bugün
- kızların tipe bakmadığı gerçeği18
- sözlük kızlarının saç rengi9
- icardi190522
- düşün ki o bunu okuyor8
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi19
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz46
- çağ dışı teknolojilere özlem duymak8
- bir gavatın soyadını nick yapmak10
- bir kadın nasıl tavlanır12
- mert hakan yandaş13
- nude istemeyen erkek9
- numan kurtuluş dem parti görüşmesi29
- dursun özbek gibi olsam utanırım8
- anın görüntüsü11
- türkiye toplumunun ahlaksızlığa pratik zeka demesi8
- yakışıklı ama zengin erkek14
- çift maaş alan akpli bürokratların ücretlerine zam18
- en yaşlı özelliğiniz18
- hemşire kızlar nasıl oluyor24
- insana kendini kötü hissettiren şeyler9
- iğrenç bir his tarif et40
- sözlük kızlarına yürüyen vizyonsuz9
- sözlük yazarlarının abileri11
- erkek çocuk için isim önerileri9
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks19
- aşkta yaş farkı önemli midir15
- az önce arabamdan inen tatlış kız12
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek18
- atatürk'ün hiç seçime girmeden ülkeyi yönetmesi22
- içip içip entry girmek8
- insanlar melek mi şeytan mı8
- kediye kediş köpeğe köpüş diyen kız13
- arkadaşlar falıma bi bakar mısınız8
- bik bik bu sözlüğün divasıdır19
- emar15
- 170 boyunda 70 kilo erkek9
- suriyeliler suriye'ye dönsün12
- fake hesabım için nick önerileri9
- emmanuel emenike17
- vücutçu aptal erkek vs gösterişsiz felsefi erkek15
- yazarların ruh hali9
- düz dünyacıların güneş tutulmasına bakışı12
- köpekleri aklamak için sırtlana iftira atmak10
- bik bik'i ağdacıya götürmek11
- aykolik'in boyu yaşı kilosu mesleği8
- bik bik'in yaşı boyu kilosu8
- ahirette sorulacak ilk soru8
Genel olarak ekonomi, sonsuz ihtiyaçları olan insan ile bu ihtiyaçları sağlamaya elverişli doğa arasındaki geçerli ilişkileri araştıran bilimdir.
bikiniye benzer, görmek istediğini hiç bir zaman göremezsin.
(bkz: kaya ardıç)
(bkz: kaya ardıç)
(bkz: ekonometri)
sözcüğün kökeni latince oikonomiadır ve 'iyi bir ev idaresinin ilkeleri' anlamına gelmektedir...
birkaç hafta önce gündeme yerleşen konudur. ekonomideki dalgalanma tartışılıyor ve başbakana soruluyor. o da "bu dalgalanmalar normaldir, geçicidir" diyor..
şimdi ekonomimiz düzeldi mi de gündemden bir anda düştü? tabii ki hayır..
ama basın işine geleni yapmaktadır bana göre..
şimdi ekonomimiz düzeldi mi de gündemden bir anda düştü? tabii ki hayır..
ama basın işine geleni yapmaktadır bana göre..
duyduğum zaman aklıma direkt olarak ilker parasız'ın ve makro olanından ne kadar zorlanarak geçtiğim geldiğine göre pekde iyi bi terim olmasa gerek...
dünya bu kadar global değilken, devletlerin ve milletlerin yıpratılması için hurafelere, cephe savaşlarına, saray oyunlarına ihtiyaç duyulurdu. şimdi ise ekonomi yeterli. çünkü devletler ve milletlerde ne kadar aç yaratırsan, çözünmeye o kadar elverişli hale gelirler.
tanım : dünyada en hızlı hareket eden şey finansal kaynaktır. kirli veya temiz. çünkü 3 saniyede dünyayı baştan başa dolaşır. ekonomi ise finansal kaynağın hesaba kitaba dökülmüş, evcilleştirilmiş halidir.*
tanım : dünyada en hızlı hareket eden şey finansal kaynaktır. kirli veya temiz. çünkü 3 saniyede dünyayı baştan başa dolaşır. ekonomi ise finansal kaynağın hesaba kitaba dökülmüş, evcilleştirilmiş halidir.*
bolumumm...
türkiye'de içini istediğiniz gibi doldurabileceğiniz kavram. akademik hayatta gördüğünüz parametrelerin çoğunu reel hayatta göremediğimiz, siyasetin oyuncağı olmuş bilim dalı.
http://www.kongar.org/ayd...1_Ekonomi_ve_Basbakan.php
EKONOMi TIKIRINDA!...
BAŞBAKAN ÇANKAYA YOLUNDA...
Özelleştirme gırla gidiyor.
Devletin elindeki işletmeler, arsalar ibadullah satılıyor.
Alınan para verimli yerlere değil, borç ödemesine yatırılıyor.
Özel teşebbüsün gözü dışarda.
işletmelerine ya ortak arıyor, ya da tümüyle satıp, sektörden çekiliyor.
* * *
Ülkenin ekonomik durumu, iktidarın siyasal başarısı, borsa göstergeleriyle ölçülüyor:
Borsayı düşüren hükümet başarısız.
Borsayı yükselten hükümet başarılı.
Oysa borsanın derinliği yok.
Ekonomik durumu, hele hele reel üretimi gerçekçi bir biçimde yansıtmaktan çok uzak.
Üstelik yüzde 60-70'i, biri Alman öteki Amerikan, iki bankanın denetimi altında.
* * *
Döviz kuru düşük, Türk Lirası değerli.
Türk Lirasına verilen reel faiz dünya piyasalarına göre çok yüksek.
ihracat darda.
ithalat patladı.
Cari açık 35 milyar dolar dolayında.
Patlayan ithalat üreticileri zorladı, yerli imalat yapan firmalar birbiri ardından piyasadan çekiliyor.
ihraç ettiğimiz her bir liralık malın içindeki ithalat oranı yüzde 75'i buldu; her ihracat artışı ithalatı pompalıyor.
Dış borç 200 milyar dolar dolayında.
Bir o kadar da iç borç var.
Borçlarımız yıllık milli gelirimize eşitlendi ve onu geçti.
Bütçenin büyük bir bölümü borç faizi ve anaparası ödemelerine gidiyor, yatırım yapacak kaynak kalmadı.
* * *
En zengin 25 kişi milli gelirin yaklaşık yüzde 10'unu alıyor.
Nüfusun en yoksul yüzde 20'si yani 13-14 milyon kişi milli gelirin yaklaşık yüzde 5 kadarını alıyor.
Türkçesi, 13-14 milyon kişi, 25 kişinin aldığı payın yarısını alıyor milli gelirden.
Ya da daha çarpıcı bir biçimde ifade edelim:
25 kişi yaklaşık 25 milyon kişinin aldığı payı alıyor milli gelirden.
* * *
Türkiye'nin iletişim ağını denetleyen Türk Telekom, adı Ortadoğu'nun şaibeli ilişkilerine karışmış bir politikacının şirketine satıldı.
Yunanlılar şakır şakır bankalarımızı satın alıyor.
Yeni petrol yasası, çıkarılacak petrolde ülkenin payını yüzde 2'lere kadar düşürdü.
Bu arada Amerika Birleşik Devletleri ve Fransa gibi ülkeler, "milli menfaatler" gerekçesiyle, bazı ulusal işletmelerin yabancılara satılmasını engelliyor.
* * *
Yabancı sermaye gelsin, tabii gelsin.
Aynen Mustafa Kemal Atatürk'ün izmir'de 1923'te toplanan Türkiye iktisat Kongresi'nde söylediği gibi "Yerli sermaye ile eşit koşullarda gelsin".
Yatırım yapsın, istihdam yaratsın, yeni teknoloji getirsin.
Ülkenin katma değerine ilaveler yapsın, kar etsin, vergisini ödesin, ülkenin zenginliğine katkıda bulunsun.
Oysa yabancı sermaye sıcak para olarak geliyor, mali piyasaları alt üst ediyor ve işini bitirince ardında bir enkaz bırakarak çıkıp gidiyor.
* * *
işin acı tarafı, yukarıdaki trajik ekonomik tabloyu yaratanların, başarı şarkıları söylemeleri, Türkiye'yi bedavaya pazarlayanların Çankaya'ya çıkma hazırlığında olmalarıdır.
EKONOMi TIKIRINDA!...
BAŞBAKAN ÇANKAYA YOLUNDA...
Özelleştirme gırla gidiyor.
Devletin elindeki işletmeler, arsalar ibadullah satılıyor.
Alınan para verimli yerlere değil, borç ödemesine yatırılıyor.
Özel teşebbüsün gözü dışarda.
işletmelerine ya ortak arıyor, ya da tümüyle satıp, sektörden çekiliyor.
* * *
Ülkenin ekonomik durumu, iktidarın siyasal başarısı, borsa göstergeleriyle ölçülüyor:
Borsayı düşüren hükümet başarısız.
Borsayı yükselten hükümet başarılı.
Oysa borsanın derinliği yok.
Ekonomik durumu, hele hele reel üretimi gerçekçi bir biçimde yansıtmaktan çok uzak.
Üstelik yüzde 60-70'i, biri Alman öteki Amerikan, iki bankanın denetimi altında.
* * *
Döviz kuru düşük, Türk Lirası değerli.
Türk Lirasına verilen reel faiz dünya piyasalarına göre çok yüksek.
ihracat darda.
ithalat patladı.
Cari açık 35 milyar dolar dolayında.
Patlayan ithalat üreticileri zorladı, yerli imalat yapan firmalar birbiri ardından piyasadan çekiliyor.
ihraç ettiğimiz her bir liralık malın içindeki ithalat oranı yüzde 75'i buldu; her ihracat artışı ithalatı pompalıyor.
Dış borç 200 milyar dolar dolayında.
Bir o kadar da iç borç var.
Borçlarımız yıllık milli gelirimize eşitlendi ve onu geçti.
Bütçenin büyük bir bölümü borç faizi ve anaparası ödemelerine gidiyor, yatırım yapacak kaynak kalmadı.
* * *
En zengin 25 kişi milli gelirin yaklaşık yüzde 10'unu alıyor.
Nüfusun en yoksul yüzde 20'si yani 13-14 milyon kişi milli gelirin yaklaşık yüzde 5 kadarını alıyor.
Türkçesi, 13-14 milyon kişi, 25 kişinin aldığı payın yarısını alıyor milli gelirden.
Ya da daha çarpıcı bir biçimde ifade edelim:
25 kişi yaklaşık 25 milyon kişinin aldığı payı alıyor milli gelirden.
* * *
Türkiye'nin iletişim ağını denetleyen Türk Telekom, adı Ortadoğu'nun şaibeli ilişkilerine karışmış bir politikacının şirketine satıldı.
Yunanlılar şakır şakır bankalarımızı satın alıyor.
Yeni petrol yasası, çıkarılacak petrolde ülkenin payını yüzde 2'lere kadar düşürdü.
Bu arada Amerika Birleşik Devletleri ve Fransa gibi ülkeler, "milli menfaatler" gerekçesiyle, bazı ulusal işletmelerin yabancılara satılmasını engelliyor.
* * *
Yabancı sermaye gelsin, tabii gelsin.
Aynen Mustafa Kemal Atatürk'ün izmir'de 1923'te toplanan Türkiye iktisat Kongresi'nde söylediği gibi "Yerli sermaye ile eşit koşullarda gelsin".
Yatırım yapsın, istihdam yaratsın, yeni teknoloji getirsin.
Ülkenin katma değerine ilaveler yapsın, kar etsin, vergisini ödesin, ülkenin zenginliğine katkıda bulunsun.
Oysa yabancı sermaye sıcak para olarak geliyor, mali piyasaları alt üst ediyor ve işini bitirince ardında bir enkaz bırakarak çıkıp gidiyor.
* * *
işin acı tarafı, yukarıdaki trajik ekonomik tabloyu yaratanların, başarı şarkıları söylemeleri, Türkiye'yi bedavaya pazarlayanların Çankaya'ya çıkma hazırlığında olmalarıdır.
gazetelerin en az okunan kısmını oluşturan sayfalardır.
ekonomi, herhangi bir şeyi satın almak için en iyi zamanın geçen yıl olduğunu anlatan bilim dalıdır.
herkesin yaşadığı, anlamadığı için okumadığı ve dinlemediği, ama herkesin ahkam kestiği sosyal bilim.
bir yerden yaparken diğer yerden bozabilen bir bilim dalıdır.
ekonomi haber kanalları için uzun uzun tartışılabilesi bir başlıktır.
marksist, kapitalist, keynesyen.. vb. türlerinin deneme- yanılma yöntemiyle yaşandığı ve ne yazıkki
'en iyisi budur' denilemeyen bir sistemler bütünüdür.
AMERiKA gibi bir devi cüce yapacak ve
ÇiN gibi bir cüceyi deve yapacak olan
kaderin oyunudur!
ekonomi benim mesleğimdir (kendim bulmuş çünkü kendim etmişimdir)
geleceğimdir, geçmişimdir
çilemdir - sefamdır - cefamdır çünkü her an ne olacağı belli olmayan bir risktir.
ekonomist'im çünkü ekonomi zeka işidir.
ekonomi haber kanalları için uzun uzun tartışılabilesi bir başlıktır.
marksist, kapitalist, keynesyen.. vb. türlerinin deneme- yanılma yöntemiyle yaşandığı ve ne yazıkki
'en iyisi budur' denilemeyen bir sistemler bütünüdür.
AMERiKA gibi bir devi cüce yapacak ve
ÇiN gibi bir cüceyi deve yapacak olan
kaderin oyunudur!
ekonomi benim mesleğimdir (kendim bulmuş çünkü kendim etmişimdir)
geleceğimdir, geçmişimdir
çilemdir - sefamdır - cefamdır çünkü her an ne olacağı belli olmayan bir risktir.
ekonomist'im çünkü ekonomi zeka işidir.
insanların yeme, içme, barınma gibi yaşamını en iyi biçimde sürdürme etkinlikleri ile ilgili her türlü eylem tuttum ve davranışlarını kapsayan kültür öğesi denebilir.
grekçe "oikos" (ev) ve "nomos" (yasa) sözcüklerinden oluşturulmuş bir türemiş sözcüktür. ev idaresi için gerekli yasalar, kurallar demektir. evden büyük idari birim olarak görülen yunan sitesi için de kullanılır ama kökeni budur.
Sig bir tepsinin icindeki su gibidir her dalga butun koselere carparak buyuyebilir. Ekonomistler bu dalgalari en az hasar yada dalganin carpismadan sonra geri donusunde daha gucsuz olmasini saglama gibi isler yaparlar.
akp'den önce türkiye'de kendi haline bırakılmış bir şeydi. laiktik ama ekonomiden anlamıyorduk bu yüzden hep fakir kaldık.
sınırsız insan ihtiyaç ve isteklerinin, sınırlı üretim kaynakları ile en iyi şekilde nasıl gidirelebileceğini inceleyen bir bilim dalıdır.
"ekonomi bir 'mekanizma' değil, insanların üretici güçlerle sürekli değişen ilişkisinin ve insanları tarihsel olarak özgül bir şekilde tanımlayan sınıf mücadelesinin şekillendirdiği ve yeniden bir kalıba soktuğu toplumsal bir süreçtir" louis althusser.
An itibari ile Sayın Şevket hocamın gözümün yaşına bakmadan beni bıraktığı, yaşama sevincimi elimden aldığı derstir... yaktın beni ''Şevket Ç. Bir Marmara Ekonomisti.''
bir devlet için, tek başına hiçbir şeye yaramayan para merkezli bilim.
daha kötü koşullarda yaşayan insanlara, neden bazılarının çok daha iyi koşullarda yaşadıklarını açıklamaya çabalayan bilim dalıdır.
güncel Önemli Başlıklar