bugün
- ateistlerin zeka seviyesi düşüktür21
- eşcinsellik kendi kendini hadım etmektir20
- insanı zengin hissettiren şeyler13
- kılıçdaroğlu'nun kuracağı partiye isim önerileri17
- türkiye de intihar vakalarının artması11
- seçme şansınız olsa hangi ülkede yaşardınız18
- tecavüz ettiği kızlarını müge anlı da arayan baba21
- jose mourinho nun fenerbahçe ye transferi23
- aleyna tilki10
- ismail kartal8
- fethullah gülen öldü mü sorunsalı19
- geldi yine deli11
- türkiye cidden almanyadan daha iyi9
- 2001 türkiyesinin en gelişmiş ülke olduğu gerçeği10
- içine şeytan girse ne yaparsın13
- ümmetçilerin azerbaycan düşmanlığı10
- artık yazmayacağım9
- erkekler ne işe yarar19
- yanında karısı varken karı kıza bakan erkekler9
- arda güler11
- askerliğe veda gecesi8
- jose mourinho62
- icardi190521
- 2 haziran 2024 küçükçekmece de çöken bina10
- iremga9
- anın görüntüsü11
- magicovento17
- carlo ancelotti8
- albay kemal13
- albay kemal'in yazdıklarıni okumamak9
- iq seviyesi yükseldikçe tanrı inancının azalması9
- siyasal islamcıların aslında kötü olmaması18
- en çok sevişmek istediğin kimse11
- 1 haziran 2024 borussia dortmund real madrid maçı25
- nihavend longa20
- true nickli yazar8
- bir erkeğe nasıl aşık oldunuz8
- en objektif siyasi parti9
- sokak kedilerine örgütlü saldırı başlayacağı gün9
- türkiye akp lidir akp'li kalacaktır13
- kadir mısıroğlu'na bir söz bırak14
- kizil kara14
- kadir mısırlıoğlu seven mhp'li sorunsalı15
- eskorta 220 bin lira gönderen adam9
- barbara palvin'in aldatılması15
- magicovento cesurluğu17
- erdoğan'ın mülteci sevdası19
- enes kanter'in cemaate 110 milyon dolar vermesi27
- beli açıp kot şort giymek10
- ahmet uğurlu8
Türk şoförüdür o Türk şoförü . Atatürk'ün bir vecizesidir
hüznünü belli etmeyen mutluluğunu ulu orta sergilemeyen insandır.
Yılmaz Morgül.
Sürekli gülümseyen, çevresindeki insanları mutlu eden ve sonra eve döndüğünde odasında yalnız başına takılan birinin yaşadığı da hayat.
Bilmezler yalnız yaşamayanlar
Sessizlik nasıl korku verir insana
Insan nasıl konuşur kendisiyle
Nasıl koşar aynalara
Bir cana hasret
Bilmezler.
Sessizlik nasıl korku verir insana
Insan nasıl konuşur kendisiyle
Nasıl koşar aynalara
Bir cana hasret
Bilmezler.
Nefret ve kin dolu yazar. 6 ay sonra nick değiştirmesi muhtemel.
uzun bir yolcuğun arefesindeki yazar. biz bu ilden gider olduk kalanlara selam olsun.
izin almış yazar aynı zaman da özletmiştir kendileri.
Sözlüğe geri dönüş efsane yazar. Korkun alçaklar, 3,5 atın korkaklar, savulun ezikler ben geliyorum.
ümit besen.
Silik olmuş yazar. Keyifle okurduk yazılarını.
görsel burada biri mustafa kemal'i sevmediğini hakaret etmeden, kimsenin değerin saldırmadan açıkladığı için direk küfür etmiş yazar.
ağzından tükürükler çıkarak küfür eden adamlar oluyor ya hani kahvelerde. bu da aynı onlar gibi. yazık sana.
ağzından tükürükler çıkarak küfür eden adamlar oluyor ya hani kahvelerde. bu da aynı onlar gibi. yazık sana.
tüm geceyi kalp sıkışmaları ve kan ter içinde geçirmiş yazar.
bir an için öleceğimi düşündüm şükür çıktık sabaha.
bir an için öleceğimi düşündüm şükür çıktık sabaha.
(#22003315) önce bastım kahkayı sonra verdim şukuyu.
Güya Atatürke mal edilmiş, türk şöfürüne söylenmiş söz
Nick altına girip kendisini seri artılayan meleğe teşekkürlerini sunan yazar.
sözüm ona entelektüel. *
tüm pencereler karanlığa açılsa bile biz bilmiyor muyuz ki aydınlık var!!!?
biz bilmiyor muyuz ki ruhumuzu okşayan bir güzellik, bir umut var...
bu aydınlık gözlerimize vurmamış olsa bile tıpkı ayın suretinden gecemize yansıyan ışık gibi biz biliyoruz ki bir güneş var, çocukların gülücüklerinden, annelerin şevkatinden bize yansıyan!!!
bunu hissetmesek bu karanlıklar nasıl yüklenilir, insan olmak nasıl becerilir bunca acıya rağmen?
biz bilmiyor muyuz ki ruhumuzu okşayan bir güzellik, bir umut var...
bu aydınlık gözlerimize vurmamış olsa bile tıpkı ayın suretinden gecemize yansıyan ışık gibi biz biliyoruz ki bir güneş var, çocukların gülücüklerinden, annelerin şevkatinden bize yansıyan!!!
bunu hissetmesek bu karanlıklar nasıl yüklenilir, insan olmak nasıl becerilir bunca acıya rağmen?
Şiirlerini nick altında paylaşmaya devam eden yazar.
kimbilir
hangi günahın koynundan
gelirdin bana.
tenine sinmiş, şişko sarhoşların kokularıyla...
gözlerin dinamit gibi olurdu,
infilak tüterdi avuçlarında.
sen susardın!
ben sen olurdum kaçışlarımda.
sen benim çocukluğumdun.
sen benim;
kendime yolculuğumdun.
söyle!
hangi bahar yordu yüreğini?
hangi yalan,
yanlış sevdalara kandın?
o beyaz saflığınla.
şimdi yenilgilerimin galibisin.
ve öpünce geçmeyen acılarımın,
tek sahibisin.
baştan kaybedilmiş bir savaşın,
yaralı tutsaklarıydık biz.
sereserpe kalplerimiz
kan revan içinde...
kurşun atımı mesafelerden,
iskalıyorduk mutluluğu...
biz istasyona vardığımızda,
son tren çoktan kalkmış oluyordu...
ve geçmiş oluyorduk hep
köprüden önceki son çıkışları.
tahrik gücü yüksek bir kahkaha tınısı,
bir orta kulak ihtilafı,
sesinin beynimdeki farklı yankısı...
ve sen!
gelişine ayarlı saatlerim,
gece yarısına gelmeden.
kimbilir !
hangi günahın koynundan
gelirdin bana...
ucuz bir aşk romanının
silik kahramanlarıydık biz.
tebessümünü sargı bezi yapıyorduk
kanayan yaralarımıza...
ve karanlık kötü adamlar,
kapı çalma nezaketinden yoksun,
kötü niyetleri gözlerinden belli,
ansızın giriyordu rüyalarımıza...
geceye saplı o tuhaf karanlıkta,
titrek bir mum alevinde.
eritirken gençliğimizi
kaçak dokunuşlarımızın vurgunu
ürkek ellerimizle
korkarak açıyorduk perdelerimizi
şimdi bir kuralsız gidiştir sana düşen
yolun açık
bahtın kapalı
ben ortak acılarımızın
ortak hissesini
fazlasıyla ödedim
ama sen
sen ömrümün kayıp neşesi
sen her rüzgarda vurgun
bir liman fahişesi
söyle
hangi günahın koynundan
gelirdin bana
tenine sinmiş
şişko sarhoşların
kokularıyla...
kimbilir
hangi günahın koynundan
gelirdin bana.
tenine sinmiş, şişko sarhoşların kokularıyla...
gözlerin dinamit gibi olurdu,
infilak tüterdi avuçlarında.
sen susardın!
ben sen olurdum kaçışlarımda.
sen benim çocukluğumdun.
sen benim;
kendime yolculuğumdun.
söyle!
hangi bahar yordu yüreğini?
hangi yalan,
yanlış sevdalara kandın?
o beyaz saflığınla.
şimdi yenilgilerimin galibisin.
ve öpünce geçmeyen acılarımın,
tek sahibisin.
baştan kaybedilmiş bir savaşın,
yaralı tutsaklarıydık biz.
sereserpe kalplerimiz
kan revan içinde...
kurşun atımı mesafelerden,
iskalıyorduk mutluluğu...
biz istasyona vardığımızda,
son tren çoktan kalkmış oluyordu...
ve geçmiş oluyorduk hep
köprüden önceki son çıkışları.
tahrik gücü yüksek bir kahkaha tınısı,
bir orta kulak ihtilafı,
sesinin beynimdeki farklı yankısı...
ve sen!
gelişine ayarlı saatlerim,
gece yarısına gelmeden.
kimbilir !
hangi günahın koynundan
gelirdin bana...
ucuz bir aşk romanının
silik kahramanlarıydık biz.
tebessümünü sargı bezi yapıyorduk
kanayan yaralarımıza...
ve karanlık kötü adamlar,
kapı çalma nezaketinden yoksun,
kötü niyetleri gözlerinden belli,
ansızın giriyordu rüyalarımıza...
geceye saplı o tuhaf karanlıkta,
titrek bir mum alevinde.
eritirken gençliğimizi
kaçak dokunuşlarımızın vurgunu
ürkek ellerimizle
korkarak açıyorduk perdelerimizi
şimdi bir kuralsız gidiştir sana düşen
yolun açık
bahtın kapalı
ben ortak acılarımızın
ortak hissesini
fazlasıyla ödedim
ama sen
sen ömrümün kayıp neşesi
sen her rüzgarda vurgun
bir liman fahişesi
söyle
hangi günahın koynundan
gelirdin bana
tenine sinmiş
şişko sarhoşların
kokularıyla...
güncel Önemli Başlıklar