bugün

Okumasada olur.
Bir kere gözlerine baska anlar.
Boş bi sayfayı doldurdum, artık o sayfa benim
Cebimde taşırım, yola çıkabilirim

Seni ve onları yanıma alabilirim
Zorla lider olduğum savaşlarım biterse

Bütün bu sessizliği istersem duyabilirim
içimdeki cenaze marşı bi gün majöre dönerse

Sorarsanız söylerim, sıkıntı var

Yaralı bacaklarla bahçemde koşabilirim
Düşmekten korkmiycak kadar yaram olduğunda

Seni en güzel ben sevebilirim
Önce kendimi seversem savaşta ve barışta

Sorarsanız söylerim, sıkıntı var.

Halimden konan anlar.
aşkım benim;

bunlar hep büyüme sancıları. insanların kıskançlıkları, hırslarıyla yüzleşiyorsun. yeni adım attığın bu dünyaya henüz yabancısın. gardını almayı, politik olmayı istemesen de öğreneceksin. sana mutlu bir tablo çizmek isterdim ama bu mümkün değil. büyümek güzel değil.
allah belanı versin mesaj at artık ya yeter.
görsel

göz kapaklarından dimdik duran şatolar inşa etmek isterdim ufka bakan. adın bir direniştir ve çekip dağıtır mabedimi sevgilim. kanayan çiçekler yazıyorum dudaklarına dair. hiçbir mevsim, alnından sızan gün ışığını kucaklamak istememden daha yalnız değildir.
Niye ki? Kendisi ego tatmini yaşamaya çalışan bir zavallı. Ben devam ettim, o edemedi. Unutamamış. Zayıf. Her şeyi kendinden bilen türden. lütfen artık birbirimizi birbirimize hatırlatmayalım dedi. Onu bile yapamadı lan. Ben kendi kafama göre takılıcam, o da ne yaparsa yapsın. Takıntı haline getirip her fırsatta laf sokmaya çalışırsa kendi kaybı. 2 Yabancı olmak ne demek bilmeli. O dava kapandı.
sen okuma ulan ayı.
görsel
Hala en sevdiğim pozisyonları öğrenemedin di mi amk karısı.
seni ilk gördüğüm anı hatırlıyorum koridordan geçerken sınıf kapısının önünde bana bakıyordun ders saatiydi kimse yoktu sessiz, kısacık bir andı. O an senin yıllar sonra hayatıma bu kadar dahil olacağını, aklımı ve kalbimi esir alacağını bilmiyordum. hepsinden habersiz geçip gitmiştim. içinde olduğumda önemsiz öylesine bir anın şimdi beynimde sürekli tekrarlanması çok garip geliyor.
seni çok seviyorum. her gün bana hediye veriyorsun, mahcup oluyorum. çünkü varlığın, bana her gün hediye. eğer seni bilmeden utandırdıysam, ki bende utandım. sevmeyi sende öğreniyorum. derin duyguları yaşamayı da sende öğreniyorum sevgilim. ileri de umarım bu günlerimize gülerek bakarız. seni çok seviyorum.
gidecek ki inanma.
Seni çok kırdım hatalar yaptım biliyorum ama böylesini haketmememiştim hele de düşündüğümü sandığın şekilde düşünmemişken.! Beni çaresizce ailemin yanında ağlamamı gizleyemecek seviyeye getirmeni unutmayacağım sinirlenince nasıl kendini kaybettiğini nasıl gözlerinin büründüğü öfkenin beni görmeyişini de o sözleri nasıl söyleyebildiğini de kimle konuştuğunu beni unutuşunu da hiç unutmayacağım. Sen kendi yanılgının doğruluğuna inanmaya devam et bir ömür .Kendi adıma biliyorum bir önemi yok ama yaşadığımız seni üzen her şey adına üzgünüm çok özür dilerim.
Sana baktığımda bana kıyamayan sevgi dolu o adamı göremiyorum artık. Güvende hissettiğim yanında hiç incinmeyeceğim sandığım en sıradan en basit şekilde bir ömür yaşamayı isteyeceğim o adamı göremiyorum artık. Ben sana olan inancımı kaybettim bundan sonraki hayatında her şey gönlünce olsun ben gidiyorum.!
Bazı geceler var köpek gibi içiyorum bir sikim olmuyor.
Get up stand up dont give up the fight !
yaklaşık iki yıl sonra tekrar buldum seni. aylardır arıyordum zaten hiçbir yerde yoktun. sonra seni hatırlatan bir şey karşıma gelince yine aniden aklıma düştün ve bu sefer buldum. haberin yok, belki unuttun belki hala benim açtığım yaraları taşıyorsun kalbinde. böyle olmasını istemezdim. o sözleri nasıl söyledim hala benim bile aklım almıyor. şimdi özür dilesem ne tepki verirsin? sayıp söversin belki de. belki umrunda bile olmaz, kalbinin kırıldığını unutmuşsundur. ama iyi olduğunu bilmek istiyorum. hataları telafi etmek istiyorum. eski günlere dönmek istiyor muyum orası tartışılır ama kocaman bir özür dileyebilmek istiyorum senden.
Ben sana tepeden tırnağa,
Evrende hiç kimse yokmuşcasına, içimde fırtınalar kopa kopa aşık oldum.
Kitabın adı tam olarak neydi hatırlamıyorum ancak şu cümle çok hoşuma gitmişti;
''Bana ağlamakla bitmeyecek geceler bıraktın.'' Beni bana anlatan tek cümle olabilir, kendimi tanıyamaz olduğum zamanlarda böyle tutundum hayata. Geceleri kendi kendime zarar verip uyutmayan ben değildim, sendin. Bana bunu yapmak eline ne geçirdi hiçbir fikrim yok ama yine de bunu başka hiç kimseye yapma çünkü çok can yakıyor. Seni seninle bırakıyorum günün birinde dönersen, seninle senin olmam artık her şey için çok geç. Hep ben üzüldüm artık sıra sende güzel gülüşlüm. Belki artık ağlatmak yerine ağlamayı denersin..
Kimseye aşık olmamakla ve kafayı takmamakla övünen benim tam 1 senemi amdin ırıspı seni .
Beni hemen anlamalısın, çünkü Ben kitap değilim, çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz, yaşarken anlaşılmaya mecburum.

Oğuz Atay, Tehlikeli Oyunlar
Sende bensiz perişansın. Benim gibi yıkık dökük viranesin. Gururunu...
Söylemek istediğim çok şey vardı ama gerek kalmadı pek. Kimseyi boş şeyler için rahatsız etmemek lazım.
keşke başka bir zamanda, başka bir yerde, bambaşka şartlarda karşılaşmış olsaydık. belki o zaman sarılarak uyuyabilirdik.
Sana onca güzel şeyler söylemek isterken boğazımda düğümlenip söyleyemem. Bunu anca vicdanı olan birisi anlayabilirdi. Sen ise vicdansız biriydin ki beni yıkıp geçtin. Dilerim aynısını sende yaşarsın ...
Sadece yanlış zamandı. Seni şimdi daha iyi anlayabiliyorum. Zamanın altında ezilen hislerimizin yok oluşuna uzaklardan birlikte tanık olacağız. Umut ettiğin hayatı, umut ettiğin bir insanda yaşarsın umarım.