bugün

mükemmel bir yolculuk arkadaşı olabileceğini düşündüğüm yazar.medcezir kitabında yer alan yazılarında sesini duyarak okuduğum yazar.o derece etkisindeyim..
zaman gazetesinin köşe yazarı olmasından dolayı ön yargıyla yaklaşılan yazar. kendisi yeni bir soluktur türk edebiyatı için.
ikinci bebeğine hamile olan yazar.
bit palas gibi korkunc ve kalitesiz bir kitabi yazmakla kalmamis,basim ve dagitiminda da bir mani gormemis yazardir.zoraki burjuva durusu edebiyattan uzak, butun yari aydinlar gibi o da kararsizdir henuz.
baba ve piç isimli kitabını yurtdışında "bastard of istanbul" adıyla gördüğümde, ne kadar popülist bir yazar olduğunu daha iyi anladığım reklam kokan hareket insanı. politik görüşünü, dış görünüşünü bilmem, lakin ne zaman ki bir yazar daha çok satmak için ilgi çekmeye çalışır, o yazar o noktada biter. ilgi çekici olsun diye "baba ve piç" isminde bir kitap yazıp, bir de onu istanbul'la ilgili herşey avrupada prim yapar mantığıyla, "father and the bastard" değil de "bastard of istanbul" diye çevirirsen, olmaz ama. üzmeyin beni.
Döndü halka/ döndü olanca hızıyla/ toprak ki siyah bir halka idi/ ve geceye saklanırdı bazen/ tuttu su ile karıştı/ su ki sarı bir halka idi/ rengiyle dalaşırdı bazen/ tuttu toprağı kucakladı/ eğildim suya baktım/ suda kendimi gördüm/ kendimi sen sandım/ sarılmak için atıldım/ köprüye hıncım yalan imiş/ onu yıkarken suya karışan/ ben oldum

Bir de baktım ki/ ben ben değilim artık/ sûretim başka bir sûret/ ismim bir başkasının ismi/ gönlüm ne yöne akar/ ben ne yöne/ verdiğin emaneti yitirdim yollarda/ hata ettim/ kusur ettim/ affola...

elif şafak
Kitaplarında kullandığı eşsiz betimlemeleriyle gönüllere taht kurmuş kadın yazar. baba ve piç kitabıyla uzun süre gereksiz tartışmalara neden olmuş konuşulması gereken daha önemli özellikleri arka plana atılmıştır.
eşi eyüp can'dan iki yaş büyüktür.

bütün yazdıklarını okumadım ama eğer onun yerinde olsaydım, yani ilk gençlik yıllarım ispanya'da geçseydi, odtü'de okusaydım, babam diplomat olsaydı, gittiği yerlere gidebilseydim filan daha güzel yazabileceğimi düşünüyorum. hayır, kıskançlıktan değil. çok ciddi. türkçe'yi çok iyi kullandığını, ayrıntıları görebildiğini kabul ediyorum, hayal gücü de fena sayılmaz. türklerin doğu-batı arasında kalmışlığını işlemesi de bir artı. kendisini güzel de buluyorum. ama pek sevmiyorum nedense...
ikinci kez anne olmustur.
http://www.renkhaber.com/...i_kez_anne_oldu/7541.html
Baba ve Piç romanı yazarı, oldukça fenomen bir kadın.
güzel olduğu kadar da kötü bir yazar.
politik olarak yıpratılmasa idi şimdi çok daha iyi yerlerde olabilirdi. ama elbette bunu sadece politik olarak yıpranmaya bağlamamak lazım. kendisinin amerikada bulunduğu süre zarfında şekillendirdiği romanı araf okur tarafından baştacı edilmiş elif şafak figürünü tartışmaya, tartışılmaya açık hale getirdi. bu roman elif şafak için bir fiyaskodur. fiyasko olmasının en önemli sebeplerinden birisi bundan önceki romanı bit palas'ın elif şafak'ın ününü pekiştirecek derecede etkileyici olmasıdır.

sonradan gelen romanı baba ve piç'in ilk baskısı başka bir dilde ve hassas konulara dokunur nitelikte olunca zaten tartışılmaya başlanan elif şafak'ın yazarlık kariyeri bir de politik malzeme konusu oldu. halbuki elif şafak'ın kaybettiği ivmeyi yakalayacağını düşünüyorduk ama baba ve piç tasvirleriyle güzel olsa da dokunduğu hassas konunun hakkını verememesi ve olay örgüsü ile başarsız bir roman mertebesine erişti.

sonradan gelen evlilik ve anne olma süreci kendisine gayet subjektif bir kitap olan siyah süt'ü yazdırdı. aslında annelik dürtüsünü ve hamilelik sırasındaki ruh halini iyi betimleyeceğini düşünenen sadık okur yine yanıldı. çünkü karşımızda gerçekten fena halde berbat bir kitap vardı. belki bize bunu düşündüren şey cinsi latif olmamamız. fakat kadın okurun feedbackine bakınca de beklenen yankıyı yapmadığını göremek mümkündür. kitap çok sattı belki. ama buna sebep önceden doğan kitap tarafından başlanan reklam çalışmasının etkili olması sayılabilir. kitap hala çıkmamışken siyah süt ayraçları dağıttı doğan kitap. reklam hedefine ulaştı. zaten sabık bir okuyucu kitlesi olan elif şafak reklam ile bu perspektifi genişletti ve daha fazla okura ulaştı.

ama tüm bunlar elif şafak'ın geriye giden yazarlık kariyerini kurtaracak gibi görünmüyor. gönül ister ki elif şafak şahane bir romanla dönsün ve hepimizin yargılarını boşa çıkarsın. zaten türkiye'de yazarlık yetenekleri ile insanı etkileyen yazar sayısı bir elin parmkalarını geçmiyor. hal böyle olunca okur olarak elif şafak'ın durumuna üzülmemek elde değil.
tasvirleri ile insanı hayal gücünü zorlayan yazar.
teomana şarkı sözü yazan romancı, köşe yazarı, iki çocuk annesi kadın. teomanla ismini aynı cümlede görmenin ve kullanmanın hüzün verdiği kişi aynı zamandazaman gazetesinde*.
(bkz: uçurtmalar)
nobel'i çoktan, layıkıyla, fazlasıyla, emeğiyle hak eden yazar..
romanlarında içerik bazında uyguladığı zamansal sapmalarla harika bir dil yakalaması okuyucularının zevk almasını sağlamaktadır.
osmanlıca kelimeleri kullanması eskiyi reddetmediği ve sahip çıktığı anlamına gelmektedir.
hatta kendi ağzından da bunu duymak olasıdır.
zaman gazetesi yazarı olmasına ragmen insanları ideolojik olarak yargılamamaya başladıgımdan beri kazandıgım en dogru düzgün yazarlardan biridir.
büyük bir iştahla bir solukta okudugum baba ve piç , şehrin aynaları ve mahrem'in sahibi.
bu kadın hakikaten esaslı kadın. bayılıyorum yazdığı her şeye ama;
araf'ta o kadar bahsettiği türkçe karakter azizliğine kendini neden uğratıyor kasten anlamıyorum!
soyadını amerikada "shafak" şeklinde yazıyormuş , da "fak" kısmına da karşılık koymaz mı elin art niyetlisi.
ben de mi art niyetliyim? hayır!
resmen kendisi yol yapıyor böyle yazarak!
aşk isimli kitabın yazarıdır.son kitabı.
okuduğum bir kitabıyla kendisine karşı ciddi bir antipati hissettiğim yazan kişidir. Orhan Pamuk'tan sonra nobel alacağını hissettiğim kişidir nedense!
aşk isimli romanının tanıtımı için katıldığı atv ana haber'de kitabı önce ingilizce yazdığını sonra ünlü bir çevirmenin türkçeye çevirdiğini ve bu çeviriyi de oturup tekrar yazdığını söyleyen yazar. hayır neden bu kadar zahmet direk türçe yazsan olmuyor mu yani niye kastın ki nedir bunun alamet-i farikası.
* * .
günümüz itibariyle "aşk" romanı yazarları familyasına dahil olmuş yazar.
araf, bit palas, siyah süt, baba ve piç romanlarıyla sevgimizi kazanan, son romanı aşk'ta yine döktürmüş güzel yazar.

--spoiler--
bir taş nehre düşmeye görsün, pek anlaşılmaz etkisi. hafiften aralanır, dalgalanır suyun yüzeyi; çıkardığı tıp sesi akıntının ortaında kaybolur. ama bir de göle düşsün o taş. o taş var ya o taş, durgun suları savurur. taşın suya değdiği yerde bir halka peydah olur, halka tomurcuklanır; tomurcuk şekillenir, açar da açar; tomurcuk katmerlenir. nehir alışıktır karmaşaya, deli dolu akışa. atılan taşı içine alır, benimser, sindirir ve sonra da unutur kolaylıkla. gel gelelim göl hazır değildir böyle dalgalanmaya. tek bir taş bile yeter onu altüst etmeye, taa dibinden sarsmaya. göl, taşla buluştuktan sonra, bir daha ekisi gibi olmaz, olamaz.
--spoiler--
yazdıklarının kaliteli olması göreceli olan yazar.

ekleme: bütün yazdıklarının kaliteli olduğunu geç anlayan entry yazarı.* *

ayrıca eserleri ve hanımefendiliğinin birbirleriyle yarıştığı en iyi yazarlardandır. (elif şafak).
ermeni diasporasının acısını bir kitabında* konu aldığı için ermeni olarak aşağılanan(?) yazar. inanın veya inanmayın, o insanlar kalplerinde büyük bir acı taşıyor. elif şafak da olayın buradan görünmeyen tarafını anlatmıştır.