bugün

Takvim gazatesi genel yayın yönetmeni.
şato: gizli devletin şifresi, diye bir kitap yazmış.
http://www.aktifhaber.com...k-konusulacak-459589h.htm röportajı da burada
takvimde büyük resme yukardan bakan istihbarat temelli yazılar yazan yazar. Okuması zevklidir, fikir cimnastiği yaptırır.
X files da sigara içen adam vardı. mulder a sürekli gizli bilgiler sızdırırdı ergün dileri de mulder a benzetiyorum. sürekli herşeyi bilen bir arkadaşından derin devletle ilgili bilgiler alır.
takvim gastesindeki resmi en bi adam gibi olanı. diğer uzun saçlı ve sırıtkan fotoları ile yazdığı konuların ciddiyeti kesinlikle örtüşmüyor... insan, "hadi len bu mu yazıyor bunları" oluyor. oysa ki takvim gastesindeki pozunu atsa sorun yok, o zaman inanırız.

(bkz: ye kürküm ye)
ilk bakista komplo teorisyeni gibi gözükse de, köse yazilarini düzenli takip ederseniz pekçok olay ve kisi hakkinda dogru öngörülerde bulundugunu farkedersiniz.
junior mahir kaynak da diyebiliriz.
son dönemde her yazısına tarihle başladığı için okunması gittikçe sıkıcı bir hal almaya başladı.
ayrıca komplo teorilerinde kantarın topuzunu iyice kaçırıyor.
buyrun boston patlaması ve emek sineması için ortaya attığı düşünceler:

http://www.takvim.com.tr/...er/2013/04/17/buyuk-savas
takip edilesi ilginç yazar. yazılarında ara sıra fötr şapkalı beyaz takım elbiseli gibi ilginç devlet görevlileri vardır. görünüşe göre yazar büyük bilgileri ya da teorisinin ana taşlarından bazılarını bu kişilerden almaktadır.
resmi twitter hesabı olan yazar.

https://twitter.com/ergn_diler
türkiye'de olan bitenin perde arkasını anlamak için takip edilmesi gereken yazar..
facebook'taki 20 Kasım 2013 CHP ve Londra
başlıklı yazısını kesinlikle herkesin okuması gereken takvim gazetesi genel yayın yönetmeni.
ilgi çekici yazılar yazmasına rağmen nedense bana kafasında çizdiği senaryoları piyasaya sürüyor gibime geliyor.Yanılıyor olabilirim.Fakat kendisi ile bilgi paylaşanlar kimdir nedir bilinmez, meşhur yalılar vardır birde..ve meşhur baronlar.Tabi insanın sorası geliyor ya o kadar tanıyorsun isim ver de halkta tanısın.amacın bilinçlendirme değilmi toplumu?o misyonu kendine layık görmüşsün zira.dolayısıyla kimlikler gizli kalınca vatandaşa bulmaca çözmek kalıyor.
yazdıkları, yerli işbirlikçi amerikan ve/veya israil muhiplerince komplo teorisi olarak algılatılmak istense de "önceden yazdıkları çıkan" bir yazardır.
Cumartesi akşamı beni ekrana kilitleyen yaz boz programının sunucularından. sakin sakin sövmek böyle olsa gerek
a haber kanalında yorumcu yazar. Akp yandaşı. Bunlara göre akp sütten çıkmış ak kaşık.
http://www.takvim.com.tr/...17/beyaz-turkler-toplandi

yazısıyla tespitlerimi onaylamış kişi.
çok zekice ve cesurca tespitler yapan vatansever araştırmacı gazeteci.

17 aralık ı çok iyi analiz etmiş. http://pic.twitter.com/I55Sw5C4d6

kpss çalışanlar için Lozan antlaşmasının gerçek yüzü http://pic.twitter.com/YeZEvUL0Oh

Montrö antlaşması ve boğazlar http://pic.twitter.com/c8t5GdAQW3

günde 1 doz ergün diler yazısı bu ülkede olanları anlamak için gereklidir.

http://www.takvim.com.tr/Yazarlar/ergundiler/Arsiv

http://twitter.com/ergn_diler
paralı asker.
Maşa...
a haber yazboz'da bekir hazar ile bu akşam da bizlere yol gösteriyor. türkiye'nin böylesi cesur ve bilgili yazarlara ihtiyacı var.

https://www.facebook.com/...pe=1&relevant_count=1

https://www.facebook.com/...&fbid=534160490021929

https://www.facebook.com/...&fbid=529844487120196
yine harika bir yazı kaleme almış yazardır.

http://www.takvim.com.tr/...15/03/20/frankfurt-gezisi
Paranoyaklığın, komplo teorisinin dibine vuran akp'nin kalemşörlerinden..

Ciddiye alanlara allah akıl fikir versin..
yılmaz özdil okuyarak zihin orgazmı yaşayan bünyelerin,Kabul etmediği yazardır.
Hiç bir köşe yazısını kaçırmadığım yazar.
iki adet yazısını okudum, sonuçta akademisyen gibi yazmasını beklemiyorum ama gaz vereyim diye birinde tamamen sallamış; diğerindeyse daha da vahim olarak iki doğru yazıp gerisini taksirle çarpıtmış.

benden size bir tavsiye, çok iddialı kişileri okurken iki defa düşünün. özellikle dahi anlamında kullanılan -de, -da eklemelerini bitişik yazan bir adam kendine yazar diyorsa gitsin ilkokul öğretmeninden helallik istesin.

kendisi diyor ki italyanları yendik ama 12 adayı onlara verdik.

arkadaş sen italyanları nerede yendin? bir kaç subay ve ittihatçı silahşörü gidip trablusgarp' ta iç kesime yakın kentlerde sunusi desteğiyle bir süre tutunabildi diye adamları nasıl yenmiş sayılıyorsun? oraya şehzade bile gönderdik, vehip paşa yı gönderdik, sonuç ne?

almanlar cihan harbinde yenilince bir karış toprak kaybetmemişmiş. saar bölgesi, ruhr sanayi bölgesi, danzig, yukarı silezya, schleswig-holstein, pomeranya nedir? mozambik, togo, kamerun vs... gibi sömürgelerin hepsini kaybetmedi mi adamlar? orduları ve donanmaları bizden beter şekilde sınırlandırılmadı mı?

bulgaristan sırbistan a, makedonya ya, yunanistan a toprak vermek zorunda kalıp dobruca üzerindeki haklarından vazgeçmedi mi?

hayır, lozan ın tam metni zaten yayınlanmış durumda arkadaş bu kadar mı zor okumak? bir defa ara verilen ve her iki oturumu da aylar süren bir konferanstan bahsediyoruz burada.
her gün bazen kaçırsam da köşe yazılarını okurum.
özellikle "sesli makale" olarak seslendirilmiş haliyle hem dinleyerek hem okuyarak yazılarını bitiririm.

yılmaz özdil, emin çölaşan gibi ekşi sözlük yazarı virali gibi yazı yazanların yazılarının manşetine attığı başlığı okurum devam ederim. çünkü yazamıyorlar. zaten bakarsanız bu aralar şu chp'liler yılmaz özdil'den memnun değil.
neden? çünkü hdp'ye destek verilmesine karşı çıktı. yılmaz özdil'in hdp'ye karşı çıkmasını eleştirenlerin çoğu daha önceden dtp, bdp gibi hdp virallerine karşı çıkmış kişiler. neyse siktir edin onları.
adamlar iktidar olamadıklarına üzülmeyip hala pişkin pişkin yüzsüzce hdp'nin barajı aşmasına seviniyor.

bugün genel seçimlere ilişkin ve gündemi anlatan güzel bir yazı yazmış.

--spoiler--
pes etmez!
Dünyada belli güçler vardır! Kilit ülkeleri adamları aracılığıyla kontrol ederler! Türkiye bu ülkelerden biridir! Küresel Sermaye dediğimiz OLUŞUM, kendini devletlerin ve milletlerin üzerinde görür!
Paranın vatanı yoktur! Kendi oyunlarını oynayabildikleri her yerde olurlar!
Son oyunu 7 Haziran'da Türkiye'de oynadılar! SOROS bu ekibin içinde önemli bir figürdü!
Dün Yahudi spekülatör George Soros'un, Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko ve Başbakan Arseny Yatsenyuk'la arasında geçen mail trafiği ortaya çıktı... SOROS neler söylüyordu neler:
Rusya'ya karşı maddi ve askeri desteği dert etmeyin. Dünya kamuoyunu yönlendirmek de başarılıyız... Defalarca Ukrayna'ya geldim. Artık gerekli adımları atmalısınız. ABD Başkanı Obama'nın da bu konuda hızlı hareket etmesini bekliyoruz ve edecek.
IMF konusunda da gerekli adımlar atılmak üzere. En kısa zamanda size en az 20 milyar dolar mali yardımda bulunacağını belirtmeliyim. Tabii bunun karşılığındaki anlaşmalar da olacak.
Ben 1 milyar dolar göndereceğim.
Bu anlaşmanın ne kadar ciddi olduğunun bir kanıtıdır. Siz Rusya'ya karşı cesaretli olmalısınız. ABD'nin ölümcül askeri malzeme yardımı yakında elinizde olacak...
Yani SOROS ve arkasındaki güç, DEVLETLERiN üzerinde bir role sahipti! Bu mail trafiği UKRAYNA tarafından protesto edildi! Yani "Doğru ama neden sızdırdınız ki!" diye hackerlere sitem etti! Sızan mailler Aralık 2014 ile Mart 2015 tarihleri arasındaydı! Yani birkaç aylık!
Peki SOROS ve arkasındaki gücün bizimle ne ilgisi vardı?
Cevabı çok uzun bir soru!
Ama yine de denemekte fayda var!
Tayyip Erdoğan 2002'de ekonomik krizden sonra iktidara geldi! Kendisi YASAKLI olduğu için BAŞBAKANLIK koltuğuna oturamadı! Abdullah Bey, Başbakanlık görevini yürüttü! Sonra Deniz Baykal ve CHP devreye girdi! "iktidara gelmiş bir partinin lideri yasaklı olamaz!" diyen Baykal, SiiRT'te Erdoğan'ın önünü açtı! Seçimler yapıldı!
Erdoğan Meclis'teydi!
Ancak okuduğu bir şiir nedeniyle hapishane ile tanışan Erdoğan'ın mücadelesi hiç bitmeyecekti! Saldırılar hiç kesilmedi!
Belediye başkanlığı döneminde kendisini çok yakından izleyen görevliler vardı! Mesela Turhan Çömez ve Malum Yapı gibi!
Daha koltuğa oturmadan cuntalar iş başı yaptı! Seminerler, planlar birbirini kovaladı! Askerin içinde bir bölüm şiddetle Erdoğan karşıtıydı! Ama yürümek zorundaydı! GOOGLE'dan düzenlenene belgelerle kapatma davası açıldı!
Hukukun kabul edeceği bir veri yoktu ama birileri Erdoğan'ı kontrol altına almak istiyordu! Askeri üyenin "KAPATILMASIN!" oyu ile Anayasa Mahkemesi Erdoğan'a "Yürü" dedi!
Askerin içindeki bir grup Başbakan Erdoğan ile gitmeyi hedefliyor ve bunu gösteriyordu!
Engellerden yılmayan Erdoğan, DEVRiM sayılacak işlere imza attı! Bunlardan en önemlisi KÜRT SORUNUNA bakışıydı! Hizmeti bölgeye götürdü! Kürtçe'nin önünü açtı! Kanallar kuruldu! Haklar iade edildi. Normalleşme geldi. Kürtler artık devletiyle barışmıştı! Bunlar olurken OLiGARŞi rahatsızdı! AĞALIK sistemi hiç mutlu değildi! Ama yıkılmaz denilen tabular bir bir gidiyordu!
Erdoğan döneminde DiN ile DEVLET de barışıyordu! Asker "Devlet dine arkasını dönemez!" noktasına gelmişti! Başı kapalı olmak artık bir SUÇ değildi! ikinci sınıf vatandaşlık göstergesi değildi! Beyaz Türkler, evlerindeki hizmetlilerde gördükleri BAŞÖRTÜSÜNÜ artık Çankaya'da, Beştepe'de görüyordu! Devrimin en büyüğü buydu!
Milletle devleti bir araya getirmişti!
Kendini ifade edemeyenler, ezilenler, öne çıkamayanlar Erdoğan'la kendini BiRiNCi SINIF hissetti! Bu da ekonomik göstergelere yansıdı! Ülke zenginleşti! Yatırımlar peş peşe geldi!
Ancak bu büyüme bölge için tehlike görüldüğü an OSLO'daki gizli görüşme iNGiLiZLER tarafından sızdırıldı!
Birileri Ankara'nın ve Erdoğan'ın hızlı gidişinden rahatsızdı! Müslüman ülkelerde tıpkı 7 Haziran'dan önce bizde yaptıkları gibi ERDOĞAN ANKETLERi yapıyorlardı! Ve Erdoğan orada hep önde çıkıyordu! Bu noktadan sonra GiZLi KOALiSYON kuruldu!
7 Şubat MiT krizinde Emre Taner ve Afet Güneş'le birlikte Hakan Fidan da alınmak istedi! Bu devletin içindeki bir gücün operasyonla devleti ele geçirmek istemesiydi! Erdoğan engelledi! Ama bu gücün geri adım atacağı yoktu!
GEZi olayları ile masum başlayan bir EYLEME sızıp yönünü değiştirmeyi bildiler! Ülke hop oturup hop kalktı!
Direkten dönüldü! CNN, BBC, Bild yabancı ne varsa oradaydı ama DEMiRTAŞ yoktu!
Plan tıkır tıkır işliyordu!
Gezi'nin sancısı atlatılmadan bir sabah 17 ARALIK rüzgarı başladı!
Derken 25 Aralık...
Ülke resmen titredi! Büyük operasyon yine Erdoğan'ın kararlılığı sayesinde engellendi!
Kavga sürüyordu! Bir güç ısrarla Erdoğan'a karşıydı! Ya YIKMAK ya da SINIRLAMAK istiyordu!
Saldıranların derdi Erdoğan'ın izlemek istediği PARA POLiTiKASIYDI! Bizdeki bütün darbelerden sonra PARA ROTAMIZ değişiyordu! Ama bunları kimse konuşmuyor, üniversiteler işin üstünü gitmiyordu! Eko-Prof'lar da ne hikmetse susuyordu! 1960, 1971, 1980, 28 Şubat sonunda PARA dengesi ve menzili hep değişti!
Uygulanan politikalardan vazgeçilmek zorunda kalındı! Asker bilmeden buna alet oldu! Oyunu böyle kurarlardı!
17 ve 25 Aralık'ta buydu! Ülkenin yönü değişecekti!
Sonuç alınamayınca son çare olarak bu kez OY üzerine düşüldü!
Yıkamayacakları Erdoğan'ı SINIRLAMA ve BEŞTEPE'ye hapsetmek düşüncesiyle büyük iTTiFAK KURULDU! Kim ve kimler olduklarını aylardır yazıyorum zaten!
Hedef olarak KÜRT OYLARININ AK PARTi'den kopması amaçlandı! Bir de Erdoğan'ı hiç sevmeyenlerin oyları üzerine eklendi mi HDP barajı aşacaktı!
Plan aynen işleme konuldu ve tuttu!
HDP'nin yani Demirtaş'ın barajı geçmesi AK Parti'yi iktidardan etti! Peki burada istedikleri asıl sonuç neydi? Üzerinde düşünülmesi gereken nokta burası!
Dağılan ya da dağıtılan oylarla Erdoğan'ın BEŞTEPE'den dışarı çıkmaması birinci hedefti! ikincisi ise siyasete müdahale edeceği alanın kapatılmasıydı! Yani Cumhurbaşkanı olarak kalsın ve sınırlansın!
Darbelerle gelemeyenler, KOBANi ile Kürt oylarını AK Parti'den ayrıştırdı! BEYAZ TÜRKLER'i de Kürtler'in yanına koyup operasyonu tamamladı!
Ortada AKILLA izah edilecek bir durum yoktu! Ben nefes aldığım sürece "OYLARIN RENGi DEVLETLER YA DA BÜYÜ K GÜÇLER TARAFINDAN BELiRLENiR"i savundum! Sınırlarımız içinde sonuç alamayanlar sınırötesi harekatla gelip vurdu! Mesela rahmetli Ecevit, Öcalan'ın gelmesiyle YÜZDE 22 yapıp ardından YÜZDE 1'lere gerilemişti!
Öcalan'ı getiren, teslim eden yani sinir uçlarını elinde tutanlar gereğini yapıyordu!
Erdoğan buna da direnen tek isimdi!
Ama yalnız kaldı! Sadece kendisi mücadele ediyor yanında taşıdığı pekçok kişi kamufle oluyordu! SOROS ve arkasındaki güç, sevmediği ve istemediği Erdoğan'la 1994'ten beri uğraşmaktaydı! Neredeyse 20 yıl! Bunca uğraştan sonra YÜZDE 41'e düşürebildiler!
Başarabilselerdi çok daha kötüsünü yaparlardı! Şimdi koalisyon için düğmeye basıldı! Tabii haliyle Erdoğan olmayacak! Tatlı tatlı tasfiye yani! Bakalım Erdoğan ne yapacak! 20 yılda yenilmeyen bir günde PES eder mi?
Ben etmeyeceğini biliyorum!
Ne mi yapacak?
TAŞLARLA oynayacak!
Ne TAŞI mı?
Bunu da sonra anlatırız!

--spoiler--