bugün

kişiye göre değişen, ayakların yere basmadığı , derdin tasanın düşünülmediği , sanki bir ömür sürecekmiş gibi gelen ancak oldukça kısa süren ve çabucak unutulan anlardır.
bazen çok ufak şeylerin bile yettiği andır..
hayattan zevk almasını bildiğin anlardır.
hayatımda okuldan kaçtığım ilk an.8. sınıfa kadar sabretmiştim.sondan 2. haftada ders programını falan bilmiyordum.babam matematik vardır diye yolladı okula.mat falan yokmuş 3. ders resim.ilk iki dersten sonra iyice sıkıldım.sınıfın penceresi okulın arka tarafına bakıyordu*.arka taraf da kimsenin uğramadığı bir sıra-sandalye mezarlığıydı.emektar çantamı aldım*.yürüyüp camdan aşağıya fırlattım.kimse farketmedi.tenefüse çıkar gibi tıngır mıngır aşağıya indim.arka tarafa geçtim.çantamı alıp duvardan atladım ve yan taraftaki otoparkın çatısından geçip duvar aralığından zıpladığım gibi artık özgürdüm.kalbim deli gibi çarpıyordu çok güzeldi.hiç durmadan koştum ve ramiden g.o.p.'a kadar gittim.
(bkz: esaretin bedeli)
(bkz: monte christo kontu) *

eski:
(bkz: rami atatürk i ö o)
yeni:
(bkz: rami atatürk lisesi)
sevgilinizin kordon boyunda ,güneş batarken başını göğsünüze yaslarken ,birden bire başını kaldırıp yanağınıza küçük bir buse kondurduğu andır.
-evlendiğin gün.
-18 ine bastığın gün.
-ilk orgazm.
-teskere aldığın gün.
bazen bir 'evet' bu durum için yeterlidir.
maçı son saniye basktetiyle kazandığın an.
sevildiginin anlasildigi andir.
6 biradan sonra işemeye başlanan an.
sevgiliyle uyumaktır....
bagirsaklari patlatmak uzere iken kirilan yuz metre rekorunun ardindan klozete oturuldugu andir.
tezatı için (bkz: dunyanin en sanssiz insani miyim denilen anlar)
bir evlada sahip olunan an.
yoğun sınav haftasının bittiği andır, dakikadır, saniyedir.
stoned modda gipsy kings'den hotel california dinlenildiği an.
altinlari bozdurmak kuyumcu ali riza bey'i buldugunuz vakitdir.
14 nisan 2007 aksaray trafik faciası'ndan çocuğunun adını yaralıların adları arasında görmek.
- 17 mayıs 2000' de popescu' nun seaman' ı,
- 25 ağustos 2000' de jardel' in casillas' ı mağlup ettiği;
sonuçta galatasaray' ın türkiye' ye 2 avrupa kupası kazandırdığı anlar.
uzun bir aradan sonra adana nın kozan ilçesine, yani memleketime tatile geldim. gelmeden bir hafta önce halamın eşi vefat etmiş. geldiğim günün akşamı mevlüde gittik. insanlık hali, pek bir muhabbetim olmasada çok üzülüyor insan. neyse...

mevlüd okunuyor. bir baktım babamın tli çalıp durur. babam tli iki metre uzatıp bakıyor tle, kim arıyo diye. -oğlum gel bakam buraya, kim arıyo bak şuna. bakıyorum, serpil diye biri arar durur. babam unutmuş, antalya dan kozan a gelip okuyan bir kız arkadaş varmış, onu garaja bırakacakmış. dedi -oğlum ben unutmuş git yurttan al kızı, garaja bırak. eh ben de bastım gaza direk yurda (sağol babacım). ulan abazanda değilim hani *. neyse vardım yurda. üç tane hatun kapıda durmuş bekiliyor. biri hoş alımlı, biri afet-i devran, biri çikin la çikin işte. neyse -serpil hanım hanginiz? beni babam yolladı da, sanırım garaja bırakacakmışım, ee hanginiz? (ulan iş görüşmesinde bile bu kadar kibar değildim be). neyse alımlı ve güzel olan ben dedi. neyse hatun bindi arabaya, diğer afet-i devran da bindi arabaya, oda bırakmaya geliyor garaja. ulan bu ne bal, normal şartlarda çikin garaja gidecek olur, diğerleride ordan geçen iki hatun. neyse garaja gittik. hatunumuz saate yanlış bakmış, daha iki saat var otobüse. allah ım allah ım noluyo? nerdeyim ben? bu şans, bu bal, gerçek olamaz. neyse oturalım bir yerde, bir şeyler içelim bari. oturduk kafeye, ama burası kozan lan, kozan. nasıl olur lan? ben kozan da iki kızı yanyana sadece kuzenlerimle bir yere oturunca görüyorum. kızlar anlatıyor ben dinlemiyom. içimden, a mı diyim? b mi diyim? oynuyom. hangisi lan? hangisi? bu balla seç olum birini. hadi koçum, hadi... antalya lı ile muhabbet, diğeri ile kesişmeler falan. yok lan, bu rüya olmalı. çapkın arkadaşlar, ne var lan bunda? demeyin, kozan lan burası. insan kozan a geldimi, kebap yer, ayran içer, kahvede kağıt oynar, börek, tatlı falan yani, göt, göbek... anlayın lan halimi... neyse gönderdik antalya lıyı tli almışım buluşacaz sonra... amanın amanın... sonra diğer afet-i devranı yurda bırakacam ama ebesinin a.mını dolaşıyorum yolu uzatmak için. neyse onlada yarın sinemaya gitcez artık... rüya lan bu gün... bitti ama rüya bitmedi... kozan da sinema varmış a.mına koyim bunuda öğrendim bugün...
aslında dünyanın en mutlu insanı olunduğu sanılan anlardır.
her zaman bir yerlerde sizden daha mutlusu mevcuttur.
güldüğümüz her an. hele bir de üzerine kahkahayla gülüyorsak. hele bir de kendimizi tutamayacak şekilde gülüyorsak. hele bir de gülme krizine girmeye ramak kalıp, girmediysek. işte o an en mutlu insanızdır kesin.

bak özendim walla şimdi.
yalnızlığın tadını çıkardığın anlardır bazen bir odada tek başına bir şarap, bir kitap bir de mahler'dir. bazen hiç bir şey yapmamayı becerdiğin anlardır bir evin içinde öylece durmaktır. mutluluk paylaştıkça güzel olur diye bir laf vardı, işte o lafa inanmayıp yalnız kalmayı seçmektir de çoğu zaman.
umutların sonuç bulması, dileklerin geçekleşmesi, hayallerin oluşduğu durumlardır.
aklin gonul icinde eridigi anlardir; yani aska kendini teslim ettigi anlardir.