bugün

Dutyfree ilk olarak 1947 yılında irlanda'nın Shannon, ikinci olarak da Hollanda'nın Amsterdam Schiphol havaalanlarında açıldı.
Bu fikrin ortaya çıkması ise gemi seyahatleri ile başlıyor. Aylar boyunca denizde kalan gemi adamları, askeri görevliler ve yolcuların ihtiyacını karşılamak için ticaret yapılması fikri ortaya çıktığında, açık sularda herhangi bir ülkenin gümrük ya da vergi rejimine tabi olmaksızın ürün satın alabilme ve onları değerlendirebilme imkânı oluşturulmuş. Böylece vergisiz satış mantığı doğmuş. Oralarda önce denizyolları bağlantılarından kaynaklanan ve daha sonra havayolu şirketlerinin terminallerinde açılan dutyfreelerde uçak yolcu ve mürettebatına bu tür ürün satma fikri gelişiyor. Sonra uluslararası turizm trafiği arttıkça dutyfreelerin gelişimi de oldukça hızlı bir süreç izliyor. Bu gelişme ile birlikte koruma rejimi olan birçcok ülkede üretici yeni ürettiği malı bir şekilde değerlendirmek, farklı pazarların beğenisine sunmak için kendisine uygun mekanlar aramaya başlıyor...
Dolayısı ile dutyfreeler biraz da bu yönden gelişiyor. ilk etapta, sigara, parfüm, kozmetik üreticilerinin bir çok ülkeye direk kendileri gidemeden ordaki pazar hakkında yeterli bir fikre sahip olmaları için dutyfree de malların ilk olarak satışa sunulması, satış grafiklerine göre o ülkenin iç pazarının müsait olup olmayacağı, daha sonra belki vergili olarak ithalatı gündeme geliyor. Böylece dutyfreeler belli bir döneme kadar birçok ülke için öncelikli olarak pazar araştırması amaçlı da değerlendirilebilir, ana amaçlarının dışında... Bununla birlikte o ülkede genellikle koruma rejiminden ötürü ithalat yoksa veya çok yüksek vergi bedelleri ile ithalat yapılabiliyorsa, ona rağmen iç piyasada şansı var mı yok mu, bunu bir nevi check-point gibi değerlendiriyor firmalar.
Ülkemiz açısından da durum hemen hemen benzerlik arzediyor. Türkiye'de 1970'li yıllarda iç piyasaya çeşitli ürün ithalatları yoktu, sigara, parfüm gibi... Ama o dönemlerde havaalanlarındaki dutyfreelerde bu ürünler satılıyordu. Yerli müşterilerin bu ürünlere olan talebi üreticilerin zaman içerisinde pazara ilgi göstererek, Türkiye'nin iç piyasası bu ürünlere hazır. Artık içerde de birşeyler yapalım demesine yol açtı ve içerdeki pazar imkânını değerlendirme yoluna gittiler. Bu durum Türkiye'nin Gümrük Birliğini kabul etmesine kadar sürdü. Türkiye'nin Gümrük Birliği'ne girmesinden sonra Avrupa menşeli ürünler için gümrük vergisi ortadan kalktı. Bu ülkelerden yapılan ithalat sırasında sadece katma değer ve bazı fonlar ödeniyor. Dolayısı ile şu anda dutyfree de satılan her ürün hemen hemen iç piyasada var.
ingiliz atı.
dört yaşındaki ingiliz atı. sahibi ebru gündeş'tir.
sahibi ebru gündeş'e yarış kazanarak 46 bin tl kazandıran at. *