bugün

Hayat nasıl da geçiyor zaman hiç geçmezken...

Favori şairlerimdendir.
Doğanın bana verdiği bu ödülden

Çıldırıp yitmemek için

iki insan gibi kaldım

Birbiriyle konuşan iki insan.
"Ve her şey hızla yetişti sonra
Sarı bir günün kahverengi yarınına.

Yıkılmış bir ağacın üstünde yıllarca oturdum da
Gözleri avına benzeyen bir avcıydım sanki
Ağaç da çürümüş zaten
Kazımış, oymuş bir yerlerinden gelip geçen onu
Ağaç mı, içi yıllarla dolu bir kutu mu
Çözmek için mi acaba içlerindeki bir gizi
-Gizi mi, bir giz gereksinmesini mi-
Yoklamışlar orasından burasından
Kim bilir.

Ama sessizlikten başka ne bulmuşlar
Önemsiz bir iki anıdanbaşka
Ya insan kılığında ya da bir dekor taşkınlığında
Sorarım ne bulmuşlar
Çoktan yeni bir umuda dönüşmüştür onlar da
Anılar.

Oysa bambaşka şeyler olmalıydı ağaçta
Kazılmış, oyulmuş yerlerinde ağacın
Buruk mayhoş, daha çok da bir zehir tadındaki
Bir şeyler olmalıydı. Ve sanki
Yıllar var ki saklamışım orda ben

Saklamışım anlaşılan
Odasında yapayalnız doğuran bir kadının
Dışa vurmak istemediği
Ya da pek gereksinmediği
O iniltiyi andıran
Duyurulmayan her şeyi. "
"Bitti o sevda kesildi çığlıkları martıların
Su gibi bitti, suya karşıt gibi bitti
itti kıyıyı adına deniz dediğimiz şey
Unuttuk ikimiz de her türlü yetinmezliği
Kaybetti kumarda gözlerim
Kaybetti kumarda gözleri.

Bir koru rüzgarlandı göğüs boşluğumuzda sanki
Uzaklaştı ağaçlar birbirlerinden
Yakınlaştı ağaçlar birbirlerine
Yani her soluk alıp verişimizde bizim
Bir mekik gibi kalbin
Bir mekiği gibi kalbim
işleyip durdu bu yitikliği yeniden.

Ne kaldı
Farkında mısın bilmem
Gündüzler..
Gündüzler biraz azaldı."
görsel
bana şiiri sevdiren koca şair. daha iyisi yok bende, daha özeli yok.

edip cansever'in ismi her geçtiğinde, ahmet hamdi tanpınar'la olan anısı dolanır zihnimde.
edip cansever'in 17 yaşında yazdığı şiirlerini okuyan ahmet hamdi'nin "bunlar çok güzeller ama şiir değiller" demesi ve cansever'in hissettiği o burukluk.. sonrasında birlikte baktıkları resimler, bahsettikleri müzikler.
çok özel bir şair edip cansever.
her sabah takım elbisesini giyip tıraşını olmadan, çalışma masasına oturmazmış şiire duyduğu saygıdan.

ben bugün ilk kez sesini duydum edip cansever'in. bu kadar yıl nasıl dinlemedim ben seni?
titrek ve heyecanlı nefesini, huzur dolu sesini nasıl hiç duymadım?
bugün çok mutluyum bu sesi duyduğum için.
kabıma sığamıyorum.

"sen buzul mavi, sen kaç yılın aynalı dolapları
kırılan bardakları elbiselerin ve çocukları
lekesiz gözleriyle ne kadar maviyse o kadar hiç konuşmadıkları
sen buzul, sen devamlı, sen..."

gökanlam iii
https://youtu.be/bYJbbSabrIs
Kentli insanın yazgısını anlatan en güzel şair. Sevdiğim şairler içinde yeri en özel olanı. Kurduğu oteller kentinde yerimi ayırttım bekliyorum. Selam olsun dizelere.
Her şey o kadar dokunaklı ki!
Eylülsem, istemeden kırılıyorsam bazen,
Dağınık, renksiz bir mozayık gibiysem,
Üstelik yalnızsam, bir de -telefonda kuş sesleri-
Aynalardan duvarlara bir üzünç akıntısı,
Bu dünyada çekingen olmak çok iyi bir şeydir baylar.
"unutulmuş gibiyim ben
Ve insan bir bakıma unutulmuş gibidir.
Bilmem ki nasıl anlatmalı
Yalnız bile değilim..."
her yerde karşımıza çıkan kişidir aslında sevince güzel sevmişler işte daha ne olsun.
Bahçeme gelip bahçemi büyütüyor
Uzanıyor gölgesine ağaçlarımın
Görüyorum onu geceyle gündüzün ötesinde
Kuşkum yok Pan değil bu.

Bateri çalıyor havuzun dibindeki kadın
Belirsiz bir güne yaslanmış
Mağaralarından geçiyor balık sürüleri
Yetmiyor mu ki
Düşlerine ödünç veriyor kendini üstelik.

Bir tabak buzlu çileği şiire yerleştiriyorum bense
Gizli kalmasın diye belirsizlik.
Bazen arkana bile bakmadan gitmek istersin. Öyle herşeyi bırakmana felan da gerek yok. Anıları bırakabilsen yeter.
muhasebeci ne anlar şiirden miirden?
büyük şair.
ben sana uyandım yine,
sen başkalarıyla uyurken.
Ha ne çıkar?
görsel
Yeşil ipek gömleğinin yakası büyük zamana düşen şair...
Sıkıntı var
Boğuntu var
Tedirginlik var
Çirkinlik, yalan her şey var
Ama hep umut var her şeyin içinde.
Yedi hececi dicekmişim amk xd.

ikinci yeniler’den bir edebiyatçı.
görsel

Adını edeb(iyat)ımıza ve gönüllerimize şahsına münhasır bu sözleriyle kazımıştır.
imgelerin babası . yerden göğe , kaldırımdan tuğlaya kadar her türlü hede ile imge yaratabilen .
"Öyle bi çık ki karşıma 'Her baktığımda ilk defa görüyormuşum gibi, az kalsın ölüyormuşum gibi' hissedeyim seni."
Başım dönüyor ikimizden. En sevdiğim dizesidir şairin.
Bazı dizeleri Facebook entellerinin cümleleri gibi, ama adı var, yani eleştirilemez görülür.. bir de Cemal Süreya var böyle. O daha da kötü..
Hafızasızlaşmanın, belleksizleşmenin çağında belleğin direncini sergileyen şair. Edip cansever şiirlerinde geçmiş bir yazım biçimi olan tragedyayı kullanmıştır. Bu tavrı ile unutmaya, geçmişe dair tavrını da sergiler. Çünkü Edip Cansever'e göre - elbette bana göre- neyi yaşadığın değil ona yaklaşım biçimin belirleyicidir.
görsel
görsel

Peki ama neden acı çekilmeden sevişilmez, sevişilmez , sevişilmez ki... (Mayakovski)

Öyle ya kim sevişirdi acıları olmasa
(Edip Cansever)