bugün

12 eylül 2010 türkiye abd final maçı'nda 3. periyotun sonlarına doğru attığı 3'lükten sonra yabancı spiker şöyle dedi.

"and turkey is coming back!"
oyunuyla bazen izleyenlere saç baş yoldurtsa da tek gülüşüyle hepsini unutturabilen 1.90lık küçük dev adamımız.
takımı da, onları izleme şansı buldukça bizleri de güldüren, çok güzel de gülen sevmemenin mümkün olamadığı bir adam ayrıca.
gereksiz yere saniyeleri harcayan adam. pıt pıt topu sektire sektire öldürüyor saniyeleri ve son bir kaç saniyede saçma sapan acelece bir hareketle hücum başarısızlıkla sonuçlanıyor. kenarda olması güzel ama çoğu zaman yarardan çok zarar sağlıyor...
altyapı hocası kimse bu işi bırakmalı. böylesine yetenekli bir oyuncunu sokak basketbolcusuna çevirmiş.
karısı çirkin olan basketbolcu . geçen gün röportajda gördüydüm o rujun rengi neydi öyle hacı ya. **
oyun kuruculuk adı altında top sektiricilik yapıp hücum sürelerinin %80'ini heba eden, attığı ekstra üçlüklerle de kendini affettiren basketbolcu.
milli basketbol takımımızın en sempatik oyuncusudur.
bu gece beyaz show'u izleyenlerin çoğu kerem tunçeri'ye ölüp bitsin, ben yine kendisini şapşal şapşal izliyorum ağzım açık. bu kadar şirin olmak başa dert olur bence aman diyeyim.

beyazıt öztürk "boyun kısa diye üzülüyor musun? ben niye zıpladığımda topu alamıyorum diyor musun?" gibi birşeyler söylediğinde "ben olmasam uzunlara pas gitmez, o basket olmaz" gibi* bir cevap vermiştir. şekil cevabını yerim, yavrum benim.

edit: imla
sevgilisine söz yüzüğünü ayakkabı kutusunda vermiştir.sevgilisi eski baskatbolcudur ve ''sana ayakkabı'' aldım diye gayet şık bir ortamda bu koca kutuyu verir.kızcağız zaten afallamış olup, kutuyu açınca niyet ortaya çıkmıştır.
süre alamadığı gerekçesiyle efes pilsen'den ayrılmak istediğini açıklayan çok sevdiğim basketbolcu. onu yuvasından ayıran perasovic'e bildiğim tüm küfürleri gönderiyorum. aynı şekilde wisniewski'ye de... konuyla alakası olmasa da rakocevic sana da laflar hazırladım. muhtemelen yeni takımı galatasaray cafe crown olur. olmasa da avrupa'da euroleague seviyesinde bir kulüp rahatlıkla bulacaktır.
rotasyona girememesi şaşırtıcıdır.

ayrılsın valla.
saatli bomba gibidir ender kimin elinde patlayacağı nasıl bir oyun oynayacağı hiç belli olmaz gün gelir 24 saniye top sürer son saniyede orta sahaya yakın yerden zorlama üçlük sokar gün gelir serbest atış çizgisinden 2 de sıfır atar ama sempatik adamdır vesselam.
kendisi efes pilsen de süre alamadığı için şikayet ediyormuş. ben 7 senedir kendisinden şikayetçiyim. nedenine gelince; efes pilsen kadrosuna girdiği günden beri herhangi bir konuda gelişim göstermesini bekliyorum. nitekim kendisi 27 yaşına geldi, ancak 18 yaşında neyi nasıl yapıyorsa hala aynı şeyleri yapıyor veya yapamıyor. şöyle söyleyeyim, 21 yaşıma kadar basketboldan para kazanmış biri olarak, basketbol adına ender' in yapamadığı şeyleri yapamadığımı görünce vazgeçtim oynamaktan ve kendime başka bir meslek edindim. kendisinin kararını saygı ile karşılıyorum, sonuçta kendimle kıyaslayamayacağım kadar iyi bir oyuncudan bahsediyoruz. ancak milli takım oyun kurucusu olarak hala kadroya girebiliyorsa, bu memlekette guard oynayan tüm genç basketbolcuların silkinip kendine gelmesi lazım. bana göre bu dönemde tutku açık, hakan köseoğlu, barış ermiş ve hatta hakan demirel gibi oyuncuların biraz da hakları yendi gibi. tutku ve köseoğlu oyunu daha iyi kuran daha iyi pasörler ve ikisinin de şutu ender kadar istikrarsız değil. barış ise en azından çok daha fizikli ve çok daha iyi bir savunmacı, şutu da ender kadar istikrarsız, hakan demirel ise eşşekliğine doymasın demek istiyorum. nitekim süre isteyen bu kardeşime perasoviç ajmilano ve bugünkü banvit maçlarında süre verdi. tek pozisyon dahi ender' in kendini, yıllardan beri süregelemeyen gelişim sürecini, şutunu, oyun zekasını özetlemeye yetti. maçın son dakikasına girildi, eşitlik var ya da banvit 2 sayı önde, ender ikili oyun sonrası sahanın en ağır adamı lance williams ile birebir kaldı -banvitin faul hakkı dolmuş bu arada- ve çembere yaklaşık 6 metreden 2.05 lik lance in üzerinden bir fade away atmayı tercih etti. o meşhur hızı ile potemkin zırhlısı williams ı rahatlıkla geçebilecek ya da en kötüsü faul alıp çizgiye gidebilecekken o geriye çekilip şut atmayı uygun buldu. daha önce yapmadığı şey mi hayır tabi ki yaptı, o litvanya maçını ben de hatırlıyorum. ama 8-10 yıllık kariyerine böyle bir basketi en fazla 1 ya da 2 kez sığdırmış bir oyuncudan bahsediyoruz. e bu sefer de olmadı, ve efes rakocevic in (bu da başka bir entry konusu) saçma bir top kaybı ile maçı kaybetti. 22 dakika sahada kalıp 0/5 saha içi isabet ve 1 asistle maçı tamamladı ender. ama olsun değil mi çoookk sempatik çook tatlııı. ezcümle kendisi nelerden şikayetçi bilmem ama ben kendisinden ve onu kadroda halihazırda tutan efes pilsen yönetiminden, milli takım koç kadrosundan şikayetçiyim.
müthiş yakışıklı, sempatik ve yetenekli milli basketbolcumuz. * *
Perosovıç'in hala kıymetını anlayamadığı ve oyuna sokmadığı hem sempatık hem yakısıklı olan; Efen Pılsen'in point guardıdır. Hakettiği oyun süresini alamamaktadır. Bu nedenle takım arka arkaya birçok kez yenilmiştir. Fakat koç bunu hala anlayamamıştır ve tavrına devam etmektedir. Söylenecek daha fazla birşey kalmamıştır.
Büyük bir ihtimalle Galatasaray cafe crown ile anlaşmış efes pilsenli milli basketbolcu.
en sevdiğim türk basketbolcudur ve gscc ile anlaşarak sevgimi 2ye katlamıştır *
basketbolig'in haberine göre galatasarayla anlaşma sağlamıştır. furkan aldemir transferinin kesinleşmesiyle birlikte galatasarayın futbolda olduğu gibi basketbolda da hedeflerinin büyük olduğu anlaşılmıştır. gümbür gümbür geliyoruz. biri bizi durdursun.
galatasaray cc ile anlaşmış oyun kurucudur.
oyun kurucu pozisyonunda oynar ve potaya yaklaşarak attığı* basketleriyle dikkat çeker.
galatasaray cc ile 3 yıllık imzalamıştır.*
bana yeniden entry yazdıran adam.

hayat ne tuhaf lan, dün gibi hatırlıyorum efes pilsen world cup'ların birindeydi, benchte oturan kaya peker, ender arslan'ın boynuna galatasaray atkısı takmaya çalışıyordu. ender de çıkarıp atmıştı atkıyı. kaya peker galatasaraylıydı çünkü ender arslan ise fenerbahçeli.

geçen gün final serisinin son maçında baktım da bir şöyle, fenerbahçe formasıyla kaya'daki hırs, azim şaşırttı beni. tamam, ekmeğini yediğin yer orası olabilir, ama gönül bağı bu nasıl bu kadar agresif olabilirsin ki diye. üstüne ender'in galatasaray'a transferi iyice şaşırttı beni.

tuhaf olan benim belki de, önümüzdeki onlarca örneğe rağmen hala şaşırabiliyorum bu tip "transfer"lere.

ender, senle 8-9 yıllık mazimiz var, severim seni. efendi gibi oyununu oyna, o formanın hakkını ver koçum. hadi bakalım.

edit: unutmadan ekleyeyim, yakında baba olacaktır kendisi.
10 numara, 5 yıldızlık transferdir. bir anlamda galatasaray cafe crown'un önümüzdeki sene çıtayı yükselteceğinin göstergesidir.
zaman zaman sabri'lik yapsa da en iyi türk guardlardan birisidir, en kötü yanı zirveyi de dipleri de yaşamasıdır.
galatasarayımıza hayırlı olmasını dilediğim basketbolcu.