bugün

(18 Şubat, 1838 - 19 Şubat, 1916) Avusturya-Çek kökenli fizikçi ve felsefeci.

Aerodinamikte kullanılan Mach sayısı, adını Ernst Mach'tan almıştır. Fransız fizikçi Sarraunun çalışmalarını izleyerek aerodinamikle ses hızının ilişkisini ortaya koyması bunu sağlamıştır.

Ernst Mach, genç yaşta profesörlük unvanı kazandı. Duyumlar teorisi, hareket, optik, akustik, aerodinamik, psiko-fizik, titreşimler teorisi gibi alanlarda birçok araştırmalar yaptı. Ama en önemli çalışması bilim felsefesi alanında oldu.

Mach a göre, evrenin bilimsel olarak anlaşılmasının tek yolu duyumlardır. Bilim, ancak duyumlarının üzerinde etkide bulunan olguları dikkate aldığında dünyayı kavrayabilir. Duyumların algıladıkları dışında bir şey aramak Mach a saçma gelir ve buna karşı çıkar. Duyumlar tarafından verilen olayları da sesler, kokular, ve tatlar gibi şeyler olarak sıralar. Örneğin ona göre fiziğin konusu, cisimler arasındaki ilişki değil, duyumlar arasındaki ilişkidir. Deney, bu duyumları çoğaltarak gerçeği anlamamıza yardımcı olur. Bilimi duyumlarda sınırlayan Mach, bundan dolayı özellikle Ludwig Boltzmann'ın geliştirdiği atom teorisine, atomlar gözlenemez olduğu için, karşı çıkar. Termodinamik, Gazların kinetik teorisi gibi teorilere deşüpheyle yaklaşmıştır.

* Ernst Mach, Die meckanik in ihrer Entwicklung, Leipzig, 1883.
* Ernst Mach, Beitraege zur Analyse der Empfindungen, 1886.
* Ernst Mach, Erkenntnis und Irrtum, 1905. (in Turkisch 1935}
bilim tarihi literatüründe scientism olarak da geçen bilimcilik akımının önemli teorisyenlerindendir.
nesnelerin bizim duyumlarımız dışında bağımsız bir varlıkları var mıydı? bu soruya verilen olumsuz karşılık, fiziksel varlığın bir izlenimler toplamından başka bir şey olmadığı sonucunu ortaya koyuyordu. öyle ise resim sanatı dış dünyayı izlenimlerimizin zaman içindeki değişimi sürecinde tanıyabilirdi ancak; bu sanatın zihinsel dayanağı ortadan kalkmış, onun yerini 'göz' almıştı. e. mach; kurduğu felsefede elbette bunca kaygan bir fenomenler dünyasını ortaya atmaya kalkmamıştır, onun amacı bilimsel çalışmalara sağlam bir temel hazırlamaktı.

e. mach'ın felsefesi, fizikçilerin optik alandaki yeni buluşları açık havada güneşin gölgenin ardı sıra giden ressamların 'izlenimciler' adını almaları, sonra bunun müziğe yansıması hatta zamanla edebiyatı etkilemesi. birbirlerinden habersiz de olsalar, bu sanatçılarla bu düşünürlerin bir bütünü rastlantı ile kurdukları söylenemez. çağın getirdiği bir gereksemedir bu. demek batı'da sanatları geçmişe doğru izlemeye kalksak, sürekli bir oluşumun aşamaları ile karşılaşacağız. bu oluşum felsefenin ve bilimin desteklediği bir süreçtir. hangisi doğru gibisinden bir sorunun burada yeri olamaz. tümü birden "gerçeğin araştırılması" diye adlandırılabilir bu aşamaların. görünümleri bir düzeyde sıralamaktan derinlik duygusunu uyandırmaya geçiş, ya da nesnelerin bilgisine dayanarak resmetmekten, gözün gördüğüne bağlanarak resmetmeye geçiş, yanlıştan doğruya doğru bir gidişi göstermez. öyle olsaydı geçmişteki başyapıtlardan söz etmenin olanağı kalmazdı. sanatın doğru yanlış ölçütü ile ilişkisi bulunmadığının kanıtıdır bu.
Fizik bilimine olan katkılarıyla tanınan büyük üstad. Bu katkılarından bazıları Mach sayısı ve şok dalgaları ile ilgili çalışmasıdır. kendisi "Bilim, ancak duyumlarının üzerinde etkide bulunan olguları dikkate aldığında dünyayı kavrayabilir. evrenin bilimsel olarak anlaşılmasının tek yolu duyumlardır." der.