayacak kadın tipleri falan. değil mi? altta kalanın canı cıksın...

kendisini yükseklerde, bir yerlerde sanıyorsa, kendisi için böyle devam etmemesinde fayda var zira aşağıya düşerse kendisine yazık olabilir. diksiyonu da berbat. bu da söylenenlerin niteliğine bir nötr ekleyebiliyor. demek ki neymiş? yazmakla, konuşmak çok çok farklı. elönü, yazarken sesini pek çıkaramıyor, sessiz bir çığlık gibi kalıyor satır aralarında...

farklı olmaya çalıştığı güruhta, ben farklı olabilirim gibi marjinal havaları. kendisiyle çeliştiği noktaları kendisine itiraf edemediğindendir belki de duvarlarını aşamıyor ve mutsuz bir elönü ile karşı karşıya kalabiliyoruz bazen. çizgisinden uzaklaşması belki de kendisine yapacağı en büyük hatadır. dalgalara karşı koymada bu hayatta tek başına ama kendisi okyanuslarda boğulmak üzere...

biz nasıl okuyorsak, ne yazık ki o da öyle yaz-a-mıyor...
http://www.habersahifesi....nim_cilginligim_olur.html
Hilal tv de çarşamba akşamları saat:23.15 te yayın yapan yazar.
elano'nun türk kuması olabileceğini düşündüğümdür. çünkü soyadını "elano"'ya benzettim.

not: bu entry tamamıyla yanlış anlaşılmanın verdiği saçmalıkla yazılmıştır.
güncel Önemli Başlıklar