bugün

sözcükler saklanır. kurgulananlar gider kafadan. heyecanlanılır. dışarıdan biri görse halinizi, tahmin edemez geride neler bıraktığınızı. baştan başlamış gibi olursunuz. hiç samimi olmamış gibi. o, beklenmedik bu karşılaşmada, beklediğinizden çok daha yumuşak ve heyecanlıdır. pek konuşamazsınız. mimikler anlamsızdır muhtemelen. çıkıp gidersiniz sonra. hala "bi umut" vardır içinizde. bir daha görmeyeceğinizi bilseydiniz onu, her şeye rağmen sarılırdınız son defa. kokusu yastığınızı terkettiğinde ağlamamak için.
artık sevgili olarak görmüyorsan, hiçbir sıkıntısı yoktur.
daha beteri; "eskiden çıkma teklif edilip red alınmış kızı görmek"tir.
size attığı golün yıllar yılı izi silinmeyecektir, o yüzden böyle kişileri görseniz de görmezlikten gelin.
hiç bir anlam ifade etmez adı üstünde ''eskidir''.
küçüklükten bilirsin karnın nasıl ağrır, yada düştüğünde kanayan kolunun acısını. Büyükkende bilirsin sonra birde yürek sızılamasını öğrenirsin. Hiç yürek sızılarmı ki yada kalbinin ağrısını nasıl hissedersin.Hissedersin işte. Bi an bile aklından çıkmamış ruhun üzerine bürünen bedeni kestirdiğinde gözlerin ve afallamaya başladığında hissedersin. Yürek nasıl sızlarmış, acılar hiç geçmezmiş sadece nasıl da gizlenirmiş öğrenirsin.
eğer uzun yıllar görmediysen, bir anda çıkmış ise karşına ve ilk günkü gibi heycanlanıyorsan, işte o anın tadını çıkar.
eski sevgiliyi görmek,eski sevgiliyi görmemekten iyi olan durumdur.
eğer yeni sevgilisiyle kol kola gördüysen mümkün olduğunca hızlı bi şekilde uzaklaş ordan, zira bünyen kaldırmaz .
benim kaldırmadı ve gördüğüm anda mecburen terkettim o mekanı

olay o kadar vahimdi ki, salak gibi arkadaşlarla avcılarda onun takılcağını bildiğim nadir yerlerden birine gittik oturduk ve tam arkamda yeni boy friendi ile oturduklarına şahit olan arkadaşımın beni dürtmesiyle üzerimden kaynar sular döküldü.
hoş benden ayrıldıktan sonra oturup benim yasımı tutmıycaktı zaten de insan genede görünce bi etkileniyor ..
o kadar mutlu görünüyorlardı ki..* ** *
seviyorsan içinde birşeyleri depreştirecek, sevmiyorsan sikinde olmayacak durumdur.

bir başka versiyonuda eski sevgiliyi yeni sevgilisiyle görmektir.

eğer yeni sevgilisi yakışıklıysa yakınacağınız, apaçi veya kro diye tabir ettiğimiz malın tekiyse sevineceğiniz "sende buna layıksın zaten" deyip yeni sevgili adaylarını gözden geçireceğiniz durum içi durumdur.
bazen ihtiyaç duyulandır.
eski yaraların kaşınmasına sebebiyet verir. azıcık üzse de o kaybetti şeklinde bir baş hareketiyle yola devam edilir tabiiki de.
insanı derin pişmanlık duygularına sevk eden üzücü durumdur.
her zaman acı verir.
onun da gördüğü eski sevgilisidir yani no panic.
gerçekten sevdiyseniz anlatılması zor durumdur. saniyelik bir bakışla, kalbin atış hızı biranda fırlar. neye uğradığınızı şaşırırsınız. sonra tabiki aklınız da o soru belirir; acaba ona da oldu mu? üstelik hala çok seviyorsanız vay halinize.
sevilmiş bir eski sevgiliyse içinize lönk diye bir şey oturur ve akar gider.
yanında yeni sevgili varsa çok güzel bi olaydır. hele eski sevgili tekmeyi basansa.
yok tekken görülürse çok sikimtraktır, dibe vurdurur.
eskiliğine göre etkisi ve dozu değişir.
küfür ederek uzaklaşmaktır. diyalog geçerse karşı cins ne olursa olsun saldırganlaşır.
bazen kalp çarpıntısına, bazen de yedi sülalesini anmaya sebeptir.
yanıda yeni sevgilisi varsa sen sap olarak karşılaşırsan rezil olmamak için kaçılası durumdur.
eğer yanınızda yeni sevgiliniz varsa aslında taa uzaklardan farkettiğiniz eski sevgiliyi tam yanınızdan geçerken yeni sevgiliyle şen bir muhabbetteymişçesine görmezden gelip çaktırmadan da bakıyor mu nasıl bakıyor acaba ne hissetti diye düşünmeye sebep olur. aslında hep aklınızdan geçen inşallh beni yanımda sevgilimle mutlu bir şekilde görür diye düşündüğünüz için o an size hayal gibi gelir değişik bi haz verir kalbiniz yol boyunca çarpmaya devam ederken yanınızdakine de bir şey çaktırmayarak yola devam etmeye çalışılır.
yüksek okuldan evimime dönerken gördüm onu. ama halime bakılırsa 22 saatlik otobüs yolculuğundan sonra perişan olmuştum. elimde 2 tane bavulla kala kalmıştım cadde ortasında. metroya binmek için en yakın durakta inmiştim. ama nereden bile bilirdim ki? onu göreceğim hiç aklıma gelmezdi. memleketime ayak bastığım gün göreceğimi düşünmezdim. bilseydim gelirmiydim o memlekete?

gelirdim tabi lan... koşa koşa... onun gül yüzünü görmeyeli ne kadar olmuştu? gördüğüm kadarıyla kilo almış, hafif balık etli olmuştu. hemen fark ettiğim değişikliği... çünkü son gördüğüm anı aklıma kazımıştım bir kere... arasında 18590231509316 farkı saya bilirdim sizlere...

neyse.. başa dönelim. otobüsten indim. metroya doğru koyulacaktım hacım. bavulları yüklendim. burdan sonrasını yavaş çekimde hayalet işte. otobüs önümde hala duruyor. arkasını göremiyorum.* otobüs geçti karşıya bakmam ile birlikte onu gördüm. ama o beni görmedi... taksiye doğru koşturuyorlardı. ( -lardı... evet annesi ve tanımadığım bir bayan vardı ) taksi durdu onları bekledi. ben de taksinin yakınından şok olmuş bir vaziyette ellerimde bavullarla yavaş yavaş yürümeye koyuldum. asvalta baka baka yoluma devam ettim. taksiyi geçtim. fakat arkama bakmaya cesaret edemedim.

oysa bu anı ne kadar çok beynimde yaşamıştım. anlatacak ne kadar çok şeyim vardı ona... böylesini tahmin edemedim. bir ara yolun ortasında öylece durduğumu fark ettim. aklımdan sen geçtin sözlük. eski sevgiliyi görmek diye bir başlık var oraya yazarım dedim.

ama o benim sevgilim değildi ki. o benim sevdiğimdi. o beni sevmiyordu ki. bu başlığın altına nasıl yazabilirdim onu. onu sevdiğimi bilmesine rağmen bu başlığın altına entry girmeme izin verir miydi acaba?

neyse... güzel kız... seni görmek bana anlık mutluluk verse de... artık gelsen de olmaz. olamaz...

ben şuan senin eski sevgilinin olmak istediği yerdeyim... ama o hala yerinde sayıyor... ve sen onu seçtin...
yeterince eskimişse herhangi birini görmekten farksız olmayacak eylemdir.
benim için sadece rüyamda olabilecek durumdur. ve evet rüyamda görmüşlüğüm de var maalesef..
flashback'in kralını yaptırır adama. öyle böyle değil, tam üç sene sonra ilk defa görmek; hem de eski bir dost havasında..
*

talihsizlikler serüveni yakanızı bırakmamıştı zaten, hep bir şeyler set çekmişti önünüze değil mi? hani hep "imkansız" olan çekici gelmiştir ya insana, siz de imkansız olanın peşinden gitmek istemiştiniz? hep daha fazlasını istemiştiniz aşktan, onun cömertliğini hunharca katlederken. bir öykü gibiydi oysa ki, zaten herkesin yaşadığı ayrı bir öyküdür değil mi? bak işte o hep gelmek istediğiniz yerdesiniz ikiniz de. zaman şifalı elleriyle her türlü yarayı sarmıştı. eski hataları, eski aptallıkları yapmamanız için koskoca üç yıl geçmişti ömrünüzden. hala 2007 yılının takvimi saklı duruyor odanızın bir köşesinde. isterseniz zaman, sizin için tekerrür edebilir, güneş size doğru bakıp ısıtır yüreğinizi..

+ parmağındaki yüzük?
- nişanlandım ben.

(bkz: kaybetmek için erken sevmek için çok geç)